Büyük bir aldatmaca olan Darwinizm’i yıllardır tek yanlı olarak okullarda, üniversitelerde, konferanslarda, televizyonlarda, gazetelerde konuşuyor, anlatıyorsunuz. Anti-Darwinist düşüncedeki kimseye tahammül edemiyorsunuz. Yıllardır karşınıza anti-Darwinist görüşte olan kimseyi çıkartmadınız, onları konuşturmadınız. Konferanslarınıza katılan anti-Darwinistleri hemen dışarı çıkartmaya yeltendiniz. Paniğinizin sebebi hep aynıydı: Evrim teorisinin çöküşünün ispatlanacağından ve gerçek bilimsel delillere karşı yenileceğinizden korktunuz.
Anti-Darwinistler ilk defa televizyona çıkıp, bilimsel gerçekleri açık bir şekilde ifade edince bir anda paniğiniz daha da arttı. Hemen demokrasiden bahsetmeye başladınız. Yıllardan beri okullarda üniversitelerde tek yanlı eğitim yaparken suskundunuz, fakat karşı düşünceden birisi olunca aniden demokrasi aklınıza geliverdi. Üstelik sizler bu programa davet de edildiniz. Fakat gelmek istemediniz. Bunun sebebi açık; siz karşı görüşün olmadığı yerde konuşmak istiyorsunuz. Gerçek bilimsel delillerin olmadığı yerde tek yanlı Darwinist propaganda yapmak istiyorsunuz. Çünkü Darwinist ideolojinin yalnızca propaganda ile ayakta tutulabileceğini biliyorsunuz.
Temsil ettiğiniz şey, Darwinist despotluğun bir tezahürüdür. Santimine kadar insanların kravat iğnelerinin durduğu yere karışmak, “şöyle konuş böyle konuşma” diye talimatlar yağdırmak; “çok açık deme”, “çok net de deme” diyerek emirler, yasaklar buyurmak; bir tartışma programına kimin çıkacağına kimin çıkmayacağına karar vermek, açık bir Darwinist dikta kafasıdır. Bu yöntemi kullanarak insanları sindiremezsiniz, sürekli olarak etrafa yasaklar emirler yağdırarak kendinizce çirkin bir dikta ruhunu yaşatamazsınız. Artık bu dikta ruhunu bırakmanın zamanı gelmiştir. Milletimizi kandırmaya, yanlış yönlendirmeye kalkışmayın. MİLLETİMİZ BUNLARA İNANMAZ. Darwinizm’i yıkan delilleri açıkça görmüş olan öngörülü MİLLETİMİZİ DARWİNİZM ALDATMACASINA İNANDIRMANIZ ARTIK MÜMKÜN DEĞİLDİR.
Sizi fikren derhal ezebilecek kişileri çok iyi biliyorsunuz. Eğer samimi ve dürüstseniz, onları da katılacağınız programa çağırabiliyorsanız çağırın. Herkesin gözü önünde bir tartışma olsun. Ama fikren kesin yenileceğinizi düşünüyorsanız, tabi o zaman çağırmanıza gerek yok.
