Yörünge-1 Evrendeki Denge ve Hız

14994

YÖRÜNGE BELGESEL DİZİSİ - EVRENDEKİ DENGE VE HIZ

 

Gece gökyüzündeki ışı ışıl yıldızlar…. Bugün çok iyi biliyoruz ki parıldayan bu küçük noktaların bazıları bizim güneşimizden çok daha büyük, çok daha sıcak ve çok daha güçlüler….

İnsanlık tarihi boyunca gökyüzünde neler olup bittiği her zaman insanların ilgisini çekti. Binlerce yıldır insanlar uzayı merak ettiler, araştırdılar, öğrendiler… Bizde bu belgesel dizisinde evrendeki hayret verici büyüklükleri, insanın kavrama sınırlarını zorlayan yüksek hızı, hareketliliği ve hassas dengeleri inceleyeceğiz.

MaşaAllah bu güzelliğe bakıp Allah’ın sanatına hayran olmamak mümkün değil... Sadece bakarak bile sayısız harika görebiliyoruz.  Yıldızlar, ay, güneş, Samanyolu hepsi birbirinden harika...Ama evrendeki mucizeler gözle görünenin çok ötesinde…

Bizler araştırıp  bilgi sahibi olduğumuzda... inceleyip- öğrendiğimizde Allah’ın sonsuz gücünü kudretini ve sanatını hayranlıkla fark ediyoruz..

Evet işte biz de bu programda, sizlerle birlikte evrenin sırlarını keşfedeceğiz.  Bunun içinde hep beraber heyecan verici bir yolculuğa çıkacağız.

Yörüngede bize katılın...

Evrenimiz- galaksiler -kara delikler -güneş sistemi...  ...ve uzaydaki muhteşem hızdan dehşetli tehlikelerden uzak güvenli gezegenimiz dünya….

Toprak…

Su…

Hava…

Yaşam…..

Bunların hepsi nereden geldi?

İçinde yaşadığımız uçsuz bucaksız evren nasıl var oldu?

Bu evrendeki denge ve mükemmel düzen nasıl ortaya çıktı?

Üzerinde yaşadığımız dünya, nasıl bizim yaşamımız için bu denli uygun bir gezegen oldu?

         İşte bu sorular, tarihin başından bu yana insanların ilgisini çekti.

Son 500 yılda ise evren hakkındaki bilgilerimiz katlanarak arttı. Dünyanın Güneşin yörüngesinde olabileceğini bilimsel bilgiyle ilk ortaya koyan Nicolaus Copenicus idi. Onun denklemleri hemen kabul görmemiş olsa da, Tycho Brahe’nin doğru kayıt tutması sayesinde Johannes Kepler teoriyi tamamlayabildi.

Kepler  gezegenlerin Güneşin etrafında eliptik bir yörüngede hareket ettiklerini ilk defa 1609’da kanıtladı ve aynı yıl Galileo Galilei ilk defa kırılmalı teleskopu icat etti.

Astronomlar evreni teleskoplarla izlemeye başlamışlardı ki bu, astronomiyi yeni bir çağa taşıdı. 60 yıldan daha kısa bir süre sonra, 1668’de teleskop tasarımı, Isaac Newton tarafından lens yerine ayna kullanılarak yenilendi. Bu değişim, cihazın çözünürlüğünü daha da arttırdı.

(Complete History of the Universe sf.84 EKTEKİ DOSYALARDA İNGİLİZCESİ VAR)

20.yy’a gelindiğinde roketin icat edilmesi ve Sputnik 1’in 1957’de fırlatılmasıyla insanlık, uzayı Dünyanın sınırlarından, atmosferinden ve yerçekiminden uzakta inceleyebilmek için özgür kaldı. Bu gelişmeyle birlikte uzay keşfi çok verimli bir döneme girdi.

Hubble teleskobunun 1990 yılında uzaya gönderilmesinden sonra yüzlerce ve binlerce uzay fotoğrafını görmemiz mümkün oldu.

Şu anda ise evrenin nasıl işlediğini öğrenmek için birçok araca sahibiz…

Satürn ve uydularını izlemek üzere 1997 yılında gönderilen  Cassini,

Mars'ta incelemeler yapan uzay robotu Curiosity,

2006’da görevine başlayan Plüton ve uydularını inceleyen ilk uzay aracı  New Horizon..

Jüpiter'i araştırmak üzere NASA tarafından Ağustos 2011'de uzaya gönderilen Juno….

