İnsan, fiziksel dünyada üç boyutlu mekan içinde ve zamana bağlı olarak hareket etmektedir. Bu bakımdan insanın tabi olduğu boyut, mekan ve zaman birlikte düşünüldüğünde dörttür. Bu dört boyut, bizim duyu organlarımız vasıtasıyla algıladığımız fiziksel dünyanın hissettirdiği boyutlardır. Elbette ki insanoğlunun sadece dört boyutu hissetmesi mutlak manada sadece dört boyutun var olduğu sonucunu doğurmaz. İşte materyalistlerin düştüğü yanılgı da burada gizlidir. Onlar sadece hissedilen boyutların varlığına inanmakta ve fiziksel dünyadan başka bir boyutun var olmadığını iddia etmekteler. Oysa sınırlı sayıda duyu organına sahip olup, bu duyu organlarıyla sınırlı aralıkları hisseden insanın, “sadece fiziksel olarak hissettiklerim vardır, gerisi yoktur” demesi çok büyük bir yanılgıdır. Kulağı duymayan, gözü görmeyen bir insan, sesin veya görüntünün varlığını ne kadar reddederse reddetsin ses ve görüntü vardır. Kulağı ve gözü sağlıklı olan insanlar bunları algılamaktadır. Bu durumda bizim, fiziksel olarak algıladığımız alanın dışındaki boyutları ifade eden ve “metafizik” olarak adlandırdığımız fizik ötesi boyutlar da, en az hissettiğimiz boyutlar kadar gerçektir. Bu gerçeği akıl yoluyla tespit etmek hiç de güç değildir. Gözlemleyebildiğimiz alanın dışında olduğu için, bu boyutların mahiyeti konusunda İlahi bir bilgi olmaksızın doğru tespiti yapmak olanaksızdır.