Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 54 - 37 milyon yıl
Bölge: Wyoming, ABD
Ilıman iklimlerde yetişen ve Celtis cinsi olan bu ağaç, antep fıstığı ağacının aşılanmamış hali olarak da bilinir.
Resimde görülen ve yaklaşık 50 milyon yaşında olan melengiç tohumları, evrimin hiç yaşanmadığının delillerindendir. Hep melengiç olarak var olan bu bitki, diğer tüm bitkiler gibi, hiçbir ara aşamadan geçmemiş, bir başka bitkiden meydana gelmemiş, bir başka bitkiye dönüşmemiştir. Nitekim evrimciler de bitkilerin sözde evrimini gösterebilecek herhangi bir ara form fosili olmadığını bilmektedir. Neo Darwinizm'in kurucularından olan George Gaylord Simpson bu gerçeği şöyle ifade etmektedir:
"Ara formların bu sistemli yokluğu, sadece memelilere has değildir ve paleontologların uzun zamandır fark ettiği gibi neredeyse evrensel bir olgudur. Bu olgu, omurgalı ya da omurgasız neredeyse tüm hayvan sınıfları ve tüm takımlar için geçerlidir. Açıkçası aynı olgu, bitkilerin farklı kategorileri için de söz konusudur." (George G., Simpson, Tempo and Mode in Evolution, Columbia University Press, New York, 1944, s. 105, 107)
Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 146 - 65 milyon yıl
Bölge: Kuzey Dakota, ABD
100 metreden fazla uzayabilen ve genellikle Kuzey Amerika'da yaşayan sekoyaların, on milyonlarca yıldır aynı olduklarını gösteren sayısız fosil örneği vardır. Resimdeki fosil ise yaklaşık 140 milyon yaşındadır. Bu örnekler, bitkilerin ilk olarak nasıl ortaya çıktığını ve nasıl bu kadar çok türe sahip olduklarını bilimsel olarak açıklayamayan evrimcileri, bir kez daha sessizliğe mahkum etmektedir. Her biri kendisine has özelliklerle fosil kayıtlarında birdenbire beliren ve milyonlarca yıl boyunca hiç değişmeden soylarını devam ettiren bitkiler, açıktır ki, Yüce Allah tarafından yaratılmışlardır.
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Green River Oluşumu, Wyoming, ABD
Darwinistler tarafından sahtekarlıklar ve çarpıtmalarla, yıllarca evrim teorisinin deliliymiş gibi sunulan fosillerin, teorinin aleyhinde bir kanıt olduğu artık açıkça görülmektedir. Princeton Üniversitesi'nden matematikçi ve evrim karşıtı David Berlinski, fosil bulgularının evrimi yalanladığını şöyle ifade eder:
"Fosil mezarlığı boşluklarla doludur. Hiçbir paleontolog da bunu reddetmemektedir. Bu açık bir gerçektir. Darwin'in teorisi ile fosil kayıtları çelişkilidir." (David Berlinksi, Commentary, Sept. 1996 s. 28)
İşte bu fosillerden biri de resimde görülen eğrelti otu fosilidir. 50 milyon yıl önce yaşamış olan sarmaşık eğrelti otlarının günümüzdeki örneklerinden farkı olmadığını gösteren bu fosil, evrimcilerin iddialarını geçersiz kılmaktadır.
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 54 - 37 milyon yıl
Bölge: Green River Oluşumu, Colorado, ABD
Polemoniaceae familyasına dahil olan bu bitkiler, milyonlarca yıldır değişmeyen yapılarıyla evrim teorisine meydan okuyan canlılardan biridir. Sayısız fosil örneği evrimin hiçbir zaman yaşanmadığını gösterirken, Darwinistlerin teorilerinde ısrarcı olmaları, bulguların taşıdığı anlamı düşünmemelerinden kaynaklanmaktadır. Bugüne kadar bulunan milyonlarca fosil arasında bir tane bile ara geçiş formunun bulunmamış olmasını hiç düşünmeyen evrimciler, aynı masalları anlatmaya devam ederler. Eskiden bu masallarla teselli bulan ve kendilerini avutan evrimciler, bugün artık çok detaylı bilgilenmiş olan kitleler karşısında daha fazla yalanlarını devam ettiremez hale gelmişlerdir.
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 54 - 37 milyon yıl
Bölge: Green River Oluşumu, Utah, ABD
Kavakların bir başka bitkiden türemediklerini, herhangi bir evrimsel ataya sahip olmadıklarını, hep kavak olarak var olduklarını gösteren bu fosil, bir Yaratılış delilidir.
Günümüzdeki kavakların her yönüyle aynısı olan, yaklaşık 50 milyon yıl önce yaşamış kavaklar, evrimin hayal ürünü bir senaryodan ibaret olduğunu gözler önüne sermektedir.
British Columbia Ulusal Parkı |
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Cache Creek Oluşumu, Kanada
İğne yapraklı bitkilerden olan yalancı servi ağacının 50 milyon yıldır değişmediğini gösteren resimdeki fosil, evrimcilerin iddialarının doğru olmadığını söylemektedir. Charles Darwin'in iddialarına göre, geçmişte dünya üzerinde hayali tek bir ortak atadan diğer canlı türlerini kademeli olarak türeten bir evrim süreci yaşanmış olmalıdır. Ancak fosil kayıtları, istisnasız, bunun tam tersini söylemektedir. Soyu tükenmiş veya devam eden farklı canlılara ait sayısız kalıntı vardır, ama bu kalıntılar Darwin'in teorisinin gerektirdiği gibi birbirlerine akrabalık bağı ile bağlı değildir. Bilinen her fosil, bilinen her canlı gibi, kendine has özelliklere sahiptir. Doğa tarihi, birbirine çok benzeyen ve yakın türlere değil, birbirlerinden çok farklı ve aralarında büyük yapısal farklılıklar bulunan gruplara ayrılmıştır.
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Utah, ABD
Bitkilerin evrimi iddiasını en açık biçimde reddeden fosil bulguları, çiçekli bitkilere aittir. Çiçekli bitkiler ya da biyolojik tanımıyla angiospermler, 43 ayrı familyaya bölünmüşlerdir ve bu 43 farklı familyanın her biri de, arkalarında hiçbir ilkel "ara form" izi bulunmadan fosil kayıtlarında aniden ortaya çıkarlar. Bu gerçek 19. yüzyılda da fark edilmiş ve hatta bu nedenle Darwin angiospermlerin kökenini "rahatsız edici bir sır" olarak tanımlamıştır. Evrimci paleobotanikçi N. F. Hughes, Paleobiology of Angiosperm Origins (Angiospermlerin Paleobiyolojik Kökeni) adlı kitabında şu itirafı yapar:
"Karadaki bitkilerin en dominant grubu olan angiospermlerin (sözde) evrimsel kökeni, bilim adamlarını 19. yüzyılın ortalarından beri şaşırtmaktadır... Bu soruna tatminkar bir cevap bulunamayışı devam etmektedir ve sonunda çoğu biyolog bu sorunun fosil kayıtlarıyla çözülmesinin imkansız olduğu sonucuna varmıştır." (N. F. Hughes, Paleobiology of Angiosperm Origins: Problems of Mesozoic Seed-Plant Evolution, Cambridge: Cambridge University Press, 1976, s. 1-2)
Bu itirafın anlamı şudur: Bitkilerin evrimi iddiasını delil olarak sunulabilecek hiçbir fosil bulunmamıştır, bundan sonra da bulunması mümkün değildir. Resimdeki 50 milyon yıllık sumak fosilinin de gösterdiği gibi, bitkiler evrim geçirmemiş, yaratılmışlardır.
