Bazı Müslümanlar “ihtilafta rahmet vardır” sözünün, sözde Peygamberimiz (sav)'in sahih bir hadisi olduğunu söyleyerek, bu düşünceyi hayata geçirmekte ve buna dayanarak İslam dünyasındaki çatışmaları makul görmektedirler.
Oysa ki bu sözün Peygamberimiz (sav)’e ait bir hadis olmadığı, Allah’ın, Kuran’da farz olduğunu bildirdiği “Müslümanların birlik olmaları, kardeşler olarak yaşamaları, dağılıp ayrılmamaları, dost olmaları, çekişip birbirlerine düşmemeleri” gibi hükümlerin yer aldığı ayetlerden açıkça anlaşılmaktadır:
Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. DAĞILIP AYRILMAYIN. Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. HANİ SİZ DÜŞMANLAR İDİNİZ. O, KALPLERİNİZİN ARASINI UZLAŞTIRIP-ISINDIRDI ve siz O'nun nimetiyle KARDEŞLER OLARAK sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar. (Al-i İmran Suresi, 103)
MÜ'MİNLER ANCAK KARDEŞTİRLER.ÖYLEYSE KARDEŞLERİNİZİN ARASINI BULUP-DÜZELTİN ve Allah'tan korkup-sakının; umulur ki esirgenirsiniz. (Hucurat Suresi, 10)
Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin ve ÇEKİŞİP BİRBİRİNİZE DÜŞMEYİN, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir. (Enfal Suresi, 46)
İnkar edenler birbirlerinin velileridir. EĞER SİZ BUNU YAPMAZSANIZ (birbirinize yardım etmez ve DOST OLMAZSANIZ) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur. (Enfal Suresi, 73)
Ve haklarına tecavüz edildiği zaman, BİRLİK OLUP karşı koyanlardır. (Şura Suresi, 39)
Şüphesiz Allah, Kendi yolunda, SANKİ BİRBİRLERİNE KENETLENMİŞ BİR BİNA GİBİ SAF BAĞLAYARAK cehd edenleri (mücadele edenleri) sever. (Saff Suresi, 4)
Kimi Müslümanların, Kuran ayetleriyle tamamen çelişen bu uydurma hadisi delil göstererek Müslüman ümmetini ‘ihtilafa çekmeye’ çalışmaları büyük bir fitnedir. Kuran ayetlerinde ve İslam ahlakında sevgi, barış, hoşgörü, kardeşlik ve birlik olma anlayışı vardır. Ve Allah, birlik olup bu ahlakı yaşamalarını tüm Müslümanlara farz kılmıştır.
Allah yukarıda da yer alan ayetinde,‘Eğer birlik olmazsanız, birbirinize düşmanlıktan vazgeçmezseniz, dost ve kardeş olmazsanız, yeryüzünde büyük bir fitne ve bozgunculuk hakim olur ’ diye bildirmiştir (Enfal Suresi, 73) .
Dolayısıyla söz konusu kişiler, gösterdikleri bu tavır ile, -Allah’ı ve Kuran’ı tenzih ederiz - Allah’ın hükmüne karşı hurafe ile karşılık vermekte ve Allah’ın tüm bu ayetlerinin hükmünü ortadan kaldırmaya çalışmaktadırlar.
Ayrıca ‘ümmetin ihtilafının rahmet mi yoksa felaket mi olduğu’ bugün İslam coğrafyasında yaşananlara bakıldığında da açıkça anlaşılmaktadır:
Bugün İslam dünyasında akan kanın asıl sebebi kimi Müslümanlar arasında yaşanan bu ihtilaf ruhudur. Ve yine bu ihtilaf ruhu sebebiyle İslam dünyası bugün hiçbir şekilde birlik olamamaktadır.Müslümanlar birbirlerini düşman olarak görmekte, sırf bu sapkın inanç nedeniyle birbirlerini öldürmeyi,kardeş kanı dökmeyi hak kabul etmektedirler.
Dahası, dünyanın dört bir yanında Müslümanlara yapılan zulümler, katliamlar İslam Birliği’nin oluşturulmasıyla hemen son bulacak iken, sırf bu ihtilaflar sebebiyle Müslümanlar birleşmemekte ve bu zulme yalnızca seyirci kalmaktadırlar.