Tek Bir Tane Bile Ara Fosil Yoktur
Darwinistlerin Ara Form Olduğunu İddia Ettikleri Fosillerin Tümü Mükemmel Canlılara Aittir
Eğer evrim gerçek olsaydı, yeryüzünün sayılmayacak çok tabakasında, milyarlarca ara fosil bulunması gerekirdi. Fakat Darwin’in açıkça itiraf ettiği gibi, TEK BİR TANE BİLE ARA FOSİL BULUNMAMIŞTIR: Eğer gerçekten türler öbür türlerden yavaş gelişmelerle türemişse, NEDEN SAYISIZ ARA GEÇİŞ FORMUNA RASTLAMIYORUZ? Neden bütün doğa bir KARMAŞA HALİNDE DEĞİL DE, TAM OLARAK TANIMLANMIŞ VE YERLİ YERİNDE? Sayısız ara geçiş formu olmalı, fakat niçin yeryüzünün sayılamayacak kadar çok katmanında GÖMÜLÜ OLARAK BULAMIYORUZ?... Niçin her jeolojik yapı ve her tabaka BÖYLE BAĞLANTILARLA DOLU DEĞİL? Jeoloji iyi derecelendirilmiş bir süreç ortaya çıkarmamaktadır ve belki de BU BENİM TEORİME KARŞI İLERİ SÜRÜLECEK EN BÜYÜK İTİRAZ OLACAKTIR. (Charles Darwin, The Origin of Species, s. 172, 280)
Bu çaresizlik nedeniyle Darwinistler, üzerinde spekülasyon yapabilecekleri birkaç fosili almış ve bunları ara fosil ilan etmişlerdir. Ve bu birkaç fosil, on yıllardır bütün Darwinist yayınlarda, Darwinist kitaplarda, Darwinist konferanslarda evrimin en önemli delili olarak sunulmaktadır. Oysa bu canlılar, eksiksiz ve oldukça kompleks fizyolojik ve anatomik yapılara sahip mükemmel birer canlıdırlar. Ara fosil iddiası, yalnızca Darwinist aldatmacayı örtbas edebilmek için gündeme getirilmektedir: Coelacanth
Bu listede ilk olarak Coelacanth’ı dile getirmekte fayda vardır. Çünkü Coelacanth, aşağıda saydığımız ara fosil iddialarının nasıl aldatmacaya dayandığını anlamak için çok yerinde bir örnektir.
Coelacanth, yıllar boyunca Darwinistlerin en ünlü sudan karaya geçiş ara formu olarak hemen her Darwinist yayında yerini alıyordu. Ta ki, CANLISI GÜNÜMÜZ DENİZLERİNDE BULUNANA KADAR! Darwinistleri en büyük sükutu hayale uğratan şey bu olmuştu. 200’den fazla kez yakalanan Coelacanth, 410 milyon yıl önce nasılsa öyleydi.
Darwinistlerin sudan çıkmaya hazırlandığını ve bu yüzden de sığ sularda yaşadığını iddia ettiği bu balık, 180 m derinliğin üzerine hemen hiç çıkmayan, çıktığı zaman da çok kısa bir süre yaşayabilen BİR DİP BALIĞIDIR. Darwinistlerin yıllar boyunca yürümek üzere değişim geçiren ayaklar dedikleri bölgeler canlının mükemmel yüzgeçleridir. Fosilleşmiş bir yağ kesesi ise, Darwinist spekülasyon yöntemleriyle yıllarca insanlara “ilkel bir akciğer” olarak tanıtılmıştır. Şu an Coelacanth’ın canlı örneği bulunmamış olsaydı, muhtemelen sudan karaya geçişin en büyük temsilcisi gibi tanıtılmaya devam edecek ve TARTIŞMASIZ EN İYİ ARA FORMMUŞ GİBİ üzerinde binlerce spekülasyon yapılacaktı. Tıpkı aşağıdaki ara form adıyla tanıtılan mükemmel canlılarda olduğu gibi.
Archaeopteryx
Ağzındaki dişler, kanatlarındaki pençeler ve uzun kuyruğu nedeniyle Darwinistler tarafından halen spekülasyon malzemesi olarak kullanılan Archaeopteryx de aynı aldatmacanın ürünüdür. Arcaeopteryx’in Darwinistler tarafından sahte bir ara form olarak efsaneye dönüştürülmesinden bir süre sonra fosil kemikleri detaylı incelenmiş ve bu canlının sürüngenden kuşa hayali geçişi gösteren “ilkel bir kuş” olmadığı, aksine iskelet ve tüy yapısının uçmaya son derece elverişli olduğu, sürüngenlere benzetilen özelliklerin tarihte yaşamış ve hatta günümüzde yaşayan diğer bazı kuşlarda da bulunduğu ortaya çıkmıştır. Celal Şengör’ün durmaksızın örnek verdiği, Darwinizm yanlısı Science dergisi, bu gerçeği açıkça dile getirmiştir:
Archaeopteryx muhtemelen ilk kuşlarla ilgili olarak tüylerin ve uçuşun en eski kökeni ile ilgili pek bir şey söyleyemez, çünkü Archaeopteryx, modern anlamda, bir kuştur.
