Mehdiyet konusu her dönemde İslam tarihinde önemli bir yer tutmuştur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in çok sayıdaki hadisinde, ismiyle, vasıflarıyla, yardımcılarıyla, devrinin özellikleriyle ve yapacağı icraatlarla ayrıntılı olarak tarif edilen Hazreti Mehdi (a.s.)’ın geleceğine çeşitli Kuran ayetlerinde de işari manada müjde vardır. Pek çok İslam alimi, tarihçi ve araştırmacı Hz. Mehdi (a.s) hakkında eserler kaleme almış ya da eserlerinde Mehdiyet konusuna önemli bir yer ayırmıştır. Bu eserler incelendiğinde, Hz. Mehdi (a.s)’ın bir şahıs olduğu her akıl ve vicdan sahibiMüslüman tarafından rahatlıkla anlaşılacaktır. Bu konu tartışmaya yer bırakmayacak derecede kesinlik göstermektedir.
• Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hz. Mehdi (a.s)’ın bir ruh olmadığını bir şahıs olduğunu nasıl açıklamıştır?
• Hz. Mehdi (a.s)’ın hemen tanınmasına vesile olacak alametler nelerdir?
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hadislerinde ve İmam Rabbani, Celaleddin Suyuti, Bediüzzaman Said Nursi gibi büyük İslam alimlerinin açıklamalarında Hz. Mehdi (a.s.)’ın fiziksel ve ahlaki olarak sahip olduğu tüm özellikler, hangi ortamda çıkacağı, çıkışının alametlerinin neler olduğu, kendisine nasıl biat edileceği çok detaylı olarak tarif edilmiştir. Mehdiyeti anlatan hadislerin hepsinde Hz. Mehdi (a.s.) bir zat, bir şahıs, Allah’ın üstün ilimler lütfettiği bir beşer olarak bildirilmiştir. Tek bir hadiste dahi Hz. Mehdi (a.s.)’ın ruh şeklinde geleceği söylenmemiştir. Bu yönde bir ima, bir işari mana dahi yoktur.
1400 senedir İslam dünyasından hiç kimse Hz. Mehdi (a.s.)’ın ruh olarak geleceği iddiasında bulunmamıştır. Peygamberimiz (s.a.v.)’in tüm özellikleriyle anlattığı bu mübarek şahsın gelişini heyecanla bekleyen yaklaşık 1,5 milyarlık İslam alemi de, bir ruhun veya manevi bir varlığın beklentisi içinde değildir. Tüm İslam dünyası Müslümanların manevi lideri olacak, onları birleştirecek, Hz. İsa (a.s.) ile birlikte İslam ahlakını yeryüzüne hakim kılacak, dünyaya Asr-ı Saadet benzeri bir güzellik yaşatacak bu mübarek zatı heyecanla beklemektedir.
Peygamberimiz (s.a.v.)’in Mübarek Bir İnsan Olan Hz. Mehdi (a.s.)’ın Fiziksel Özelliklerini Anlatması, Hz. Mehdi (a.s.)’ın Ruhani Bir Varlık Olmayacağının Delillerindendir
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) yüzlerce hadisle Hz. Mehdi (a.s.)’ın görünümünün nasıl olacağını bildirmiştir. Hatta bu konuda hayret verici detayları haber vermiştir. Eğer Hz. Mehdi (a.s.) ruhani bir varlık olarak gelecek olsa, Peygamberimiz (s.a.v.)’in Hz. Mehdi (a.s.)’ın saç rengini, boyunu, endamını, gözlerini, sakalını, dişlerini, yüzünü, sırtındaki bene yüzündeki ize ve kaşlarının arasındaki kaş çatma çizgisine kadar detay vererek tüm fiziksel özelliklerini anlatmayacağı açıktır.
Ruh şeklinde olan bir varlığın, gözü, kaşı, sakalı, boyu olmaz. Omuzlarının, karnının ve tüm bedeninin geniş olacağı, açık ve geniş alınlı olacağı, saçlarının siyah ve gür olacağı, gözlerinin hafif çekik olacağı, sakalının gür ve sık olacağı, sakalının yanlarda az, aşağı tarafının uzun olacağı, sırtında Nübüvvet mührünün olacağı, sırtında ayrıca mersin yaprağına benzeyen bir ben daha olacağı, burnunun ince ve küçük olacağı, burnunun orta bölümünde belli belirsiz bir çıkıntı olacağı, kaşlarının kavisli olacağı, iki kaşı arasında küçük bir çukur olacağı, alnında bir içbükeylik ve bir ben olacağı, cildinin çok güzel ve parlak olacağı gibi onlarca detay bildirilmez. Peygamberimiz (s.a.v.)’in, Hz. Mehdi (a.s.)’ı bu kadar detaylı tarif etmiş olması müminler için çok büyük bir nimet ve güzelliktir. Peygamberimiz (s.a.v.)’in tasvirleri vesilesiyle, Hz. Mehdi (a.s.) ortaya çıktığında kendisini görenler, bu tasvirlerden hemen kendisini tanıyacaklardır.
