Dönem: Eosen dönemi |
Sinek türleri de diğer tüm canlılar gibi, fosil kayıtlarında bir anda ve kendilerine özgü yapılarıyla ortaya çıkarlar ve günümüze kadar yapılarında hiçbir değişiklik olmadan varlıklarını devam ettirirler. Amber içindeki 50 milyon yıllık titrek sinek fosili, bundan milyonlarca yıl önce yaşamış olan titrek sineklerle günümüzdekiler arasında hiçbir fark olmadığını göstermektedir. Bu durum, evrimin yaşanmadığını bir kez daha gözler önüne sermekte, Yaratılışın apaçık bir gerçek olduğunu ispatlamaktadır. |
Dönem: Kretase dönemi |
Evrimcilerin 150 yıllık iddiaları sadece bu fosille bile darmadağın olmuştur. 125 milyon yıllık bu eşek arısı fosili, bugünkü benzerleriyle aynı mükemmel ve üstün özelliklere sahip olarak bir anda yaratılmıştır. Canlılar, evrim teorisinin hayali süreçleriyle oluşmamışlardır, yeryüzünde yaşayan gelmiş geçmiş tüm canlıları Allah yaratmıştır. |
Dönem: Kretase dönemi |
150 türü olduğu tahmin edilen deve sinekleri, tüm canlı türlerinin aniden ortaya çıktıklarını ve hiç değişmeden günümüze geldiklerini kanıtlayan örneklerden biridir. 125 milyon yıllık bu deve sineği fosili, halihazırda yaşayan deve sinekleri ile tamamen aynı görünüme, aynı muhteşem özelliklere sahiptir. |
Dönem: Kretase dönemi |
Kamçılı akrepler zehirli değildirler. Sadece bir tehlike hissettiklerinde, karınlarının arka kısmındaki bezlerden asetik asit ve oktanoik asit karışımı bir maddeyi 80 cm'i aşan bir mesafeye kadar püskürtebilirler. Bu madde düşmanlarını caydıracak tarzda etkili bir silah vazifesi görür. 125 milyon yıl önce de aynen şu anda sahip oldukları özelliklere sahip olan kamçılı akrepler evrime darbe vuran delillerden biridir. |
Dönem: Kretase dönemi |
Gyrinidae familyaısna ait olan bu böceklerin büyük çoğunluğu, tatlı sularda yaşarlar. Rahatsız edilmedikleri sürece su üzerinde kalabalık gruplar halinde dolaşan bu böcekler saldırıya uğradıklarında hızla suya dalarak suyun altında yüzebilirler. Bu canlılar da diğer tüm canlı türleri gibi kendine özgü özellikleri ile beraber yaratılmıştır. Resimdeki 125 milyon yıllık su böceği fosilinin, günümüzde yaşayan örnekleriyle hiçbir farkı yoktur. Tüm canlıları yaratan Allah'tır. |
Dönem: Kretase dönemi |
Evrimcilerin iddia ettiği değişimler tarih boyunca asla gerçekleşmemiştir ve canlıların tümü eksiksiz olarak bir anda yaratılmışlardır. Suda koşmak gibi bir yeteneğe sahip bu böcek de bundan 125 milyon yıl önce aynen şu anki sistemlerine sahip olarak var olmuştur. |
Dönem: Kretase dönemi |
Sık rastlanan bir sinek türü olan uzun bacaklı çayır sivrisineklerinin, günümüze kadar ulaşan bir çok fosil örneği vardır. Fosiller bize bu canlıların bundan 125 milyon yıl önce de tıpkı şu anki anatomik yapıya sahip olduklarını göstermektedir. Canlılar evrimleşmemiş, tümünü Yüce Allah yaratmıştır. |
Dönem: Kretase dönemi |
Coleopteralar yani kınkanatlılar, böceklerin en büyük takımını oluştururlar. Şimdiye kadar gözlemlenmiş tüm Coleoptera fosilleri, günümüzde yaşayan cinslerle tıpatıp aynıdır. Tarihte yaşamış hiç bir canlı türünün değişime uğramaması gibi, Coleopteralar da aynen yaratıldıkları şekilde bugün varlıklarını sürdürmektedirler. |
