Hz. Mehdi (a.s.)'a Haksız ve Asılsız İftiralar Atılacaktır
Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde, Hz. Mehdi (a.s.) ve cemaatinin yoğun bir karalama ve iftira kampanyası ile mücadele etmek zorunda kalacaklarına işaret edilmiştir.
Kuran’da, Allah’ın elçilerinin ve onlar gibi, insanları din ahlakına uymaya davet eden salih kişilerin de tarih boyunca hep ‘menfaatperestlik, delilik, kendini beğenmişlik, büyücülük’ gibi asılsız iftiralarla itham edildikleri haber verilmiştir. Kuran ayetlerinde elçilerin karşılaştıkları bu durumu anlatan örneklerden bazıları şöyledir:
“Yazıklar olsun kullara; ki onlara bir elçi gelmeye görsün, mutlaka onunla alay ederlerdi.” (Yasin Suresi, 30)
“İşte böyle; onlardan öncekiler de bir elçi gelmeyiversin, mutlaka: “Büyücü ve cinlenmiş” demişlerdir. Onlar bunu (tarih boyunca) birbirlerine vasiyet mi ettiler? Hayır; onlar, ‘azgın ve taşkın (tağiy)’ bir kavimdirler.” (Zariyat Suresi, 52-53)
“Onlar için öğüt alıp-düşünmek nerede? Onlara, açıklayan bir elçi gelmişti. Sonra, ondan yüz çevirdiler ve dediler ki: “(Bu,) Öğretilmiştir, bir delidir.”” (Duhan Suresi, 13-14)
Toplumun önemli bir kesimi, tarih boyunca gönderilen tüm elçilere yapıldığı gibi, Hz. Mehdi (a.s.)'ı da ‘dinlerini dejenere etmekle, sapkınlıkla, yalancılıkla ve daha birçok asılsız iftiralarla’ suçlayacaklardır. Dönem Ahir Zaman olduğu için, insanların büyük kısmında hakim olan derin şüphecilik, güvensizlik, sabırsızlık ve sadakatsizlik, çoğu kimsenin bu iftiralara kulak vermelerine, samimi Müslümanlara ise itimat etmemelerine neden olacaktır.
Ancak, Allah tüm bunları Hz. Mehdi (a.s.)’ın lehine dönüştürecek ve Hz. Mehdi (a.s.), atılan iftiralardan temize çıkacak ve fikri mücadelesini daha da etkili hale getirecektir.
Hz. Mehdi (a.s.)'a yöneltilen her türlü sözlü ya da yazılı saldırı; halkın nazarında sözde Müslümanların itibarlarını zedelemek için ortaya atılacak her iftira ve karalama, Mehdi cemaatinin hayrına dönüşecektir.
Hz. Mehdi (a.s.)'ın Tebliğini Etkisiz Kılabilmek İçin Çeşitli Tuzaklar Kurulacaktır
Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde, Ahir Zaman'da dinsizliği temsil eden deccali sistemin destekçileri tarafından Hz. Mehdi (a.s.)'a karşı şiddetli bir baskı uygulanacağı haber verilmiştir. Hz. Mehdi (a.s.)'ın fikri mücadelesini durdurabilmek için Hz. Mehdi (a.s.)'ı engellemek, tutuklamak, yaşadığı yerden sürmek ya da öldürmek isteyecekler ve bu amaçla çeşitli tuzaklar kuracaklardır.
Ancak Allah'ın Kuran'da bildirdiği gibi, Allah onların kurdukları tüm bu tuzakları bozacak ve Hz. Mehdi (a.s.)'ı mutlaka inkar edenlerin hileli düzenlerinden temize çıkaracaktır:
“Hani o inkar edenler, seni tutuklamak ya da öldürmek veya sürgün etmek amacıyla, tuzak kuruyorlardı. Onlar bu tuzağı tasarlıyorlarken, Allah da bir düzen (bir karşılık) kuruyordu. Allah, düzen kurucuların (tuzaklarına karşılık verenlerin) hayırlısıdır.” (Enfal Suresi, 30)
“Ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler, fakat Biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık.” (Enbiya Suresi, 70)
Hz. Mehdi (a.s.), Çeşitli Baskı ve Eziyetlerle Karşılaşacaktır
İnkar edenler Hz. Mehdi (a.s.)'ı engellemek amacıyla her türlü baskı yöntemine başvuracaklardır. Peygamber Efendimiz (sav) de bir hadisinde, kendi mubarek soyundan gelen halkının, kendisinden sonra pek çok zorlukla; kaçırılma, sürgün edilme gibi tuzaklarla karşılaşacaklarını bildirmiştir:
“... Biz öyle bir ev halkıyız ki; Allah bizim için ahireti dünyaya tercih etmiştir. BENİM EHL-İ BEYT’İM (SOYUMDAN GELENLER) MUHAKKAK BENDEN SONRA BELA, KAÇIRILMA VE SÜRGÜNE UĞRAYACAKTIR. BENDEN SONRA EHL-İ BEYT’İM (SOYUM) BELA VE MİHNETLERLE (EZİYET VE SIKINTILARLA) KARŞILAŞACAKLAR VE DARBE MARUZ KALACAKLARDIR.” (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 14)
Bilindiği gibi, Hz. Mehdi (a.s.) da Peygamberimiz (sav)’in ev halkından, yani onun soyundan gelecek bir şahıstır:
“Hz. Mehdi (a.s.), bizden, Ehl-i Beyt’tendir.” (Suyuti, el-havi, 2/24)
Yine diğer bir hadiste de Hz. Mehdi (a.s.)'ın, diğer evliya ve enbiyalar gibi, türlü haksızlıklara ve asılsız suçlamalara maruz kalacağı şöyle bildirilmektedir:
... (Hz. Mehdi (a.s.)) İki rekat namaz kılar. Namazdan dönünce şöyle der: “Ey insanlar! Ümmet-i Muhammed ve BİLHASSA ONUN EHL-İ BEYT’İ ÇOK BELALAR GÖRDÜ VE BİZLER KAHR (AZAP) VE HAKSIZLIĞA MARUZ KALDIK (UĞRADIK).”(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 55)
… Hz. Peygamber (sav)... şöyle dedi: “Cebrail bana haber verdi ki, EHL-İ BEYT'İM BENDEN SONRA ZULME UĞRAYACAK. BU ZULÜM ONLARDAN OLAN HZ. MEHDİ (A.S.) ORTAYA ÇIKINCAYA, ONLARIN (HZ. MEHDİ (A.S.) VE TALEBELERİ) ŞANI YÜCELİNCEYE VE İSLAM ÜMMETİ ONLARI SEVMEKTE BİRLEŞİNCEYE KADAR DEVAM EDECEKTİR. O dönemde onları kötüleyenler azalacak, sevmeyenleri zelil olacak ve övenleri çoğalacaktır.” (Hidayet Önderleri, Hz. Muhammed Mustafa, c. 1, s. 314)
Allah'ın adetullahı gereği tüm elçi ve peygamberlerde oluşan bu şartların Hz. Mehdi (a.s.) için de geçerli olacağı, Peygamberimiz (sav)'in bir diğer hadisinde ise şöyle açıklanmıştır:
İmam Zeyn-ul Abidin aleyhi's-selâm şöyle buyurmuştur:
"BİZİM KAİM'İMİZ (HZ. MEHDİ (A.S.)) İLE ALLAH'IN RESULLERİ ARASINDA BİR TAKIM BENZERLİKLER VARDIR. NUH, İBRAHİM, MUSA, İSA, EYYUB VE MUHAMMED SALLÂ'LLÂHU ALEYHİ VE ALİH PEYGAMBERLERİN HER BİRİ İLE BİR BENZERLİĞİ VARDIR. Hz. Nuh (a.s.) ile uzun ömürlü olmasında, Hz. İbrahim (a.s.) ile, doğumunun gizli olması ve halktan uzak durmasında; HZ. MUSA (A.S.) İLE, KORKU HALİ (HZ. MEHDİ (A.S.)’A YÖNELİK TEHLİKELERİN YOĞUNLUĞUYLA; ÖLDÜRME, TUZAK KURMA, TUTUKLANMA, GÖZALTINA ALINMA, SÜRGÜN GİBİ HER TÜRLÜ TEHLİKEYLE İÇ İÇE OLMASIYLA) ve gaybette yaşamasında (sürekli gizlenerek yaşamasında); Hz. İsa (a.s.) ile halkın onun hakkındaki ihtilafa düşmesi (bir kısım insanların, ‘Hz. Mehdi (a.s.) gelecek’, bir kısımının da ‘gelmeyecek’ demesinde); Hz. Eyyub (a.s.) ile, beladan sonra kurtuluşun yetişmesinde (Hz. Mehdi (a.s.)'a da birçok zorluk, hastalık ve dert gelmesi; ancak aynı Hz. Eyüp gibi Allah'ın rahmetiyle hepsinden kurtulmasıyla); Muhammed sallâ'llâhu aleyhi ve alih ile de kılıçla kıyam etmesinde (Peygamberimiz (s.a.v.)'in kutsal emanetleri olan mübarek sancağı, kılıcı ve hırkasının, Hz. Mehdi (a.s.)'ın yanında olmasıyla), benzerliği vardır." (Kemal’ud-Din s. 322, 31. babin 3. hadis)
Hz. Mehdi (a.s.) aleyhindeki faaliyetler ve ona yöneltilen baskılar Ahir Zaman ortamının tüm şiddetini gözler önüne sürecek nitelikte olacaktır. Ancak tüm bunlar, Hz. Mehdi (a.s.)'ın mücadelesinin şanını yüceltecek, Peygamberimiz (sav)'den bu yana yaşanmış en büyük fikri mücadele Hz. Mehdi (a.s.) devrinde süregelecektir. Bu ihtişamın sonucu da Allah'ın izniyle Rabbimiz'in vadettiği gibi, İslam ahlakının ‘tüm dünyayı sarıp kaplayacak olan hakimiyeti’ ile sonuçlanacaktır.
Hz. Mehdi (a.s.)'ı Baskı Altına Almak, Durdurmak ve Engellemek İçin ‘Psikolojik Savaş Yöntemleri’ Kullanılacaktır
2. Dünya Savaşı sırasında psikolojik savaş tekniklerini çok yoğun kullanan Hitler'in özel psikolojik savaş biriminin elemanlarından olan Milli Eğitim ve Propaganda Bakanı Dr. J. Göbbels psikolojik savaş yöntemlerini anlattığı bir çok demecinden birinde şu ifadeleri kullanmıştır:
"YALAN SÖYLEYİN, MUTLAKA İNANAN ÇIKAR"
Göbbels'in bu sözü, yalana dayalı sansasyonel gazete haberleriyle, sahte demeçlerle ve insanları olumsuz etkileyeceği düşünülen konularda atılan iftiralarla, geniş kitleleri etki altına almanın ne kadar kolay olduğunu gösteren bir delildir.
Hitler’in Psikologlardan, psikiyatristlerden, bilim adamlarından, uzmanlardan oluşan bir psikolojik savaş birimi vardı. Bu kimseler kendi fikirlerinde olmayanlardan hedef seçilen kişilere yönelik yalan ve iftira kampanyası başlatıyorlardı. Radyolar, el ilanları ve televizyonlar ile sürekli fısıltı gazetesi şeklinde bu yalanları yayarak karşı tarafı etkisiz hale getirmeye çalışıyorlardı.
Aynı şekilde Faşizm de, komünizm de psikolojik savaş yöntemini kullanmıştı. Milyonlarca kişinin katili olan, kitle katliamı yapan Stalin de psikolojik savaşa çok önem veriyordu. Muhaliflerini yalan, hakaret, iftira ile ve diğer psikolojik savaş yöntemleri ile susturmaya çalışıyordu. Fikirlerine muhalif olan kişileri akıl hastanesine koyup deli ilan ediyordu.
