İçerisinde bulunduğumuz mübarek Ramazan Ayı, İslam ahlakının yükselişi ve İslam dinin etkisinin dünyanın dört bir yanından müjdeli haberlerinin geldiği bir yıla denk gelmiştir. Rahman ve Rahim olan Yüce Rabbimiz, insanlara din olarak İslam`ı seçtiğini ve dinini mutlaka üstün kılacağını vadetmiştir. Kuran'da bu gerçek şöyle bildirilmiştir:
… Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçip-beğendim... (Maide Suresi, 3)
Onlar, Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, kendi nurunu tamamlayıcıdır; kafirler hoş görmese bile. Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen O'dur. Öyle ki onu (hak din olan İslam'ı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile. (Saf Suresi, 8-9)
Allah (cc)'ın izniyle, yaşanan tüm gelişmeler Kuran'da bildirilen bu vaadin gerçekleşmesinin çok yaklaştığını göstermektedir (en doğrusunu Allah (cc) bilir).
Dünyanın her yerindeki Müslümanlar Ramazan Ayı`nı bu gelişmelerin şevki, sevinci ve heyecanıyla karşılamaktadırlar. Yüce Allah (cc) bu Ramazan ile birlikte, tüm insanlık için ‘beklenen bahara` kullarını biraz daha yaklaştırmıştır. Allah (cc)'ın izniyle bu, tüm Müslümanlar için kışın bittiği, baharın başladığı bir dönem olacaktır. Hadis-i şeriflerde, Altınçağ olarak adlandırılan bu devirde, yeryüzünün barışla dolacağı müjdelenmiştir. Peygamberimiz (sav)'in bu dönemle ilgili yeryüzünde yaşanacakları müjdeleyen hadislerinden biri şöyledir:
Kap su ile dolduğu gibi yeryüzü barışla dolacaktır. Hiçbir kimse arasında bir düşmanlık kalmayacaktır. Ve bütün düşmanlıklar, boğuşmalar, hasetleşmeler muhakkak kaybolup gidecektir. (Sahih-i Müslim, 1/136)
Bu dönemde, önceden aralarında husumet olan toplumlar arasında çok büyük bir kardeşlik yaşanacak, her türlü kavganın yerini barış, dostluk ve sevgi alacaktır. İslam ahlakının tüm dünyayı sarması, yaşanan zulümlerin de sonu olacaktır. Bu büyük nimet Allah (cc)`ın sadece Kendisi`ne hiçbir şeyi ortak koşmaksızın, katıksızca iman edenlere vereceği lütfudur. Kuran'da Yüce Rabbimiz bu gerçeği kullarına şöyle müjdelemiştir:
Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca bana ibadet ederler ve bana hiç bir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır. (Nur Suresi, 55)
Dünyanın kaderinde bulunan bu dönem Peygamber Efendimiz (sav)`in müjdelediği gibi cennetin adeta küçük bir modeli ve müjdesi; Allah (cc)'ın müminlere bir lütfudur. Yaşanacak iman ve huzur dolu ortam, her Müslümanın özlemini duyduğu, ulaşmak isteyeceği bir dönemdir. Ve bu dönem gitgide yaklaşmaktadır. Müminlerin birbirlerini bu güzel dönemle müjdelemesi tüm Müslümanların şevk ve heyecanını daha da artıracaktır.