Samanyolu Galaksisi’nin tarihini ortaya çıkarmak için, uzayın 3 boyutlu haritasını çizebilme teknolojisine sahip Gaia  ...gibi uzay araçlarını, araştırma robotlarını, dünyanın uygun yerlerinde konuşlandırılmış pahalı dev teleskopları ve daha pek çok teknolojik aracı evrendeki harika yapıları araştırmak için kullanıyoruz.

Uzayı inceleyen bilim insanlarının vardığı ortak bir sonuç var. Evrende en temel kozmik kanunlara,  en kritik fiziksel değerlere, en küçük dengelerden en makro hesaplara kadar son derece hassas ölçülerle ayarlanmış bir düzenin var olduğu... Dünyamızın da ne kadar hassas değerlere sahip bir yaşam alanı olduğunu görüyoruz Yaşam için gerekli şartlar arka arkaya sıralandığında, çok özel bir gezegende yaşadığımızı daha iyi anlarız.

 Şimdi evrendeki bu hassas dengeleri hep birlikte inceleyelim...

 

   EVRENDEKİ HASSAS DENGE VE DÜZEN-1

         Güneş sistemindeki diğer gezegenler sayılamayacak kadar çok ölümcül tehlikelerle doludur. Bırakın ölümcül tehlikeleri burada gördüğünüz güzellikler gibi hiçbir güzelliği diğer gezegenlerde  asla ve asla bulamazsınız.          

Uzayda ölümcül metan yağmurları, çapı dünyadan daha büyük fırtınalar, etraflarına yaklaşan her şeyi yutan kara delikler, gezegenleri kaplayan toz bulutları, sesten 2 kat hızlı yol alan rüzgarlar,  binlerce derecelik güneş fırtınaları, asit dolu denizler, ölümcül gama ışınları ve daha burada sayılamayacak kadar çok tehlike var. Bunların bir kısmı akla hayale gelmeyecek kadar ürkütücü ve bizim için adeta bir sinema filminden fırlamış kareleri andırıyor. Ancak bizler için sadece görsel bir şov gibiler.

Çünkü biz son derece güvenli bir Dünya’dayız. Öylesine güvenli yaşıyoruz ki, her binlerce km hız içinde hareket ettiğimizi unutabiliyoruz.

Yine aynı şekilde her saniye meydana gelen sayısız tehlikeye karşı sayısız güvenlik önlemlerinin de alındığını unutabiliyoruz.

Dünyamız da dahil olmak üzere tüm evreni kuşatan, değişmeyen  kanun, denge ve ölçüler var.

http://m.harunyahya.org/tr/works/874/Mucizeler-Zinciri

Evrenin genişleme hızından Dünya'nın Samanyolu Galaksisi'ndeki konumuna, Güneş'in yaydığı ışığın cinsinden suyun akışkanlık değerine, Ay'ın Dünya'ya olan uzaklığından, atmosferdeki gazların oranına kadar yüzlerce sayısız faktör yaşamın var olması için en ideal ölçülerdedir.

Evrendeki hangi kanuna, hangi ölçüye, hangi fiziksel sabite baksak sahip olmuş oldukları en ideal ölçüye tesadüfen sahip olmalarının mümkün olmadığını görürüz.

http://m.harunyahya.org/tr/works/874/Mucizeler-Zinciri

Son yıllarda bu konu üzerinde yoğunlaşan evren bilimciler ve teorik fizikçiler,  insan yaşamı için gereken bu  muhteşem dengeyi "İnce Ayar" yani Fine Tuning ifadesi ile belirtirler. Ve her geçen gün bu evrendeki ince ayarın örneklerinden farklı farklı örnekler bulurlar.  Buldukları bu durum ile ilgili olarak da  hayret ve hayranlık ifade eden örnekleri  şu şekilde belirtirler.

http://m.harunyahya.org/tr/works/874/Mucizeler-Zinciri

-        NASA'da astronomi uzmanı Prof. John O'Keefe: "Biz, astronomik standartlar göz önüne alındığında, çok fazla özen gösterilmiş, kollanmış ve şefkat gösterilmiş bir grup varlığız... Eğer evren şu anki en hassas kesinliğinde yaratılmış olmasaydı, hiçbir zaman var olamazdık. Benim görüşüme göre mevcut şartlar, evrenin insanın içinde yaşaması için yaratıldığını gösteriyor".

İngiliz astrofizikçi Prof. George F. Ellis: "(Evrendeki) bu kompleksliği mümkün kılan kanunlarda hayret verici bir ince ayar görünüyor. Evrende var olan bu kompleksliğin gerçekleşmesi, "mucize" kelimesini kullanmamayı çok güçleştiriyor".

