Son günlerde başta Müslüman ülkeler olmak üzere tüm dünyada şiddet, huzursuzluk, gerilim ve kargaşa yaygın olarak yaşanmaktadır. Ancak bu olayların tüm fertlere öğrettiği şey ileriye yönelik, daha huzurlu, barış ve refah dolu günler için olaylardan ibret alıp, dersler çıkarmaktır.
Pek çok ülkede yaşanan bu şiddet çılgınlığı, adeta tüm toplumları toplu bir hipnozun etkisi altına almış gibidir. Neye hizmet ettiğini, neye fayda sağlamaya çalıştığını dahi bilmeden ve ülkelerine nasıl zarar verdiklerini düşünmeden, Darwinist komünistlerin oyununa gelerek meşru isteklerini demokratik ortamlarda anlatmak yerine sokaklarda şiddetle elde etmeye çalışan toplumlar bu hipnozun en belirgin örnekleridir. Aklı selim olması ve milleti kargaşadan çekip çıkarması beklenen yöneticiler de halkın isteklerini sevgiyle, merhametle karşılayıp demokratik çerçevede çözmek yerine şiddetle karşılık vererek bu hipnoza onlar da katılmaktadır.
Karşılıklı olarak yapılan bu olumsuz davranışlar ise kargaşayı, nefreti, vahşeti, saldırganlığı, insanlık dışı eylemleri, şuuru kapanmış şekilde körüklemektedir. Bu toplu hipnozun etkisi altındayken söz konusu insanlarla konuşabilmek, mantık örgülerine etki edebilmek de mümkün olmamaktır. Oysa ki hepsi, çok büyük olasılıkla, zaman geçtiğinde dönüp geriye bakıldığında yapılan hataları, verilen zararı çok net olarak göreceklerdir.
Bugün için bu hipnozu önlemenin en kesin çözümü sağduyu sahibi olan dünya liderlerinin, siyasi parti liderlerinin bir araya gelip, sevgi, barış ve İslam kardeşliği mesajları vermeleri ve halim bir lider seçerek onun sevgi rehberliği altında toplanmalarıdır. Toplumdaki gerilimlerin bitmesinin tek yolu budur.
Dünyamız özellikle geçtiğimiz yüzyılda çok karanlık ve sevgiden yoksun yıllar geçirdi. İnsanların kalplerine sevgi yerine kin ve nefret yerleşti. Ancak bu durum artık değişiyor. Günümüzde yaşanmaya başlayan Mehdiyet,10 yıl sonra tam anlamıyla yerleşecek; sevginin, barışın, kardeşliğin, güzel ahlakın en coşkun şekilde yaşanacağı dönem olacaktır. Hz. Mehdi (a.s.) önderliğinde Mehdiyet Devrinde, Allah’ın Kuran’da bizlerden istediği sevgi anlayışı tam anlamıyla tecelli edecektir. Allah’ın Kuran’da bildirdiği gibi Peygamberimiz (s.a.v.) tebliğ yaparken, nasıl ki, “… ‘Ben buna karşı yakınlıkta sevgi dışında sizden hiçbir ücret istemiyorum.’…” (Şura Suresi, 23) demişse, Allah’ın izniyle onun soyundan olacak olan Hz. Mehdi (a.s.) da insanlardan, “Kuran’a dayalı sevgi ve muhabbet” dışında bir şey istemeyecektir.
www.mehdinincikisalametleri.beyazsiteler.com
Cahil, bilgisiz insanların çatışmaları durumunda bu çatışmayı durduracak onları eğitip ıslah edecek, düzeltip, sakinleştirecek ve dünyayı cennete çevirecek bir lidere ihtiyaç olduğu artık çok net olarak anlaşılmıştır. Dünyanın önde gelen liderleri şiddeti beğenmedikleri yönünde açıklamalar yapsalar, sevgiye, barışa davet etseler bile gerilimlerin çok tırmandığı ortamlarda bir siyasinin sözü pek dinlenmez ve sorunlara kalıcı bir çözüm de getirmez. Çünkü bir siyasinin mutlaka bir kendi görüşünde olan taraftarı bir de karşı görüşte olan muhalifi vardır. Bu durumda tüm insanları ortak düşünce etrafında toplayacak hepsini kucaklayacak ve fikirleriyle etkileyecek güce sahip siyasi bir liderin varlığı ve herkesçe kabulü pek mümkün görünmemektedir. İnsanlar üzerinde din alimlerinin etkisi de beklenildiği gibi güçlü değildir. Çünkü bu kişilerin de ya farklı dinlerden oldukları ya da farklı mezheplere mensup oldukları için yine tarafları ve karşıtları vardır. Bu nedenle insanlara sevgiyi öğretecek olan kişinin dünyadaki siyasi liderlerin hepsinin üstünde bir gücün ve etkinin yanısıra dinler ve mezhepler arasında da ittifakla kabul edilecek özelliklere de sahip olması gerekir. Tüm dünyanın etrafında birleşeceği barışı sevgiyi öğretecek olan zat, hadislerde belirtildiği gibi siyasetten uzak durarak, evinden idare etmeli, makam mevki peşinde olmamalı ve siyasi bir kimliğe de sahip olmamalıdır.
Bu şahsın, Allah yolunda mücadele edeken, Kuran’da tarif edildiği gibi sadece “Allah’ın taraftarı” olması, samimiyeti, dürüstlüğü herkesçe onaylanan bir kişiliğe sahip olması önemlidir. Ayrıca dünya hırsının da olmaması gereklidir. Bu zat Darwinizm ve bağnazlığın getirdiği kabalığı bilimsel yöntemlerle, ilmi mücadele ederek ortadan kaldıracak, insanları doğruya çağıracak, kabalık, sevgisizlik ve merhametsizlik aşılayan bağnaz zihniyeti ilmen çökertecek, sevgiye, dostluğa, merhamete davet edecek, iyilik ve güzellikle mezhepleri kaldıracak, sözü geçen ve çok sevilen bir lider olmalıdır.
Belirtilen özelliklere sahip olan kişinin aranıp bulunması ve dünyanın manevi lideri olabilmesi için Amerika başta olmak üzere, Türkiye, İran, Rusya, İsrail ve Avrupa’dan aklı selim siyasi kişilerin ve din alimlerinin bir araya gelmesi ve şefkatli, merhametli, herkesi iyiliğe davet eden, bir sevgi öğretmeni seçelim demeleri, dünyanın manevi bir liderin zuhuruna muhtaç olduğuna kanaat getirmeleri yani bir sevgi öğretmeni aramaları gerekmektedir.
Aklı başında dünya liderleri bir araya gelsinler, halim bir lider bulsunlar. Bütün bu kabalığı ortadan kaldıracak, insanları güzelliğe çekecek, mezhepleri kaldıracak; kaldıracak derken zorla değil, doğrusunu anlatarak, sevgiyi anlatan, dostluğu anlatan, merhameti anlatan, iyiliği, güzelliği anlatan ama sözü geçen, çok sevilen bir lider bulsunlar.
Dünya liderleri bu amaçla bir araya gelsin. Tayyip hocamız, Putin, Obama hepsi toplansınlar, Müslüman aleminin başına bir lider bulsunlar. Sevecen, makul, herkesin seveceği, dünya hırsı olmayan, hadislerde belirtildiği gibi evinden idare eden, makam mevki peşinde olmayan, siyaset adamı demiyorum, bir sevgi adamı, sevgi öğretmeni bulsunlar. Dünyaya sevgiyi öğretsin.
Amerika samimi yaklaşıyor, sevecen yaklaşıyor, Türkiye samimi yaklaşıyor, İran samimi yaklaşıyor, Suriye’nin aklı başında insanları var, bir kişiyi seçsinler. Desinler ki, “Bu kişi hakikaten şefkatli, merhametli, herkesi iyiliğe davet eder, bir sevgi öğretmeni seçelim”.
Bu kişi siyasetçi değil, bir sevgi öğretmeni olacak. Dünya siyasetine kimse karışmıyor, siyasetçiler yapsın onu, o ayrı bir meslek. Siyaset siyasetçilerde kalsın, politika politikacılarda kalsın, onlar görevlerine devam etsinler ama böyle bir manevi liderin zuhuruna dünya muhtaç.
Sevgi öğretmenliği ayrı bir şeydir.
İnsanlara sevgiyi öğretecek bir sevgi öğretmeni seçecekler dünya çapında. O seçtikleri şahıs işte Mehdi’dir. Kaderde onu seçecekler, ikinci birini seçemezler. Onu seçtiklerinde ben de o kişiye tabi olacağım. Bütün dünya liderlerinin kalbine Allah ilham edecek, “Ona uyun” diyecek. Bu yüzden ikinci bir kişiyi seçemezler, yanlışlık olmaz korkmasınlar. Allah onlara yol gösterecek...
Diyorlar ki, “Ya yanlış bir adama gider de tabi olursak?” Öyle bir şey olmaz. O ne demektir? “Ben Allah’ın kontrolünün dışında hareket ediyorum” demek olur, haşa. Allah size ilham edecek, Obama’ya da, Başbakanımıza da, hepsine ilham edecek. Ve ediyor da, Allah kalplerine ilham ediyor.
Mehdi’ye uyacaklar, Mehdi de Suriye’deki insanlara seslenecek: “Şii kardeşlerim sizler namazlarınızı güzel kılıyorsunuz, Allah’a aşkınız güzel, helale harama titizsiniz. Sünniler de namazlarını güzel kılıyorlar, helale harama titizler, Allah’ı çok seviyorlar. Arada fark var mı? Hiç fark yok, o zaman nedir bu?” Şeytan iki tarafa da musallat olmuş ve şirke sürüklemiş onları. Şirk ile birbirlerine kırdırıyor. O şirk yönünü üzerlerinden aldığımızda, belayı temizlediğimizde nur gibi insanlar olmuş olacak. (Adnan Oktar, 28 Mayıs 2013, A9 TV)
Sevgi öğretmenliği siyasetten, mezhep veya dini liderlikten çok daha ayrı bir konudur. Bu nedenle insanlara sevgiyi öğretecek dünya çapındaki bu sevgi öğretmeni, Hz. Mehdi (a.s.)’dır. Allah kaderde bu değerli zatın kim olacağını belirlediği için insanların bu değerli zat dışında bir başka kişiyi seçmesi asla mümkün değildir. Çünkü Allah tüm liderlerin ve insanların kalbine seçecekleri bu mübarek insanın ismini ilham edecek, ona uyulmasını emredecek ve bu kişiye karşı kalplerinde derin bir sevgi ve muhabbet yaratacaktır. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hadislerinde insanların sürekli Hz. Mehdi (a.s.)’dan bahsedeceğini ona karşı çok büyük bir sevgi ve muhabbet duyacaklarını şöyle haber vermiştir:
... Hz. Mehdi (a.s.)’ın sevgisi insanların kalplerine yerleşecek ve ONDAN BAŞKA BİR ŞEYDEN BAHSEDİLMEYECEKTİR. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 20)
ALLAH (C.C.) BÜTÜN İNSANLARIN KALPLERİNİ O’NUN (HZ. MEHDİ (A.S.)’IN) MUHABBETİYLE DOLDURACAKTIR.(El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, 42)
Mehdi (a.s.) zuhur eder, HERKES SADECE O’NDAN KONUŞUR, O’NUN SEVGİSİNİ İÇER VE O’NDAN BAŞKA BİR ŞEYDEN BAHSETMEZLER. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, 33)
Hz. Mehdi (a.s.) insanlara gelir de, ONU YENİ GELİN GİBİ AŞK VE MUHABBETLE KUCAKLARLAR... (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti’nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, s. 35)
O (HZ. MEHDİ (A.S.)) MAHLUKAT ARASINDA SEVİLİR. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 58)
“… Hani, peygamberlerinden birine: “Bize bir melik gönder”…” (Bakara Suresi, 246)
“… bize Katından bir veli (koruyucu sahip) gönder, bize Katından bir yardım eden yolla” (Nisa Suresi, 75)
Yukarıdaki ayetler Müslümanların, Allah’ın kendilerine manevi bir lider istemeleri; yani sevgiyi dağıtan bir koruyucu, dostluk ve anlayışlı olma ruhunu onlara yönelten, kavga ruhunu kaldıran, sevgi ruhunu onlara aşılayan, çok sevilen bir veli, bir sevgi öğretmeni göndermesi için ettikleri dualardandır. Allah bizlere Hz. Mehdi (a.s.)’ın değerli şahsında manevi bir lider beklemenin bir nimet, güzellik ve ibadet olduğunu, bu yönde nasıl dua edilmesi gerektiğini Kuran’da ayetlerle açık bir şekilde bildirmiştir.
Allah, tarih boyunca her kavme manevi liderler ve sevgi öğretmenleri göndermiştir. Hz. Nuh (a.s.), Hz. İbrahim (a.s.), Hz. Musa (a.s.), Hz. Yusuf (a.s.), Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Muhammed (s.a.v.) yaşadıkları dönemlerde iman edenlerin önderi ve Allah’ın mübarek elçileri olarak toplumlarının başında olmuş onlara güzelliği, iyiliği, merhameti, dostluğu, sevgiyi, şefkati anlatan sevgi öğretmenleri olmuşlardır. Yani her peygamber, her elçi dönemin manevi lideri olmuş ve insanlara önderlik etmişlerdir. Ahir zamanda da insanlığın manevi lideri ve sevgi öğretmeni Hz. Mehdi (a.s.) olacaktır.
Allah her şeyi bir sebeple yaratır. Bir gün içinde gerçekleşen her eylemi, meydana gelen her gelişmeyi bir sebebin sonucu olarak gözlemleriz. Rabbimiz insanların imtihanlarını sebep-sonuç ilişkisi üzerine kurmuştur. Ancak her şey kaderde belirlidir. Yani aslında sebep de sonuç da kaderde yazılı olduğu için vardırlar. Her şey Allah’ın yazdığı gibi olur ve olmaktadır. İşte Mehdiyet de, Allah’ın kaderde yarattığı ancak gelişim sebeplerini insanların yeni yeni fark etmeye başladığı bir gerçekliktir. Yani Allah’ın dilemesiyle, Mehdiyetin doğuşunu sebep ve sonuçlarıyla izlemeye başladık. Bu nedenle manevi lider olarak seçilecek ve İslam ahlakını yeryüzüne son defa hakim edecek olan sevgi öğretmeni Hz. Mehdi (a.s.) da Allah’ın kaderde belirlediği değerli zat olacaktır.
www.risaleinurdamehdiyet.beyazsiteler.com
Hz. Mehdi (a.s.)’ın en önemli özelliklerinden biri, “Allah’a ve O’nun tecellilerine karşı duyduğu derin sevgi ve muhabbet”tir. Onun bu özelliği dünya çapında, insanların birbirlerini çok sevmelerine vesile olacaktır. İnsanlar, O’nun vesilesiyle yepyeni bir bakış açısı kazanacak ve “gerçek sevgiyi” öğrenip yaşayacaklardır.
Bu gerçeği haber veren hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:
Hz. Mehdi (a.s.) zamanında Asr-ı Saadette olduğu gibi KÜLLENMİŞ DUYGULAR BİR BİR TOMURCUKLANACAK, ÇİÇEK AÇACAKLARDIR. (el-Havi l’il-Fetava, s. 67, 68; Rahbavi, Kıyamet Alametleri, s. 162, 163)
(HZ. MEHDİ (A.S.)) ALLAH’IN İZNİYLE TAŞ GİBİ KALPLERİ YUMUŞATABİLECEK, KÖMÜR GİBİ RUHLARI ELMASLAŞTIRABİLECEK, ölü ruhları imanın nuruyla diriltebilecek... (El-Kavlü’l-Muhtasır, s. 24; Şaban Döğen Mehdi ve Deccal, s. 194-195)
Hz. Mehdi (a.s.) herkese sevgi ve merhametle yaklaşacak, O’nun yanında tüm insanlar huzur ve sükun bulacaklardır. İnsanlar arasındaki kin, husumet, düşmanlık gibi duygular son bulacak, tüm yeryüzüne barış ve huzur hakim olacaktır.
KAP SU İLE DOLDUĞU GİBİ YERYÜZÜ BARIŞLA DOLACAKTIR. HİÇBİR KİMSE ARASINDA BİR DÜŞMANLIK KALMAYACAKTIR. Ve bütün düşmanlıklar, boğuşmalar, hasetleşmeler muhakkak kaybolup gidecektir. (Sahih-i Müslim, 1/136)
ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)’IN) ZAMANINDA KURTLA KOYUN BİRARADA OYNAYACAK, YILANLAR ÇOCUKLARA BİR ZARAR VERMEYECEKTİR... (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 43)
Peygamberimiz (s.a.v.)’in hadislerinde Hz. Mehdi (a.s.)’ın en önemli vasıflarından biri olan sevgi öğretmenliği, sadece insanların değil denizlerdeki balıkların, gökteki kuşların dahi ondan razı olacağı vurgulanarak bildirilmiştir:
Mahmud b. Vahib Kızoğlu Bağdadi-i Hanefi: “Cevheret-ul Kelam” adlı kitapta şöyle yazar: O (HZ. MEHDİ (A.S.)) SICAK KANLI VE GÜZEL BİR GENÇTİR... (Cevheret-ul Kelam, s. 157)
... O ZAMAN (Hz. Mehdi (a.s.) döneminde), YER VE GÖK EHLİ, BÜTÜN YABANİ HAYVANLAR, KUŞLAR, HATTA DENİZDEKİ BALIKLAR BİLE ONUN HİLAFETİYLE (manevi liderliğiyle) SEVİNECEKLERDİR.. (El Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 31)