Dönem: Kretase dönemi |
Yüz milyonlarca yıldır aynı olan canlılardan biri de hamam böcekleridir. Hamam böceklerine ait yaklaşık 320 milyon yıl öncesine ait fosiller bulunmuştur. Blattodea takımını oluşturan bu böcekler, tarih boyunca hiç bir değişime uğramamışlardır. Resimde görülen 125 milyon yıllık hamam böceği fosili de bu canlıların diğer tüm canlılar gibi yaratılmış olduklarının delillerinden biridir. |
Dönem: Kretase dönemi |
Tettigoniidae familyasına dahil olan çayır çekirgelerinin büyük çoğunluğu tropik bölgelerde yaşarlar. Sadece Kuzey Amerika'da yaşayan 225'ten fazla türü vardır. Çayır çekirgeleri milyonlarca yıldır değişmeden, aynı kalmışlardır. Resimde fosili görülen 125 milyon yaşındaki çayır çekirgesi de bu gerçeğin önemli delillerindendir. |
Dönem: Kretase dönemi |
Resimde görülen 125 milyon yıllık böceğin fosiline ve günümüzde yaşayan örneğine baktığınızda, kanatlarının açılışındaki detaylara kadar en ufak bir değişikliğe bile uğramadığı görülmektedir. Böcekler, milyonlarca yıldır hiç değişmeyen fosillerinin bulunmasıyla, evrim teorisine çok büyük darbe indirmişlerdir. 400 milyon yıl önce yaşayan bir hamam böceği veya yusufçukla günümüzde yaşayan örnekleri arasında hiçbir fark yoktur. Böceklerin göz yapıları, savunma teknikleri, son derece farklı uçma sistemleri evrimcilerin ortaya attığı tüm iddiaları geçersiz kılmaktadır. |
Dönem: Kretase dönemi |
Zarif görünüşü ile hemen göze çarpan bu canlı, Neuroptera takımının Chrysopidae ailesine mensuptur. Kuzey Amerika ve Avrupa'da yaygın olarak bulunan bu canlılar, yarasaların ultrason seslerini duyabilme yeteneğine sahiptirler. Bir yarasanın kendilerini uçarken tespit edebileceğini anlamalarını sağlayan ultrason sesiyle karşılaştıklarında kanatlarını kapatıp yere düşerler ve yarasadan kurtulurlar. Bu olağanüstü özelliğe sahip canlılar, milyonlarca yıl önce aynen bugün sahip oldukları özellikleri ile yaratılmışlardır. |
Dönem: Kretase dönemi |
Fosil kayıtları diğer canlılar gibi yaprak böceklerinin de herhangi bir evrim sürecinden geçmediklerini ispatlamıştır. Resimde görülen fosilden de anlaşıldığı gibi 100 milyon yıllık bu kara böcek, gerek görünüm gerekse yapı olarak bugünkü yaprak böceklerinin tamamen aynısıdır. Tüm canlıları sahip oldukları bütün özelliklerle, eksiksiz ve kusursuz olarak Yüce Allah yaratmıştır, fosil bulguları da bu gerçeği desteklemektedir. |
Dönem: Kretase dönemi |
Resimde 100 milyon yıllık fosili görülen örümcek akarları çıplak gözle zor görülecek kadar küçük canlılardır. Boyları toplu iğne başından ufaktır. Bu canlıların fosil kayıtlarında aniden ortaya çıkmaları, hiçbir sözde evrimsel ataya sahip olmamaları, son derece kompleks organlara sahip olmaları ve en önemlisi de bu kadar fazla çeşitlilik göstermeleri, evrim teorisi için cevaplanması imkansız soruların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Evrimciler mikrobiyoloji ve entomolojinin gelişmesiyle ortaya çıkan bu detaylar karşısında çaresizliklerini gizleyememektedirler. Tüm canlılar hiçbir değişim geçirmeden, bir anda fosil kayıtlarında belirmişlerdir. Bu ise canlıları Allah'ın yarattığının bir delilidir. |
