“Benim kalbim zaten temiz, Allah beni affeder...” Bu tür sözleri etrafta birçok kişiden sıkça duyarız. Gerçekte insanların kendi ürettikleri bir bahaneden ibaret olan bu son derece yanlış mantık, vicdanın sesini susturmak için öne sürülür. Acaba gerçekten “temiz kalpli” olmak ne demektir? Kuran ahlakına göre, “kimseye zararı dokunmamak”, Allah’ın bizlere bildirdiği sorumlulukları gözetmeden yaşamak için geçerli bir gerekçe midir?
İnsanın nefsi ile vicdanı yaratılışı gereği her an çatışma halindedir, vicdan daima Allah’ın istediği şekilde hareket etmeyi ilham ederken, nefis de sürekli kötülüğü emreder. Nefis durmaksızın verdiği telkinlerle insanları doğru yoldan uzaklaştırmaya ve onları felakete sürüklemeye çalışır.
Çoğunlukla nefislerine uymayı tercih eden insanlar Allah’ın kendilerinden istediklerini uygulamamak için birtakım bahaneler ileri sürerler. En çok kullandıkları bahane ise kalplerinin temiz olduğu ve bu nedenle de başka bir şey yapmalarının gerekmediğidir.
Toplumda bir insanın “temiz kalpli ve iyi biri” olarak bilinmesi oldukça önemlidir. Ancak Allah’ın bizden istediği kalp temizliği, bazı insanların anladığı gibi bir temizlik değildir. “Kalp temizliği”nin öneminden yola çıkarak, “ben insanlara hiç kötülük yapmıyorum, demek ki Allah’ın istediği ahlaktayım” demek, kendi kendini aldatmaktan başka bir şey değildir.
Bununla birlikte bazı insanlar, arada sırada fakirlere yardım ederek, hayvanlara yiyecek vererek, komşularına gülümseyerek, “iyi insan” olarak tanınabilirler. Bu kişiler pek çok insanın cesaret edemeyeceği fedakarlıkta bulunabilirler, her zaman tevazulu olabilirler, affedici de olabilirler. Tabi ki bunlar güzel özelliklerdir. Ancak Allah’ın rızasını kazanmanın yolu, “iyi insan” olarak tanınmak değil, Allah’ın Kuran’da tarif ettiği şekilde yaşayan salih bir Müslüman olmaktır. Burada aslında yapılması gereken zor değildir, kişi sadece niyetini değiştirecektir.
Kendini iyi insan olarak tanımlayan, kimseye bir kötülüğünün olmadığını savunan, ancak Allah’ı unutarak, Allah’ın kendisinden istediği ibadetleri yapmayarak yaşayan insanın durumu ne olacaktır?
İnsan sonsuz ahiret hayatına göre çok kısa bir anı olarak hatırlayacağı dünya hayatında yaptıklarının boşa gitmesini ister mi?
Tabi ki istemez, ancak bunu fark edememesi bir nevi gaflet halinde olmasından kaynaklanır. Kendisine birçok yoldan hatırlatıldığı halde her zaman erteleme mantığı ile “gelecek sene namazımı kılarım”, “yaşlanınca dinimi yaşarım” diyen insan aslında çok büyük bir kayıp içindedir. Çünkü kimse ne zaman öleceğini bilemez ve ölüm anında yaşanacak pişmanlık insana hiçbir fayda sağlayamaz. Bu nedenle her yeni günün dostumuz olan Allah’a yönelmemiz için bize verilmiş özel bir fırsat olduğunu unutmamalıyız.
www.Allahicinyasamak.beyazsiteler.com
Şuara Suresi’nin 89. ayetinde cennete girecek olanların “Ancak Allah’a selim (temiz) bir kalp ile gelenler...” olduğu bildirilir. Kuran’a göre kalbi temiz olan insan, Allah’a iman eden, Allah’ın emir ve yasaklarına harfiyen uyan, O’na teslim olmuş insandır. Allah’a göre, bundan farklı bir “kalp temizliği” söz konusu değildir. Kalbi temiz olan insan, sürekli Allah’ı anan ve kalbi Allah’ın zikriyle “mutmain” olmuş (tatmin bulmuş) kişidir. Öyle ki Kuran’da müminler şöyle tarif edilir: “Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah’ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah’ın zikriyle mutmain olur.” (Rad Suresi, 28) Bir başka ayette ise müminlerden şöyle söz edilir: “Onlar ki, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir…” (Hac Suresi, 35) İnananların önemli bir özelliği de, Kuran ahlakından zevk almaları, Allah’a itaat etmekten dolayı sevinç ve huzur duymaları ve tüm bunları yaparken de kalplerinde içli bir sevgi ve coşku hissetmeleridir.
Dolayısıyla gerçek kalp temizliği, insanı Allah’tan uzaklaştıran tüm engellerin kalpten arındırılmış olması anlamına gelir. Böyle bir insan dünya hırsından, bencillikten, korkudan, güvensizlikten uzak olur. Allah’tan başka varlıklara bağlanmaktan, onlara karşı, Allah’tan bağımsız bir sevgi duymaktan kurtulur.
Herkesin yaşayarak da tecrübe ettiği gibi dünya hayatı çok kısadır, insanı bekleyen ölüm Allah’ın takdir ettiği zamanda gerçekleşecektir. Ölümle birlikte sonsuz ahiret hayatı başlayacaktır. Allah Kendisini unutmadan yaşayan ve rızasını gözetenleri hem dünyada hem de ahirette en güzel şekilde yaşatacağını vaat etmektedir.
Erkek olsun, kadın olsun, bir mü’min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz. (Nahl Suresi, 97)
www.kurandadua.beyazsiteler.com
Kuran’a göre kalbin temiz olması demek, “Allah’a yönelmiş ve O’na itaat etmiş, var gücüyle Allah’tan korkan, Allah’ı çok seven, candan iman eden olmak” demektir. Cehennemden kurtulmanın, Allah’ın rızasını ve rahmetini kazanmanın yolu, “iyi insan” olarak tanınmak değil, Allah’ın Kuran’da tarif ettiği şekilde yaşayan, salih bir mümin olmaktır.Allah Kuran’da şöyle bildirmektedir:Hacılara su dağıtmayı ve Mescid-i Haram’ı onarmayı, Allah’a ve ahiret gününe iman eden ve Allah yolunda cehd edenin (yaptıkları) gibi mi saydınız? (Bunlar) Allah Katında bir olmazlar. Allah zulmeden bir topluluğa hidayet vermez. (Tevbe Suresi, 19)