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Utah, ABD
Paleobotanikçi Daniel Axelrod, "The Evolution of Flowering Plants" adlı makalesinde çiçekli bitkilerin kökeni konusunda şu yorumu yapar:
"Angiospermlere, yani çiçekli bitkilere yol açan ilkel grup, fosil kayıtlarında henüz tespit edilmemiştir ve yaşayan hiçbir angiosperm böyle bir bağlantıya işaret etmemektedir." (Daniel Axelrod, The Evolution of Flowering Plants, Evolution After Darwin, Cilt 1, editör S. Tax, Chicago, University of Chicago Press, 1960, s. 264-274)
Bu itiraftan da anlaşılacağı gibi, yaklaşık 150 yıldır yapılan fosil araştırmaları, çiçekli bitkilerin sözde ortak atası olarak nitelendirilebilecek tek bir fosil dahi ortaya koyamamıştır. Bu da bitkilerin, uzun zaman dilimleri içinde, küçük değişimlere uğrayarak birbirlerinden türedikleri iddiasında olan Darwinistleri yalanlamaktadır. 50 milyon yıllık sütleğen yaprağının da gösterdiği gibi, aradan geçen on milyonlarca yıla rağmen bitkiler hiç değişmemiş, yani evrim geçirmemiştir.
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Green River Oluşumu, Utah, ABD
Darwin, günümüzden 150 yıl önce evrim teorisinin önemli bir problemini şöyle ifade etmiştir:
"Bitki aleminin tarihinde (bilimsel sınıflama açısından) yüksek seviyeli bitkilerin açıkça aniden ve birdenbire gelişimleri kadar bana daha olağanüstü gelen bir olay yoktur." (Francis Darwin, Charles Darwin'in Hayatı ve Mektupları, 1887, sf. 248
Darwin'in dile getirdiği, "Bitkilerin açıkça aniden ve birdenbire gelişimi"nin anlamı, bitki türlerinin aşama aşama, küçük değişimler sonucu ortaya çıkmadıkları, yani evrim geçirmedikleridir. Darwin dahi, bitkilere ait fosillerin evrimin aleyhinde olduğunu görmüşken, günümüz evrimcilerinin "bitkilerin evrimi" masalında ısrar etmeleri mantık dışıdır.
Green River, Utah, ABD |
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Green River Oluşumu, Utah, ABD
Bugün bitkilerin evrimi senaryosu savunucularının düştükleri en büyük çıkmaz ilk bitki hücresinin nasıl olup da evrimleştiğidir. Bundan sonra ise, tek bir hücreden ilk bitki ve bu bitkiden binlerce çeşit bitkinin nasıl oluştuğu sorusu yine cevapsızdır. Böyle bir sürecin varlığını gösteren tek bir ara geçiş fosili dahi bulunmamaktadır; yarı oluşmuş organlara, sistemlere sahip hiçbir ilkel bitki fosili yoktur, bir bitkinin bir başka bitkinin atası olduğuna dair elde hiçbir kanıt yoktur. Tam tersine fosiller, her bir bitki türünün kendisine has özelliklerle birdenbire ortaya çıktığını ve soyu devam ettiği müddetçe de hiç değişmediğini göstermektedir. Bu fosillerden biri de, günümüz kavak yapraklarının aynısı olan, 50 milyon yaşındaki kavak yaprağı fosilidir.
Green River, Utah, ABD |
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Green River Oluşumu, Utah, ABD
Fosillerin de ispatladığı gibi bütün bitki türleri, kendi içlerinde özel ve orijinal olarak yaratılmış apayrı türlerdir ve birbirleri arasında herhangi bir evrimsel bağlantı yoktur. Evrimci paleontolog E. C. Olson'un kabul ettiği gibi, "Çoğu yeni bitki grubu aniden ortaya çıkar ve kendilerine yakın hiçbir ataları yoktur." (E. C. Olson, The Evolution of Life, New York, The New American Library, 1965, s. 94)
Bu gerçeğin delillerinden biri de resimde görülen 50 milyon yaşındaki meşe yaprağı fosilidir. Meşe ağaçlarının 50 milyon yıldır aynı kaldıklarını gösteren bu bulgu, evrimi geçersiz kılmaktadır.