Münafık Sevgisiz Bir Varlıktır; Ama Çıkar Elde Etmek ve Kendince Büyüklüğünü Vurgulamak için İçin Sevgiyi Kullanır

662

Münafık ‘sevmeyi bilmeyen’ bir varlıktır. Aynı şekilde ‘candan sevilme hedefi’ de yoktur. Gösterdiği nobran, huysuz, züppe ve küstah ahlak nedeniyle kimsenin kendisini sevmeyeceğini de bilir. Bu nedenle ‘sevgi peşinde koşan, kendisini sevdirmeye çalışan ve sevgi talep eden’ bir tavrı yoktur, tüm bunların sadece rolünü yapar.

Çünkü sevgi münafıkların kullandığı ‘önemli ve etkili bir silah’tır. Ahlaksızlık yaparken en sık kullandığı maske, ‘sevgi maskesi’dir. Zira Müslümanların sevgiye ne kadar önem verdiklerini çok iyi bilir. ‘Sevgi arayışında olmanın, Müslümanların sevgisini talep etmenin’ de, Müslümanlar tarafından çok makul ve meşru görülen, teşvik edilen güzel bir tavır, hatta bir ‘mümin alameti’ olduğunun da bilincindedir. İşte şeytani bir zekayla, elindeki bu imkanı, pislik yapabilmek, nefsani isteklerini tatmin edip üstünlük elde edebilmek için kullanır.

Bu şeytani planı doğrultusunda, gün içinde yaptığı ahlaksızlıklarına kılıf bulmak gerektiğinde, bir çoğuna “Kendimi sevdirebilmek için öyle yaptım”, “Müslümanların sevgisini kazanmak için şöyle dedim”, “Sevdiğim için öyle davrandım” gibi yalanlar öne sürerler. Böylece sevgi konusunu, ahlaksızlıklarının üzerini örtebilmek için kullanırlar. Sözde ‘iyi niyetli olduklarını’, temelde tavırlarında bir hata ya da kusur olsa bile, bunun altında yatan asıl nedenin hep bu ‘sevgi arayışları’ olduğunu iddia ederler. Ve böylece küsmek, bozulmak, surat asmak, konuşmamak, yüz ekşitmek gibi pek çok ahlaksızlıklarını’ da aslında ‘sadece sevgi görebilmek için yaptıklarını’ iddia ederler. Bu şekilde pis ve sinsi ruhlarına ‘sözde masum’ görünümü vermeye çalışırlar.

Allah Kuran'da münafıkların bu şekilde ‘iyiliği bahane ederek ahlaksızlık yapma alışkanlıklarına’ şöyle dikkat çekmiştir:

Kendilerine: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın" denildiğinde: "Biz sadece ıslah edicileriz" derler. Bilin ki; gerçekten, asıl fesatçılar bunlardır, ama şuurunda değildirler. (Bakara Suresi, 11-12)

Allah bu hasta ruhlu insanlara, "Yeryüzünde fesat çıkarmayın" denildiğinde, onların "Biz sadece ıslah edicileriz" diye cevap verdiklerini bildirmiştir. Münafıklar kendilerine, “Niye böyle bir çirkin ahlak gösterdin?” diye sorulduğunda, “Biz sadece iyiliği, güzelliği, sevgiyi yaşamak istiyoruz” diyerek bahane uydurur ve ‘her türlü alçaklığı kolaylıkla yapabilecekleri meşru bir zemin’ oluşturmaya çalışırlar.

Sevgi iddiasıyla ortaya çıkarak, ahlaksızlığa zemin hazırlamak isteyen münafıklara verilebilecek bir örnek de Yusuf Kıssası’nda anlatılmıştır. Kuran'da verilen bilgilere göre, o dönemde Mısır’da Hz. Yusuf (as)’ın yanında kaldığı bir Vezir’in karısı, Hz. Yusuf (as)’a yaklaşmak ve onunla birlikte olmak istemiştir. Yusuf Peygamber (as)’ın, imanlı ve iffetli bir tavır göstererek kadını reddetmesi ise, kadının çok ağrına gitmiştir. Gururunun kırıldığını düşünmüş; hem gururunu hem de itibarını kurtarabilmek için, Hz. Yusuf (as)’a, ‘sözde asıl onun kendisine yaklaşmak istediğini iddia ederek’ iftira atmıştır. Gururunun kırılmasına neden olan Peygamberden kendince intikam alabilmek için, Hz Yusuf gibi üstün ahlaklı bir insanı hem iffetsizlikle hem de evinde kaldığı Vezir’e ihanet etmekle itham ederek karalamak istemiştir. Böylece Hz. Yusuf (as)'ın hapse atılmasını sağlayacak şekilde bir düzen kurmuştur.

Açıktır ki, bu olayların en başında Vezir’in karısı, Peygambere yaklaşabilmek ve onu da kendi istekleri doğrultusunda hareket etmeye ikna edebilmek için ‘sevgi yalanına’ sığınmıştır. Ancak Hz. Yusuf (as) onun çıkarlarına ters gelen bir karar alınca, bu sevgi iddiasının büyük bir yalan olduğu; kadının asıl amacının Yusuf  Peygamberi (as) ‘iftirayla karalayarak hapse attırmak’ olduğu ortaya çıkmıştır.

Kadın Hz. Yusuf (as)’ı ‘sözde çok sevdiğini’ söylemiştir. Gerçekte ise Hz. Yusuf’a güzelliği, iffeti ve imanı nedeniyle kinlidir, nefret beslemektedir. Hz. Yusuf (as)’ın muhteşem güzelliği onu fiziksel olarak etkilemiştir. Ancak ona yaklaşmak istemesinin nedeni sevgi değildir. Sadece bir heves ve gurur tatmini için geçici olarak sevgi taklidi yapmıştır. O çevrede bulunan bütün kadınların güzelliğine hayranlık duydukları Hz Yusuf’un, kendisiyle bağlantıda olmasıyla onlar arasında da ‘sükse yapmak ve itibar kazanmak’ istemiştir. Yoksa gerçek sevgide, bir insanın sevdiği bir kişiyi iftira ile kötülemek istemesi ve onu hapse attırmaya çalışması elbette asla olacak bir şey değildir. Dolayısıyla münafık karakterli bu kadın da, ‘sevgiyi kullanarak sadece istediği menfaatlere ulaşabilmek ve böylece de büyüklük hislerini tatmin etmek’ istemiştir.

İşte bu alçak münafık karakteri, günümüzde de tüm münafıklarda aynı özelliklerle ortaya çıkmaktadır. Müslümanların Kuran ayetlerinde anlatılan münafık oyunlarını çok iyi anlamaları, karşılaşacakları tuzaklara karşı uyanık olmalarını ve bu sinsi insanların oyunlarını kolaylıkla bozabilmelerini sağlayacaktır.


PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER