İnciler ihtişamlı güzelliklerinin yanı sıra, her yönden ilginç özelliklere de sahiptirler.
İncileri genellikle inci midyesi denilen ve pek çok türü bulunan istiridyeler üretirler. Bu istiridyelerin kabuklarının dirençleri oldukça yüksektir. Açılması son derece zor olan dış kabuklarının kalsiyum karbonat esaslı olan bileşimleri birçok düşman için de caydırıcıdır.
Kalsiyum karbonat maddesi aynı zamanda istiridyenin inciyi oluşturmasında da önemli rol oynamaktadır. İstiridyeler içlerine kum, çakıl veya zarar verecek parazit organizmalar girdiğinde bundan rahatsız olurlar. Bu gibi durumlarda bir korunma yöntemi olarak bu davetsiz misafiri izole ederler ve üzerini sedefle kaplamaya başlarlar. İşte bu kaplama işlemi, incinin oluşumundaki ilk aşamadır. İstiridyenin içine giren yabancı cisimler, incilerin oluşması için bir çekirdek görevi görürler. Yıllar boyunca bu çekirdek maddenin üstü, ince kalsiyum karbonat katmanlarının üst üste gelmesiyle kaplanır.
Peki istiridyenin içinde sedef maddesi nasıl oluşmaktadır? İstiridyenin iç derisindeki katmanlarda sedefi oluşturan iki ana madde bulunur. Bir katmanda inciyi meydana getiren ve “aragonite” adı verilen, kalsiyum karbonat içerikli bir mineral, diğerinde ise incideki bu aragonite maddesini bir arada tutacak olan uhu benzeri “conchiolin” maddesi bulunur. Aragonite yarı şeffaf bir madde olduğu için inciye parlaklık kazandırır. Bu iki maddenin istiridye adlı beyni bile olmayan bir canlı tarafından üretiliyor olması, sonra bunların bir araya gelip bir toz tanesini kaplayarak inci gibi bir güzelliği oluşturması elbette ki muazzam bir mucizedir.
İstiridyenin korunma amaçlı ürettiği inci, insanlar için estetik bir süs olarak yaratılmaktadır. Allah Rahman Suresi’ndeki “İkisinden de inci ve mercan çıkar.” (Rahman Suresi, 22) ayetiyle Kuran’da incilere dikkat çekmiştir. Ayrıca Kuran’da, dünyada insanlara bir güzellik olarak sunulan incilerin cennet süslerinden biri olduğu da haber verilmektedir. (Hac Suresi, 23)