İşte Ahir Zaman'da Hz. Mehdi (a.s.)'a karşı da bu şekilde psikolojik savaş yöntemleri kullanılacak; ona karşı da çeşitli iftira, yalan ve karalama kampanyaları düzenlenecek ve böylece, toplumun büyük kesiminde olumsuz bir kanaat oluşturulmaya çalışılacaktır.
Gelişen teknolojinin tüm imkanları kullanılarak, televizyonlar, gazeteler ve internet aracılığıyla bu psikolojik savaş yöntemleri çok geniş kitleler üzerinde uygulanacaktır. Deccal taraftarları, medyadaki yazılı ve sözlü yayın organlarıyla Hz. Mehdi (a.s.) hakkında olumsuz propaganda yaparak, halkın nazarında sözde onun itibarını sarsmaya çalışacaklardır.
Ancak kullanılan bu psikolojik savaş yöntemleri ve toplumda Hz. Mehdi (a.s.)'a yönelik olarak oluşturulmaya çalışılan baskı, Hz. Mehdi (a.s.)'ın fikri mücadelesinde başarıya ulaşmasına engel olamayacaktır. Aleyhteki tüm çabalara rağmen, -Allah'ın izniyle- galip gelecek olan Hz. Mehdi (a.s.) olacaktır.
Bu durumun sebebini Yüce Rabbimiz bir ayette şöyle açıklamıştır:
“Kim Allah'ı, Resûlü’nü ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç şüphe yok, galip gelecek olanlar, Allah'ın taraftarlarıdır.” (Maide Suresi, 56)
Hz. Mehdi (a.s.) İzlenecek, Gözetlenecek ve Baskı Altına Alınmak İstenecektir
Bir hadiste Hz. Mehdi (a.s.)'ın deccal’in savunucuları tarafından, ‘izlenip takip edileceği, gözetleneceği ve bu yollarla baskı altına alınmak isteneceği’ bildirilmiştir:
Ebu Said El-Hudri'nin (r.a.) rivayetinde, Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Deccal çıkınca, ona karşı müminlerden bir adam (Hz. Mehdi (a.s.)) yönelir. DERKEN O MÜMİN KİMSEYE (HZ. MEHDİ (A.S.)'A ) BİRÇOK SİLAHLILAR, DECCAL'IN MERKEZLERDE GÖZETLEME YAPAN SİLAHLILARI KARŞI ÇIKARLAR.” (Mehdilik ve Imamiye 37), (Sahih-i Müslim, 11/393'den nakil)
Peygamberimiz (sav)'in bu hadisinde Hz. Mehdi (a.s.)'ın, Deccal'in silahlı adamları tarafından gözetlendiği ve takip edildiği bildirilmektedir. Kuran'da da, hak dini tebliğ eden elçilerin, yaşadıkları devirlerde benzer şekilde gözetlenerek engellenmek istendikleri şöyle bildirilmiştir:
“O, kendisinde delilik bulunan bir adamdan başkası değildir, ONU BELLİ BİR SÜRE GÖZETLEYİN.” (Müminun Suresi, 25)
Bir başka hadiste ise Peygamberimiz (sav) şöyle bildirmiştir:
Nechül Belağa'dan: İnananların Efendisi (sav) dedi ki: “O (Hz. Mehdi (a.s.)) insanlardan saklanırken, İZ SÜRÜCÜLER ARASALAR BİLE ONUN AYAK İZLERİNİ GÖRMEZLER...” (Kitab-ül Gaybet, [Bihar-ul Envar, c. 51], Ansariyan Yayıncılık, Derleyen: Muhammed Bakır el-Meclisi, İran-Kum, 2003, s. 186)
Hadiste Hz. Mehdi (a.s.)’ın, münafıkların yaptıkları ihbarlar sonucu izlenip takip edileceği, bu şekilde ona çeşitli tuzaklar kurulmak isteneceği; ancak asla başarılı olunamayacağı haber verilmiştir.