Allah Kuran’da ‘tüm Müslümanların birleşmesini, dünyadaki zulme son vermek için birlik olup ilmi mücadele yürütmelerini” emrettiği halde, Müslümanlar, kendi aralarındaki ihtilaflar nedeniyle Allah’ın bu farzını yerine getirmemektedirler.
Oysa ki bunun şeytani ve Deccali bir oyun olduğu çok açık bir şekilde ortadadır. Bugün dünyaya baktığımızda, Yahudilerin böyle bir ihtilaf düşüncesiyle birbirlerini öldürdüklerini görmüyoruz. Aynı şekilde Hristiyanlar da birbirlerinin kanını dökmüyorlar.
Ancak İslam dünyasında pek çok ülkede Müslümanlar hiç durmaksızın birbirinin kanını döküyorlar. Ve bu inançlarından vaz geçmedikleri için, bu çatışmaları durdurma, aynı topraklarda bir arada, birlik, barış ve kardeşlik içerisinde yaşama gibi bir idealleri de yok.
Dolayısıyla Müslümanların, “İhtilafta rahmet vardır” sözünün yanlışlığını, Kuran’daki ayetlere ve İslam dünyasının bugün içerisinde bulunduğu acı ve sıkıntılara bakarak hemen anlamaları gerekir.
Bilindiği gibi mezhep anlayışı, Peygamberimiz (sav)’den ve Dört Halife döneminden sonraki dönemlerde türeyen çeşitli sapkın akımlar ve bidatçi fırkalara karşı, İslam alimlerinin itikat ve amellerde bazı ölçüler tespit etmeleriyle ortaya çıkmıştır.
Yoksa Müslümanların İslam’ı, doğrudan Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’den ve ashabından öğrendikleri Asr-ı Saadet ve Dört Halife dönemlerinde herhangi bir mezhebin kurulmasına gerek duyulmamıştır.
Bugün ise Müslümanlar, yalnızca zaruri olduğu için bu şekilde farklı mezheplere uyarak İslam’ı yaşamaktadırlar. Yoksa bu farklılıkların, ihtilafların ve ayrılıkların Müslüman dünyasına büyük felaketler getirdiği ortadadır. Milyonlarca Müslümanın ölümüne, zulüm, korku, acı ve sıkıntılar içinde yaşamasına neden olan ana sebep bu ayrılıkçı, ihtilaf mantığıdır.
Müslümanların tek hak kitabı Kuran-ı Kerim’dir. Allah haram ve helal kıldığı her şeyi Kuran ile kullarına bildirmiştir. Aynı şekilde Müslümanlar için farz olan hükümler ve bu hükümlerin nasıl uygulanacağı da Kuran ayetleriyle insanlara açıklanmıştır.
Şu an ise, kimi Müslümanlar Kuran ayetlerine uymak yerine, farklı mezheplerin kurallarına uyarak yaşamaktadırlar. Ve bu her bir mezhebin haramları, helalleri, ibadet şekilleri birbirlerinden tamamen farklıdır.
Oysa Allah’ın hak Kitabı Kuran'da böyle ihtilaflar yoktur. Ve Allah insanlara uyacakları 4 ayrı kitap indirmemiştir (Allah'ı ve Kuran'ı tenzih ederiz). Zira her mezhebin kuralları birbirleriyle tamamen çelişmektedir.
Müslüman kardeşlerimizin mezheplerin kuralları arasındaki bu çelişkileri görerek, Allah’ın Kuran'da bildirdiği ‘birlik ve beraberlik’ ruhuna dönmeleri, ihtilafları bir kenara bırakarak Allah’ın Kuran ayetleriyle bildirdiği hükümlerine uymaya yönelmeleri gerekir.
KONULAR | HANEFİ | MALİKİ | ŞAFİİ | HANBELİ |
Abdestin farzları kaçtır? | 4 | 7 | 6 | 7 |
Abdesti belli bir sıra ile almak farz mıdır? | Hayır | Hayır | Evet | Evet |
Abdesti bozan şeylerin sayısı kaçtır? | 12 | 3 | 5 | 8 |
Abdest şüphe ile bozulur mu? | Hayır | Hayır | Hayır | Evet |
İlk iki rekatta Fatiha okumanın hükmü nedir? | Vacip | Farz | Farz | Farz |
Fatiha suresi okunmadan kılınan namaz geçerli olur mu?
| Evet | Hayır | Hayır | Hayır |
Namazı bitirirken selam vermenin farz olduğu miktar nedir? | Farz değildir | 1 tarafa vermek farzdır | 1 tarafa Vermek farzdır | 2 tarafa vermek farzdır |
Namazda hatayla yanlış bir kelime geçerse namaz bozulur mu?
| Evet | Hayır | Hayır | Hayır |
Abdesti ara vermeksizin almak farz mıdır? | Hayır | Evet | Hayır | Evet |
Abdestte kulaklar kaç defa mesh edilmelidir? | 1 | 1 | 3 | 1 |
Deve eti yemek ve cenazeyi yıkamak abdesti bozar mı? | Hayır | Hayır | Hayır | Evet |
Sakalı kesmek haram mıdır? | Evet | Evet | Hayır | Evet |
Gusül abdesti almayı gerektiren sebeplerin sayısı kaçtır? | 7 | 4 | 5 | 6 |
Gusül abdestinin farzları kaç tanedir? | 11 | 5 | 3 | - |
KONULAR | HANEFİ | MALİKİ | ŞAFİİ | HANBELİ |
Satranç oynamak haram mıdır? | Evet | Evet | Hayır | Evet |
Cenaze namazı, namaz kılmanın yasak olduğu kaç vakitte kılınmaz? | 5 | 3 | Her vakitte kılınabilir | 3 |
Oruç için dil ile söyleyerek niyet etmek şart mıdır? | Evet | Evet | Hayır | Evet |
Kan aldırmak orucu bozar mı? | Hayır | Hayır | Hayır | Evet |
Erkek ve kadının ziynet eşyalarından zekat vermeleri farz mıdır? | Evet | Hayır | Hayır | Hayır |
Köpek necis bir hayvan mıdır? | Hayır | Hayır | Evet | Evet |
Kadın yanında kocası olmadan hacca gidebilir mi? | Hayır | Evet | Evet | Hayır |
Ramazan orucu için her gün ayrı ayrı niyet etmek şart mıdır? | Evet | Hayır | Evet | Evet |
Haccın şartı kaç tanedir? | 2 | 4 | 5 | 4 |
İpeğin üzerine oturmak, yaslanmak, yastık olarak kullanmak, duvar örtüsü yapmak haram mıdır? | Hayır | Evet | Evet | Evet |
Tavla oynamak haram mıdır? | Hayır | Evet | Evet | Evet |
Hz. Mehdi (a.s.), ortaya çıktığında ‘en büyük müceddid’ (her yüzyıl başında dini hakikatleri devrin ihtiyacına göre ders vermek üzere gönderilen büyük İslam alimi) ve ‘en büyük müçtehid’ (ihtiyaç oluştuğunda ayetlerden hüküm çıkaran büyük İslam alimi) olma özelliklerine de sahip olacaktır.
Bu vasıftaki büyük zatlar, İslam toplumlarına örnek olmuş, yol göstermiş, zamanın kutbu olmuş önderlerdir. Bu önderlerden kimi ‘mezhep önderleri’ olmuşlar; Müslümanlar da onlara uymuşlardır. Bütün Ehl-i Sünnet, dört mezhep imamının verdiği hükümlerle amel etmektedir. Bu müçtehid ve müceddidlerin en büyükleri ise Hz. Mehdi (a.s.) olacaktır. Bu da Hz. Mehdi (a.s.)’ın içtihat etme (hükümleri usulüne uygun olarak Kuran ve hadislerden istifade ile ortaya koyma) ve hüküm vermeye en yetkili kişi olarak, “tüm mezhepleri kaldıracağını” göstermektedir.
Zira en büyük mezhep imamı olduğuna göre zaten tüm diğer mezhepleri kaldırması gerekir. Zamanında herkesin ona uyacağının bildirilmiş olması da bunu doğrulamaktadır. İslam tarihinin en büyük alimlerinden biri olan Muhyiddin Arabi ise ‘Fütühat-ül Mekkiye’ isimli eserinde bu konuda şöyle bilgi vermiştir:
“... MEHDİ (as), dini Peygamber (sav)’in zamanında olduğu gibi aynen uygulayacak.YERYÜZÜNDEN MEZHEPLERİ KALDIRACAK. HALİS HAKİKİ DİNDEN BAŞKA HİÇBİR MEZHEP KALMAYACAK.” (Muhammed B. Resul El Hüseyin El Berzenci, Kıyamet Alametleri, s. 186-187)