Tiktaalik Roseae
Darwinistlerin en önemli spekülasyon malzemesi genellikle mozaik canlılardır. Çünkü mozaik canlılar birden fazla türün özelliklerini üzerilerinde barındırırlar. Bu da son derece normaldir, çünkü canlı türleri ve filumlar, insanların canlıları sınıflandırıp incelemesi için oluşturulmuş ayırımlardır. Bir canlının, biyolojik olarak sınırlarını ifade etmezler. Dolayısıyla, elbette insanlar tarafından sadece gruplama maksadıyla oluşturulmuş bu isimlere tam anlamıyla sığmayan canlılar olacaktır, geçmişte de varolmuşlardır. Günümüzde yaşayan platypus üç farklı türün özelliğini barındıran mükemmel bir canlıdır ve bu konuya en iyi örnektir. (Platypus kürklü olması ve yavrularını emzirebilmesiyle memeli sınıfına dahildir, fakat bunun yanında kuş gagasına ve sürüngen zehirine de sahiptir).
Tiktaalik Roseae da, yüzgeç, pul gibi balık benzeri özellikler taşımasının yanı sıra, kafatası, boğaz, kaburga, kol, bacak gibi bölümlerinin de dört ayaklı hayvanlara yakın özellikler göstermesi itibariyle bir mozaik canlıdır. Bunun dışında canlının, söz konusu uzuvlarının ilkelden gelişmişe evrimleştiğini kanıtlayacak TEK BİR ARA FORM ÖZELLİĞİ MEVCUT DEĞİLDİR. Evrimcilerin, iddialarını desteklemek için bulmaları gereken canlılar "ara formlardır", mozaik canlılar değildir.
İda
Son dönemlerde Darwinistlerin deyimiyle adeta bir maskaralık olarak tüm kamuoyunda yer alan Ida rezaleti, Darwinistler açısından utanç verici bir iddiadır. % 95’i korunmuş olan fosilin bir lemur türü olduğu açıkken yapılan bu yaygara, Darwinist aldatmacanın boyutlarını göstermesi açısından önemli bir örnektir. Söz konusu lemur, tükenen 19 lemur türünden birine aittir. Diğer lemurlardan farklı olarak gösterilen canlının iki özelliği ise, tüm diğer primat türlerinde bulunan türe has özelliklerdir. Ida’nın “insanın hayali evriminde” kayıp halka olduğu yönündeki iddialar, bugün Darwİnİst çevreler tarafIndan bİle kabul edilmemektedir, dünya çapında tanınmış Darwinist dergiler bile bu iddiayı oldukça sert bir dille eleştirmektedirler. Ida’nın bu listede yer almasının tek sebebi, Darwinistlerin insanları aldatabilmek için sınırları nasıl aştıklarını gösterebilmek içindir.
Evrimcilerin arageçiş formu olarak tanıtmaya çalıştığı Lucy, at serisi, Pikaia ve Therapsidler de tüm parçalarıyla mükemmel canlılardır. Darwinistlerin, tüm bunlar gibi iddia ettikleri diğer sahte ara formların geçersizliği çok detaylı deliller ve bilgilerle çürütülmüştür. (Detaylı bilgi için bkz. www.harunyahya.org, www.netcevap.org) Ara fosil iddiasıyla yıllarca okul kitaplarında yer alan pek çok fosilin de el yapımı sahte ürünler olduğu anlaşılmıştır. Ara formların olmayışı karşısında böylesine büyük bir yenilgi yaşayan Darwinistler, Yaratılış gerçeğini ispat eden 250 milyon fosil karşısında ÇARESİZDİRLER VE KESİN OLARAK YENİLMİŞLERDİR.