Bugüne kadar günümüz insanına ait (homo sapiens) pek çok kafatası bulunmuştur. Ancak 3-4 milyon yıllık bu fosiller Darwinistler tarafından incelendikten sonra imha edilmiştir. Ayrıca bugün yaşamakta olan canlılara ait yüz binlerce ``yaşayan fosil`` halen bazı müzelerin depolarında gizlenmekte, kamuoyuna gösterilmemektedir.
``Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki, üzerinden geçerler de, ona sırtlarını dönüp giderler.`` (Yusuf Suresi, 105)
``Ya, Biz ilk yaratılışta güçsüz mü düştük? Hayır, onlar 'karmaşık bir kuşku' içindedirler.`` (Kaf Suresi, 15)
Şeytan Darwinist Hurafeleri Kullanarak Güya Türk Milleti ile Alay Etmektedir!
Evrimciler yıllardan beri çok sayıda farklı canlıyı delilmiş gibi halkımıza sunmuşlardır. Yayınlandıktan bir süre sonra hasıraltı edilen ve bir daha sözü edilmeyen bu sahte delillerin yerine sürekli olarak yenileri konulmuş ve bu rezalet sürüp gitmiştir.^
Basında, ``Atamız Tarla Faresi``, ``Atamız Mikrop``, ``Atamız Solucan`` tarzında haberler çok fazla çıkmakta, her seferinde başka bir uydurma haberle kamuoyu aldatılmaya çalışılmaktadır. Şeytan, Darwinist hurafeleri kullanarak güya Milletimizle alay etmektedir.
Fosilleri kullanarak spekülasyonlar ve sahte deliller üretmek evrimcilerin klasik yöntemlerindendir.
Evrimciler, soyu tükenmiş maymunlara ait fosilleri bulup her defasında ``insanın yeni keşfedilen atası`` benzeri sloganlarla tanıtmaya yeltelenirler. Delil diye öne sürdükleri fosiler ciddi incelemelere tabi tutulduklarında, bunların evrimle hiçbir ilgilerinin olmadığı hemen anlaşılmaktadır. Bunların hiçbiri ara fosil değildir. Defalarca tekrarlanan bu duruma rağmen evrimciler pişkinliği elden bırakmamaktadır.
Evrimci Pişkinliğinin Son Örnekleri: ``Lucy`nin Kızı`` Ve ``Tiktaalik Roseae`` Fosilleri
Bahsettiğimiz konunun ilk örneği son günlerde gündeme gelen yeni bir fosildir. A. Afarensis`e dahil edilen ve ``Lucy`nin Kızı` adı verilen bu yeni fosilin kolları, bütün goril ve şempanzelerde olduğu gibi bacaklara oranla uzundur. A. Afarensis türü üzerinde uzmanlarca daha önce yapılmış 5 ayrı bilimsel çalışma, bu canlıların insanlar gibi yürüdüğü iddiasını çürütmüştür. Bu fosilin yarı insan yarı maymun özelliği taşıdığı tam bir evrimci uydurmasıdır.
Yeni bulunmuş gibi gösterilen aslında altı sene önce bulunan bu fosil tam bir maymuna aittir. Evrimciler delil yokluğundan darmadağın oldukları için ``nesli tükenmiş bir maymun türü olduğu çoktan belli olan`` bu fosili delilmiş gibi bugünlerde gündeme getirmişlerdir.
Soyu tükenmiş maymun fosillerini bulup, kız çocuğu iskeleti, bayan-bay iskeleti bulundu demek hem gülünç olmakta hem de evrimcilerin zavallı durumunu göstermektedir. Evrimciler yıllardır benzer yöntemlerle evrime taraftar toplamaya ve kamuoyunu aldatmaya çalışmaktadır. Daha önce evrim delili olarak sunulan fosillerin ya soyu tükenmiş maymun türleri ya da günümüz insanına ait olduğu artık anlaşılmıştır. (Zinjanthropus 1970`de, Java Adamı 1939`da, Pekin Adamı 1939`da, Ramapithecus 1981`de,Taung Çocuğu 1954`de, Neandertal Adamı 1978`de...)
