Kanal 35, 18 Ocak 2009 Adnan Oktar: Buna benzer olay 5 ay önce, 6 ay önce, 1 sene önce sürekli oluyor. Tabii insanlarda bir hamiyeti İslamiye, merhamet, koruma hissi çok güçlü olması lazım. Çünkü insan kendi çoluğuna çocuğuna böyle bir şey yapılsa herhalde yeri göğü birbirine katar, yani çok büyük olay çıkartır. Bunlar da bizim kardeşlerimiz, din kardeşlerimiz ve mazlum insanlar, görülüyor ki çaresiz durumdalar. Bunlara karşı ciddi anlamda faydalı güzel faaliyetler yapmak lazım, ama en önemli faaliyet Türk İslam Birliğidir. Yani Türkiye’nin öncülüğünde büyük bir İslam Birliğinin oluşturulması, bütün Türk devletlerini kapsayacak şekilde, bütün İslam ülkelerini kapsayacak şekilde büyük bir birlik oluşturulması yani PASAPORT VE VİZENİN KALKMASI, sınır kapılarının açılması, askeri, siyasi, politik bir ittifak yapılması. Nasıl Avrupa Birliği bunu yapabiliyor, nasıl Sovyetler Birliği bunu yaptı biz de yapabiliriz. Bu dünyaya sevgi, barış getirir, kardeşlik duygularını pekiştirir ve hem Hıristiyanları, hem de Musevileri özledikleri barış ortamına oturtur. Yani tam bir barış ortamı olur. İstedikleri gibi ibadetlerini yaparlar, istedikleri gibi huzur içinde yaşarlar. Bunun bir an önce oluşması için tabi herkesin bunu gündem haline getirmesi ve herkesin talep etmesi gerekiyor. TASCA (TÜRK-ARAP BİLİM, KÜLTÜR VE SANAT DERNEĞİ), 21 Kasım 2008 Adnan Oktar: Bu İslam Birliğinde tabii bütün ülkeler bütünlüğünü koruyacak. Pakistan, Pakistan olarak kalır, Türkiye, Türkiye olarak kalacak. İran, İran olarak kalacak. Yani bir rejim değişikliği iddiası da yok. Fakat bunda coşku, sevgi, muhabbet ve kardeşliğin bütün tabana yayılması, bunun bir milli politika olarak uygulanması. Kalplerin birleşmesi, muhabbetin birleşmesi ile oluşacak bir birliktir. Gerçek İslam birliği budur aslında. İnsanlar iki türlü düşünüyorlar; bir devlet zoruyla, baskıyla, korkutarak, yıldırarak bir birlik düşünebilir bir kısım insanlar. Halbuki İslam’ın özünde sevgi var, muhabbet var, huzur var, kafa rahatlığı var, iç açılması var, sevinç var. Bayram ferahlığı var. Dostluk var. Bunları Müslüman ülkeler arasında oluşturmak, Türk devletleri arasında oluşturmak. Türk devletlerinin öncülüğünde Türkiye’nin liderliğinde bir Türk-İslam Birliği oluşturmak. Burada iyi niyetin hâkim olması, samimiyetin hâkim olması, karşılıklı sanayide, bilimde, teknolojide, her türlü yatırımın tamamen özgürce uygulanabilmesi, bunun için de biz pasaport ve vize sorununun kalkmasını istiyoruz. Bu zorunluluğun kalkmasını istiyoruz ki rahat rahat ticaret olsun, rahat rahat yatırım olsun, rahat rahat sevgi ve dostluk alışverişi olsun. Yani kimliğini çıkartan sınırdan içeriye girebilsin. Aslında kimseye göstermesine bile gerek yok. Yani ben nüfus cüzdanımı alıp Azerbaycan’a gidebilmeliyim. Suriye’ye gidebilmeliyim. Kazakistan’a gidebilmeliyim. Fas’a, Tunus’a, Cezayir’e gidebilmeliyim. Buradan gemiye binerim ben, Tunus’a, Cezayir’e gelirim. Ve orada kardeşlerimle sohbet ederim. Akşam yemek yeriz birlikte, Allah’ı anarız. Ertesi gün dönerim. Ve ticaret de yapmam gerekiyorsa ticaret de yaparım. Böyle bir sistem, yani sevgi birliği. Ama tabi hazır devletler varken, hazır işleyen bir sistem varken onlar niçin bozulsun. Zaten belediyeler mükemmel görevini yapıyor, hükümetler mükemmel görevini yapıyor, taşkınlığa zaten izin vermiyorlar. Bu sevgi ortamında, terör de, kargaşa da, kavga da, fakirlik de hepsi kalkar. Yani dayatma değil de sevgi esastır ve samimiyet esastır. Sevgi ve samimiyet oldu mu, İslam her yere hakim oldu demektir. Bir de tabi elinde kılıçla bu olayları halletmeye kalkanlar var. Bu olmaz işte, bu şekilde olmaz. |