Dr. Oktar Babuna’nın Sn. Adnan Oktar’ı Temsilen Ticino Notizie’den Stefanio Bonfiglio ile Röportajı

31546

Sunucu: Herkese merhaba. Yanımda Adnan Oktar (Harun Yahya)'ın başında olduğu önemli bir grubu temsilen tanınmış Türk beyin cerrahı Oktar Babuna var. Bu grup bütün dünyada kültürlü, akıllı, zeki oluşlarıyla, bilgi donanımlarıyla çok ünlü. Islam dini ve Kur'an'la ilgili görüşlerini yaymaya çalışıyorlar. Görüşleri her gün yaşadığımız terörle ilgili görüşlerden farklı. Evrim, Darwin teorisi, yaratılışla ilgili görüşleri de oldukça önemli. Çok dindarlar. Size iki özel soru sormak istiyorum. Bilimsel yönlerle ilgili fikrinizi ve ayrıca dünyanın geri kalan ülkeleriyle ve özellikle Rusya'yla ilişkilerinizi merak ediyorum.

Darwinizm’in bilim olmadığını düşünürken bilimsel motivasyonlarınız neler ve eğer bu teori bilimle ilgili değilse nedir? Din mi, felsefe mi?

Dr. Oktar Babuna: Biz bilimsel kanıtlara oldukça objektif olarak inanırız. Evrim anlamında gelen Darwinizm’in bir gerçek olabileceğini, canlı türlerinin rastgele ve yavaş yavaş başka canlı türlerine dönüştüğünü söylüyorlar. Darwin’in asıl söylediği şey bu: evrim. Örneğin balık, deniz hayvanlarının yüz milyon yıl içinde kara hayvanlarına, örneğin yılana, ve sürüngenlere dönüştüğünü söylüyorlar. Öyleyse geçiş türlerini görmemiz gerekiyor; bu çok mantıklı, değil mi? Yani, yarı-balık yarı-sürüngen, yarı-solungaç yarı-akciğer geçişlerini ve rastgele geçişleri görmemiz gerekiyor. Fakat mantıken ve bilimsel olarak bu mümkün değil, çünkü deniz hayvanlarında, balıkta herhangi bir değişim olsaydı, hayatta kalamaz, ölürlerdi.

Sunucu: Doğal seleksiyon yüzünden mi?

Dr. Oktar Babuna: Hayır, doğal seleksiyon yüzünden değil, ama eğer solungaçta bir kusur varsa, balık solunum yapamaz. Bunlar oldukça karmaşık organ sistemleri. Bu yüzden çalışabilmek için tam, mükemmel, %100 doğru olmak zorundalar. Bu yüzden geçiş formlarını görmüyoruz. Darwin bunu itiraf ediyor aslında. Hiç geçiş formunun olmadığını söyledi. Hiç, bir tane bile [geçiş formu] yok. Darwinizm’in kurucusu olmasına ve evrimin gerçek olduğu iddia etmesine rağmen, kitabında geçiş formlarının olmadığını itiraf ediyor. Geçiş formlarının olmaması demek evrimin olmaması demek elbette. Fosil kayıtlarına baktığımızda, geçmişte canlı türlerinin aniden ortaya çıktığını ve asla değişmediğini görüyoruz ve bu bütün evrimciler tarafından kabul ediliyor. İkinci konu ise, ki bu Darwinizm’e çok büyük bir darbedir, yaşamın şans eseri ortaya çıktığını iddia ettikleri için önce proteinlerin ve sonra yavaş yavaş canlı hücrelerin ortaya çıkmış olabileceğini iddia ediyorlar. Fakat eğer bilimsel kanıtlara bakarsak proteinleri, canlıların yapı taşı olan protein moleküllerinin şans eseri ortaya çıkamayacağını görüyoruz. Proteinler sadece başka proteinler tarafından üretilebilir. Yaşayan bir hücrenin içinde, DNA ve hücrenin diğer organelleri dahil en az 100 farklı proteinin oluşmuş olmalı. Yani proteinler sadece yaşayan ve bütün ve eksiksiz bir hücrenin içinde başka proteinler tarafından üretilebilir. Bu Darwinizme ölümcül bir darbedir. Çünkü önce protein molekülünün sonra diğerlerinin ortaya çıktığını iddia ediyorlar, ama bilim “hayır” diyor. Proteinler şans eseri ortaya çıkamaz. Yalnızca yaşayan bir hücre tarafından üretilebilir. Bu yüzden önce yaşayan hücrenin yaratılması, böylece protein moleküllerini üretmesi gerekir. Bu dünyadaki bütün bilim insanları tarafından kabul edilir. Bu evrime ölümcül bir darbe. Şans hiçbir şey yapamaz. Şansın, yaşayan hücrelerdeki, atomlardaki ve evrendeki karmaşayı ve uyumu yarattığını söylüyorlar. Bilim “hayır” diyor. İmkansız. Bir Yaratıcı olmak zorunda ve bu şans olamaz. Şans hiçbir şeydir. Her şeye gücü yeten bir Yaratan, her şeye yeten, sonsuz zeka ve sonsuz sanatçılıkla bütün bunları yarattı. Bilimin ve mantığın bize söylediği bu. Peki o zaman Darwinizm nedir? Darwinizm bir inanıştır. Yanlış bir inanış. Bir pagan dini diyebiliriz çünkü Sümerliler zamanında, binlerce yıl önce Mısır’da Firavun zamanında, onlar da aynı şeye inanıyorlardı:

