Yaşıtları okulda ders dinlerken, onlar çalışıyor…
Yaşıtları okulda oyun oynarken onlar çalışıyor…
Anneleri babaları ile beraber olmaları gereken zamanda bile çalışıyorlar…
Kimi bir otomobili tamir etmeye çalışıyor, kimi bir mobilya imalatı yapıyor, kimisi ise bir şeyler satmak için çalışıyor. Tarlada çapa sallayan, hatta içlerinde maden ocağında çalışmaya zorlananlar bile var.
Uluslararası Çalışma Örgütü ILO, 168 milyon çocuk işçinin olduğunu ve bunların 85 milyonunun tehlikeli işlerde çalıştığını söylüyor. Asya-Pasifik kıyıları ve Sahra altı Afrika, dünyada çocukların en çok çalıştırıldığı bölgeler. Çocukların en çok çalıştırıldığı sektör ise tarım.(1)
Çalışan çocuklar sanıldığı gibi sadece az gelişmiş ülkelerin bir sorunu değil. Amerika’da Avrupa’da bile çalışan çocukları görmek mümkün. Ne var ki, buradaki çocuklar genellikle anne babalarına yardımcı olmak için bir aile işletmesinde belirli işleri geçici sürelerle yaparlar. Veya en fazla okul harici; tatil zamanlarında cep harçlığı sağlayacak basit işlerde çalışırlar. Uzmanlar bu tip işlerin çocukların gelişimine olumlu etkilediğini, onlara çeşitli beceriler ve deneyimler kazandırdığını düşünüyorlar.
Ancak bu olumlu yaklaşımı atölyelerde, tarlalarda ya da maden ocaklarında kendisinin veya ailesinin yaşamını devam ettirmek için sürekli çalışan çocuklar için görmek mümkün değil. Bilakis bu tür çalışma ortamları, çocukları hak ettikleri yaşamdan alıkoymakta, kendileri için uygun olmayan koşullara uyum sağlamalarını şart koşmakta, çocukluklarını yaşamalarını ve okullarına gitmelerini engellemekte. Bu yaşam koşulları, uzmanlara göre, çocukların potansiyellerini eksiltmekte, fiziksel ve zihinsel gelişimlerine zarar vermekte. Çocuklar ailelerinden uzun süre ayrı kaldıkları için sevgisiz büyümekte ve dahası ilerideki yaşamlarında kendilerine kolaylık sağlayacak temel eğitimi tam alamadıkları için sosyal gelişimlerini tamamlayamamaktadırlar.
Yapılan araştırmalara göre çocukların çalışmasının en önemli nedeni ailelerinin gelirine katkıda bulunmak. Bununla birlikte ailesinin borcuna karşılık olarak çalıştırılan çocuk sayısı da bir hayli fazla. Bazı ailelerin çocuklarını işyerlerine doğrudan sattıkları bile gözlemlenmiş durumda. Bu çocuklar genellikle çok ağır koşullarda, karın tokluğuna bir köle gibi çalışmak zorunda kalıyorlar.
Çocuklar için en büyük tehlike ise fuhuş ve uyuşturucu sektörü. Uzakdoğu’da ve Hindistan’da çocuklar ya doğrudan fahişe olarak pazarlanıyor veya pornografik yayınların üretiminde kullanılıyorlar. Yine Uzakdoğu’da, Latin Amerika’da ve kısmen Afrika’da çocuklar uyuşturucu madde üretiminde işçi olarak veya ticaretinde kurye olarak çalıştırılıyorlar.