Altı sene önce bulunan bir maymun fosilini basının bu şekilde ``yeni bulunmuş gibi`` lanse etmesi manidardır. Bunun gibi soyu tükenmiş maymun türlerine ait pek çok fosil Afrika`da bol miktarda mevcuttur ve sürekli bulunmaktadır. Ancak bu fosillerin hiçbiri ara fosil değildir.
Bulunan tüm fosiller, tam, eksiksiz ve mükemmel canlıların fosilleridir. Bunlardan bir kısmı soyu tükenmiş canlılara bir kısmı da bugün yaşamakta olanlara aittir.
Evrimciler sadece fosiller üzerinde spekülasyonlar ve çarpıtmalar yapmakla kalmamış çok sayıda sahtekarlığa başvurmuşlardır. Bunlardan 1953 yılında sahte olduğu ortaya çıkan Piltdown Adamı ve eldeki fosilin gerçekte bir domuza ait olduğunun ortaya çıkmasıyla 1927`de iptal edilen Nebraska Adamı en bilinen evrimci sahtekarlıklarıdır.
Evrimcilerin pişkinliklerine ikinci örnek ise, -denizden karaya hayali geçişe delil olduğu iddiasıyla- son aylarda gündeme getirilen Tiktaalik Roseae isimli fosildir. Kanada'nın kuzeyindeki Ellesmere Adası`nda bulunan bu fosil evrimin büyük bir delili olarak lanse edilmiştir. Oysa kafa yapısı timsaha benzeyen bu balık fosili, pek çok özelliği bir arada barındıran soyu tükenmiş bir 'mozaik canlı'ya aittir. Bunca gerçeğe rağmen evrimciler, Tiktaalik`i bir ara geçiş canlısı olarak tanıtmakta ve yaptıkları hayali çizimlerle sudan karaya geçiş iddiasına bir delil olduğunu kabul ettirmeye çalışmaktadırlar.
Geçtiğimiz aylarda gündeme gelen ve Kanada`da bulunan Tiktaalik roseae isimli fosil, bugün artık nesli tükenmiş olan bir canlıya aittir.
Tiktaalik roseae`nin ara fosil özelliği taşıdığı ise klasik bir evrimci yalanıdır. Evrimciler, bir gün ara fosil bulacaklarını ümit ederek 100 yılı aşkın bir süredir yerin altını üstüne getirmişler ancak bir tane bile bulamamışlardır. Kendileri de bu gerçeği çok iyi bilmektedirler.
Bugüne kadar yaklaşık 100 milyon fosil bulunmuş, bunların tamamının nesli tükenmiş veya bugün de yaşamakta olan canlılara ait olduğu anlaşılmıştır. Yeryüzünde hiçbir zaman evrim sözkonusu olmadığı için ara canlılar da varolmamıştır. Evrimin geçersiz olduğunu ispat eden yüzlerce fosil halen ülkemizdeki pek çok merkezde halkımızın dikkatine sunulmaktadır.
Tek Bir Protein Bile Tesadüflerle Oluşmaz
Proteinler hem canlı hücrelerinin yapıtaşlarını oluşturan hem de hücre içinde çok çeşitli görevler üstlenen kompleks moleküllerdir.
- Tek bir proteinin oluşması için DNA gerekir
- Protein olmadan DNA oluşamaz
- DNA olmadan protein oluşamaz
- Protein olmadan protein oluşamaz
- Tek bir proteinin oluşması için 60 ayrı protein gerekir
- Bu proteinlerin bir tanesi bile eksik olsa protein var olamaz
- Ribozom olmadan protein oluşmaz
- RNA olmadan da protein oluşmaz
- ATP olmadan protein oluşmaz
- ATP’yi üretecek mitokondri olmadan da protein oluşmaz.
- Hücre çekirdeği olmadan protein oluşmaz
- Sitoplazma olmadan da protein oluşmaz
- Hücredeki organellerden bir tanesi eksik olsa protein oluşamaz
- Hücredeki bütün organellerin var olması ve çalışması için de proteinler gereklidir
- Bu organeller olmadan da hiçbir şekilde protein olmaz.
Bu sistem, bir arada çalışmak zorunda olan iç içe bir sistemdir. Biri olmadan diğeri olamaz. Tek bir parçası var olsa bile, sistemin diğer parçaları olmadan bu parça hiçbir işe yaramaz.
