Karıncaların birbirlerini tanıyabilir hatta akrabalarını yani koloni arkadaşlarını ayırt edebilirler. İnsan, karşısına çıkan bir kaç karıncayı bile birbirinden ayırt edemezken, karıncaların her açıdan kendilerinin tıpatıp benzeri olan türdeşlerini ayırt edebilmeleri açık bir yaratılış mucizesidir.
Bir karınca, diğer bir karıncanın kendi kolonisinden olup olmadığını kolaylıkla anlayabilir. Bir işçi karınca, yuvasına giren bir karıncayı tanımak amacıyla anteniyle onun vücuduna dokunur. Ve koloniden olanla olmayanı, üzerinde taşıdığı özel ``koloni kokusu`` sayesinde hemen ayırdedebilir. Yuvaya giren karınca eğer bir yabancıysa, ev sahipleri bu davetsiz misafire acımasızca saldırırlar. Yuvanın sakinleri, güçlü çene kemiklerini yabancının vücuduna geçirip onu ısırır ve salgıladıkları formik asit, sitronelal ve diğer toksik maddelerle düşmanı etkisiz hale getirirler.
Eğer konuk aynı cinsten fakat farklı koloniden bir karıncaysa bunu da anlayabilirler. Bu durumda konuk karınca yuvaya kabul edilir, fakat koloninin kokusunu elde edinceye kadar misafir karıncaya daha az yiyecek verilir. Aynı koloniye ait karıncaların birbirlerini tanımalarını sağlayan kokunun kaynağı tam olarak bulunamamıştır. Fakat bilindiği kadarıyla karıncalar, hidrokarbonları kendi aralarıdaki koku ayırdetme işlemi için kullanmaktadırlar. Karıncaların arasındaki kimyasal iletişim ağını yaratan Yüce Rabbimiz'dir.
Göklerin, yerin ve içlerinde olanların tümünün mülkü Allah'ındır. O, herşeye güç yetirendir.(Maide Suresi, 120)