Darwinistler bu çocuksu inatlarından vazgeçsinler. Memlekete zarar veriyorlar. Çünkü PKK’nın görüşü de Darwinist-materyalist.
PKK BU İŞTEN VAZGEÇMEYECEK. BİZ DE VATANI KORUMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ. AMA BUNUN SONUCU İTTİHAD-I İSLAM’DIR. Çünkü öyle bir açmaz ki bu, ya İttihad-ı İslam, ya PKK gibi oldu. Ya Türk İslam Birliği, ya PKK gibi oldu. Milletimiz PKK’yı kabul etmeyeceğine göre tek çözüm Türk İslam Birliği. Allah bizi o noktaya doğru çekiyor.
Türk İslam Birliği için herkes samimi hem dua etsin hem gayret etsin hem birbirlerini teşvik etsinler yurtiçinde, yurtdışında. Dilekçeler versinler, yazılar yazsınlar. O duadır, dua mahiyetinde olur.
Türkiye’yi küçülttüler. Çok küçük bir toprak parçası bize bıraktılar. Üç kıtadaydık, küçük toprak parçasındayız. Yeniden Türkiye’nin eski ihtişamına kavuşması lazım.
İTTİHAD-I İSLAM’I SAĞLAMAK İÇİN İLK BAŞTA MÜSLÜMANLARIN KENDİ ARASINDA BİRBİRİNİ SEVMESİ LAZIM. Yani bir araya gelmeleri, cemaatlerin birbirini kucaklamaları, sevmeleri, birbirleriyle arkadaş olmaları, tartışma konularını bir kenara bırakmaları gerekiyor.
Küfrü yeterli görmüyor münafık. Yani onları ahlaksızlığını, onların vicdansızlığını yeterli görmez münafık. Ancak kendi aralarında onlar daha rahat eder. Nasıl şeytanlar cinlerle rahat edemiyorlar, cinler de şeytanların yanında rahat edemez.
Ne kadar münafık çok olursa, ne kadar organize olursa sevabı o kadar çok olur.
Münafığın faydası, Müslüman’ı uyanık tutar, aktif hale getirir, canlı hale getirir ve sevabını çok artırır. Mesela bir sevap alacaksa milyon sevap alır. Münafık olmadığında sevabının derecesi düşer.
Allah münafığa belirli derecede eylem hakkı vermiştir. Münafık da kendini sonsuz özgür zanneder. Halbuki değildir, sınırlıdır. Ne kadar yapacağı, ne hareket edeceği bellidir. Nerede Allah’ın onu ezeceği de belidir.
Kafesteki maymun gibidir münafık, debelenir, çırpınır, taklalar atar, bir şeyler yapığını zanneder, kafasını sadece kafese vurur, başka bir şey olmaz.
Münafığın Müslüman’a bir şey yapamaması çok canını yakar. Yani böyle KOŞMAK İSTEYİP DE KOŞAMAYAN İNSAN GİBİDİR MÜNAFIK.
Hayatın kısalığını, maddenin hakikatini bilmez münafık. Ölümü sürekli unutmaya çalışır. Yaşlanır. Ama daha hala yaşayacağını, çok uzun yaşayacağını zanneder. Ta ki sırtı ve yüzü dövülerek melekler tarafından canı alınıncaya kadar.
Münafık kendince mutlu görünmeye çalışır. Oysa MÜNAFIĞIN İÇİ YANAR, ÇOK IZDIRAPLIDIR MÜNAFIK, çok huzursuzdur, sahte neşesi vardır.
Münafıkta düz, kararlı bir küfür karakteri vardır, ahlaksız karakter vardır. Onun fıtratı sadece Müslümanlara zarar vermeye yöneliktir.
Münafıklar da bir kavim. Mesela cinler bir arada duruyor, şeytanlar bir arada duruyor, münafıklar bir arada duruyor.
Münafığın bilmediği bir şey vardır; Allah’ın gücünü bilmez münafık.
Biz kardeşlerimizin bizden alınıp zorla komünist yapılmasına izin vermeyiz. Vatan topraklarını böldürtmeyiz. Bunu unutacaklar.
Yobazlar, deccali Mehdi (as) zannediyorlar, Mehdi (as)’ı da deccal zannediyorlar. Deccal kan döker. Deccal şiddet kullanır. Deccal merhametsizdir. Deccal yobazlığı ister. Deccal hurafeyi ister. Mehdiyet ise asrı-saadeti ister, sevgiyi, merhameti, şefkati ister. Damla kan akıtılmasına müsade etmez.
Allah’ın gücünü anlayamıyor münafıklar. İslam hakikaten hakim olmayacak zannediyorlar. Mehdi (as) hakikaten çıkmayacak, İsa (as) hakikaten inmeyecek zannediyorlar. Onun için bir şımarma içindeler. Oysa mutlaka mağlup olacaklar.
MÜNAFIĞIN PİS BİR ELEKTRİĞİ VARDIR. Yaptığı oyunları, sahtekarlıkları anlamak kolaydır.
Yobaz, etraftakilerin tümü yobaz olunca o çıkar sisteminin içinde çıkarının kopmaması için kendini o da hurafeci yobaz olarak göstertir kendisini, aslında inanmaz.