Kısacası,
BİR PROTEİNİN VAR OLMASI İÇİN HÜCRENİN TAMAMI GEREKİR.Hücre, bugün incelediğimiz ve çok az bir kısmını anlayabildiğimiz mükemmel kompleks yapısı ile var olmadığı sürece, TEK BİR TANE BİLE PROTEİN MEYDANA GELEMEZ.
Kuran Evrim Teorisini Yalanlar: ``Melekler, Cinler ve İnsanlar Evrim İle Yaratılmamıştır``
Allah`ın huzurunda kıyam eden Cebrail (as), İsrafil (as), Azrail (as) gibi melekler ve ateşten yaratıldıkları bildirilen cinler nasıl evrim ile yaratılmadıysa insanlar da evrim ile yaratılmamıştır.
Allah hiçbir sebebe gerek duymaksızın yoktan var edendir. Cinleri ve melekleri nasıl farklı şekillerde ve yoktan var ettiyse, insanı da evrime gerek olmadan, ayrı bir varlık olarak yoktan var etmiştir. Aynı durum hayvanlar ve bitkiler gibi diğer canlılar için de geçerlidir. Allah bu canlıların hiçbirini evrimleştirmeden, yani türleri başka türlere dönüştürmeden bir anda yoktan var etmiştir.
Kuran`da başka yaratılış örnekleri de verilmiştir. Örneğin, Hz. İsa`nın çamurdan kuş biçiminde yaptığı şey Allah`ın izniyle canlı bir kuşa dönüşmüştür:
... (İsa) "Gerçek şu, ben size Rabbinizden bir ayetle geldim. Ben size çamurdan kuş biçiminde bir şey oluşturur, içine üfürürüm, o da hemencecik Allah'ın izniyle kuş oluverir... (Al-i İmran Suresi, 49)
Aynı şekilde Hz. Musa`nın asası canlı bir yılana dönüşmüştür:
(Musa) Dedi ki: "O, benim asamdır; ona dayanmakta, onunla davarlarım için ağaçlardan yaprak düşürmekteyim, onda benim için daha başka yararlar da var." (Allah) Dedi ki: "Onu at, ey Musa." Böylece, onu attı; (bir de ne görsün) o hemen hızla koşan (kocaman) bir yılan (oluvermiş). (Taha Suresi, 18-20)
Ayetlerden anlaşılacağı gibi, Musa`nın tahtadan asası evrimleşerek yılana dönüşmemiş, Hz. İsa`nın çamurdan yaptığı kuş evrimleşerek canlı kuşa dönüşmemiştir. Burada evrim değil yaratılma vardır. İşte insan da böyle yaratılmıştır. Bunlar, evrimi gerçek sanan Müslümanların göz ardı ettikleri önemli Kurani gerçeklerdir.
Allah`ın yaratması, "ol" emrini vermesinden ibarettir:
Onu istediğimizde herhangi bir şey için sözümüz, ona yalnızca "ol" demekten ibarettir; o da hemen oluverir. (Nahl Suresi, 40)
Yüce Allah, insanları ölümlerinden sonra, ahiret hayatlarına uygun olarak yeniden ve farklı bir biçimde yaratacağını bildirmiştir. İnsanlar dünyada evrim olmadan yaratıldıkları gibi, ahiret hayatları için de herhangi bir evrim süreci yaşanmadan, Allah'ın emriyle, bir anda diriltileceklerdir.
Yüce Rabbimiz, insanlar gibi, cennet ve cehennemdeki varlıkları da evrim ile yaratmamıştır. Ayetlerde bildirilen cehennem bekçileri zebaniler ve cennetteki huriler de Yüce Rabbimiz'in hiçbir sebep olmaksızın yoktan var ettiği varlıklardır.
Evrimciler, kendi akıllarınca Prof. Süleyman Ateş gibi bir çok İslam alimini güya evrim teorisini desteklemek için kullanmaya çalışmaktadırlar.