Dönem: Kretase dönemi |
Günümüzde tanımlanmış hayvanların %90'ını oluşturan böcekler, amberlerle milyonlarca yıl önceden bugüne kadar gelen çok fazla sayıda fosil bırakmışlardır. Resimde görülen 100 milyon yıllık yassı kabuk böceği de bu amber fosillerden biridir. Fosildeki yassı kabuk böceği ile günümüzde yaşayan yassı kabuk böcekleri arasında hiçbir fark yoktur. Resimdeki fosil, Darwinistlerin iddialarını çürüten 350 milyondan fazla fosile sadece bir örnektir. |
Dönem: Eosen dönemi |
Mikroskop çekimlerinde en küçük detayına kadar görülebilen bu 50 milyon yaşındaki arı fosili, günümüzde yaşayan örnekleriyle aynı mükemmel özelliklere sahiptir. Harika petek gözleri amber içinde çok detaylı ve eksiksiz olarak muhafaza edilmiştir. Arıların çok özel bir göz yapıları vardır. Arı gözlerinde "ommatidia" adı verilen, 6.900'er adet birbirinden ayrı görme işlemi yapan bölüm vardır. Bu bölümlerin her biri kendi başına bir göz gibi hareket eder. Bunlar bir kutudaki kamışlar gibi biraraya toplanmışlardır. Ayrıca her biri dışta küçük konveks ve şeffaf bir lensle biter. (Mark L. Winston, The Biology of the Honey Bee, Harvard Unv. Press, 1991, s.1) Bu lensler de gözün cam gibi elips biçimindeki dış kabuğunu oluştururlar. Arı gözünün insan gözüne göre iki üstünlüğü vardır. Bunlar, ultraviyole ışınlarını görme ve ışığın polarizasyonunu ayrıştırmadır. Milyonlarca yıldır değişmeyen muhteşem gözlere sahip arılar evrimi yalanlamaktadır. (Encyc. Americana, 1993, USA, Vol.3, Int. Headquartes, Danbury Connecticut, s.439) |
Dönem: Eosen dönemi |
Cercopidae familyasına dahil bir canlı olan köpüklü ağustos böcekleri daha çok larva döneminde ürettikleri köpükler ile tanınırlar. Larvalar, üzerinde oldukları bitkinin özsuyunu kullanarak köpük benzeri bir madde üretir ve bu madde ile kendilerini kaplarlar. Larvaya pek çok açıdan faydalı olan bu köpük larvayı diğer canlılardan, parazitlerden ve aşırı sıcak ve soğuk gibi ısı etkenlerinden korur. Sürekli nemli bir ortam sağlayarak larvanın kurumasını engeller. Yetişkin köpüklü ağustos böcekleri bir bitkiden diğerine zıplayıp atlayarak, kendi uzunluklarının 100 katı yüksekliğe sıçrayabilirler. Her canlının olduğu gibi böceklerin de kendilerini koruma, besin bulma, üreme yöntemleri hep birbirinden farklı ve benzersiz örneklerle doludur. Bu, Allah'ın her canlıyı ihtiyaçlarına uygun yaratmasıdır. Hiçbir böcek sahip olduğu özelliklerini aşama aşama deneyerek, kendi biyolojik yapısını değiştirip uyum sağlayarak elde etmemiştir. Ne böyle bir akla ne de güce sahiptir. Kuşkusuz resimlerde görülen 50 milyon yıllık köpüklü ağustos böceği de, ilk yaratıldığı andan itibaren bu özelliklere eksiksiz sahipti. Nitekim amberde, köpüklü ağustos böceğinin köpükleriyle birlikte fosilleştiği çok net görülebilmektedir. |
Larva halindeki köpüklü ağustos böceği kendisini çevrelediği köpüklerle amber içinde fosilleşmiş ve 50 milyon yıldır hiç bozulmadan günümüze kadar ulaşmıştır. (altta) Larvayı Çevreleyen Köpükler |
Dönem: Kretase dönemi |
