Adnan Oktar'ın Gaziantep Olay TV'deki Canlı Röportajı (2 Kasım 2010)
Adnan Oktar: Tur Suresi, 44. “Eğer” diyor Cenab-ı Allah. Şeytandan Allah’a sığınırım. “Eğer gökten bir parçanın düşmekte olduğunu görseler bile” bir göktaşının yahut işte gökten taş parçalarının düştüğünü, “görseler bile,” bunu tespit etseler bile, “‘üst üste yığılmış bir buluttur’ derler.” Ebcedi 1999 yılını veriyor. Göktaşlarının en yoğun biriktiği, birden yoğunlaştığı tarihi veriyor, 1999 tarihini veriyor. Demin seyretmiştik. 1980 yılında başlıyor biliyorsunuz, göktaşları artmaya. Mehdi (a.s.)’nin çıkışıyla beraber, onlar da artmaya başlıyorlar. Bütün bunları anlamazlıktan gelmek, Kıyametten sonra insanlar dirildiğinde, Cenab-ı Allah bunları sorduğunda; “göktaşlarının 1980’den sonra ani olarak bu kadar yoğunlaşmasına ne mana verdin, ne anlam verdin?” dese, “anlamazdan geldim” diyecek. “Nemesis’in niye yaklaştırıldığını düşündün mü? Onun göktaşı fırlattığını biliyordun” diyecek Cenab-ı Allah. “Ne anlama geldiğini biliyor muydun?” “Bilmiyordum. Yalan söyleyemem, biliyordum” diyecektir sonra. “Peki” diyecek, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’i şahit getirecek Cenab-ı Allah. “Dünyanın ömrü 7000 yıl, dedi mi?” diyecek. “Dedi.” “Bunun, ne kadarı geçti?” “5600 yılı geçti. Bunu söyledi mi?” “Söyledi” diyecek. “O zaman sen hesap edemedin mi?” diyecek. Mesela “7000’den 5600’u çıkaramadın mı?” dese, “çıkarabiliyordum” diyecektir tabii ki. Bu ne demektir? “Anlamazlıktan geldim” diyecek. Çünkü 7000’den 5600’ü ilkokul çocuğu olsa çıkarır. Cübbeli diyor ki; “bundan hesap çıkmaz” diyor. Bakayım Ahirette Allah’ın karşısında diyebilecek misin? “Allah’la pazarlık edilir” diyor. Bakalım pazarlık edebilecek gücün olacak mı senin? Haşa. Ağzın tersine döner, yani Allah’ın karşısında sen Allah’la pazarlık etmeye kalkacaksın, öyle mi? Allah’ın gücünü anlamamış demek ki.