1400 Akademisyenin Bakanlığa Gönderdiği Dilekçe
Ders kitaplarında ``evrim teorisinin iddialarını çürüten bulguların yer alması gerektiği`` görüşüne yer verilen bir dilekçe 1400 bilim adamının imzasıyla 28 Haziran 2006'da Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı'na sunulmuştur.
Harun Yahya`nın "Yaratılış Gerçeği"ni Gözler Önüne Seren Son Eseri: 7 Cilt ve 5600 Sayfadan Oluşan Dev Boyutlu Ansiklopedinin Birinci Cildi Çıktı!
Evrim Teorisini yalanlayan yüzlerce fosile yer verilen 764 sayfalık bu dev boyutlu kitapta, teorinin çöküşü hakkında en doyurucu bilgileri bulabilirsiniz.
Eser, kapağındaki orijinal hologram görüntülerle, parlak kuşe kağıdıyla, toplam 1500`ü aşkın renkli resim, fotoğraf ve belgeyle benzersiz bir görünüme sahip.
Ayrıca ``Evrimin Fosillere Yenilişi`` isimli VCD belgesel bu dev eser ile birlikte...
Bu eser piyasaya çıktığından bugüne tam bir bomba etkisi yapmış, evrimcileri adeta insan içine çıkamaz hale getirmiştir. Bu kitap Evrim Teorisinin kaçınılmaz çöküşünü belgeleyen kesin bir kanıt olarak evrimcilerin adeta kabusu olmuştur.
Harun Yahya`nın ``Yaratılış Atlası`` isimli yeni kitabı, baskı tekniği, geniş içeriği ve 28x38 cm.lik dev ebadı ile dünyada tek.
Harun Yahya'nın Eserleri, Batılı Bilim Dergileri Ve Gazetelerce Evrim Teorisine En Güçlü Cevap Olarak Tanıtılmaktadır
Yerli evrimciler anlamazlıktan gelseler de, Harun Yahya`nın eserleri, dünya çapında etki meydana getirmiş, Darwinizm`in bozgunu ve mağlubiyetinin ızdırabı dalga dalga yayılmıştır. Darwinizm`in nasıl bir felakete uğradığı bugün dünyanın diğer ucundaki insanlar tarafından bile anlaşılmıştır. Önemli yayın organlarında bu konunun sebebi olarak Türkiye işaret edilirken bir kısmında direkt olarak Harun Yahya ismi verilmektedir.
Örneğin, Amerikan Bilim Eğitimi Ulusal Merkezi (National Center for Science Education) tarafından yayınlanan Reports Dergisi, Kasım-Aralık 1999 tarihli sayısının kapağını, Harun Yahya`nın ``Evrim Aldatmacası`` kitabının resmine ve derginin 30 sayfasını Harun Yahya`nın evrim teorisini çökerten ve yaratılışı ortaya koyan çalışmalarına ayırmıştır.
22 Nisan 2000 tarihli New Scientist dergisi ise, "Burning Darwin" başlıklı bir makalede, dünyada evrim teorisine karşı yürütülen entelektüel kampanyada yazar Harun Yahya'nın eserlerinin önemli bir yeri olduğunu vurgulamış ve "Harun Yahya uluslararası bir kahraman. Kitapları İslam Dünyası`nın her yanına yayılmış durumda." görüşüne yer vermiştir.
Ünlü bilim dergisi Science'ın, 18 Mayıs 2001 tarihli ve "Yaratılışçılık Asya ve Avrupa'nın Birleştiği Yerde Kök Salıyor" (Creationism Takes Root Where Europe, Asia Meet) başlıklı bir makalesinde ise; Harun Yahya'nın kitaplarının pek çok yerde ders kitaplarından bile daha etkili olduğu belirtilmiştir.
Amerika`dan yayın yapan www.pitch.com adlı internet sitesindeki bir haberde, ``bu kitaplar oldukça iyi kalite kağıda basılmış, renkli resimlerle dolu ve her yerdeler... Batı Dünyası`nda bulabileceğiniz her türlü bilimsel yayınla rekabet ediyorlar.`` görüşüne yer verilmiştir. Aynı haberde görüşüne yer verilen ünlü evrimci Profesör Ümit Sayın ise, ``artık Yaratılışçılara karşı bir savaş yok. Savaşı onlar kazandılar, 1998`de Türkiye Bilimler Akademisi`nden altı profesörü yaratılışçılara karşı konuşmaları için motive etmiştim. Artık, bugün bir kişiyi bile motive etmek imkansız`` açıklamasını yapmıştır. Haberin devamında ise; Türkiye`den, evrim teorisini savunanların neredeyse tamamen yenilgiye uğradığı bir ülke olarak bahsedilmiştir.
3 Temmuz 2006 tarihli ünlü İngiliz gazetesi The Guardian'da ise Harun Yahya'nın eserlerinin öneminden bahsedilmiştir. Haberde şu ifadelere yer verilmiştir: "Son yıllarda direk yaratılışı ve türlerin değişmezliğini savunan oldukça kaliteli literatürler ve DVD'ler İngiltere ve Avrupa`daki birçok Müslüman toplulukta oldukça popüler hale geldi. Her yere yayılan materyaller büyük ölçüde Türkiye`den Harun Yahya adı altında oldukça üretken eserler yazan Türk filozofu Adnan Oktar`a ait. Harun Yahya`nın kitapları, websiteleri ve DVD'lerinin hepsi özellikle etkileyici bir şekilde tasarlanmış ve profesyonelce sunulmuş... Yedi yıl kadar önce ilk kez bir Harun Yahya eseriyle karşılaşmıştım: Evrim Aldatmacası. Eğitimsiz gözlerime çok aydınlatıcı gelmişti. Renkli illüstrasyonlarla dolu, açık ve net bir düzyazı olarak konuşma üslubunda yazılmış, bir sürü alıntılar ve seçkin bilim adamlarının yazılarına göndermelerle doluydu. Darwin`in doğal seleksiyon yoluyla evrim teorisinin tüm dünya çapında Allah`a inancı baltalamaya çalışan materyalistler tarafından işlenen bir sahtekarlık olarak ifşa edildiğini gözler önüne seriyor gibiydi. Tarafsız bir şekilde incelendiğinde, fosil kayıtlarında var olan deliller sürekli olarak canlıların bir bütün olarak, eksiksiz yaratıldığını gösteriyordu. Aşamalı olarak kendilerinden sonra gelen türlere evrimleşen türlere dair hiçbir kanıt yoktu."
Dünyaca ünlü bilim dergisi Scientific American`ın Belçika baskısının Haziran 2006 tarihli sayısında ise şu tesbite yer verilmiştir: ``Yaratılış üzerinde düşünüldüğünde bütün dikkatler Amerika Birleşik Devletleri`ne çevrilir. Ancak evrime karşı olan bilimsel manadaki en geniş çaplı saldırı tam ters yönden gelmekte; İstanbul`dan. Harun Yahya tüm dünyadaki Müslümanlar aracılığıyla evrim teorisinin kafasını ezmek istiyor.``
Adnan Oktar`ın, Harun Yahya müstear ismiyle kaleme aldığı eserlerin sayısı yaklaşık 250`dir. Bu kitaplar 46.000 sayfa ve 31.500 resimden oluşmaktadır. Bu kitapların 7.000 sayfa ve 6.000 resimlik bölümü Evrim Teorisinin çöküşünü konu almaktadır.
Adnan Oktar'ın, Harun Yahya müstear ismi ile kaleme aldığı kitapları ve bunlardan yararlanılarak hazırlanan belgeselleri, www.harunyahya.org, www.harunyahya.net ve www.harunyahya.com adreslerinden ücretsiz olarak okuyabilir veya Global Yayıncılık'ın 0212 444 444 1 no`lu telefonundan temin edebilirsiniz.
----------
Bu tam sayfa ilan
26 Eylül 2006 tarihinde Önce Vatan
27 Eylül 2006 tarihinde Yeni Şafak
28 Eylül 2006 tarihinde Türkiye
29 Eylül 2006 tarihinde Vakit
30 Eylül 2006 tarihinde Star
1 Ekim 2006 tarihinde Milli Gazete
7 Mayıs 2007 tarihinde Yeni Şafak
8 Mayıs 2007 tarihinde Türkiye
9 Mayıs 2007 tarihinde Önce Vatan
gazetelerinde yayınlanmıştır.