Taneyi ve çekirdeği yaran şüphesiz Allah'tır. O, diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarır. İşte Allah budur. Öyleyse nasıl oluyor da çevriliyorsunuz? (Enam Suresi, 95)
Yukarıdaki ayette Kuran'ın indirildiği dönemde bilinmesi mümkün olmayan bir besin döngüsüne dikkat çekilmiştir.
Bir canlı öldüğünde, mikroorganizmalar onu süratle parçalarlar. Böylece ölü beden organik moleküllere ayrışmış olur. Bu moleküller toprağa karışarak, bitki ve hayvanların, dolayısıyla da insanların temel besin kaynağı olur. Eğer bu dönüşüm olmasa hayat da mümkün olmazdı.
Bakteriler de canlıların ihtiyacı olan mineral ve besinleri hazırlamakla sorumludurlar. Kış boyunca neredeyse ölü olan bitki ve bazı hayvanların yazın tekrar canlanırken ihtiyaç duyacakları tüm besin ve mineraller, kışın bakterilerin yaptığı faaliyetler ile sağlanır. Kış boyu bakteriler, organik atıkları yani hayvan ve bitki ölülerini ayrıştırarak minerallere dönüştürürler. Böylelikle canlılar baharda uyandıklarında besinlerini de hazır olarak bulurlar. Bakteriler sayesinde hem bulundukları ortamda bir "bahar temizliği" yapılmış, hem de yazın yeniden canlanan doğa için yeterli miktarda besin hazırlanmış olur.
Görüldüğü gibi ölen canlılar, yeni canlıların hayat bulmasında birinci dereceden rol oynarlar. Böylelikle Allah'ın ayette "diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarır" ifadesiyle dikkat çektiği bu dönüşüm en mükemmel şekilde gerçekleşmiş olur. Kuran'da böylesine detay bir bilgiye asırlar öncesinden dikkat çekilmesi, Kuran'ın Allah'ın sözü olduğunun delillerinden biridir.