VTR: İyi akşamlar Adnan Bey. Ben niye hiç mutlu olamıyorum?
ADNAN OKTAR: Canımın içi eğer dünyevi mutluluğu aradığını düşünüyorsan Allah’ın onu sana vermemesi senin için bir nimet çünkü sana cennette onu vereceği için. Dünyada nasıl olsun ki? Dünyada sadece Allah’ı sevmekten, Allah’a dost olmaktan kaynaklanan bir mutluluk olabilir. Burada her şey aciz ve eksik yaratılmış. “İnsan zayıf yaratıldı” diyor ayette. Saçı vardır dökülür onun derdine düşer, kaşı vardır dökülür onun derdine düşer. Kirpikleri vardır dökülür kirpiklerini beslemek için ilaç alır. Gözleri bozulur yakını göremez uzağı göremez gözlük alır. Burnu tıkanır ondan rahatsız olur, enfeksiyon olur ondan rahatsız olur sinüzit olur. Boğazında bademcik olur, dişleri ağrır. Dişlerini diş doktoruna götürüp çektirir kimine dolgu yaptırttırır. Kafasında rahatsızlıklar olabilir, sıkıntı olabilir. Beyninde rahatsızlıklar olabiliyor. Omurgasında boyun omurlarında rahatsızlık olur. Allah bunları kasten yapar. Eğer bu yapılmazsa insanların büyük bir bölümü azar ve Allah’a isyan ederler. Bu acizliğiyle ancak dengeleniyor ucu ucuna dengeleniyor insanlar. Bir bakın etrafa kendiniz de görürsünüz. Belinde fıtık bin bir türlü hastalık. Bazı vatandaşları görüyoruz korkunç azgın. Eklemleri ağrıyor, ayağı ağrıyor, romatizmaları azmış. Bileği ağrıyor, karaciğerinde rahatsızlık var, dalağında rahatsızlık var ama müthiş azgın. Allah ucu ucuna dengeleyecek şekilde bunu bu şekilde yaratıyor. Yoksa insanlar zapt olmaz ve dünyaya akıl almaz bağlanırlar. Ömrü de çok kısa yapıyor ki hiç bağlanmasınlar diye. Yaşlılığı da çok süratli getiriyor. Daha otuz yaşında, kırk yaşında yaşlanmaya başlıyor insanlar. Kırk yaşında saçları bembeyaz oluyor kırk-elli yaşında. Ve çökme başlıyor altmış-yetmişlerde zaten çoğu insan ölüyor. Yetmiş-seksen veyahut. Dengeyi sağlamak için Allah bu sistemi kurmuştur. Bütün azalara hastalık veriyor ki insanlar denge içerisinde kalsınlar diye.
VTR: İyi akşamlar Adnan Bey. Ben niye hiç mutlu olamıyorum?
ADNAN OKTAR: Canımın içi eğer dünyevi mutluluğu aradığını düşünüyorsan Allah’ın onu sana vermemesi senin için bir nimet çünkü sana cennette onu vereceği için. Dünyada nasıl olsun ki? Dünyada sadece Allah’ı sevmekten, Allah’a dost olmaktan kaynaklanan bir mutluluk olabilir. Burada her şey aciz ve eksik yaratılmış. “İnsan zayıf yaratıldı” diyor ayette. Saçı vardır dökülür onun derdine düşer, kaşı vardır dökülür onun derdine düşer. Kirpikleri vardır dökülür kirpiklerini beslemek için ilaç alır. Gözleri bozulur yakını göremez uzağı göremez gözlük alır. Burnu tıkanır ondan rahatsız olur, enfeksiyon olur ondan rahatsız olur sinüzit olur. Boğazında bademcik olur, dişleri ağrır. Dişlerini diş doktoruna götürüp çektirir kimine dolgu yaptırttırır. Kafasında rahatsızlıklar olabilir, sıkıntı olabilir. Beyninde rahatsızlıklar olabiliyor. Omurgasında boyun omurlarında rahatsızlık olur. Allah bunları kasten yapar. Eğer bu yapılmazsa insanların büyük bir bölümü azar ve Allah’a isyan ederler. Bu acizliğiyle ancak dengeleniyor ucu ucuna dengeleniyor insanlar. Bir bakın etrafa kendiniz de görürsünüz. Belinde fıtık bin bir türlü hastalık. Bazı vatandaşları görüyoruz korkunç azgın. Eklemleri ağrıyor, ayağı ağrıyor, romatizmaları azmış. Bileği ağrıyor, karaciğerinde rahatsızlık var, dalağında rahatsızlık var ama müthiş azgın. Allah ucu ucuna dengeleyecek şekilde bunu bu şekilde yaratıyor. Yoksa insanlar zapt olmaz ve dünyaya akıl almaz bağlanırlar. Ömrü de çok kısa yapıyor ki hiç bağlanmasınlar diye. Yaşlılığı da çok süratli getiriyor. Daha otuz yaşında, kırk yaşında yaşlanmaya başlıyor insanlar. Kırk yaşında saçları bembeyaz oluyor kırk-elli yaşında. Ve çökme başlıyor altmış-yetmişlerde zaten çoğu insan ölüyor. Yetmiş-seksen veyahut. Dengeyi sağlamak için Allah bu sistemi kurmuştur. Bütün azalara hastalık veriyor ki insanlar denge içerisinde kalsınlar diye.