Bir Ayet Bir Açıklama
Ey insanlar, (size) bir örnek verildi; şimdi onu dinleyin. Sizin, Allah'ın dışında tapmakta olduklarınız -hepsi bunun için biraraya gelseler dahi- gerçekten bir sinek bile yaratamazlar. Eğer sinek onlardan bir şey kapacak olsa, bunu da ondan geri alamazlar. İsteyen de güçsüz, istenen de. Onlar, Allah'ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Şüphesiz Allah, güç sahibidir, azizdir. (Hac Suresi, 73-74)
Allah ayetinde küçücük bir sineği dahi bir iman hakikati olarak örnek vererek, bu gerçeklerden gafil olanların, Allah'ın kudretini hakkıyla takdir edemediklerinden bahsetmektedir. Bir insan Allah'ın varlığını, yalnızca bazı geleneksel inançların etkisiyle, anlamını kavramadan da tasdik ediyor olabilir. Nitekim ayette tarif edilen insan modeli bu şekildedir. Bu kişiler, Allah'ın varlığını yalnızca sözde kabul etmekte, ancak bu büyük gerçek üzerinde düşünmemekte, bu büyük gerçeğin anlamını kavrayamamaktadırlar.
İman hakikatleri üzerinde derin düşünmek ve Allah'ın bunlarda yansıyan sıfatlarını görmek Allah'ı çok daha iyi ve yakından tanımayı sağlayacaktır. Allah'ı daha iyi tanımaya, her an her yerde O'nun tecellilerini görmeye başlayan insan da kazandığı bu meziyet sayesinde Allah'ın kudretini hakkıyla takdir eder duruma gelecektir.
İman hakikatleri üzerinde edinilen derin bilgi ve tefekkür sonucunda kişi şu gerçeği çok daha iyi kavrar: Dünya üzerinde yaşayan trilyonlarca canlının, cansız varlıkların ve milyarca insanın her birinin hareketi Yüce Allah'ın bilgisi ve kontrolündedir. Küçücük bir sinek, bir vücuttaki trilyonlarca hücre, dünyadaki milyarlarca insanın bedenleri ve evrendeki bütün canlılar, galaksiler, atomlar, Allah'ın dilemesiyle var olabilir ve varlıklarını sürdürebilir. Her hareketleri Allah'ın dilemesiyle gerçekleşir ve Allah'ın kontrolü altındadır. Böyle bir sistemin sürebilmesi için sonsuz bir güç, sonsuz bir bilgi, sonsuz bir akıl ve zeka gerektiği açıktır. İşte yalnızca bu gerçek üzerinde tefekkür etmek dahi Allah'ın sonsuz sıfatlarına daha yakından şahit olmayı ve Allah'ın sonsuz gücünü gereği gibi takdir edebilmeyi sağlar.
Vücudundaki kompleks sistemleri ve bunlardaki hassas dengeleri bilen ve üzerinde düşünen bir mümin, kusursuz biçimde çalışan bu sistemleri oluşturan aklın tek sahibinin Allah olduğunu kavrar. Bu tefekkürün sonucunda da, bir sineğe, vücudundaki her bir hücreye, evrendeki her bir atoma kadar her şeyin Allah'ın emriyle ve isteğiyle hareket ettiğine kesin kanaat getirir.