Sayın Adnan Oktar’ın 31 Mart 2018 tarihli Canlı Sohbetler yayınından.
VTR: Merhabalar ben Gaziantep'ten Emin Özdemir. Allah'a deli âşık olmak ne demektir?
ADNAN OKTAR: Yakışıklı Emin, eğer kendimize doğal halimize bırakırsak yani pozitif olmaya kesin karar verirsek, çok dürüst olmaya aleyhimize bile olsa mutlaka dürüst olmaya karar verirsek buna samimiyet deniyor. Samimi olduğumuzda artık İslamiyet’i yaşayacak ruh haline girmiş oluyoruz. Böyle bir konumdayken baktığımızda, o samimiyetle baktığımızda bir ekranla karşı karşıyayız renkli, tan renkli, üç boyutlu derinlikte bir ekran. Burada bilgisayarlar var, arabalar var, evler var, fincanlar var her şey var. Bu görüntünün içindeki her şeyin alenen ve açıkça bir üstün akıl tarafından yaratıldığı görülüyor, anlaşılıyor. İkincisi tesadüf, tesadüfün bunların hiçbirisini yapamayacağı belli bunu konuşmaya bile gerek yok, açıklamaya bile gerek yok. Şimdi bu gücün büyüklüğünü anlamaya geliyor sıra. Bilimle bunu elde ederiz. Bilimle baktığımızda Allah’ın büyüklüğünün pek azim olduğunu görüyoruz. Şimdi bu durumda, Allah’ın bizden ne istediğini düşündüğümüzde tek amacının, bu büyüklüğün, her şeyin, bilgisayarın, şunun bunun, ayakkabı, palto, ceket hepsinin sebebini araştırıyoruz, dinin amacı nedir? Cennetin amacı nedir? Tek bir şeye çıkıyor; sevgiye çıkıyor. Yani her şeyin bir sonu var değil mi? Her şeyin sonu ucu sevgiye çıkıyor. Gücünün yettiği kadar, aklının yettiği kadar her kula Allah sevgi nasip ediyor. Yani bu sonsuza açılan bir sevgi oluyor. Ucu bucağı olmayan bir sevgi. Kastedilen budur.