Bir çocuk ile bağdaştırılamayacak bir diğer faaliyet alanı ise savaş ve askerlik. Tüm dünyada yaklaşık 250 bin kız ve erkek çocuğu ellerine silah tutuşturularak zorla savaştırılıyor. Savaşın ortasında kalan bu çocuklar çoğunlukla cinsel tacize ve tecavüze uğruyor, çatışmalarda ölüyor veya öldürülüyorlar. Çocuklar hem asi gruplarında hem de hükümet kuvvetlerinde silah kullanmak zorunda bırakılıyorlar. Birleşmiş Milletler'in hazırladığı bir rapora göre dünyanın birçok yerindeki silahlı gruplar çocukları da savaştırıyor. Rapora göre Afganistan, Irak, Suriye, Yemen, Somali, Güney Sudan, Orta Afrika Cumhuriyeti, Nijerya, Mali ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti çocukların en çok asker olarak kullanıldıkları ülkeler. Raporda başka ülkelerin de ismi geçiyor. Bunlar; Libya, Filistin, Kolombiya, Filipinler ve Myanmar. Rapordaki en ilginç isim ise Almanya. Almanya 2015 yılında 17 yaşındaki 1515 çocuğu askere aldığı için raporda yer alıyor. İlginç olan ise Almanya’nın, Myanmar ve Kolombiya gibi ülkelerde 18 yaşından küçüklerin askere alınmaması gerektiğini savunuyor olması. (2)
ILO her ne kadar çocuk işçi sayısında önemli bir azalma olduğunu açıklasa da yüz milyonlarca çocuk bedensel ve ruhsal gelişimlerine uygun olmayan işlerde çalıştırılmaya devam ediyor.
Çocuk işçilerin tercih edilmesinin nedeni elbette işgücü kıtlığı değil. Öncelikle çocuklara verilen ücret oldukça kısıtlı. Dahası çocuk işçilerin sosyal sigortaya sahip olma, uygunsuz koşullarda çalıştırılmaktan dolayı şikayetçi olma ya da hak arama ihtimalleri çok düşük. Çocuklar, savunmasız oldukları için her türlü zorlama ve suiistimale açıklar.
Peki çocukların zarar gördükleri işlerde kullanılmasının nasıl önüne geçilebilir?
Yapılabilecek ilk şey Birleşmiş Milletler Uluslararası Çalışma Örgütü'nün çocuk işçiliğin önlenmesine yönelik sözleşmeyi mümkün olduğunca çok ülkenin imzalamasını sağlamak olabilir. Aynı zamanda BM, bu ülkelerde bu konuda yapılan ihlallerin takipçisi olabilir.
Ailelere çocuklarının çalışarak aile ekonomisine sağlayacağı katkıya ihtiyaçları kalmayacak şekilde gerekli maddi yardımları yapılabilir. Mevsimlik tarım işçisi olan çocukların çalıştıkları yerlerde barınma, sağlık ve beslenme ile ilgili sosyal destek mekanizmaları oluşturulabilir. Ayrıca okullara ve öğretmenlere çalışan çocukları tespit ve takip konusunda daha çok sorumluluk verilebilir. Öğretmenlerin çocuk işçi çalıştırılmasını önlemek için çaba gösteren kurumlar ile irtibatları arttırılabilir.
Ancak çocuk işçi sorunun genelde yoksul ya da iç savaşa sürüklenmiş ülkelerde yaygın olması göz önüne alınacak olursa yeterli kaynak bulunsa veya gerekli önlemler alınsa bile bu sorunun önüne geçmek zor olacaktır. Bu iş için yerel hükümet ya da gruplar yerine UNESCO ve ILO benzeri uluslararası kuruluşların devreye girmesi daha akılcı bir çözümdür.
Bir diğer yol ise ilgili yönetmelik ve mevzuatlarda çocuk işçi çalıştırmayı engelleyen özel düzenlemeler yapılması ve bunları çiğneyenlere uygulanacak yaptırımların ağırlaştırılmasıdır.
Teknik çözümler ne olursa olsun ilk ve önemli sorumluluk, dünyayı çocukların zorla çalıştırılmayacağı bir mekan haline getirmek. Savaşların devam ettiği ve sömürgeci sistemin devam ettiği bir dünyada çocuklar daima en çok sömürülen tarafı oluşturacaktır. Bunu önlemek için öncelikle savaşların ve sömürünün ideolojik kökenini iyi anlayıp, bu ideolojileri ortadan kaldıracak ciddi bir fikri atak gerekmektedir. O zaman insanlar, sevgi ve barışın mümkün olduğunu görebilir ve dünya, herkese yeten bir yurt halini alabilir. O vakte kadar her ülkenin, her kurumun, her kişinin sorumluluğu, bu sömürüyü durdurmak için gereken önlemi almak olacaktır.
Referanslar:
Adnan Oktar'ın Cape Argus & The Star & Pretoria News'de (Güney Africa) ve Riyadh Vision'da (Suudi Arabistan) yayınlanan makalesi:
http://www.riyadhvision.com.sa/2017/11/07/lifes-no-childs-play-for-many-kids/