Adnan Oktar’ın 20 Ekim 2017 tarihli A9 TV sohbetinden
ADNAN OKTAR: “Adım Murat Öztürk, ben ateistim. İlk önce onu diyeyim” diyor. “Herkesi kucakladığı ve adamlığı için herkese eşit olup yalan konuşan bazı hocaları yayınlayıp doğruları dediği için, misal recm konusu, onu canı gönülden seviyorum ve TV’de ilk birinci sırada. İyi ki var” diyor. “İletirseniz sevinirim” diyor. Dürüst bir delikanlı “ben ateistim” diyor, gizlemiyor oyun da oynamıyor, her şeyi dürüstçe değerlendiriyor, zulme karşı, dehşete karşı. Ben böyle insanı severim ve dost olurum, kardeş olurum. Çünkü İslam’la bir alıp-veremediği yok ama gelenekçi İslam’ın zulmüne karşı. Aklı başında herkes bu zulme karşı olur. Yani bir kısım gelenekçi İslam’ın diyelim. Şimdi bir insanla karşılaştık “ben ateistim” diyor. Önce fikir özgürlüğü içinde olduğunu, onun fikrine saygı duyduğunu belirtmen gerekir. Yani ateist diye ona tavır alıyorsan konuşacak bir şey yoktur. Hristiyan’a, Musevi’ye sevgi, ateiste sevgi saygı hepsine her fikre saygı duyulması gerekir. Allah onu öyle yaratmış. Kader o kader, kaderde Allah’ın yarattığı bir durum. Dürüstlüğünde bir sorun var mı? Yok. Ne diyor? “Ben ateistim” diyor. Gizliyor mu? Hayır. Sana bir düşmanlığı var mı? Hayır. Uğraşıyor mu seninle? Hayır, sadece “benim inancım bu” diyor. Bu insana saygı duyulur, sevgi duyulur. Ve “zulme karşıyım” diyor. Seninle aynı işte, aynı görüşte ayrıca. Önce güvence vermek lazım. Yani insanların güvenini kazanmak lazım. Makul bir insan olduğunu, kavgacı olmadığını, tartışmada bağırtıda çağırtıda işinin olmadığı vurgulanmalı. Ve samimi olduğun iyi niyetle gerçekleri aradığın vurgulanmalı. Ve ana amacının insanların herkesin birbirini sevmesi olduğu, kainata sevginin hakim olmasını istediğin, bunları anlatırsan karşındaki insan, ateist insan makul çocuklar onlar zaten, birçoğu yüzde 99’u makul. Seninle makul bir konuşmaya girer. Aklının almadığı şeyler vardır tabii ki. Diyor ki mesela “dinde taşlayarak öldürme var” diyor. Adam bunu nasıl kabul etsin? Vahşet bu, din böyle bir şey demeyeceği belli. Allah niye vahşet istesin? Ayette yok çünkü Kuran’da yok. Sabahtan akşama kadar bir insanın taşlanarak öldürülmesi putperest vahşetidir, Müslümanın yapacağı bir şey değil. Bunu Peygamber (sav)’e izafe etmek de çok büyük günah, çok büyük ayıp ve çirkinlik. Makul konuşulursa Kuran Müslümanlığını benim bildiğim her ateist kabul eder. Çünkü niye karşı olsun? Bir Yaratan olduğunu görür. Ama onların çocuk ölümleri şunlara bunlara akılları takılıyor. Halbuki çocuklar ölmese, mesela duvar yıkılıyor ama çocuk arasından yürüyerek çıkıyor, yangın var ama çocuk arasından yürüyerek çıkıyor, o zaman imtihan olmaz yani imtihan kalkar. O zaman her şeyin anlamı kalkar. Sevginin, hayatın, estetiğin, güzelliğin her şeyin anlamı kalmaz. “Çünkü çocuk” diyor, arkasından diyeceksin ki “adamın ne suçu var?” diyeceksin. İmtihan ortamı kökten ortadan kalkar. Her şeyin olabildiğini insanların görmesi lazım. Ama tabii bir gizli koruma vardır. Gizli koruma bilinmez. Mesela çocuk üzerine duvar yıkıldığını görmez, şehitse görmez. Onun acısını, rahatsızlığını falan hissetmez. Önceden üst boyuta alınır başka boyuta alınır ölmüş olur daha önceden ölür. Yaralanmalarda da Cenab-ı Allah kişinin dayanamayacağı bir acı ve rahatsızlık vermez. İmtihan için insanlara bunlar ara ara az veya biraz daha çok gibi sunulur. Mesela sahabelerin gözüne ok geliyordu, ok giriyor gözlerini çıkarıyordu. Soruyorlar sahabeye “ne diyorsun?” “ben Resulullah’ı dünya gözüyle göremeyeceğim için oradan biraz rahatsızım” diyor “o yönünü düşünüyorum” diyor. “Yoksa gözümün çıkması Allah için helal olsun Rabbimiz’e” diyor “Allah verir Allah alır” diyor. Doğru, o gözü sen mi yarattın? Allah yarattıysa Allah’ın yarattığı göze sen nereden sahip çıkıyorsun? Ha biraz daha bakarsak “göz çıktı” diyor, gözün çıktığı falan yok gözün çıktığı sana gösteriliyor. Göz niye çıksın? Madde yok ki göz çıksın. Gözün çıktığı sana gösterilir, olmayan bir göz çıkmış oluyor. Yani o anlamda yok, görüntü olarak var gölge varlık olarak var ama madde olarak yok.