Bu böcekler kıskaçlarının akreplere olan benzerliği nedeniyle yalancı akrep olarak adlandırılır. Küçük boyutlarına rağmen bazen çıplak gözle de görülebilirler. Allah bu küçük canlıda pek çok detay ve özellik yaratmıştır. Yeryüzündeki hiçbir canlıda eksiklik, patalojik veya anormal yapı olmadığı gibi, bu 100 milyon yıllık yalancı akrepte de hiç bir eksiklik, anormal yapı veya patoloji görülmemektedir. Böceğin her organı muazzam orantılı ve simetriktir. Tesadüfler sonucunda böylesine bir simetri ve mükemmellik oluşamaz. Tüm canlılarda görülen muhteşem simetri ve oran Yüce Allah'ın yaratmasıdır. |
Dönem: Miosen dönemi |
Doğa tarihini incelediğimizde karşımıza, "farklı anatomik yapılara evrimleşen" değil, yüz milyonlarca yıl boyunca hiç değişmeden kalan canlılar çıkmaktadır. Fosil kayıtlarındaki bu "değişmezlik", bilim adamları tarafından "stasis" (durağanlık) olarak tanımlanmıştır. Yaşayan fosiller ve günümüzde varlığını korumayan ama dünya tarihinin birbirinden farklı dönemlerinde fosil bırakmış olan canlılar, fosil kayıtlarındaki durağanlığın somut delilleridirler. Ve fosil kayıtlarındaki söz konusu durağanlık, aşamalı bir evrim sürecinin yaşanmadığını bize gösterir. Nitekim fosilde görülen ve adeta zırhlı bir donanıma sahip bu karınca da, 20 milyon yıl önce yaşayan örnekleriyle tıpatıp aynıdır. Fiziksel yapısında hiçbir değişiklik olmamış canlı evrim geçirmemiştir. |
Dönem: Eosen dönemi |
Küçük veya büyük olsunlar canlıların tümü, oldukça üstün donanımlara ve son derece kapsamlı davranış şekillerine sahiptirler. Bu gerçek, canlıların tesadüfen meydana gelemeyeceğini, bunların, kendilerine ilham edileni yapan, özel olarak yaratılmış varlıklar olduklarını açıkça gösterir. Onların hücrelerinin her birinde ayrı ayrı işleyen sistemler var eden ve onlara kendilerine has ama aynı zamanda üstün bir akla dayanan davranış şekilleri ilham eden, herşeyi yoktan yaratmış olan Allah'tır. Bu özellikler 50 milyon yıl önce yaratılan yaban arılarının genlerinde kodlanmıştır, bu yüzden bu canlı da tıpkı diğer milyonlarca canlı gibi hiçbir değişikliğe uğramamış ve evrim geçirmemiştir. |
Dönem: Miosen dönemi |
Gelin böcekleri herkes tarafından bilinen genellikle sarı, turuncu ve kırmızı renkleri olan sevimli böceklerdir. Kınkanatlı bu böceklerin kanatları asıl görünen kırmızı parlak kapakların altında bulunur. Böcek uçmak istediğinde önce dış kanatlarını açar, daha sonra altında duran ince zar gibi kanatlar büyük bir itina ile açılır. Kısa zamanda, içinde buruşuk duran kanatlar, gergin ve esnek hale gelir. Bakıldığında böceğin yapısından beklenmeyecek büyüklükte kanatlardır bunlar, fakat öyle güzel paketlenmiş ve o kılıfa yerleştirilmiştir ki böcek dilediğinde ustalıkla bu kanatları açar ve dilediği gibi uçar. Sonra kanatlarını toplar, paketler ve kırmızı cilalı kapaklarını kapatır. Görüldüğü gibi Allah bu küçük canlılarda da yaratma sanatının yüceliğini ve eşsizliğini bize gösterir. Bizim yapamayacağımız pek çok şeyi canlılar milyonlarca yıldır yaparlar. Allah'ın kendilerine ilham ettiği gibi davranırlar. Fosillerde görülen canlılardaki değişmezlik evrimin hiçbir zaman yaşanmadığının en büyük delillerindendir. Tıpkı bu 25 - 17 milyon yıllık gelin böceği fosili gibi... |
Dönem: Kretase dönemi |
