9 Şubat 2007 tarihli Cumhuriyet Bilim Teknik dergisinde "Türkleri Kim Daha Çok Seviyor?" başlıklı yazıda Darwin"in ırkçı olmadığı ve Türklere karşı derin sevgi beslediği iddia ediliyordu. Gerçekler çarpıtılarak, Darwin"in kirli mantığını örtbas edebilmek ve Darwinist propagandayı ayakta tutmak amaçlanıyordu.
Haluk Ertan imzalı yazıda çeviri hatası nedeniyle Darwin"in Türklerle ilgili sözünün çarpıtıldığı iddia edilmektedir. Oysa burada Darwin"in insan ırklarına karşı hastalıklı bakış açısı ile ilgili oldukça açık bir gerçek göz ardı edilmeye çalışılmaktadır. Darwin, 1871 yılında yayınlanan "İnsanın Türeyişi" isimli kitabında, insanın maymunlarla ortak bir atadan geldiğini öne sürerken, bazı ırkların diğer insanlara göre sözde daha çok evrimleşmiş ve ilerlemiş olduğunu iddia etmiştir. Hatta Darwin, bazı ırkların neredeyse hala maymunlarla aynı düzeyde olduğunu öne sürmektedir. Nitekim bu konuyla ilgili fikirlerini bir bilim adamı olan W. Graham"a yazdığı mektupta şu şekilde dile getirmiştir:
"Bende korkunç bir şüphe uyanıyor: Acaba, daha aşağı hayvanların aklından gelişmiş olan insan aklının kanaatleri, herhangi bir değere sahip midir, ya da birazcık olsa da güvenilir midir?"1
Darwin, tüm canlıların gelişimini "yaşam mücadelesi" kavramına dayandırıyor ve bunun insan ırkları için de geçerli olduğunu öne sürüyordu. Darwin"e göre, kayırılmış ırklar, Avrupalılardı. Kızılderililer, Afrikalılar ve diğer her türlü yerli halk ise sözde evrim sürecinde geri kalmış ırkları oluşturuyorlardı. Evrim teorisi bu ırkların, daha güçlü olan ırklar tarafından elimine edileceğini ve ortadan kaldırılacağını öne sürüyordu. Bu hastalıklı mantığa göre, insanların maymunları veya diğer hayvanları ehlileştirmeleri ve kullanmaları ne kadar meşruysa, geri ırk olarak nitelendirdikleri insanların ehlileştirilmeleri, onların köle olarak kullanılmaları, topraklarına el konulması da sözde o kadar meşruydu.
CBT dergisindeki söz konusu yazıda, Darwinizm"in temel mantığını oluşturan bu sapkın kavramlar açıkça göz ardı edilmekte ve Darwin"in bu yöndeki ifadeleri (özellikle "İnsanın Türeyişi" kitabındaki açıklamaları) hiçe sayılmaktadır. Darwin"in konuyla ilgili açıklamalarından başka bir tanesi de şudur:
Belki de yüzyıllar kadar sürmeyecek yakın bir gelecekte, medeni insan ırkları, vahşi ırkları yeryüzünden tamamen silecek ve onların yerine geçecek. Öte yandan insansı maymunlar da kuşkusuz elimine edilecekler. Böylece insan ile en yakın akrabaları arasındaki boşluk daha da genişleyecek.2
Darwin"in bu sözünden, söz konusu sözde "vahşi ırkların" 19. yüzyılda henüz yeryüzünden tamamen silinmemiş olduğu, ancak kendisinin yakın bir gelecek için bu temennide bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre Darwin"in beklentisi, Avrupalılar dışındaki diğer ırkların köleleştirilip yok edilmesidir. Söz konusu izah ile açıkça gözler önüne serilen hastalıklı Darwinist mantığın inkara çalışılması gerçeklerin görmezden gelinmesidir. Ne var ki bu çabalar boşunadır, Darwin"in "İnsanın Türeyişi" kitabındaki açıklamaları, görmezden gelinecek gibi değildir ve birçok bilim adamı bu konuyu açıkça ifade etmektedir. Örneğin Hintli antropolog Vidyarthi, bu gerçeği şu sözlerle açıklamıştır:
Darwin"in ortaya attığı "en güçlülerin hayatta kalması" düşüncesi, insanoğlunun kültürel bir evrim sürecinden geçtiğine ve en üst kademenin Beyaz Adam"ın medeniyeti olduğuna inanan sosyal bilimciler tarafından coşkuyla karşılandı. Bunun bir sonucu olarak, 19. yüzyılın ikinci yarısındaki Batılı bilim adamlarının çok büyük bir kısmı ırkçılığı şiddetle benimsediler.3
Harvard Üniversitesi’nden evrimci profesör Stephen J. Gould ise, bilim adamları arasında ırkçılıkla ilgili akımların Darwin sonrası dönemde yaygınlaştığını şu sözlerle ifade eder:
Irkçılık lehindeki biyolojik argümanlar 1859’dan önce yaygın olmuş olabilir ancak evrim teorisinin kabul görmesiyle birlikte, defalarca daha büyük çapta kabul görmüşlerdir.4
Modern jeolojinin kurucusu olan Adam Sedgwick ise Darwin"in "İnsanın Türeyişi" kitabıyla ilgili olarak şu yorumu yapmıştır:
"Bu kitap toplum tarafından genel bir kabul gördüğü takdirde dünyada daha önce hiç görülmemiş şekilde insan ırklarında bir soykırım yaşanacaktır".5
Nitekim Sedgwick"in bu öngörüsü gerçekleşmiştir. Darwinist ırkçılık, tüm dünyada etkilerini göstermiş ve Darwinizm; komünizm, kapitalizm, faşizm gibi kanlı ideolojilerin ve dünya savaşlarının fikri temelini oluşturmuştur.