Bir ayette, Kitap Ehli’nin Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’i “çocuklarını tanır gibi” tanıyacakları bildirilmektedir:
“Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu (peygamberi), çocuklarını tanır gibi tanırlar. Buna rağmen içlerinden bir bölümü, bildikleri halde gerçeği gizlerler.” (Bakara Suresi, 146)
Bakara Suresindeki bu ayet işari manada, Hz. Mehdi (a.s.)’ın tanınmasına da işaret etmektedir. Hz. Mehdi (a.s.) da ortaya çıktığında, mübarek Peygamberimiz (s.a.v.)’in tasvirleri ışığında, insanlar onu çocuklarını tanır gibi tanıyacaklardır. Ancak buna rağmen bazı insanlar, bu mübarek şahsı tanımazlıktan gelecekler ve kendisini inkar edeceklerdir.
Peygamberimiz (s.a.v.) Hz. Mehdi (a.s.)’ın Bir İnsana Ait Özelliklerini Çok Detaylı Olarak Anlatmıştır
Peygamberimiz (s.a.v.) Hz. Mehdi (a.s.)’ın soyunu, doğumunu, ilk olarak hangi şehirde bulunacağını, sonra İstanbul’a geleceğini çeşitli hadislerde çok detaylı olarak anlatmıştır:
Hz. Mehdi (a.s.), Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in Soyundandır
“Kıyametin kopması için zamanda sadece bir günden başka vakit kalmamış da olsa Allah (c.c.) benim EHL-İ BEYTİMDEN (SOYUMDAN) BİR ZATI (HZ. MEHDİ (a.s.)’ı) gönderecek.” (Sünen-i Ebu Davud, 5/92)
“BENİM EHL-İ BEYTİMDEN (SOYUMDAN) BİR ŞAHIS (HZ. MEHDİ (a.s.))bütün dünyaya hakim oluncaya kadar günler ve geceler gitmez.” (En-Necmu’s Sakıb, Ukayli)
“Hz. Mehdi (a.s.) ile müjdelenin. O (HZ. MEHDİ (A.S.), KUREYŞ’TEN VE EHL-İ BEYTİMDEN (SOYUMDAN) BİR KİŞİDİR.”(Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 13)
“MEHDİ (A.S.), BENİM ÇOCUKLARIMDAN BİRİDİR. Yüzü gökyüzünde parlayan yıldız gibidir.” (Ali b. Sultan Muhammed el-Kari el-Hanefi’nin “Risaletül Meşreb elverdi fi mezhebil Mehdi”)
Hz. Mehdi (a.s.) Büyük Bir Şehirde Doğacaktır
“Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Hz. Mehdi (a.s.), MEDİNE’DEN (BÜYÜK BİR ŞEHİRDEN) çıkacak ve Mekke’ye gelecek...”” (Mer’iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi’si “Feraidu Fevaidi’l Fikr Fi’l İmam El-Mehdi El-Muntazar)
“Medine” kelimesinin sözlük anlamı “büyük şehir”dir. Dolayısıyla Peygamberimiz (s.a.v.)’in bildirdiğine göre Hz. Mehdi (a.s.), medinede yani büyük bir şehirde doğacaktır.
