.jpg)
Müslüman toplulukları içindeki münafıklar ve bu kişilerin tüm karakter özellikleri Kuran ayetlerinde detaylı olarak tarif edilmektedir. Bu kişiler iman edenlerle birlikte hareket eden, onlarla aynı inançlara sahip olduklarını iddia eden, ancak gerçekte gereği gibi iman etmemiş samimiyetsiz kimselerdir. Allah rızası için yaşayan samimi iman sahiplerinin arasında, sanki onlardan gibi görünerek yaşayan bu kişiler, aslında salih müminlerden değildirler. Nitekim zaman içinde bu samimiyetsizlikleri ortaya çıkar ve Müslüman topluluğu içinden ayrılmak durumunda kalırlar. Bir hadiste Peygamber Efendimiz (sav), Hz. Mehdi (a.s.)’nin cemaatinden ayrılan münafıkları şu şekilde tarif etmektedir:
Esbağ bin Nebate der ki: Emirülmüminin Ali aleyhisselam şöyle buyurdu: "...Öyle ki sizden sadece gözdeki sürme kadar veya yemekteki tuz kadar kalacaktır. Ve ben size bir örnek vereceğim: Adamın birinin bir miktar buğdayı vardır. Onu temizler ve bir eve koyar, uzun bir süre sonra geri döndüğünde onun kurtlandığını görür, onu tekrar ayıklar ve temizler sonra tekrar evin içine koyar. Uzun bir süre sonra döndüğünde onun tekrar kurtlandığını görür. Tekrar onu ayıklar ve temizler ve hep aynı işi tekrarlar. SONUNDA KURTLARIN HİÇ ZARAR VEREMEDİĞİ ÇOK AZ SAĞLAM BUĞDAY KALIR. İşte siz de böylesiniz. Sonunda içinizde fitnelerin asla zarar veremediği çok az bir grup kalacaktır."
(Aynı hadisi Ahmet bin Muhammed bin Said de nakleder.)
(Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 246)
Hadiste Hz. Mehdi (a.s.) cemaatinden çıkan münafıkların, "buğdaya musallat olan iğrenç kurtlar" gibi oldukları haber

Allah, Kuran’da Müslüman topluluğu içinde bulunan münafıkların ne şekilde kendilerini belli edecekleriyle ilgili de çok önemli bilgiler vermektedir. Bir ayette şu şekilde bildirilmektedir:
Sonra kederin ardından üzerinize bir güvenlik (duygusu) indirdi, bir uyuklama ki, içinizden bir grubu sarıveriyordu. Bir grup da, canları derdine düşmüştü; Allah'a karşı haksız yere cahiliye zannıyla zanlara kapılarak: "Bu işten bize ne var ki?" diyorlardı. De ki: "Şüphesiz işin tümü Allah'ındır." Onlar, sana açıklamadıkları şeyi içlerinde gizli tutuyorlar, "Bu işten bize bir şey olsaydı, biz burada öldürülmezdik" diyorlar. De ki: "Evlerinizde olsaydınız da üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar, yine devrilecekleri yerlere gidecekti. (Bunu) Allah, sinelerinizdekini denemek ve kalplerinizde olanı arındırmak için (yaptı). Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir. (Ali İmran Suresi, 154)
Ayette belirtildiği gibi, münafıklar sıkıntı anlarında, nefislerinin zorlandığı bir olayla karşılaştıklarında, Müslümanlar için bir fedakarlıkta bulunmaları gerektiğinde, şevksizlikleriyle ve ilgisizlikleriyle hemen kendilerini belli ederler. Uğrayacakları en ufak bir menfaat kaybı bu kişilerin hemen dine yönelik isyan, ve inkar sözleri söylemelerine neden olur (Allah'ı tenzih ederiz). Oysa bunların hepsi Allah’ın samimiyetsiz kimselerin ortaya çıkması için yarattığı denemelerdir.
Münafıkların dünya hayatına olan düşkünlükleri, ahiretten yana kuşku duymaları ve kalplerindeki hastalık, onların bu isyanlarında en önemli nedenlerdendir. Kuran’da Müslüman cemaati içindeki münafıkların dünya hayatını isteyerek Müslüman topluluğu içinde fitne çıkarmaya çalıştıkları şu şekilde haber verilmektedir:
Andolsun, Allah size verdiği sözünde sadık kaldı; siz O'nun izniyle onları kırıp-geçiriyordunuz. Öyle ki sevdiğiniz (zafer)i size gösterdikten sonra, siz yılgınlık gösterdiniz, isyan ettiniz ve emir hakkında çekiştiniz. Sizden kiminiz dünyayı, kiminiz ahireti istiyordu. Sonra (Allah) denemek için sizi ondan çevirdi. Ama (yine de) sizi bağışladı. Allah mü'minlere karşı fazl (ve ihsan) sahibi olandır. (Ali İmran Suresi, 152)
Bu ahlaktaki kişiler tarih boyunca tüm samimi mümin toplulukları arasında bulundukları gibi, Hz. Mehdi (a.s.) cemaati içinde de bulunacaklardır. Hadislerde bildirildiğine göre, Hz. Mehdi (a.s.)’nin cemaatinden ayrılanlar, yıllarca bu toplulukla birlikte hareket etmelerine rağmen, daha sonradan kendilerine inkar edenlerin arasında bir yol çizeceklerdir. Müslümanlarla aynı iman ve samimiyette olmayan, Allah’a ve Kuran’a sadakat göstermeyen, Allah korkusu zayıf olan bu kişiler, kendi menfaatleriyle çatışan bir durum olduğunda Hz. Mehdi (a.s.)’nin yanından ayrılabileceklerdir. Ancak Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde, bu durumun, Hz. Mehdi (a.s.) ve beraberindeki şahıslara hiçbir zarar veremeyeceği, aksine hayırlara vesile olacağı bildirilmektedir. Allah’ın izniyle Hz. Mehdi (a.s.) ve beraberindekiler, yaptıkları hayırlı çalışmalarda başarılı olmaya devam edeceklerdir. Bir hadiste bu durum şöyle haber verilmektedir:
Ayrılanlar da, muhalifler de ona (Hz. Mehdi (a.s.)’ye) zarar veremeyecek. O kendisinden ayrılanlara rağmen muzaffer olarak yoluna devam edecektir.
(Ramuz e’l-Ehadis, s. 487) (Taberani’nin Kebir’inden)