İz sürücüler, tutuklamak, sürgün etmek ya da hapsetmek gibi amaçlarla Hz. Mehdi (a.s.) hakkında istihbarat toplamak isteyecekler, ancak bunu asla beceremeyeceklerdir. Hz. Mehdi (a.s.)'la ilgili hiçbir şekilde aleyhte bilgi bulamayacak ve kurdukları tuzaklarda asla başarılı olamayacaklardır.
Hz. Mehdi (a.s)’a Çeşitli Suikastler Düzenlenecek ve Öldürülmekle Tehdit Edilecektir
Hadislerde inkar edenlerin, mücadelesinden vazgeçmediği takdirde Hz. Mehdi (a.s.)'ı öldürmekle de tehdit edecekleri ve çeşitli suikastler düzenleyecekleri belirtilmiştir:
“Fitneleri önlemenin kendisine zor gelmeyeceği VE ÖLDÜRMENİN DE (ÖLDÜRME TEHDİDİNİN) ONU VAZGEÇİREMEYECEĞİ Ehli Beyt’ime mensup birisi (Hz. Mehdi (a.s.)) sahip olmadan günler ve geceler bitmeyecektir.” (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, Ali b. Hüsameddin el-Muttaki, s. 12)
İnkar edenler, tüm çabalarına rağmen Hz. Mehdi (a.s.)'a hiçbir şekilde zarar vermeye güç yetiremeyecekler, Allah Hz. Mehdi (a.s.)'ı her türlü tehlike ve tuzaktan koruyup onun şanını yüceltecektir.
Hz. Mehdi (a.s) Hayatının Çeşitli Dönemlerinde Hapsedilecektir
Hadislerde Hz. Mehdi (a.s.)'ın hapsedileceği ve bu sebeple belirli bir süre insanların gözünden kaybolacağı haber verilmiştir:
Ebi Abdullah Hüseyin bin Ali’den rivayet edildi: “HZ. MEHDİ (A.S.) 2 KEZ İNSANLARIN GÖZÜNDEN KAYBOLACAKTIR.” Bir seferinde o kadar uzun bir zaman görülmeyecek ki, kimisi onun öldüğünü, kimisi de bırakıp gittiğini zannedecek...” (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyyil Ahir Zaman)
Bu hadis ile, Hz. Mehdi (a.s.)'ın iki kez insanlardan ayrı kalacağı; yani insanların gözünden uzak bir konumda olacağı bildirilmiştir. Hadislere göre bu kaybolmaların birincisi kısa, ikincisi ise daha uzun olacaktır:
“AL-İ MUHAMMED'İN KAİM'İNİN (HZ. MEHDİ (A.S.)'IN) İKİ GAYBETİ (HAPİS DÖNEMİ) VARDİR. Birisi diğerinden daha uzundur...” (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 199)
"BU KIYAMIN SAHİBİNİN (HZ. MEHDİ (A.S.)'IN) İKİ GAYBETİ VARDIR. BİR GAYBETİ (HAPİSTE KALDIĞI DÖNEM) O KADAR UZAYACAK Kİ şöyle diyecekler: "Öldü." Bazıları diyecek ki: "Öldürüldü." Bazıları diyecek ki: "Gitti..." (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 198)
Ahir Zaman'da İslam ahlakının insanlar arasında yaygınlaşması için mücadele eden Hz. Mehdi (a.s.)'ın, kendi isteğiyle insanlardan ayrılmayacağı açıktır. Dolayısıyla Hz. Mehdi (a.s.)'ın insanlardan uzak kalmasının, kendi iradesi dışında zorla hapsedilmesiyle gerçekleşeceği anlaşılmaktadır. Peygamberimiz (sav), Hz. Mehdi (a.s.)'a bu yüzden "Gaib", yani "kaybolan hapsedilen, hapsedilmek suretiyle insanların gözünden kaybolan" demiştir. Bu yüzden Hz. Mehdi (a.s.)'ın lakabı ve isimlerinden biri "Gaib"dir.