Hz. Mehdi (a.s.) “Kara Köyü”nden Çıkacaktır
Peygamberimiz (s.a.v.)’den rivayet edilen diğer bir hadiste de Hz. Mehdi (a.s.)’ın doğum yeri olarak “Kara” denilen bir bölgeye de işaret edilmiştir:
“Hz. Mehdi (a.s.)’ın KARA KÖYÜNDEN çıkacağı söylenmiştir.” (Mustafa Reşit Filizi, Risalet-ül Huruc ül Mehdi, s. 69)
Hz. Mehdi (a.s.)’ın Doğumu Evde Olacaktır
Hadislerde ayrıca Hz. Mehdi (a.s.)’ın doğumunun gizli olacağı; yani doğumunun evde gerçekleşeceği de bildirilmiştir:
“İmam Zeyn-ul Abidin aleyhi’s-selam şöyle buyurmuştur: “Bizim Kaim’imiz (Hz. Mehdi (a.s.)) ile Allah’ın resulleri arasında bir takım benzerlikler vardır. Nuh (a.s.), İbrahim (a.s.), Musa (a.s.), İsa (a.s.), Eyyub (a.s.) ve Muhammed (s.a.v.) peygamberlerin her biri ile bir benzerliği vardır... İBRAHİM (a.s.) İLE, DOĞUMUNUN GİZLİ OLMASI (DOĞUMUNUN EVDE OLMASINDA) ...benzerliği vardır.””(Kemal’ud-Din s. 322, 31. babin 3. hadis)
“Hz. Ali b. Hüseyin Zeynel Abidin (a.s.) şöyle buyurur: “KAİM’İMİZİN (HZ. MEHDİ (A.S.)’IN) DOĞUMU İNSANLARA GİZLİ KALACAKTIR...”” (Bihar-ül Envar, c. 51, s. 135)
Hz. Mehdi (a.s.) Türkiye’den Çıkacaktır
Peygamberimiz (s.a.v.)’in bir hadisinde Hz. Mehdi (a.s.)’ın Türkiye’den çıkacağı ve mücadelesinin sonuna kadar da buradan ayrılmayacağı bildirilmiştir:
“HZ. MEHDİ (A.S.) RUM’DAN, TÜRKLERDEN (çünkü, eskiden Türkiye’ye “Diyar-ı Rum” deniliyordu.) AYRILMAYACAKTIR.” (İş’afü’r-Rağıbîn’den naklen Tılsımlar Mecmuası, Bediüzzaman Said Nursi, s. 212)
Hz. Mehdi (a.s.), İstanbul’u Manen Fethedecektir
Resullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Ehli Beytimden bir ŞAHIS Hz. Mehdi (a.s.), (dünyaya) sahip oluncaya kadar kıyamet kopmaz. O (HZ. MEHDİ (a.s.)), İSTANBUL’U VE CEBEL’İ (dağı- İstanbul’un 7 Tepe’sini) (MANEN) FETHEDECEKTİR.” (Mer’iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi’si “Feraidu Fevaidi’l Fikr Fi’l İmam El-Mehdi El-Muntazar)
“Uzak yerlerdeki talebeleri Hz. Mehdi (a.s.)’a biat edecek. Zulümü ve zalimleri fikren etkisiz hale getirecek, ülkeler düzelecek, CENAB-I HAK KENDİSİNE İSTANBUL’U (MANEN) FETHETTİRECEKTİR.” (Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal)
Tüm bu hadislerden açıkça görüldüğü üzere Hz. Mehdi (a.s.);
• Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in soyundan gelen,
• Büyük bir şehirde doğan,
• Doğumu evde gerçekleşen,
• Mücadelesini İstanbul’da ve Türkiye’de yürütecek olan MÜBAREK BİR İNSANDIR. Ruh şeklinde veya ruhani olan bir varlık değildir.
Deccale Karşı Verilecek Büyük İlmi Mücadelenin Lideri Olan Hz. Mehdi (a.s.) Ruhani Bir Varlık Olamaz
Peygamberimiz (s.a.v.)’in hadislerinde deccal ve fitnesi de detaylı olarak anlatılmıştır. Hz. Mehdi (a.s.) bu büyük fitneye karşı amansız bir fikri mücadele verecek, deccaliyeti etkisiz hale getirerek, İslam ahlakının dalga dalga dünyaya hakim olmasına vesile olacaktır. Böyle büyük bir mücadeleyi ruh şeklinde, mefhumu belli olmayan bir varlığın yürütemeyeceği açıktır.
