Vücudumuz için vazgeçilmez ve hayati bir göreve sahip hormonlar, acaba kanımızda ne kadar yer tutmaktadır? 1 litre kanda 1 gramın milyarda biri ile milyonda biri kadar hormon bulunur. Bu kadar az miktarda bulunmalarına rağmen hormonlar insan vücudundaki hemen hemen bütün işlemlerde haberleşmeyi sağlayıcı, harekete geçirici rol oynamaktadırlar. Kanda akıl almayacak kadar küçük bir yer tutan hormonların, gerektiği zaman gerektiği miktarda salgılanmaları ve gerektiğinde hemen durdurulmaları son derece önemlidir. Peki bu düzenlemeyi yapan kimdir? Hormonların fazla salgılandığını fark edip, "dur" emrini kim vermektedir?
Salgılanan hormonların etki ettikleri organlar eğer yapmaları gereken görevden daha fazlasını yaparlarsa bu, vücut için tehlike anlamına gelir. İhtiyaçtan fazla çalışan bir organ, kendisini harekete geçiren hormonları üreten salgı bezine bir mesaj gönderir. Bu mesaj "benim çalışmama artık ihtiyaç yok, beni çalıştıran hormonu üretme" anlamına gelir. Bu sistemin bozulduğu hastalıklardan biri, tiroid bezinin fazla çalışması anlamına gelen hipertiroid hastalığıdır. Eğer bu hastalık tedavi edilmezse insan yaşamını sürdüremez. Hastalık durumları dışında, bu sistem kusursuz bir şekilde işler. Her organ kendisi ile ilgili hormonu hangi salgı bezinin ürettiğini bilir. Eğer bu bez kendisini ihtiyaçtan fazla çalıştırırsa organ duruma müdahale eder. Hormon bezi ve ilgili organ adeta iki insan gibi birbirleri ile iletişim kurar. Bu sayede insan sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürür. Allah, insanın sağlıklı yaşaması için cansız ve şuursuz atomlardan oluşan molekülleri birer vesile kılmıştır. Bu, Yüce Allah'ın insanlar üzerindeki sonsuz rahmetinin bir delilidir.