Peygamberimiz (sav), Hz. Mehdi (a.s.)’ın hapsedilmesini Hz. Yusuf (a.s.)’a benzetmiştir
Peygamberimiz (sav) bir hadisinde Hz. Yusuf (a.s.)’ın hayatıyla, Hz. Mehdi (a.s.)'ın hayatı arasında çok büyük benzerlikler olduğu haber vermiştir:
Ebu Basir der ki: İmam Muhammed Bakır Aleyhisselam'ın şöyle buyurduğunu duydum: “Bu GAYBETİN (Hz. Mehdi (a.s.)'ın) sahibinde dört peygamberin sünneti vardır:... Dedim ki: "Hz. Yusuf'un sünneti nedir?" Buyurdu ki: "ZİNDAN VE GAYBET.”... (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 190)
Hadislerde Hz. Mehdi (a.s.)'ın Hz. Yusuf (a.s.)’a ‘zindan ve gaybet’ yönünden benzeyeceği belirtilmiştir. Kuran'ın Yusuf Suresi'nde de, Hz. Mehdi (a.s.)'ın bu kayboluşuna yönelik işaretler vardır. Hz. Yusuf (a.s.) da Hz. Mehdi (a.s.) gibi, biri kısa diğeri uzun süre iki defa insanların gözünden kaybolmuştur. Birincisinde, Hz. Yusuf (a.s.) kuyuya bırakılmış, kısa bir süre sonra oradan geçen kafile onu oradan çıkarmış, ikincisinde ise haksız yere zindana atılmış, uzun bir müddet orada kalmıştır. Fakat sonradan masum olduğu anlaşılarak, zindandan da çıkartılmıştır.
İşte Ahir Zaman'da da, aynı Hz. Yusuf (a.s.) gibi, Hz. Mehdi (a.s.)'ın da masum olduğuna dair deliller çok açık olacak, fakat yine de Hz. Mehdi (a.s.) inkar edenlerin tuzakları sonucunda hapsedilecektir.
Hz. Mehdi (a.s.)'ın Hem Eli Hem Ayağı Ayrı Ayrı Zincirlenecektir
Mümin şahıs (Hz. Mehdi (a.s.)) Deccal'i görünce: "Ey insanlar! Resulullah'ın zikrettiği deccal işte budur" der. DECCAL HEMEN ONUNLA İLGİLİ EMRİNİ VERİR DE O ZAT (HZ. MEHDI (A.S.)) karnı üzerine uzatılır ve arkasından: "Onu alın da yaralayın" der. Artık o zatın sırtı ve karnı döve döve genişletilir. Bu sefer DECCAL ONU (HZ. MEHDI (A.S.)'I) İKİ ELİNDEN VE İKİ AYAĞINDAN YAKALAR DA FIRLATIR ATAR. İnsanlar Deccal'in onu bir ateş içine attığını sanırlar. Halbuki o bir cennet içine atılmıştır. (Mehdilik ve İmamiye, İbrahim Süleymanoğlu, s. 40)
Peygamberimiz (sav)'in hadisinde, Ahir Zaman'da deccal'in etkisiyle, Hz. Mehdi (a.s.)'ın eline ve ayağına zincir vurulacağına dikkat çekmiştir. Hadiste verilen bu bilgilerden, Hz. Mehdi (a.s.)'ın ellerinin ve ayaklarının zincirle bağlanarak yaşadığı dönemin hapishanelerinde ve tımarhanelerinde tutulacağı anlaşılmaktadır.
Peygamberimiz (sav) Ahir Zaman'ın Hatem-i Velisi Büyük Mehdisi’nin hayatının eziyet, işkence, hapis ve haksızlıklarla mücadele içinde geçeceğini bildirmiştir.
