Ta ahir zamanda, hayatın geniş dairesinde asıl sahipleri, yani Mehdi ve şakirtleri Cenab-ı Hakkın izniyle gelir, o daireyi genişlettirir ve o tohumlar sümbüllenir. Bizler de kabrimizde seyredip Allah’a şükrederiz.
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Kastamonu Lahikası’nı 1936 yılında hazırlamıştır. Üstad bu eserinde Hz. Mehdi (a.s.)’ın ve taleberinin yaşayacakları döneme ayit çok önemli bir zaman belirlemesi yapmıştır.
Bediüzzaman Hz. Mehdi (a.s,) ve talebelerinin yaşadığı dönemi ta ahir zamanda ifadesini kullanarak tanımlamakta ve kendi yaşadığı dönemden çok ilerideki bir zamana bu ifade ile dikkat çekmekdedir.
Bediüzzaman kendi yaşadığı dönemi dar daire olarak düşünerek, HAYATIN GENİŞ DAİRESİNDE ifadesiyle ilerki bir zamanda yaşanacağını ifade etdiği ahir zamanı tasfir etmektedir. Bediüzzamanın hayatın geniş dairesi ifadesi teknolojinin, bilimin, sanatın, kültürün her yönüyle gelişeceği bir döneme işaret etmektedir. Günümüzde telefon, radyo teknolojileri ve internet sisteminde yaşanan büyük gelişmeler vesilesiyle müslümanların tebliğ çalışamalarını çok geniş alanlara yaymaları ve bu yolla büyük insan kitlelerine ulaşamaları mümkün olmaktadır.
Bediüzzaman ta ahir zamanda HAYATIN GENİŞ DAİRESİNDE ifadesinin hemen ardından bu geniş daire içerisindeki kimlerin bu daireni genişleteceğini şu ifadeyle netleştirmiştir. ASIL SAHİPLERİ, YANİ MEHDİ VE ŞAKİRTLERİ CENAB-I HAKKIN İZNİYLE GELİR, O DAİREYİ GENİŞLETTİRİR.
Bediüzzaman'ın bu ifadesinden açıkca anlaşıldığı gibi Üstad'ın yaşadığı dönemden daha sonraki bir dönemde yani bilmin, teknolojinin, haberleşme sistemlerinin çok ilerlediği hayatın geniş dairesinde Peygamberimiz (s.a.v.)’in müjdelediği EN BÜYÜK MÜCEDDİD, EN BÜYÜK MÜÇTEHİD VE KUTB-U AZAM olan Hz. Mehdi (a.s.) ve onun talebeleri gelecek ve bu dairede çok büyük ve önemli icraatler yapacaktır.