Türk İslam Birliği Atatürk’ün ısrarla üzerinde durduğu bir konuydu.
Bunu her fırsatta dile getiriyordu. Atatürk Türk İslam Birliği’nin kurulmasını şu sözleri ile Türk milletine vasiyet etmiştir.
TÜRK BİRLİĞİ'NİN BİR GÜN HAKİKAT OLACAĞINA İNANCIM VARDIR. Ben görmesem bile gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. TÜRK BİRLİĞİ'NE İNANIYORUM. ONU GÖRÜYORUM. Yarının tarihi yeni fasıllarını Türk Birliği ile açacak. Dünya sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. TÜRKLÜĞÜN VARLIĞI BU KÖHNE ALEME YENİ UFUKLAR AÇACAK. Güneş ne demek, ufuk ne demek o zaman görülecek. (Atatürk'ün Sofrası, İsmet Bozdağ, Kervan Yayınları, 1975, s. 138-143)
Atatürk ne diyor? “Türk-İslam Birliği olacak.” Bütün İslam alemi birleşecek, ülkeler ayrı ayrı, devletler ayrı ayrı, rejimler ayrı ayrı kendilerini muhafaza ediyorlar, fakat manevi bir birlik oluyorlar. Bunun adına İttihad-ı İslam denir. Atatürk’ün vasiyeti, Peygamberimiz (s.a.v)’in de bildirdiği müjdedir, inşaAllah. (Sayın Adnan Oktar’ın 5 Mart 2011 tarihli röportajından)
Mustafa Kemal Türk İslam Birliği’nin gerçekleşmesinden duyacağı mutluluğu şu sözleri ile aktarmış, bu birlikteliğin üyelerinin toprak bütünlüğünü ve bağımsızlıklarını korumasının önemine dikkat çekmiştir.
BÜTÜN İSLAM ALEMİNİN MANEN OLDUĞU KADAR MADDETEN DE BİRLİK İÇİNDE VE MÜTTEFİK HALE GELMESİNDEN SADECE SEVİNÇ DUYARIZ. Bunun için de bizim kendi hudutlarımız içerisinde bağımsız olduğumuz gibi, Suriyeliler ve Iraklılar da milli hakimiyete dayalı bağımsız bir güç olarak ortaya çıkabilmelidirler. (Mustafa Kemal, 24 Nisan 1920, 4. (gizli) oturum)
Türk Birliği’nin bir gün mutlaka hakikat olacağına inanan Atatürk bunun için dil, inanç ve tarih vasıtası ile manevi köprüleri sağlam tutarak hazırlık yapmak gerektiğini belirtmiştir.
Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir. İşte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir. Bizim dostumuzun idaresinde DİLİ BİR, İNANCI BİR, ÖZÜ BİR KARDEŞLERİMİZ VARDIR. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. HAZIR OLMAK YALNIZ O GÜNÜ SUSUP BEKLEMEK DEĞİLDİR. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır? Manevi köprüleri sağlam tutarak. Dil bir köprüdür... İnanç bir köprüdür...Tarih bir köprüdür... Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimiz içinde bütünleşmeliyiz. Onların (soydaş Türk kardeşlerimizin) bize yaklaşmasını beklememeliyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gereklidir.
9 Mayıs 1920 tarihinde Büyük Millet Meclisi adına Mustafa Kemal Paşa imzasıyla tüm İslam dünyasına hitaben Hakimiyet-i Milliye’de bir beyanname yayımlanmıştır.
Bu beyannamede; Atatürk Yavuz Sultan Selim’in şu sözünü hatırlatmış ve Türk İslam Birliği’ne ne kadar önem verdiğini açıkça göstermiştir.
...“KARARAN İSLAM GÜNEŞİNİN TAMAMEN SÖNMEMESİ VE BİR KEZ DAHA İSLAM DÜNYASI ÜZERİNDE PARLAMASI İÇİN” Yavuz Sultan Selim’in: “BİZ, MÜSLÜMAN GÖNÜLLERİN BİRLİĞİNİ SAĞLAMAK İÇİN KENDİMİZİ HARAP ETMİŞ BİR MİLLETİZ” cümlesine yer verilmiştir.
(Hakimiyet-i Milliye, 1. Sene, Nr 29, 13 Mayıs 1336-1920; FO:371/5035, E-6781, 10 June 1920., İSLAM BİRLİĞİ VE MUSTAFA KEMAL, Prof. Dr. Metin Hülagü, Timaş Yayınları, İstanbul, 2008)
Ulu Önder, Sebilürreşad Dergisi’nde yer alan ve Gazi Mustafa Kemal imzasıyla yayımlanmış bulunan bir başka beyannamede İSLAM ALEMİNE şöyle çağrıda bulunmuştur.
“maddi ve manevi yardımlarına, şefkat ve merhamet duygularına, İslam aleminin mürüvvetine, dindarlık rabıta-i kudsiyesinin yani mukaddes bağların feyyaz (yani çok bereketli ve bolluk dolu) teccelliyatına” müracaat olunmuştur. (Gazi Mustafa Kemal, “Beyanname”, Sebilürreşad, c.22, Sayı 565-566, Ay 10, Yıl 1339, s. 157-158. (İslam Birliği ve Mustafa Kemal, Prof. Dr. Metin Hülagü, Timaş Yayınları, İstanbul, 2008, s.48-4)
Mustafa Kemal 9 Ekim 1919’da Halep ve Şam’da Suriye halkına hitaben yayımladığı beyannamesinde de İslam aleminin kurtuluşu için tek çözümün Türk İslam Birliği’nin kurulması olduğuna işaret etmiştir.
“...MAKSATLARININ ÜLKEYİ VE İSLAM’I YOK OLMAKTAN KURTARMAK OLDUĞUNU; ALLAH’IN YARDIMI İLE İNANANLARIN DÜŞMANA KARŞI SAVAŞMAYA KARAR VERDİKLERİNİ; Konya ve Bursa’dan düşmanın atıldığını ve hakka güvenen mücahitlerin yakında Arap kardeşlerinin ziyaretine geleceklerini, düşmanı defedeceklerini ve artık DİNDE KARDEŞ OLARAK YAŞAMAK GEREKTİĞİNİ ifade etmiştir. F.O: 371/4233/156717. 16 November 1919., İslam Birliği ve Mustafa Kemal, Prof. Dr. Metin Hülagü, Timaş Yayınları, İstanbul, 2008, s.69-70
Suudi Arabistan kralı Abdülaziz İbn Suud’un oğlu Emir Faysal ve Mustafa Kemal tarafından imzalanan Türk ve Arap hükümetleri arasındaki gizli antlaşmadaki bazı maddelerde Atatürk, İslam alemindeki bölünmeyi yok etmeyi yani Türk islam Birliği’ni istediğini açıkça belirtmiştir.
Madde I: Anlaşmaya iştirak eden taraflar, Türk Milleti ve asil Arap Milleti, şu anda İslam dünyasındaki bölünmüşlüğü esefle tespit eder, bu bölünmüşlüğü yok etmeyi kendilerine kutsi bir vazife addederler, birbirine dini, ahlaki ve içtimai açıdan bağlanmış iki milletin işbirliği içinde bulunmasını temin ederler. İki millet karşılıklı olarak yardımda bulunmalı, dini ve toprağı, birleşik kuvvetlerle müdafaa etmelidir.
10 Ocak 1922’de Afgan bayrağının Ankara’daki Büyükelçilik binasına çekilişi dolayısıyla düzenlenen törende, Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye ile Afganistan arasında olduğu gibi, Türkiye ile tüm İslam dünyası arasında da güçlü bağlar bulunduğunu, her iki ülkenin ortak çalışmalarının, dünya siyasetinde bir denge yaratmak bakımından önemli olduğunu bildirmiştir...
Hakimiyet-i Milliye, 1. Sene, nr 41, 28 Haziran 1336, s.3; Sonyel, aynı eser, c. II, s. 230-231
İslam Birliği ve Mustafa Kemal, Prof. Dr. Metin Hülagü, Timaş Yayınları, İstanbul, 2008, s.88
Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözleri Onun Müslüman Devletlere ve Türk İslam Birliği’nin kurulmasına çok önem verdiğinin ve bu Birliğin Kurulması için önemli girişimlerde bulunduğunun açık bir göstergesidir.