Biz İslam’ın hayatın ta kendisi olduğunu gösterdik. Dans, gülme, neşe, para, zenginlik güzel olan her şey Müslümanlar içindir.
İslam’ın itibarlı, aydınlık, gerçek yüzüyüz. Güzellik, modernlik, zenginlik, neşe, eğlence asla Müslümanların olamaz diyorlardı. Bu yanlış inancı tamamen yıktık. Hepsi Müslümanların hakkıdır.
İslam adına müslümanları gettolara kapatan, kendi içinde çürüyen bir sistem oluşturmuşlardı. Biz İslam’ın hayatın kendisi olduğunu gösterdik. Dev ve acımasız bir oyunu, Müslümanları kilitleyen, çok küçük dar bir alana, gettolara hapseden oyunu yerle bir ettik. “Müslümanlar her yerde” dedik. “İman her yerde, Allah her yerde” dedik.
Parçalanma demek, düşmanlık demektir. Sevginin bitmesi demektir. Birleşme demek sevgi demektir. Allah bir olmayı, birleşmeyi sever.
Münafıkta, münafıklığa hizmette delice bir enerji vardır. Ama İslam’a hizmette çok tembeldir. En ufak bir katkıda acayip ıstırap çeker. Göz boyamak için yaparken bile çok canı yanar. Bir gram bile İslam’a Müslümanlara fayda vermek istemez.
Münafık münafığı çok rahat bulabilir. Ama “kendi aralarındaki çatışmaları şiddetlidir” diyor Cenab-ı Allah. Münafıklar kendi aralarında köpek gibi kapışırlar.
Münafıklar Müslümanlardan ayrıldığında hemen bir araya gelir, klan halinde yaşarlar. Münafık küfür ile yapamıyor, sıradan insanlarla yapamıyor veyahut gelenekçi Müslümanlarla da yapamıyor; ancak kendi aralarında yaşayabiliyorlar.
Münafıkların zincirleme birbirlerini bulma güçleri vardır. O büyük bir mucizedir. Yani münafıklar klan halinde yaşarlar, birbirlerinden ayrılmazlar.
Derin devletler şeytan gibi adamları bulmada uzmandır. Münafık bulma uzmanıdırlar.
Münafıkları dünya çapında organize eden İngiliz derin devletidir. Çünkü münafığın müthiş bir şeytani zekası oluyor. Bunlar da münafığı elleriyle koymuş gibi seçip buluyorlar ve onları her türlü istihbaratta, her türlü fitnede Müslümanların aleyhine kullanıyorlar.
Komünizm berbat bir sistemdir. Allahsız, Kitapsız, maneviyatsız, ruhsuz, çok çirkin ve acımasız bir sistemdir. Stalinist, terörist, komünist anlayış, cinayetin, kanın, ıstırabın, acının, zevksizliğin, pisliğin, rezilliğin, sapıklığın oluk gibi aktığı bir sistemdir.
Dünyayı artık akıl yönetecek. Akılsızların yönetmesi duracak. Akılsızlardan oluşan İngiliz derin devletinin felaketi gidecek, akıllılardan oluşan Mehdiyet’in gönül bağlıları gelecek.
Alevi demek Hz. Ali (ra)’ı seven gönül dostları demektir. Alevi demek sevgi insanı demektir. İnsanları, hayvanları, bitkileri seven yüce insan demektir. Alevi-Sünni tabii ki kardeştir. Aleviler candır.
Sezdirmeden küfrü ezmek, sezdirmeden Müslüman’ı desteklemek çok zordur. Bu da muazzam bir sanattır, Allah’ın gizli sanatlarındandır. Bilinmeyen bir sanattır. İyi düşünülürse müthiş bir olaydır.
Allah hiç sezdirmeden ezer, sezdirmeden de sevip-destekler. Kuran’da onu çok vurguluyor. “Müminlere hiç ummadıkları yerden rızık veririm, onları desteklerim” diyor. Küfür için de, “Hiç ummadıkları yerden ezerim” diyor.
Allah yanlılarını Allah sezdirmeden korur. Allah düşmanlarını da Allah sezdirmeden ezer. O sezdirmeme müthiş bir sanattır. O sezdirmemeden dolayı imtihanın sistemi oturuyor.
İnsanlarda akıl eksik olup zeka çok olabiliyor. Kültür bilgi çok oluyor, çevresi, imkanları geniş oluyor. Ama Allah’ı anlama ve Allah’a saygı duyma, Allah’ı sevme gücü yüksek vicdanlılarda olabiliyor.
Münafığın özelliğidir etrafındakileri kötüler, kendini yüceltir. Herkesi kötüleme özelliği vardır.
Münafık yarı deli gibidir yani aklı gitmiş bir mahluktur. Nefsine teslim olmuş bir hayvan gibidir. Patavatsız, münasebetsiz, dangalaktır. Ama kendini çok zeki, akıllı zanneder.
Münafık hep vicdan adına, dürüstlük adına çıkar. Sorduğunda işte “Ben içi dışı bir adamım, içimden geçeni söylüyorum.” Halbuki ahlaksızlık yapıyor. Nezaket denen bir şey vardır, münafık odun gibidir.
Münafık çok patavatsız olur. Nezaket bilmez, adap edep bilmez, küttür. İlgili Kuran ayetlerine dikkat ederseniz akıllarına gelen ilk şeyi söylüyorlar. Şeytanın ilk fısıltısını söyler münafık.