- İngiliz astrofizikçi Prof. Paul Davies: "Fizik kanunları çok üstün bir dehanın ürünü gibi görünüyor... Evrenin bir amacı olmalı".

- Matematikçi Prof. Roger Penrose: "Demek istediğim şudur ki evrenin bir amacı vardır. Orada öyle, bir şekilde şans eseri var olmamıştır".

Bugüne kadar elde edilen tüm bilimsel sonuçlar evrenin hiçbir anında, hiçbir noktasında tesadüflere ve rastlantılara yer olmadığını göstermiştir.

http://m.harunyahya.org/tr/works/874/Mucizeler-Zinciri

 

Astronomi Sözlüğü

Teleskoplar Bir Anlamda Zaman Makinesi mi?

Işık saniyede yaklaşık 300 milyon metre yol alır. Ancak yıldızlar arası mesafe hayret verecek boyuttadır, bu yüzden de yıldızların ışıklarının bize ulaşması yüzlerce hatta binlerce yıl zaman alır.

Yani, gökyüzüne baktığımızda yıldızların şu anki hallerini görmeyiz. Sanki eski tarihli bir gazete posta kutumuza bırakılmış gibi yıldızların eski hallerinin fotoğraflarını gökyüzünde görürüz. Teleskobunuz ne kadar güçlü ise o kadar eski tarihleri görebilme imkanınız olur. Mesela Andromeda Galaksisinden bize ulaşan ışık 2.5 milyon yıl öncesinde yayılmıştır. Ama biz onu şu an görüp gözlemliyoruz. En parlak kuasardan bize ulaşan ışık ise 2 milyar yıl öncesinden  kalmadır.

 

Lagoon Nebula

4.000-6.000 ışık yılı

Ekranda gördüğünüz Lagoon Nebula dev yıldız bulutunun görüntüsü, aslında piramitlerin yapıldığı döneme ait. Yani piramitlerin olduğu dönemde çekilmiş bir fotoğraf gibi... Diğer bir deyişle, binlerce yıl öncesine ait bir görüntüyü şu anda gözlemliyoruz.

(Kaynak Ekte Complete History of the Universe  Kiyabı sf 47. Alıntılar ekteki resimlerde var)

 

EVRENDEKİ HIZ

 Eğer gezegenlerin dönüş hızları biraz daha yavaş olsaydı, o zaman bu gezegenler hızla Güneş'e doğru çekilirler ve sonunda Güneş tarafından büyük bir patlamayla yutulurlardı. Bunun tersi de mümkün olabilirdi. Eğer gezegenler daha hızlı dönselerdi, bu sefer de Güneş'in çekim gücü onları tutmaya yetmeyecek ve gezegenler uzaya savrulacaklardı.

Ayrıca burada sözkonusu dengeler son derece önemli... Çünkü gezegenlerin Güneş'e olan uzaklıkları da kütleleri de çok farklıdır. Bundan dolayı dönüş hızları birbrinden farklı olmak durumunda....

Rabbimiz yarattığı tüm yaşamsal faaliyetler için  muhteşem bir hız belirlemiştir.  Allah'ın dilemesiyle her an oluşan bu hız sayesinde tüm evren varlığını devam ettirir. Allah’ın yarattığı tüm canlılar üzerindeki sonsuz gücü, Fatır Suresinde şu şekilde bildirilir.

Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım.

"Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri zeval bulurlar (yok olurlar) diye (her an kudreti altında) tutuyor. Andolsun, eğer zeval bulacak olurlarsa, Kendisi'nden sonra artık kimse onları tutamaz. Doğrusu O, Halim'dir, bağışlayandır." (Fatır Suresi, 41)

Dünya'nın Dönüş Hızı 

Dünya sadece 24 saatlik bir süre içinde kendi etrafındaki dönüşünü tamamlar ve bu sayede geceler ve gündüzler kısa sürer. Kısa sürdükleri için de gece ile gündüz arasındaki ısı farkı çok azdır. Dünya'nın kendi etrafındaki yüksek dönüş hızı yeryüzündeki ısının dengeli dağılımına yardımcı olur. Böylece pek çok canlının yaşayabileceği ideal ısı ortamı oluşur. Eğer bu hız gereken seviyede olmasaydı, canlılar için yeryüzü yaşanması olanaksız bir yer haline gelecekti. 

Uzayda  Yaşam

       Uzayda Dünya’ya benzer koşullar oluşturup, orada yaşamaya çalışmak insanlığın, en büyük hedeflerindendir. Bunun için Dünya yörüngesinde büyük çabalarla ve milyarlarca dolar harcanarak inşa edilen bir yapıya bakmamız gerekiyor Uluslararası Uzay İstasyonu....