Mehdi, bizden, Ehl-i Beyt'tendir... Biz öyle bir ev halkıyız ki Allah bizim için ahireti dünyaya tercih etmiştir. Benim Ehl-i Beyt'im (soyum) muhakkak benden sonra BELA, KAÇIRILMA VE SÜRGÜNE UĞRAYACAKTIR. Benden sonra EHL-İ BEYT'İM (EZİYET, SIKINTI) KARŞILAŞACAKLAR VE DARBE MARUZ KALACAKLARDIR. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 14)
Hz. Mehdi (a.s)’ın Boynuna Bakır Bir Levha Asılacaktır
Ebu Said el Hudri radıyallahu anh rivayeti; “... Deccal o mümin kulu kesmek için yakalar. Fakat bu sırada ONUN BOYNU İLE KÖPRÜCÜK KEMİĞİ ARASI, ALLAH TARAFINDAN BİR BAKIR LEVHA HALİNE GETİRİLİR DE ARTIK DECCAL O’NU KESMEYE HİÇBİR YOL BULAMAZ. Bu sefer Deccal o’nu iki eli ve iki ayağı ile yakalayarak fırlatır atar. İnsanlar Deccal o’nu bir ateş içine attı sanarlar. Halbuki o mümin zat bir cennet içine atılmıştır.” (Sahih-i Müslüm Kitabul Fiten. Bab Hadis No: 113 - İmam Şarani, Kurtubi Tezkire s. 488)
“ONUN (DECCAL'İN) BERABERİNDE BİR BAHÇE VE ATEŞ OLMASI DA ONUN FİTNESİNDENDİR. ONUN ATEŞİ BAHÇEDİR, BAHÇESİ ATEŞTİR. Her kim onun ateşi ile imtihan edilirse Allah’tan imdad istesin ve Kehf suresinin evvelini okusun. Onun üzerine (ateşi) soğuk ve selametli olur. Nasıl ki İbrahimin üzerine ateş böyle olmuştu.” (İbn-i Mace)
Hadiste bahsedilen yerin, ‘acı ve zorlukların olduğu bir yer olduğu’ anlaşılmaktadır. Fakat burası aynı zamanda da, ‘yeşillik ve bahçelik bir yer’dir. Allah sevgisiyle ve imanın nuruyla imanlı kişi burada acı çekmeyecektir.
Peygamberimiz (sav)'in bu hadiste verdiği bilgilerden buranın aynı zamanda da, ‘el ve ayak bağlanan bir yer olduğu’ görülmektedir. Buradaki kişilerin ‘boyunlarına kimliklerini belli eden bakır bir künye takılmaktadır’. Burada ayrıca ‘kanuni bir dokunulmazlık elde edilmektedir’.
Verilen tüm bu bilgilerden, hadiste muhtemelen sanki bir akıl hastanesinde tutulan bir kişiden bahsedildiği izlenimi oluşmaktadır (Doğrusunu Allah bilir).
Hz. Mehdi (a.s.) ile Birlikte, Yardımcıları da Manevi Baskı ve Zulüm Görecektir
Tarih boyunca pek çok toplumda görülen, inkarcıların baskıları Ahir Zaman'da da Hz. Mehdi (a.s.) cemaatinde tecelli edecektir. Hz. Musa (a.s.) kavmini doğru yola davet ettiğinde, dönemin önde gelenleri olan Firavun ve yakın çevresi Hz. Musa (a.s.)'a inanılmasını engelleyebilmek için, ona inananların erkek çocuklarını katletmiş; ellerini ve ayaklarını çaprazlama kesmekle tehdit etmiş, iman edenlere çeşitli zulümler uygulamıştır. Hz. İbrahim (a.s.) insanları yalnızca Allah’a iman etmeye çağırdığında ise, dönemin önde gelenleri onu ateşe atmaya kalkışmışlardır. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’in döneminde de bu durum değişmemiş, yaşadığı toplumun önde gelen sınıfının baskıları süregelmiştir. Başta Ebu Leheb ve yakın çevresi olmak üzere, Peygamberimiz (sav)’e karşı olan Mekkeli müşrikler, sahabeleri Hz. Muhammed (sav)’e itaat etmekten alıkoymak için büyük zulüm ve eziyetler yapmışlardır.
Ahir Zaman'da Hz. Mehdi (a.s.)’ı destekleyen ve onunla birlikte İslam ahlakının yükselişi için çaba harcayan kimseler de, tarihte olduğu gibi, Hz. Mehdi (a.s.) ile birlikte inkar edenlerin çeşitli baskılarına maruz kalacaklardır. Hz. Mehdi (a.s.)'ın yanından ayrılmaları için Hz. Mehdi (a.s.)'ın yardımcılarına da çeşitli tuzaklar kurulacak, iftiralar atılacak, komplolar kurulacaktır.
Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde bu durum şöyle haber verilmiştir:
“Hz. Mehdi (a.s.), Hz. Musa (a.s.)’ın fiziki gücünü, Hz. İsa (a.s.)’ın ihtişamını, Hz. Eyüb (a.s.)’ın sabrını gösterecek. GELECEĞİ ZAMANDA ONUN SEÇİLENLERİ (HZ. MEHDİ (A.S.)'IN YARDIMCILARI) AŞAĞILANACAK, KÜÇÜK DÜŞÜRÜLECEKLER. KORKU ONLARI KUŞATACAK. İŞTE BUNLAR BENİM DOSTLARIMDIR!” (Beheyullah: Kitab-ı İkan, s. 245)
“Onlar Allah yolunda mücahidlerdir (fikren mücadele ederler) ve BÜYÜKLENENLER ONLARI KÜÇÜK GÖRÜR. Onların kıymeti dünyada bilinmez fakat ahirette iyi tanınırlar.”(Muntakab el Ezhar, s. 474)
Buyurdu ki: "Onları yeryüzünün kenarlarında ara. Onların yaşantıları sadedir, evleri sırtlarındadır, eğer hazır olsalar tanınmazlar, eğer KAYBOLSALAR ARANMAZLAR, HASTA OLSALAR KİMSE ONLARIN ZİYARETİNE GELMEZ, eğer evlenmek isteseler kimse onlara gelmez. Eğer ÖLSELER CENAZELERİNE KİMSE KATILMAZ. Onlar mallarını aralarında eşit olarak paylaşırlar ve birbirlerini kabirlerinde ziyaret ederler, ayrı şehirlerde olsalar dahi istekleri hep aynıdır." (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 23)
Hz. Mehdi (a.s.) ve yardımcıları, yaşadıkları toplumun insanları tarafından tam anlaşılamayacaklardır. Birçok kişi, bu şahısları yanlış yolda görecek ve üzerinde baskı oluşturarak onları kendi inançlarına döndürmeye çalışacaktır.
Ancak bu psikolojik mücadele, Hz. Mehdi (a.s.)'ın samimi talebelerine hiçbir şekilde etki edemeyecek, aksine onların Allah'a olan imanlarının ve Hz. Mehdi (a.s.)'a olan bağlılıklarının daha da artmasına vesile olacaktır.
Hadislerde Hz. Mehdi (a.s.) ve yardımcılarının ‘kendilerini kınayanların girişimlerinden hiçbir şekilde yılgınlığa kapılmayacakları’ bildirilmiştir:
“Sizden sonra onlarla mücadele etmek için Müslümanların en hayırlıları (HZ. MEHDİ (A.S.) (A.S.) CEMAATİ) ÇIKAR Kİ, ONLAR ALLAH YOLUNDA HİÇBİR KINAYANIN KINAMASINDAN, DEDİKODUSUNDAN KORKMAYAN İSLAM AHALİSİDİR...”(Sünen-i İbni Mace, 10/259)
“Hz. Mehdi (a.s.) elini yardımcılarının omzu ile göğsü arasına sürecek, böylece ONLAR HAKLARINDA ALINACAK HİÇ BİR HÜKÜMDEN ÇEKİNMEYECEKLER, HİÇ BİR KARAR ONLARA ZOR GELMEYECEK.” (Bihar-ül-Envar, c. 52, s. 345, El Melahim va el Fitan, s. 205; Mikyaal el-Mekarim, c. 1, s. 144/235)