Hemen hemen dünyanın her yerinde yaşayan örümceklerin yaklaşık 30 bin kadar türü bulunur. Bu canlıların çok çeşitli avlanma taktikleri vardır. Örümceklerin hepsi avlarını yakalamak için sabit ağ kurmaz. Bir kısmı avlarını kovalayarak veya üzerlerine sıçrayarak yakalar. Resimde, 125 milyon yıllık bir örümcek fosili görülmektedir. Örümcekler, tüm diğer canlılar gibi aradan geçen milyonlarca yılda hiçbir değişikliğe uğramamışlardır. |
50 milyon yıllık ateş böceği fosili |
Dönem: Eosen dönemi |
Bu 50 milyon yaşındaki fosil çok önemli bir gerçeğin kanıtıdır. Canlılar ilk yaratıldıkları andan itibaren mükemmel yapılara sahiptirler. Fosil dikkatlice incelendiğinde böceğin her organının eksiksiz ve yerli yerinde olduğu rahatlıkla görülebilmektedir. Özellikle petek göz yapısı en ince ayrıntısına kadar incelenebilmektedir. 50 milyon önce de mükemmel görüş gücüne sahip gözler, kusursuz bir yapı sergilemektedir. Sadece birkaç milimetrelik bir alan içine binlerce mercek yerleştirebilecek ve bunların her birine görme yeteneği verebilecek bilgi ve teknoloji günümüzde mevcut değildir. Bunların ışığı algılamasını sağlayacak ve bu algıyı mükemmel bir görüntü haline getirecek bir sinir sistemini oluşturmak ise imkansızdır. Sahip olduğu bilgi birikimi ve tecrübeye rağmen insanın bir benzerini meydana getiremediği bu mükemmel yapının tesadüflerle ortaya çıktığı iddiasının bir inandırıcılığı elbette ki yoktur. (www.kainattakiuyum.com) Darwinistlerin saçma tesadüf mantığı ve hiçbir delile dayanmayan varsayımları, canlıların muhteşem fosillerinin ortaya çıkmasıyla çökmüştür. Tesadüfler, bu ateş böceğinin sahip olduğu binlerce mercekten sadece bir tanesini, hatta bu mercekleri oluşturan sayısız hücrenin tek bir proteinini bile oluşturamazlar. Her varlığı mükemmel detaylarla yaratan, küçücük bir böcekte de olağanüstü bir donanım var eden ve insanlara bunları anlayıp düşünmeleri için akıl ve vicdan veren, varlıkların tümünü her an gören ve her an gözeten Yüce Allah'tır. Ey insanlar, (size) bir örnek verildi; şimdi onu dinleyin. Sizin, Allah'ın dışında tapmakta olduklarınız -hepsi bunun için bir araya gelseler dahi- gerçekten bir sinek bile yaratamazlar. Eğer sinek onlardan bir şey kapacak olsa, bunu da ondan geri alamazlar. İsteyen de güçsüz, istenen de. (Hac Suresi, 73) |
Dönem: Kretase dönemi |
Canlıların gelişimlerine kadar geçirdikleri ara aşamalarda da tarih boyunca hiç bir değişiklik olmamıştır. Örneğin tüm mayıs sineklerinin yumurta, larva ve yetişkinlik süreçleri bundan milyonlarca yıl önce nasıl ise, bugün de aynıdır. 125 milyon yıllık bu mayıs sineği larvalarının fosilleri de evrimcilerin, canlıların çeşitli değişimler geçirerek günümüze geldikleri iddialarını yalanlamaktadır. |
Dönem: Kretase dönemi |
Hemiptera takımına dahil olan bu böcekler Reduviidae familyasının üyeleridir. Eşsiz bir kendini koruma özelliğine sahip olan bu böceklerin örümcek ağlarını titreştirerek, ağın sahibi olan örümcekleri avladığı keşfedilmiştir. Resimdeki 100 milyon yıllık Myanmar amberi içinde görülen suikastçı böcek fosilinin sahip olduğu özellikler, günümüzde yaşayan suikastçı böceklerle aynıdır. |