Sümerliler, yaşamın şans eseri Nil nehrindeki çamurdan geldiğine, çamurdan da Lahau ve Lahamu adındaki putların diğer canlıları yarattığını söylüyorlar. Putların yarattığını söylüyorlar. Onların putları vardı; putlar kendilerini yarattılar diyor Sümerliler. Sonra da canlıları yarattılar. Darwinizm de bütün canlıları şansın yarattığını söylüyor tıpkı putlar gibi, bu yüzden Darwinizm bir pagan dini. Bilim değil. Ama okullarda öğretilmeli mi? Evet. Darwinizm, okullarda pagan dini bölümünde öğretilebilir ama aynı zamanda gerçeği, fosil kanıtlarını, genetiği, moleküler biyolojiyi, neden “proteinlerin şans eseri ortaya çıkmasının imkansız olduğunu” da öğretmeliyiz, hepsini birden. Böylece insanlar neyin yanlış neyin doğru olduğuna kendileri karar verebilir. Fosilleri göstermeliyiz. Evrimciler asla fosilleri göstermezler. Neden? Çünkü fosiller Allah’ın varlığını kanıtlar. Bir anda ortaya çıkarlar ve fosiller arasında geçiş türleri yoktur. Her zaman tamamlanmış organ sistemleri vardı. Örneğin, göz sadece eksiksiz ve bütün halde ise görebilir.

Gözden küçük bir parça eksikse, göremez. 100% tamam olmalı, evrimcilerin iddia ettiği gibi yavaş yavaş ve rastgele oluşmuş olamaz. Bu yüzden bir pagan dinidir. Darwizm’i okullarda tarih bölümünde öğretebiliriz, pagan dini bölümünde öğretebiliriz ama bilim bölümünde değil, çünkü bu bilim değil. Bilim bize fosil kanıtlarla, genetikle, moleküler biyolojiyle, canlıların karmaşık yapısıyla, uyumuyla ve düzeniyle bir Yaratıcı’ın olması gerektiğini söylüyor.

Sunucu: Rusya ile, Putin ile, Dugin ile nasıl bir ilişkiniz var?