Darwin"in insan ırklarına karşı sapkın bakış açısı ve Türklere olan düşmanlığı çok açıktır. 3 Temmuz 1881 tarihinde W. Graham"a yazdığı mektuptaki ifadeler, pek çok ırk gibi, açıkça Türkleri de aşağı ırk olarak gördüğünü ortaya koymaktadır. Nedense CBT dergisindeki yazıda, söz konusu alıntının bir satır öncesi dikkate alınmamıştır. Bu satırlarda Darwin, şu yorumda bulunmaktadır:
"Doğal seleksiyona dayalı kavganın, medeniyetin ilerleyişine sizin zannettiğinizden daha fazla yarar sağladığını ve sağlamakta olduğunu ispatlayabilirim. Düşünün ki, birkaç yüzyıl önce Avrupa, Türkler tarafından işgal edildiğinde, Avrupa milletleri ne kadar büyük risk altında kalmıştı, ama artık bugün Avrupa"nın Türkler tarafından işgali bize ne kadar gülünç geliyor."
Hemen arkasından Darwin;
"Avrupa ırkları olarak bilinen medeni ırklar, yaşam mücadelesinde Türkleri tam bir yenilgiye uğratmışlardır. Dünyanın çok da uzak olmayan bir geleceğine baktığımda, bu tür aşağı ırkların çoğunun medenileşmiş yüksek ırklar tarafından elimine edileceğini (yok edileceğini) görüyorum."6
açıklamasını yapmaktadır. Açıktır ki, Darwin"in Türk işgalini bulunduğu yüzyılda "komik" bulmasının tek nedeni, Türklere yaptığı "aşağı ırk" yakıştırması nedeniyledir. Bunu zaten sözlerinin sonraki satırlarında – her ne kadar Sn. Ertan kabul etmek istemese de – açıkça ifade etmektedir.
Darwin’in burada Türk Milleti için kullandığı işgal kavramı tarihsel olarak yanlıştır ve aslında Türklere duyduğu kinin bir ifadesidir. Çünkü Türk Milleti Balkan topraklarındaki halklara büyük saygı ve hoşgörü göstermiş, Balkanlar"ın dört bir yanını imar etmiş, kalkındırmış, geliştirmiştir. Bölgede çok sayıda kervansaray, hamam, köprü, cami, kütüphane, aşevi inşa edilmiştir ve bunların üstün bir kültürün ürünü oldukları bugün herkesçe kabul edilmektedir. Darwin’in bu ifadelerdeki amacı ise, Türk Milleti"ni "barbar" bir toplum gibi gösterebilmektir. Bütün bunlar düşünüldüğünde Darwin’in söz konusu cümlelerini okuyarak buradan "Darwin"in Türkleri sevdiği" yorumunu yapmak, açıkça anlaşıldığı üzere yalnızca Darwinistlerin gösterebileceği taraflı bir tutumdur.
Sonuç:
Darwin’in, Türklere karşı kinini kanıtlayan ve ırklar arasında nasıl bir ayrım yaptığını gösteren sözleri çok açıktır. Durum böyleyken bunları inkar ederek aksi propaganda yapma çabasına girişmek gerçekleri değiştirmeyecektir. Bu nedenle Darwinizm hakkında pek bir şey bilmeden, Darwinizm’i eleştiren ilmi eserleri okumadan, adeta teorinin bayraktarlığına soyunan kişiler yanılgı içinde olduklarını fark etmeli ve bu bakış açısıyla bakarak, savundukları ve okuyucularına aktardıkları fikirleri tekrar gözden geçirmelidirler.
Not:
Bu yazı aynı zamanda 19 ocak 2007 tarihli Cumhuriyet Bilim Teknik dergisindeki A. M. Celal Şengör"ün "Darwin Türkler Hakında ne Demişti?" yazısına da cevabımızdır.
1) Darwin"in W. Graham"a mektubundan, 3 Temmuz 1881, Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, Sayı. 1, s. 285 (New York: Basic Books, 1959
2) Charles Darwin, İnsanın Türeyişi, Ankara: Onur Yayınları, 7.b., Nisan 1995, ss.199-200
3) Lalita Prasad Vidyarthi, Racism, Science and Pseudo-Science, Unesco, France, Vendôme, 1983. s. 54
4) Stephen Jay Gould,"Ontogeny and Phylogeny", Belknap-Harvard Press, ss. 27-128
5) A.E. Wilder-Smith, Man"s Origin Man"s Destiny, The Word for Today, s.166
6) Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, vol. I, 1888. New York: D. Appleton and Company, s.285-286