Bediüzzaman Hazretleri de ahir zamanda Darwinizm ve materyalizmin güçleneceğini, deccaliyetin bu güçten destek alarak yayılacağını, ancak Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın fikri mücadeleleriyle bu fitnelerin son bulacağını belirtmiştir. Hz. Mehdi (a.s.)’ın birinci görevinin de, Darwinizm ve materyalizmi fikren etkisiz hale getirmek olduğunu söylemiştir. Bediüzzaman’ın da belirttiği gibi, Hz. Mehdi (a.s.) bu görevini tam olarak yerine getirecek, Darwinizm’i ve materyalizmi fikren ortadan kaldırarak, insanların imanlarının kurtulmasına vesile olacaktır:
Birincisi: Fen ve felsefenin tasallutiyle (etkisiyle) ve MADDİYUN VE TABİİYYUN TAUNU (Darwinizm ve materyalizm hastalığı), BEŞER İÇİNE İNTİŞAR ETMESİYLE (insanlar arasında yayılmasıyla), herşeyden evvel felsefeyi ve maddiyun fikrini (materyalizmi) TAM SUSTURACAK bir tarzda imanı kurtarmaktır. (Emirdağ Lahikası, sf. 259)
Ruh şeklinde bir varlığın;
- Darwinizme ve materyalizme karşı ilmi mücadele yapamayacağı;
- Bu dinsiz ideolojileri fikren etkisiz hale getirmek için kitaplar yazamayacağı, belgeseller hazırlayamayacağı, konferanslar düzenleyemeyeceği;
- Bu ideolojileri tam anlamıyla susturarak imanı kurtaran bir çalışma yapamayacağı açıktır.
Bu önemli ve hayati çalışmaları bir beşer olarak zuhur edecek Hz. Mehdi (a.s.) yerine getirecek ve Allah’ın izniyle İslam ahlakını dünyaya hakim kılacaktır.
Peygamberimiz (s.a.v.)’in Hz. Mehdi (a.s.) ile İlgili Haber Verdiği Hadislerin Tümü Bir Ruh İçin Değil, Bir Şahıs İçin Geçerlidir
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hz. Mehdi (a.s)’ı tarif ederken, Hz. Mehdi (a.s)’ın gömlek giyip kılıç kuşanması, insanların ona sevgi duyması, bekar olması, kardeşinin sayısının az olması, İslam aleminin lideri olması gibi beşere ait özelliklerini detaylı olarak anlatmıştır. Bu tariflerden bir ruhun evlenmesi, kardeşinin olması, giyinmesi gibi insanlara ait özelliklere sahip olmayacağı çok açık ve net olarak bellidir.
İstanbul’u Manen Fethedecek Olan Bir Ruh Değildir
“Hz. Mehdi (a.s.), KONSTANTİNİYYE VE DEYLEM DAĞINI (MANEN) FETHEDECEKTİR.”(El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 27)
“Allah Teala Hazretleri, mümin kullarına ROMA’NIN MERKEZİ OLAN İSTANBUL’UN TESBİH VE TEKBİR İLE (MANEN) FETHİNİ nasip buyurmadıkça kıyamet kopmayacaktır.” (Ahmed Gümüşhanevi . Ramuz’ul Ahadis, s. 478)
‘MEHDİ” Kelimesinin Anlamı Nedir?
Çeşitli İslami kaynaklarda Mehdi kelimesi anlam olarak da açıklanmış ve tüm kaynaklarda Hz. Mehdi (a.s.)’ın bir şahıs olacağı çok net olarak bildirilmiştir. Bu kaynaklardan birinde Mehdi’nin kelime anlamı şöyle anlatılmaktadır:
“Mehdi”, kelime olarak, “hidayete ermiş, hidayet bulmuş kişi” anlamına gelir.” (İslam Ansiklopedisi, “Mehdi”, c. 5, s. 149)
Dini literatürde ve halk arasında ise Peygamberimiz (sav)’in ahir zamanda geleceğini müjdelediği mübarek zatın ismi olarak geçmektedir. Bir İslami kaynakta kelimenin tanımı şöyle yapılmaktadır:
“Mehdi”: Allah’ın hakikaten hak yoluna götürdüğü kimsedir. Bu sözcük, isimler arasında o kadar çok kullanılmıştır ki bilinen isimlerden olmuştur. Peygamber’in ahir zamanda geleceğini müjdelediği kimse bu isimle adlandırılmıştır. (İbn’ül-Esir el-Cezeri, “en-Nihaye fi Garib’il-Hadisi ve’l-Eser”, c. 4, s. 244 )
Bir başka kaynakta da Hz. Mehdi (a.s.) hakkında şöyle bir açıklama yer alır:
“Hz. Mehdi (a.s.) Allah’ın hak yola erdirdiği kimsedir. Hz. Mehdi (a.s.) Peygamber (s.a.v.)’in ahir zamanda geleceğini müjdelediği, kendi ailesinden olan kimsenin adıdır. Yeryüzünü adalet ve eşitlikle dolduracak; zulüm ve haksızlıkla dolmuş iken. O Konstantiniyye’de (El-Müncid Fi’l-A’lam) Mesih (a.s.) ile birlikte olacak. Arab’a ve Arap olmayan herkese hükmedecek, Deccal’i öldürecek... Onun zuhur edeceğini dost ve düşman inkar etmiştir. Onun kıyamına dair rivayetler tevatüre ulaşmıştır. Allah’ım! O’nun zuhurunu çabuklaştır...” (Fahrettin et Türeyhi, Mecma’ül Bahreyn ve Matla’ün-Nayyireyn, c. 1, s. 475-476 )
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in Gömleğini Giyip, (Teberrüken; yani sembolik olarak) Kılıcını Kuşanacak ve Mübarek Sancağını Açacak, Kutsal Emanetlerle Birlikte Çıkacak Olan Bir Ruh Değil, Hz. Mehdi (a.s.)’ın Zatıdır
“Hz. Mehdi (A.S.), PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.)’İN SANCAĞI, GÖMLEĞİ, KILICI, İŞARETLERİ, NURU VE GÜZEL İFADESİYLE yatsı vaktinde çıkar.”(Ali b. Sultan Muhammed el-Kari el-Hanefi, “Risaletül Meşreb elverdi fi mezhebil Mehdi”)
“ALLAH’IN ELÇİSİ İÇİN HAZRETİ CEBRAİL (A.S.) TARAFINDAN Bedir Savaşı sırasında getirilen sancak İMAM-I ZAMAN (HZ. MEHDİ (A.S.)) TARAFINDAN YÜKSELTİLECEKTİR. BU SANCAĞIN ÖZEL NİTELİĞİ dört bir yanda bir aylık mesafedeki DÜŞMANLARIN KALBİNE KORKU SALIYOR OLMASIDIR. Buna eşdeğer olarak, İNANANLARIN KALPLERİNDE MEMNUNİYETİ VE SAĞLAMLIĞI ARTTIRACAKTIR.”(Bihar-ül Envar, Cilt. 51, Sayfa 135; Cilt 52, Sayfa 328; Mikyaal al-Makaarem, Cilt 1, s. 241)
İslam Alemi Ruhani Bir Varlığa Değil, Hz. Mehdi (a.s.)’ın Zatına Biat Edeceklerdir
“Halifenin ölümü anında ihtilaf olur. Medine halkından bir kişi koşarak Mekke’ye çıkar. Mekke halkından bir grup onu (Hz. Mehdi (a.s.)’ı), istememesine rağmen (bulunduğu yerden) çıkarırlar. HACER-İ ESVED’LE MAKAMI İBRAHİM ARASINDA ONA (HZ. MEHDİ (A.S.)’A) BİAT EDERLER.” (Sünen-i Ebu Davud, 5/94; El-Kavlu’l Muhtasa Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 20)
“RÜKUN (bir kişiye can-ı gönülden samimi olarak meyletme) İLE MAKAM ARASINDA KENDİSİNE BİAT EDİLECEKTİR. Hz. Mehdi (a.s.) o kadar merhametli olacaktır ki, zamanında ne bir kimse uykusundan uyandırılacak, ne de bir kimsenin burnu kanayacaktır.” (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 42)
Müslüman Dünyasını Ayrılıklardan Kurtarıp Birleştirerek Türk İslam Birliği’ni Sağlayacak Olan Ruhani Bir Varlık Değildir
“İman edenlerin Efendisi (s.a.v.) der ki: “... ALLAH SİZİN İÇİN, SİZİ BİRLEŞTİRECEK VE SİZİ DAĞINIKKEN BİRARAYA GETİRECEK BİRİNİ (HZ. MEHDİ (a.s.)’I) ÇIKARANA DEK... Beklerseniz, ödüllendirileceksiniz ve sizin haksızlığa uğratılmanızın intikamını alacak (Darwinizm’e, materyalizme ve ateizme ilmi zeminde gereken cevabı verecek) olanın ve haklarınızın kurtarıcısı olanın, o (Hz. Mehdi (a.s.)) olduğunu kesinlikle anlayacaksınız...””(Kitab-ül Gaybet, [Bihar-ul Envar, c. 51], Ansariyan Yayıncılık, Derleyen: Muhammed Bakır el-Meclisi, İran-Kum, 2003, s. 182)
Ruh Halinde Bir Varlık İslam Aleminin Manevi Lideri Olamaz
“Malik bin Zamra der ki, Emirülmüminin Ali aleyhisselam bana şöyle buyurdu: “... Hayrın çoğu o zamandadır ey Malik! O ZAMANDA KAİM’İMİZ (HZ. MEHDİ (a.s.)) KIYAM EDECEK ... SONRA ALLAH HERKESİ ONUN ETRAFINDA TOPLAYACAK.””
(Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 242)
“... Ve sonra istemediği halde biatlarını kabul eder. Eğer siz ona yetişirseniz, ona biat ediniz. Çünkü o yerde de gökte de Hz. Mehdi (a.s.)’dır.”(Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti’nin Tasnifinden Hadisler, Kahraman Neşriyat, s. 35)
Ruh Şeklinde Bir Varlığın Az Kardeşinin Olması Mümkün Değildir
“Kardeşi az olandır.”(Risalet ül Mehdi, s161)
Peygamberimiz (s.a.v.) Hz. Mehdi (a.s.)’ın Bekar Olacağını Söylemiştir. Peygamberimiz (s.a.v.)’in Ruh şeklinde Bir Varlıktan Bahsetmediği Açıktır
“Mes’ûdî şöyle nakletmektedir: “Ali b. Hazma, İbn-i Sirac ve İbn-i Ebi Said, bir ara İmam Rıza’nın (a.s) huzuruna vardıklarında Ali B. Hazma İmam’a şöyle arzetti: “Ey Resulullah’ın oğlu, biz, siz (Ehli Beyt imamların)dan şöyle nakletmişiz ki; HER İMAM ÖLMEDEN ÖNCE MUTLAKA EVLADINI GÖRÜR. (Acaba bu doğru mudur?) İmam (a.s) cevabında şöyle buyurdu: “Şunu da hadise eklediniz mi “KAİM (HZ. MEHDİ) HARİÇ””(İsbat-ül Vasiye (Mes’udî), s. 201)
Büyük İslam alimi Muhyiddin Arabi eserlerinde Hz. Mehdi (a.s.)’ın dokuz özelliğini saymıştır. Muhyiddin Arabi bu sözleriyle, Hz. Mehdi (a.s.)’ın özel bir hikmet ve anlayış gücüne sahip olacak bir şahıs olduğunu çok net olarak açıklamıştır:
1. Basiret sahibi olması
2. İlahi Kitabı anlaması
3. İlahi Kelam’ın manasını bilmesi
4. Tayin edeceği kimselerin hal ve hareketlerini bilmesi
5. Öfkelendiğinde bile merhamet ve adaletten ayrılmaması
6. Varlıkların sınıflarını bilmesi 7. İşlerin girift taraflarını bilmesi 8. İnsanların ihtiyacını iyi anlaması 9. Bilhassa kendi zamanında ihtiyaç hissedilen gaibi ilimlere vukufu bulunması (vakıf olması).
Hz. Mehdi (a.s.) Tüm İnsanların, Hatta Denizdeki Balıkların, Havadaki Kuşların Onun Sevgisiyle Coşacakları Bir İnsandır
“Onun (Hz. Mehdi (a.s.)’ın) hilafetinden (manevi liderliğinden) yer ve gök ehli, bütün yabani hayvanlar, kuşlar, hatta denizdeki balıklar bile razı olacaktır.”(El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 31)
İnsanlar Sevgilerini Ruh Şeklinde Bir Varlığa Değil, Hz. Mehdi (a.s.)’ın Zatına Yönelteceklerdir
“Allah onun (HZ. MEHDİ (A.S.)’IN) MUHABBETİNİ İNSANLARIN KALPLERİNE YERLEŞTİRECEKTİR. Böylece onlar, gündüzleri arslan kesilen ve geceleri de ibadetle geçiren bir toplum olacaklar.”(Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal”)
Allah’ın Bahşettiği Özel İlimlere Sahip Olması Hz. Mehdi (a.s)’ın Bir Ruh Değil, Şahıs Olduğunu Gösterir
Peygamberimiz (s.a.v.)’in hadis-i şeriflerinde bildirdiği gibi, Hz. Mehdi (a.s.) medrese eğitimi almayacak sadece Yüce Allah’ın kendisine bahşettiği özel ve gizli ilimlerle hükmedecektir. Bütün zahiri ilimler, istenildiğinde herkes tarafından okuyarak, araştırılarak öğrenilebilir. Bir de çalışılarak elde edilemeyen, ancak Yüce Allah’ın bir lütfu olan ve onu istediği kuluna verdiği “Vehbi” ilim vardır. “KEZA (N.B. HAMMAD) KAAB’DAN TAHRİC ETTİ, O DEDİ Kİ: O KİMSENİN BİLMEDİĞİ GİZLİ BİR DURUMA KILAVUZLANDIĞI İÇİN KENDİSİNE “MEHDİ” DENİLMİŞTİR...”hadisinde “kimsenin bilemediği” denilerek Hz. Mehdi (a.s.)’ın böyle bir ilme sahip olduğu anlatılmak istenmiştir. (Allahualem) Bu ilmin “Ledün ilmi” olması da muhtemeldir.
Hz. Mehdi (a.s) herhangi bir konuda bilgi sahibi olmak istediğinde Yüce Allah kendisine bu bilgileri ilimle bildirecek ve onun hikmetli konuşmalar yaparak insanların hidayetine ve Kuran’ın doğru yorumlanmasına yardım edecektir. Bu hadislerden de anlaşılacağı üzere, bir ruhun ilimle donatılması, insanlarla konuşması ve onlara Kuran’ı yorumlaması mümkün değildir.
Hz. Mehdi (a.s.) Allah Katından “Ledün İlmi” Gibi Özel ve Gizli İlimlerle Donatılacaktır
“Abdullah sordu: Öyleyse gaybeti ardındaki hikmet nedir? İmam cevap verdi: “... Hikmetinin nedeni, Hızır (a.s.)’ın gemiye hasar vermesi, çocuğun öldürülmesi ve duvarın inşa edilmesi sırasında yaptığı işlerin ardındaki hikmetler gibi, ortaya çıkmasının ardından anlaşılacaktır. Hazreti Musa (a.s.) Hazretlerine onunla yolları ayrılana dek aşikar olmamıştır. Ey Fazl’ın oğlu! Bu Allah’ın bir işidir ve gaybetin sırrı ve hikmeti, Allah’ın sırlarından ve hikmetlerinden biridir. ALLAH’IN EN ÜSTÜN AKIL SAHİBİ OLDUĞUNA İMANIMIZ OLDUĞU GİBİ, O’NUN (HZ. MEHDİ (A.S.)’IN) TÜM İŞLERİNİN DE HİKMETLİ OLDUĞUNDAN KESİNLİKLE EMİN OLMALIYIZ. DETAYINDA GİZLENEN HİKMETİN FARKINDA OLMASAK BİLE BÖYLE YAPMALIYIZ.”” [Molla Bakır Meclisi, Cila-ul-Uyun, 3/157]
“Ka’b: “Kıyam edecek olanın HZ. MEHDİ (A.S.) OLARAK ADLANDIRILMASININ SEBEBİ GİZLİ İŞLERE HİDAYET EDİLMESİ SEBEBİYLEDİR.” der.” (Kitab-ul Havi li’l Fetava, c.2, s.148)
Hz. Mehdi (a.s.), Hz. Davud (a.s.) Gibi Vehbi İlim Sahibi Olacak ve Tıpkı Hz. Davud (a.s.) Gibi Allah’ın İlhamıyla Hükmedecek Mübarek Bir Şahıstır
“Şeyh Müfid şöyle diyor:
KAİM-İ AL-İ MUHAMMED (S.A.V.) (HZ. MEHDİ (A.S.)) KIYAM ETTİĞİNDE AYNI HZ. DAVUD (A.S.)GİBİ YANİ BATIN HASEBİYLE (GEREĞİNE UYGUN) HÜKMEDECEK, ŞAHİDE GEREK DUYMADAN HÜKMEDECEK. ALLAH HÜKMÜ ONA İLHAM EDECEK VE O DA İLAHİ İLHAMA GÖRE HÜKMEDECEK.” (İrşad, Şeyh Müfid, sf. 365, 366)
Hz. Mehdi (a.s.) Kuran’ın Doğru Yorumlanması İçin İlmen Mücadele Edecek Bir Şahıstır
“Resulullah (s.a.v.) Ammar bin Yasir’e şöyle buyurmuştur:
“Onun uzun bir gaybeti olacaktır ki, bir takım insanlar bu dönemde imanlarını kaybedecek, diğer bir grubu ise imanlarını koruyacaklardır. O (Hz. Mehdi (a.s.)), ahir zamanda çıkıp yeryüzünü adaletle dolduracaktır. O (Hz. Mehdi (a.s.)), ALLAH’IN KELAMININ TEVİLİ (YORUMU, AÇIKLAMASI) İÇİN MÜCADELE EDECEK, nitekim ben Allah’ın kelamının tenzili (nazil oluşu) için mücadele ettim. Ey Ammar... (O) halkın bana en çok benzeyeni olacaktır.””(Kifayet’ül Eser, İlzam-ün Nasib, c.1, s. 98)
Hz. Mehdi (a.s.) Hikmetli Konuşmaları, Olayların Özüne İnen Anlatımlarıyla Tanınacak Bir Şahıstır
“Hz. Mehdi (a.s.)) HİKMET ZIRHINI BÜRÜNDÜ, ONU BÜTÜN ADABIYLA; TEVECCÜH, MARİFET VE FERAGATLE KUŞANDI. Hikmet onun nezdinde yitiği, hep istediği ihtiyacıdır ...” (Nech-ül Belağa 182. Hutbe)
Hz. Mehdi (a.s.) Yüksek Sanat Gücüyle Dünyayı Güzelleştirecek Her Yere Kuran Neşesini, Estetik ve Güzelliği Hakim Edecektir
Hz. Mehdi (a.s.)’ın vesilesiyle hayatın her anına bolluk, zenginlik, güzellik, ilerleme ve sanat hakim olacaktır. İnsanları Kuran ahlakına yönlendirecek, ahlakları gibi, yaşadıkları yerleri, bahçeleri, evlerinin dekorasyonunu, kıyafetleri, dinledikleri müziği, eğlence şekillerini, resimlerini ve sohbetlerini de güzelleşecektir. Bir ruhun insanların yaşadığı ortamı güzelleştirmesi bu konuda konuşmalar yaparak insanlara fikir vermesi elbette mümkün değildir.
“ALEMDE VİRAN BİR YER KALMAYACAK VE HZ. MEHDİ (A.S.) HER YERİ ONARACAK, ABAD (MAMUR VE ŞEN) EDECEK.” (El Mehdiyy-il Mev’ud, c:1, sf. 264)
Hz. Mehdi (a.s.) Cesaret, Metanet, Sadakat ve Tesanüt Sıfatlarına Sahip, Basireti, Feraseti ve Anlayışı Çok Güçlü Bir Şahıs Olacaktır
Allah’ın Kuran’da övdüğü mübarek Peygamberimiz (sav), Hz. Mehdi (a.s)’ın çok üstün ahlak özelliklerine sahip olacağını müjdelemiştir. Bir ruhun cesaret, zorluklara karşı dayanıklılık, sabır gibi insani duygulara sahip olması elbette mantık dışıdır.
Hz. Mehdi (a.s.) Müçtehid, Müceddid, Mürşit, Kutb-u Azam, Mehdi ve Hakim Sıfatlarına Sahip Olacak Değerli Bir Şahıstır
Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri de Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hadislerinde bildirdiği gibi Hz. Mehdi (a.s.)’ı ahir zamanın en büyük fesadı zamanında gelecek bir zat olarak haber vermiştir:
“... AHİR ZAMAN’IN EN BÜYÜK FESADI ZAMANINDA, ELBETTE EN BÜYÜK BİR MÜÇTEHİD (GEREKTİĞİNDE AYET VE HADİSLERDEN HÜKÜM ÇIKARAN BİR ALİM), HEM EN BÜYÜK BİR MÜCEDDİD (DİNİ YENİLEYİCİ), HEM HAKİM, HEM HZ. MEHDİ (A.S.), HEM MÜRŞİD (İNSANLARA DOĞRU YOLU GÖSTEREN), HEM KUTB-U AZAM (ZAMANININ EN BÜYÜK DİNİ LİDERİ) OLARAK BİR NURANİ BİR KİŞİYİ GÖNDERECEK ve O ZAT DA, PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.)’İN SOYUNDAN OLACAKTIR.”(Mektubat, Yirmi Dokuzuncu Mektup, Yedinci Risale Olan Yedinci Kısım, s. 411-412)
Görüldüğü gibi Bediüzzaman Hazretleri’nin ahir zamanın en büyük fesadı zamanında gelecek bu mübarek zat için kullandığı vasıfların hiçbiri bir ruha değil şahsa ait sıfatlardır. Hiçbir ruhun, şahsı manevinin, bir topluluğun, bir grubun sıfatı; “seyyid, müçtehid, müceddid, hakim, mürşid, kutb-u azam” olamaz. Bunların hepsi sadece bir zata, bir kişiye verilen sıfatlardır. Bediüzzaman Said Nursi’nin bu sıfatlarla nitelendirdiği Hz. Mehdi (a.s.) da diğer yüzyıl başlarında gelmiş olan müceddidler gibi bir şahıstır ve ahir zamanda zuhur edecektir.