Dr. Oktar Babuna: Rusya başkanı Putin çok mantıklı bir insan, inançlı, cesur, çok yürekli, çok mert bir insan ve aynı zamanda politikası da böyle. Şu an Türkiye ve Rusya ile arasında, Erdoğan ve Putin arasında iyi bir ittifakımız var. Adnan Oktar her zaman Rusya’yla iyi ilişkileri savunmuştur. Daha önce Rusya ve Türkiye arasında bir gerginlik vardı. Adnan Oktar, Erdoğan’a Rusya’dan özür dilemesi gerektiğini önerdi, çünkü uçaklarını vurduk, bildiğiniz gibi uçak düşürüldü ama bunun FETÖ terör örgütü tarafından yapıldığı ortaya çıktı, terör örgütü FETÖ’nün pilotları yaptı. Daha sonra Erdoğan Putin’den özür diledi. Şimdi iyi bir ilişkimiz var. Putin çok mantıklı bir insan ve Rusya için büyük bir fırsat. Alexander Dugin de çok mantıklı, akıllı ve cesur bir insan. Adnan Oktar bir Müslüman olmasına rağmen, makaleleri ve kitapları Rusya’da satılıyor, tabi ki ücretsiz. Adnan Oktar Putin yönetimi tarafından Rusya’da faaliyet göstermesine izin verilen tek Müslüman. Çünkü Adnan Oktar her zaman sevgiyi ve iyi ilişkileri, Orta Doğu’da Rusya-Türkiye ittifakını öğütler. Dugin de aynı zamanda Adnan Oktar’ın çalışmalarına hayrandır. Bizi televizyon kanallarına çağırdılar. Darwinizm üzerine bir program yaptık. Tsargrad TV adlı kanallarında yayınlandı. O da çok iyi bir insan. Türkiye’de de oldukça seviliyorlar. Türk milleti Putin’i, Dugin’i ve Rusya’yı çok sever. Rusya, Türkiye için bölgede barışı sağlamak adına çok önemli bir müttefik. Örneğin Suriye. Bildiğiniz gibi, Rusya Suriye ve Irak’ın bütünlüğünü savunuyor. Türkiye de Suriye ve Irak’ın bütünlüğünü savunuyor ve aynı zamanda İran da Suriye ve Irak’ın bütünlüğünü savunuyor. Astana görüşmelerinde, gerilimi düşürme bölgeleri üzerine kararlar alındı. Suriye’de 2,5 milyon insanı kapsayan dört bölge oluşturuldu, uygulamaya kondu ve derhal bu bölgelerde düşmanlık ve çatışmada azalma oldu. Aslında beraber çalıştık ama aynı zamanda İtalya’yı da, bütün Avrupa ülkelerini de barışı sağlamak için müttefik olarak yanımıza almalıyız. Ama bu sadece ideolojik olarak entelektüel mücadelelerle yapılabilir. Putin de bunun farkında. Rusya için iyi bir başkan. Rusya güzel bir ülke, güzel bir millet. Biz de onu çok seviyor ve sayıyoruz. Ve İtalya, Türkiye, batı ülkeleri, Rusya, İsrail, Orta Doğu’nun bütün ülkeleri, hepimiz bir araya gelerek dünyaya barışı getirebiliriz çünkü terör sadece Orta Doğu’yu değil tüm batı ülkelerini de etkiliyor. İtalya’yı etkiliyor, diğer Avrupa ülkelerini etkiliyor, Türkiye’yi etkiliyor, Suriye’yi etkiliyor. Irak yıkıldı. Afganistan yıkıldı. Haydi hep beraber çalışalım, bir araya gelelim ve entelektüel yollarla radikal görüşleri ve radikal ideolojilerinin kökünü kurutalım. Böylelikle dünya değişecektir. 5-10 yıl içinde, gelecek için çok umutluyuz çünkü birer birer bunlarının sonunun geldiğinin göstergeleri var. Çok farklı bir dünya olacak. Allah yapacak. Birkaç yıl daha kötüye gidecek ama ondan sonra Allah’ın izniyle daha iyiye gidecek ve Müslümanların, Hıristiyanların, Yahudilerin beraber barış içinde, düşünce özgürlüğüyle, inanç özgürlüğüyle yaşadığınız göreceğiz. Her yerde demokrasi, her yerde barış ve kadınlar özgür olacak. Dünyada erkek egemenliği olmayacak. Şimdi dünyaya erkekler egemen, batı ülkelerinde de. İtalya parlamentosunda da çok az kadın var, değil mi? Daha çok erkek var. Her yerde erkekler dünyaya egemen. Bu değişecek. Kadınlar dünyayı yönetecek. Eşitlikten daha fazlası olacak, çünkü kadınlar erkeklerden estetik, sanat, detaylar, düzen alanlarında daha iyiler. Erkeklerden daha şefkatliler ve sevgiyle dolular. Pek çok açıdan kadınlar üstün. Kadınlar dünyayı yönetmeli, katılıyor musunuz?

Sunucu: Biraz, çünkü bence her şey eşit ve aynı zamanda kadınlar…

Dr. Oktar Babuna: Dünyayı değiştirebilirler.

Sunucu: Evet ama aynı zamanda erkeklerle çünkü onlar..

Dr. Oktar Babuna: İtalya’nın başkanının, Türkiye’nin başkanının kadın olduğunu hayal edin. Kadınlar savaşları durdururdu, şiddet olmazdı. Dünyanın her yerinde sanat olurdu. Sokaklar binalar çok güzel olurdu çünkü kadınların daha iyi zevkleri var. Dekorasyon daha iyi olurdu. Her yerde sevgi olurdu çünkü kadınlar sevgi dolu ve insanlara, hayvanlara, her şeye şefkatliler. Bu Adnan Oktar’ın her zaman söylediği şey aslında. Kadınlar bu dünyanın güzellikleri. Ve kadınlarla her şey güzel. Kadınlar olmadan bu çok kötü bir dünya olurdu. Kadınlarla her şey güzel.

Sunucu: Silahlar olmazdı.

Dr. Oktar Babuna: Silahlar olması evet. Bu fırsatı bize verdiğiniz için teşekkürler. Tüm İtalyan halkında selamlarımızı ve Adnan Oktar’ın sevgisini gönderiyoruz. İtalya güzel bir ülke. Sanatta bir numara. İtalyanlar güzel insanlar, çok mutlu, çok dışa dönük. İtalyanları çok seviyoruz.

Sunucu: Pozitifiz.

Dr. Oktar Babuna: Evet, çok çok pozitif, çok sanatçı, İtalyan sanatı mükemmel. İtalya çok güzel bir ülke. İtalya ve Türkiye arasında çok çok çok daha iyi bir ilişki istiyoruz. Bunu görmeyi çok isterdik.

Sunucu: Peki.

 

 

 

 

 

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo