Dünyada en çok kan döken endüstrileri saymaya başladığımızda ilk sırada silah, ikinci sırada da uyuşturucu gelecektir. Gerçekten de silah endüstrisi 20. yüzyılda milyonlarca cana mal olmuştur. Yeni teknolojiler her geçen gün silahları daha da ölümcül hale getirmektedir. Sektöre yatırılan trilyonlarca dolar, can veren insanlar ve yıkılan şehirler olarak geri dönmektedir.
Uyuşturucu da üreticisinden dağıtıcısına, sokak satıcısından son kullanıcısına kadar her aşamada ölüm getirmektedir. Uyuşturucu mafyaları yerel güçler olmaktan çıkmışlar, kimi zaman ülkeleri kontrol eder hale gelmişlerdir. Güney Amerika ülkelerinde her yıl on binlerce kişi uyuşturucu savaşlarında can vermektedir.1 Bu rakam terörist saldırılarda yaşamını yitirenlerden kat kat fazladır.
Bu iki endüstrinin hemen arkasından ise üçüncü sırada karanlık ve sinsi bir sektör geliyor: Tütün ve sigara endüstrisi... Işıklı reklamları, renkli kutuları ve sözde havalı imajlarına rağmen bu sektör de en az silah ve uyuşturucu kadar ölümcüldür.
Tütün, 17. yüzyıldan itibaren sömürgeci ve emperyalist devletlerin en büyük gelir kaynaklarından biri olmuştur ve bunun sonucunda üreticisinden tüketicisine milyonlarca kişi can vermiştir. Dönemin Avrupası’na ve Osmanlı İmparatorluğu’na tütün ilk defa İngiliz tüccarlar tarafından tanıtılmıştır. 17, 18, 19 ve hatta 20. yüzyıllarda, ABD başta olmak üzere birçok İngiliz sömürgesi olan ülke dünyaya tütün yetiştirmek için çalışmıştır. Mısır, Avustralya, Jamaika, Nijerya, Surinam, Trinidad ve Tobago, Songea, Rodezya ve Borneo ile birlikte yine o dönemde İngiliz etki alanındaki İran da tütün ekim merkezleri haline getirilmiştir. Sömürgelerde üretilen tütün ucuz fiyata alınıp dünyaya fahiş fiyatla satılmıştır. Bu karanlık dönemde Karayipler’den Uzak Doğu Asya’ya kadar dünya nüfusunun büyük bir çoğunluğu tütün üreticisi ya da tüketicisi olarak bu döngünün bir parçası haline gelmiştir.
Amerikan tütün endüstrisi köle ticareti ile de desteklenmiştir. İngiliz tüccarlar Afrika’da yerel krallardan silah karşılığında köle almıştır. Gemiler ile Amerika’ya taşınan bu köleler de tütün ve şeker gibi hammaddelerle takas edilmiştir.2
Köleler üzerinden finanse edilen “Atlantik Ticareti” 200 sene boyunca İngiliz tekelinde kalmıştır. 10 milyon Afrikalı yeni kıtaya köle olarak taşınırken 10 milyonu da süreçte can vermiştir. Köle ticareti sırasında Batı Afrika kıyılarında kölelerin gemi beklerken istiflendiği depolar kurulmuştur. Bu dönemde her dinden her milletten her kabileden milyonlarca Afrikalı köle haline getirilmiştir. Dönemin meşhur İngiliz donanması Atlantik ticareti ile finanse edilmiştir.
Tütün ticaretinin etkileri o tarihten günümüze kadar sürmüştür. Ölümcül bir sektör olarak tüm dünya tütünün etkisi altındadır. 2014 yılında tüketilen 5,6 trilyon sigara için kullanıcılar 750 milyar dolar harcamışlardır. Bu rakam 170 ülkenin gayrisafi milli hasılası toplamından fazladır ve dünyanın 19. büyük ekonomisine denk gelmektedir.3
Şu an yaklaşık 1.2 milyar insan sigara tiryakisidir. 2025 yılında bu rakamın 1.65 milyar olacağı hesaplanmaktadır. Bu insanların %80’i orta ve düşük gelir sınıfındandır. Japonya’da yılda kişi başına 1800 sigara tüketilirken ABD‘de ise bu rakam 1000’dir. Her yıl 6 milyon kişi sigara ile bağlantılı hastalıklarda can vermektedir. Eğer dünya milletleri toplu olarak harekete geçmezse, 21. yüzyılda 1 milyar insan, sigaranın etkileri sonucunda hayatını kaybedecektir.4
Milyonları sigaraya alıştıran ana unsur, pazarlama teknikleri ve göz boyamalardır. Aslında bu yalan döngüsü 16. yüzyılda tüccarların tütünün bir ilaç olduğunu söylemesi ile başlamıştır. Sigara tiryakiliği, 20. yüzyılın reklam dünyasıyla birlikte de hayat tarzı haline getirilmiştir. Profesyonel pazarlama teknikleri ile insanlar daha çocuk yaşta bu illete alıştırılmıştır ve bu yanlış hala devam etmektedir. Bugün sigara kullananların üçte ikisi bu maddeyle 18 yaşından küçükken tanışmıştır. Bugüne kadar uygulanan kanuni yasaklar, reklam kısıtlamaları, kutular üzerine ölümcül ibareler eklenmesi, bu zehirin yaygın kullanılmasını engelleyememiştir.
1954 yılında ABD sigara üreticileri 160 şehirde 250 gazetede yer alan büyük bir savunma reklam kampanyası başlatmışlardır. “Sigara Kullanıcılarına Samimi Bir Duyuru” isimli yazı 45 milyon Amerikalı’ya ulaşmıştır. Yazıda sigaranın kanser yaptığı iddiaları yalanlanmış, tiryakiliğin güvenli olduğuna dair teminat verilmiştir. Bugün bu yazının bilimsel gerçeklerle çeliştiği açıkça ortaya çıkmıştır. Sonuçta yazıya imza atan şirketlerin de daha o dönemden zararların farkında olduğu anlaşılmıştır.
Günümüzde bilim sigaranın ölümcül sonuçlarını her yönüyle ortaya koymuştur. Öncelikle sigara akciğer kanserinin birinci sebebidir. Araştırmalar kanserden ölen her dört kişiden birinin sigaradan dolayı hastalığa tutulduğunu göstermektedir. Sigara kullanımı, kanser dışında, kalp ve akciğer hastalıklarına da yol açmaktadır. ABD’de sigaranın yol açtığı hastalıklardan ölenlerin sayısı AIDS, uyuşturucu, içki, intihar, cinayet ve araba kazasında ölenlerin toplamından daha fazladır. Dünyada pasif içicilik bile 50 binden fazla can almaktadır. 2015 yılında terörist saldırılarda 45 bin kişinin can verdiğini göz önüne aldığımızda pasif içiciliğin terörizmden daha ölümcül bir tehlike olduğunu görürürüz.
Tütün ve sigara, aynı zamanda dünyanın en büyük israf kalemidir. Milyonlarca hektar alan heba edilmektedir. Dünyadaki üreticiler tütün yerine gıda üretseler, açlık sınırının altında yaşayan 30 milyon insan yiyeceğe kavuşacaktır. Bu kadar büyük bir imkân insanları beslemek yerine zehirlemekte kullanılmaktadır. Bugün dünyada 124 ülke tütün yetiştiricisidir. Bunların büyük bir kısmı dünya zenginlik ortalamasının altında ülkelerdir. Tütün endüstrisi bu ülkelerin fakirliklerini istismar etmektedir. Aslında tütün üreticisi de bu sistemin mağdurudur.
Sigara açık bir zehirdir. 500 yıldan beri insanları zehirlemektedir. Toplumların mücadele güçlerini yok etmekte, sömürülmeye, istismar edilmeye, yönetilmeye açık hale getirmektedir. Bu kanlı endüstriden sadece bir avuç oligark menfaat edinmektedir. Bu menfaat için 1,5 milyar insan canını tehlikeye atmaktadır. Ülkelerin bu zehir diktasıyla yalnız başlarına mücadele etmeleri mümkün değildir. Siyasetçilerin, devlet adamlarının, kanaat önderlerinin, din adamlarının, toplum liderlerinin, sivil toplum örgütlerinin ve aklı vicdanı berrak tüm insanların ittifakı gerekmektedir. Sigara her geçen gün 20 bin yeni can almaktadır. Bu bir saat bile geciktirilemeyecek bir mücadeledir.
Adnan Oktar'ın American Herald Tribune & Riyadh Vision'da yayınlanan makalesi:
http://ahtribune.com/youth/1515-tobacco-cigarette-industry.html
http://www.riyadhvision.com.sa/2017/03/14/why-are-deadly-industries-promoted/