Görüntü Konuşmalar...

Merhaba ben Uluslararsı Uzay İstasyonundan Chris Hadfield. Biz bu uzay istasyonunda sürekli meşgulüz. Uzun günler, uzun süreli işler, egzersiz…sonunda yorulursunuz.

Ama uzayda nasıl uyursunuz?

Bir yastık yada yatak olmayınca rahatsız olacağını düşünebilirsiniz. Ama yerçekimi olmayınca tabii ki, sizi tutacak hiçbir şey yoktur. Tamamen rahatlayabilirsiniz. Yastığa bile ihtiyacınız yok. Çünkü uzayda başınızı yukarda tutmaya çalışmanız gerekmiyor. Böylece bütün kaslarınızı rahat bırakabilirsiniz. Kollarınız önde havada yüzer.

Ama ben uykuya geçmeden pijamalarımı giymem lazım.

Çünkü uzay pijamam var. Şimdi döneceğim.

Bu benim uyku istasyonum. Her gün 8 saat uyuduğum yer burası… Uzay istasyonunda alt bölümdeyim. Ama içinde olunca neresi olduğunu söyleyemezsiniz.

KAYNAK- https://www.youtube.com/watch?v=UyFYgeE32f0

 

ASTRONOMİ HABERLERİ –

Her Gün Dünyaya 60 Ton Kozmik Toz Yağıyor

Dünyamız güzel olduğu kadar kirli  bir yer....

Bu tozlar her gün güneş sistemimizden, galaksimizden ve kuyruklu yıldızlardan Dünyamıza iner. Bu tozlar, aynı duman partiküllerinde olduğu gibi sayıları oldukça fazla  ama adetleri oldukça küçük...

            Şimdiye kadar, bilim adamları, bu kozmik tozun ne kadarının Dünya’da toplandığını bilmiyorlardı. Ancak, atmosferin bileşimindeki değişiklikleri ölçen bir araç olan Doppler Lidar’ı kullanarak atmosferdeki sodyum ve demir seviyeleri yakından incelendi. Atmosferdeki sodyum miktarı atmosferdeki kozmik toz miktarı ile orantılı olduğu için araştırmacılar dünyaya düşen tozun gerçek miktarının günde 60 ton civarında olduğunu hesapladı.

         Şimdi biraz düşünürsek ... Aslında evlerimizde biriken tozların bir kısmının uzaydan gelmiş olma ihtimali çok yüksek! Ve bu tozların önemli faydaları da var.

         Allah’ın bu tozlarda yarattığı hikmet ise son yıllarda yapılan astronomi çalışmaları ile ortaya çıktı..

         Dünya’ya düşen bu toz hem atmosferdeki bulut oluşumuna yardımcı oluyor. Hem de Antarktika’daki planktonların üremesine yardım ediyor ve çevre için şaşırtıcı derecede faydalı oluyor.

http://popsci.com.tr/2015/04/25/her-gun-dunуaуa-60-ton-kozmik-toz-уagiуor/

http://onlinelibrarу.wileу.com/doi/10.1002/2015JA020383/abstract

 

SORU-CEVAP

DÜNYAMIZ GALAKSİMİZİN MERKEZİNDEKİ DEV KARADELİĞE ÇEKİLEBİLİR Mİ?

Bir çok kişi galaksimizin merkezini büyük bir elektrikli süpürgeye benzetiyor, ancak bir karadeliğin olay ufkuna yani dönüşü olmayan noktasına yaklaşmadığımız sürece içine çekilmeyiz. Sabit yörüngemiz olduğu için  karadeliğin çekim gücüne girmeyiz.

(All About Astronomy sayı 33- sf. 72 ekteki resimlerde var)

 

AY KAÇ YAŞINDADIR?

Bizim doğal uydumuz yaklaşık 4,5 milyar yaşındadır.

 

ANDROMEDA GALAKSİSİNDE KAÇ TANE YILDIZ VAR?

Andromeda galaksisinde yaklaşık bir trilyon yıldız vardır.

 

SONUÇ

         Araştırdıkça ve öğrendikçe Allah’ın eşsiz yaratma sanatına daha yakından şahit oluyoruz. Biz de araştırmaya ve öğrenmeye devam edeceğiz.

         Bugünkü programımızın sonuna geldik. Bir sonraki Yörünge Programında evrendeki dengelerden-Allah’ın  gökyüzünde yaratma sanatının örneklerinden- Big Bang’ten ve dünyamızın evrendeki çok hassas konumundan bahsetmeye devam edeceğiz.

Tekrar görüşmek üzere Hoşçakalın


PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER