1. Söğüt Agacı Yaprağı |
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Kanada
Genellikle kuzey bölgelerde yetişen her iki ağaç türü de, bugün Kuzey Amerika ve Kanada’da da varlığını sürdürmektedir. Bu bitkilerin, günümüzden milyonlarca yıl önceki bir dönemde aynı topraklar üzerinde varlıklarını sürdürmüş olmaları ve hiçbir şekilde evrim geçirmemiş olmaları, Yaratılış gerçeğini açıkça kanıtlayan önemli bir delildir. Bu canlılar, tarihte yaşamış diğer tüm canlılar gibi, Allah’ın "Ol" emri ile yaratılmış ve bugün sahip oldukları tüm özelliklerle varlıklarını sürdürmüşlerdir.
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Kanada
Sekoya ağacının günümüze ulaşan sayısız kalıntıları, bu bitkinin on milyonlarca yıl boyunca dünyanın çeşitli yerlerinde varlığını sürdürdüğünü ve hiçbir değişime uğramadığını kanıtlamaktadır. Darwinistlerin, bitkilerin hayali evrimine dair spekülasyonları, bu önemli kanıtlar ile ortadan kalkmış bulunmaktadır. 50 milyon yıllık bu sekoya yaprağı da evrimi ortadan kaldıran kanıtlardan biridir.
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Kanada
Uzunluğu yüzlerce metreye erişen bu ağacın yaprakları, günümüz sekoyalarının yapraklarından hiçbir fark taşımamaktadır. Bu durum, günümüzden yaklaşık 50 milyon yıl önce, bu dev ağacın yetiştiğini ve aynı sistemlere sahip olduğunu kanıtlamaktadır. Bitkilerin aşamalı evrimi hakkında hayal ürünü senaryolar kurmaya çalışan Darwinistler, somut paleontolojik deliller karşısında büyük bir bocalama yaşamaktadırlar. Bu bocalama, evrim teorisinin yıkılışının göstergesidir.
Dönem: Paleozoik zaman, Karbonifer dönemi
Yaş: 320 milyon yıl
Bölge: Lancashire, İngiltere
Resimde görülen 320 milyon yıl yaşındaki eğrelti otu fosili, bu canlıların evrim geçirmediklerinin önemli bir delilidir. Çünkü bu fosil yüz milyonlarca yıl boyunca eğrelti otlarının aynı kaldıklarını göstermektedir. Bu bulgu karşısında, canlıların uzun zamanlar içinde küçük değişiklikler geçirerek birbirlerinden türediklerini iddia eden evrim teorisi cevapsızdır.
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Kanada
Oklahoma Üniversitesi’nden bilim tarihi profesörü David B. Kitts, fosil bulgularının evrim teorisine hiçbir zaman destek sağlamadığını şöyle ifade etmektedir:
"Paleontoloji, evrimi gösterecek delilleri sunacağına dair vaadlerine rağmen evrimcilere hiç de hoş olmayan zorluklar çıkardı. Bunlardan en çok dile düşeni fosil kayıtlarındaki boşluklardır. Evrim, türler arası geçiş formlarını gerektirir, ama paleontoloji bunu evrimcilere sunamadı." (Paleontology and Evolution Theory", Evolution, Vol. 28, Eylül 1974, s.467 )
Paleontoloji evrimcilere hiçbir delil sunmazken, Yaratılış’ın reddedilemez bir gerçek olduğunu da gözler önüne sermiştir. Çünkü elde edilen sayısız fosil, canlıların aniden, eksiksiz ve kusursuz yapılarıyla var olduklarını ve hiç değişmediklerini ortaya koymaktadır.
1. Ginko Yaprakları |
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 54 – 37 milyon yıl
Bölge: Kanada
Eosen döneminde yaşamış olan bu bitkiler, canlıların evrim geçirmediklerini gösteren sayısız bulgudan biridir. 150 yıldır elde edilen milyonlarca fosil, evrimcilerin hayallerini suya düşürmüştür. Darwinistlerin fosil kayıtlarına dayanarak evrimi savunmaları imkansız hale gelmiştir. Bu gerçek evrimciler tarafından da itiraf edilmektedir. İşte evrimci paleontolog Mark Czarnecki’nin sözleri:
"Teoriyi (evrimi) ispatlamanın önündeki büyük bir engel, her zaman için fosil kayıtları olmuştur... Bu kayıtlar hiçbir zaman için Darwin’in varsaydığı ara formların izlerini ortaya koymamıştır. Türler aniden oluşurlar ve yine aniden yok olurlar. Ve bu beklenmedik durum, türlerin Allah tarafından yaratıldığını savunan görüşe destek sağlamıştır." (Mark Czarnecki, "The Revival of the Creationist Crusade", MacLean's, 19 Ocak 1981, s. 56 )
Dönem: Paleozoik zaman, Karbonifer dönemi
Yaş: 320 milyon yıl
Bölge: Lancashire, İngiltere
Tüm canlılar gibi bitkiler de yaratılmışlardır. İlk ortaya çıktıkları andan itibaren bütün mekanizmaları eksiksiz olarak vardır. Evrimci literatürde kullanılan "zamanla gelişim, tesadüflere bağlı değişimler, ihtiyaçlar sonucunda ortaya çıkan adaptasyonlar" gibi terimler, hiçbir gerçekliğe karşılık gelmemektedir ve bilimsel bir anlamları yoktur. Fosil bulguları da bu gerçeğin en önemli delilleridir.
45 milyon yıllık amber içindeki Mazı yaprağı fosili, evrimcilerin bitkilerin kökenine dair iddialarına meydan okumaktadır. |
Elde edilen bitki fosillerinin bir kısmı da amber içinde fosilleşmiş olan bitkilere aittir. Baltık amberleri içinde yosun ve yosunumsu bitkilerin yanı sıra çeşitli çiçeklere, meyvelere, tohumlara ve yapraklara da da rastlanmaktadır. Daha çok Eosen dönemine (54 - 37 milyon yıl) ait bitkilerin fosillerinin elde edildiği Baltık amberleri, botanikçilerin 200'den fazla bitki türünü tanımlamalarını sağlamıştır.
1. Polonya’da Baltık amberi elde edilen sahalardan biri |
Paleontologların yıllardır devam eden çalışmaları, Darwinistlerin karşısına hep aynı gerçeği çıkarmaktadır: Bilimsel bulgular evrim teorisini reddetmektedir.
45 milyon yıllık amber içindeki Mazı yaprağı fosili, evrimcilerin bitkilerin kökenine dair iddialarına meydan okumaktadır.
Kanada’daki Cache Creek Oluşumu çok sayıda ve farklı türe ait bitki fosilinin elde edildiği mekanlardan biridir. Bu oluşum bundan yaklaşık 50 milyon yıl önce çevre dağlarda ve havzada bulunan ormanın izlerini taşımaktadır. Yapraklar, çiçekler ve diğer bazı küçük canlılar rüzgarların ve akarsuların yardımıyla bölgede bulunan göle taşınmış ve burada dibe batıp fosilleşmeye başlamışlardır.
Bölgeden bugüne kadar elde edilen fosillerin 2/3'si günümüzde yaşayan bitkilere ait örneklerdir. Bir kısmı da çok nadir bulunan veya henüz tanımlanmamış bitkilerin fosilleridir.
Yaklaşık 50 milyon yıllık bir fosil ormanına sahip olan bu arazinin silis açısından zengin olan yapısı, detayları çok iyi korunmuş fosil örnekleri elde edilmesini sağlamaktadır. Bu detaylar sayesinde bulunan fosillerin günümüzde yaşayan örnekleriyle kapsamlı bir şekilde karşılaştırılması mümkün olmaktadır. Ve bu karşılaştırma bilinen bir gerçeği bir defa daha gözler önüne sermektedir: Canlılar on milyonlarca yıldır aynıdırlar, diğer bir deyişle evrim geçirmemişlerdir.
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: British Columbia, Canada
Darwinistler, hayvanlar aleminin fosil kayıtlarındaki değişmezliğini açıklayamadıkları gibi, bitkiler alemindeki değişmezliği de açıklayamazlar. Binlerce hayvan türünün yanında, sayısız bitki türü de fosil kayıtlarında hiçbir değişim göstermeden milyonlarca hatta yüz milyonlarca yıl boyunca gözlemlenmektedir. Bunlardan bir örnek 50 milyon yıllık, Eosen dönemine (54 - 37 milyon yıl) ait akdiken yaprağıdır. Bu örnekler, sahtekarlık üzerine kurulmuş ve tamamen çıkmazda olan Darwinizm’i bilimsel olarak ortadan kaldırmaktadır.
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: British Columbia, Kanada
Darwin’den bu yana evrim yanlıları, Darwin’in bulunmasını umduğu hayali ara geçiş formlarının arayışı içindeydiler. Kendilerince Darwin’in mirasını yaşatmaya çalıştıklarından, fosil kayıtlarının mutlaka onlara bekledikleri delili vereceğine inanıyorlardı. Ancak olaylar onların beklentilerinin tersine gelişti. Fosil kayıtları, yeryüzünde ara canlılar yaşamadığını, canlıların değişmediklerini ve açıkça yaratıldıklarını ilan etti. Bu gerçeğin en önemli göstergelerinden bir tanesi de, yaklaşık 50 milyon yıllık Eosen dönemine (54 – 37 milyon yıl) ait bu keaki yaprağıdır.
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 54 – 37 milyon yıl
Bölge: British Columbia, Kanada
Tarih boyunca bulunan tüm fosiller Yaratılış gerçeğini ispat ettiği halde, Darwinistler bunun tam aksini savunmaya devam etmişlerdir. Ancak şu anda, fosil kayıtlarındaki değişmezlik ve ortaya çıkan sayısız yaşayan fosil örneği karşısında, evrim teorisi lehinde geliştirilen tüm senaryolar geçersizdir. Çünkü bilimsel teorilerin, bilimsel delillerle desteklenmesi gerekir. Evrimciler ise, teoriyi delillendirecek tek bir kanıta bile sahip değildirler.
Dönem: Paleozoik zaman, Karbonifer dönemi
Yaş: 320 milyon yıl
Bölge: Lancashire, İngiltere
Bitkilerde, tüm canlı gruplarında olduğu gibi, fosil kayıtlarında aniden ortaya çıkmakta ve evrimciler tarafından torunları ya da ataları olduğu ileri sürülen diğer bitkilerle herhangi bir süreklilik göstermemektedirler. Bu da tüm evrimci iddiaları geçersiz kılmaktadır.
Resimde görülen 320 milyon yıllık eğrelti otu fosili de evrim teorisini geçersiz kılan örneklerden biridir. 320 milyon yıl önce yaşamış eğrelti otlarıyla günümüzdekiler arasında hiçbir fark yoktur.
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Kanada
50 milyon yıllık sekoya kozalağı fosili de bu canlıların milyonlarca yıllık dönemde aynı şekilde varlıklarını sürdürdüklerini açıkça göstermektedir. Bu ve diğer yaşayan fosil örnekleri şu gerçeği açıkça ilan eder: Evrim yaşanmamıştır. Darwinistlerin bu konudaki tüm iddiaları boştur, evrim büyük bir yalana dayanmaktadır. Evrim delilsizdir. Darwinistler ortaya attıkları sayısız iddianın bir tanesine bile bilimsel bir delil getirememişlerdir. Canlılar evrim geçirmemiştir, tüm canlıları Allah yaratmıştır.
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: British Columbia, Kanada
Fosil bulguları evrimin geçersizliğini gözler önüne sererken, bazı evrimciler de teorinin fosil kayıtları tarafından onaylanmadığını itiraf ederler. Bu itirafçılardan biri de, Chicago Doğa Tarihi Müzesi, Jeoloji Bölümü Başkanı Dr. David Raupıtur. Raup, fosillerin Darwinizm’i desteklemediğini şöyle ifade eder:
"Çoğu insan fosillerin, Darwin’in hayatın tarihi hakkındaki görüşlerine kanıt olduğunu zanneder. Oysaki bu kesinlikle yanlış bir düşüncedir." (http://www.rmplc.co.uk/eduweb/sites/sbs777/vital/evolutio.html)
Fosillerin Darwinizm’e kanıt olduğunu zannedenlerin yanıldığını gösteren bulgulardan biri de resimdeki 50 milyon yıllık manolya yaprağıdır.
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: British Columbia, Kanada
British Columbia’da bulunmuş olan Eosen dönemine (54 – 37 milyon yıl) ait bu huş ağacı yaprağı, günümüz huş ağaçlarının tam olarak aynısıdır. Bitki, milyonlarca yıl boyunca hiçbir değişim geçirmemiş, evrim süreci yaşamamıştır.
Darwinistlerin aldatıcı yöntemleri nedeniyle, bazı kimseler yeryüzündeki sayısız fosil örneklerinden bir kısmını ara geçiş formlarının oluşturduğunu düşünebilirler. Ancak "ara geçiş formu" kavramı tamamen hayalidir. Fosil kayıtlarında, evrimcilerin iddia ettikleri ara formlardan "tek bir örnek bile" bulunmamaktadır. Fosil kayıtları, yalnızca milyonlarca yıl boyunca hiçbir değişime uğramamış olan yaşayan fosil örneklerini ortaya koymaktadır.
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Kanada
Darwinizm insanları, evrimin sahte ilahı olan tesadüflerin hücreleri, organizmaları, hayvanları, bitkileri ve insanları oluşturduğuna inandırmaya çalışır. Darwinistler bilimsel olarak hiçbir şekilde desteklenmeyen, mantığa aykırı hatta gülünç birtakım iddialar öne sürüp bunlara sahte deliller aramaya çalışırlar. Darwinistlerin, fosil yataklarında hayali ara formları arayışlarının sebebi de budur. Ancak yeryüzü katmanları, Eosen dönemine (54 – 37 milyon yıl) ait bu kızılağaç yaprağında olduğu gibi sürekli olarak değişmemiş, yani evrim geçirmemiş canlıların kalıntılarını sunmaktadır.
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Kanada
Eosen dönemine ait (54 – 37 milyon yıl) bu ginkgo yaprağı, günümüz ginkgo yapraklarından farklı değildir. Darwinistlerin iddialarına göre, 50 milyon yıl içinde bu canlının sayısız kere evrim geçirmesi, ilkelden gelişmişe doğru bir değişim göstermesi gerekmektedir. Evrimcilere göre sözde ilkel bir ortamın hüküm sürdüğü yeryüzünde, 50 milyon yıl önce bu canlının da ilkel özellikler göstermesi gerekmektedir. Ancak söz konusu fosil örneği herhangi bir değişim geçirmemiştir. Günümüz ginkgolarının sahip olduğu kompleksliğe sahiptir. Bu fosil, tek başına, evrim sürecinin hayali bir kavram olduğunu ispatlamaktadır.
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Kanada
Resimdeki manolya yaprağı günümüzden 50 milyon yıl öncesine aittir. Üzerinden milyonlarca nesil geçmiş, milyonlarca yıllık tarih yaşanmıştır. Ancak buna rağmen, yaprağın fosilleşmiş hali bugün yaşayan manolya yaprakları ile aynıdır. Evrime göre geçen milyonlarca senenin canlıya katkıda bulunması, onu geliştirmesi, değiştirmesi gerekmektedir. Ancak hiçbir fosil örneğinde böyle bir değişime rastlanmamıştır. 50 milyon yıllık bu manolya yaprağı, evrimi yalanlayan sayısız delilden sadece bir tanesidir.
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Kanada
Fazla büyük olmayan bol yapraklı bu bitkinin resimde görülen fosili 50 milyon yaşındadır. Bu mükemmel fosil örneği, bitkinin milyonlarca yıl boyunca hiçbir değişim göstermediğini, evrimcilerin iddia ettiği şekilde bu canlının hayali "ilkel" bir formunun olmadığını kanıtlar niteliktedir.
Dönem: Paleozoik zaman, Karbonifer dönemi
Yaş: 320 milyon yıl
Bölge: Lancashire, İngiltere
Eğrelti otlarının hep aynı kaldıklarını, herhangi bir şekilde değişmediklerini yani evrim geçirmediklerini gösteren fosil bulgularından biri resimde görülmektedir. 320 milyon yıl önce yaşamış olan eğrelti otlarının günümüzdeki örneklerinden hiçbir farkı olmadığını gösteren bu fosil, evrimcilerin doğa tarihiyle ilgili tüm iddialarını yerle bir etmektedir.
1. Dişbudak Ağacı Yaprağı |
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Kanada
Günümüzde Kuzey Amerika’da yaşamakta olan dişbudak ağacı, orta boylu ve büyük ağaçlar kategorisindedir. Kendisi gibi büyük bir ağaç olan sekoya bitkisi ile birlikte günümüzden 50 milyon yıl önce de Kuzey Amerika’da (Kanada’da) varlığını sürdürmüş ve günümüzdeki aynı şekli ile, aynı özelliklerle yaşamıştır. Bu gerçeği bize en mükemmel şekilde kanıtlayan fosil kayıtları, inkar edilemeyecek kesin bir delildir. Mükemmel örnekler, taşlaşmış kalıntıların üzerinde tüm detayları gösterir şekildedir.
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 54 – 37 milyon yıl
Bölge: Kanada
Resimde görülen karaağaç yaprağı, 54-37 milyon yıl önce yaşanan Eosen döneminde de, günümüzdeki şekli ile varlığını sürdürmüştür. Diğer tüm yaşayan fosiller gibi, bu bitki de hiçbir değişim geçirmemiştir. Yaklaşık 50 milyon yıllık bu örnek, bitki yaprağının tüm detaylarını oldukça iyi bir şekilde gözlemlemeyi olanaklı kılmaktadır. Evrimcilerin, bu önemli delil karşısında getirebilecekleri bir açıklama, öne sürebilecekleri bir alternatif bulunmamaktadır.
Dönem: Senozoik zaman, Paleojen dönemi
Yaş: 65.5 - 55 milyon yıl
Bölge: ABD
Bitkilerin evrimi senaryosunun nasıl büyük bir çıkmazda olduğunu ilk itiraf eden, aslında teorinin kurucusu olan Charles Darwin olmuştur:
"Bitki aleminin tarihinde (bilimsel sınıflama açısından) yüksek seviyeli bitkilerin açıkça aniden ve birdenbire gelişimleri kadar bana daha olağanüstü gelen bir olay yoktur."
Darwin’in dile getirdiği "aniden ve birdenbire gelişim", bitkilerin kökeninin evrimle açıklanmasının mümkün olmadığının, diğer canlılar gibi bitkileri de Allah’ın yarattığının kabulüdür.
Dönem: Senozoik zaman, Paleojen dönemi
Yaş: 58 milyon yıl
Bölge: Kuzey Dakota, ABD
Fosil kayıtları evrim teorisini yıkan en önemli bulgulardan biridir. Bilim adamlarının büyük bir çoğunluğu da aslında bu gerçeğin farkındadır. Örneğin N. Eldredge ve I. Tattersall bu konuda şu önemli yorumu yaparlar:
"Ayrı türlere ait fosillerin, fosil kayıtlarında bulundukları süre boyunca değişim göstermedikleri, Darwin’in Türlerin Kökeni’ni yayınlamasından önce bile paleontologlar tarafından bilinen bir gerçektir. Darwin ise, gelecek nesillerin bu boşlukları dolduracak yeni fosil bulguları elde edecekleri kehanetinde bulunmuştur... Aradan geçen 120 yılı aşkın süre boyunca yürütülen tüm paleontolojik araştırmalar sonucunda, fosil kayıtlarının Darwin’in bu kehanetini doğrulamayacağı açıkça görülür hale gelmiştir. Bu, fosil kayıtlarının yetersizliğinden kaynaklanan bir sorun değildir. Fosil kayıtları açıkça söz konusu kehanetin yanlış olduğunu göstermektedir." (N. Eldredge ve I. Tattersall, The Myths of Human Evolution, Columbia University Press, 1982, s. 45-46)
Darwin’in öngörülerinin yanlış olduğunu gösteren bu fosillerden biri de resimdeki 58 milyon yıllık at kestanesi yaprağı fosilidir.
Dönem: Senozoik zaman, Paleojen dönemi
Yaş: 58 milyon yıl
Bölge: Kuzey Dakota, ABD
Bitki hücresi, günümüzde hiçbir laboratuvarda gerçekleştirilemeyen bir işlemi, yani "fotosentez" işlemini gerçekleştirir. Bitki hücresinde bulunan "kloroplast" isimli bir organel sayesinde bitkiler su, karbondioksit ve güneş ışığını kullanarak nişasta üretirler. Bu besin maddesi, yeryüzündeki besin zincirinin ilk halkasıdır ve yeryüzündeki tüm canlıların besin kaynağıdır. Bu çok kompleks işlemin ayrıntıları günümüzde hala tam olarak çözülememiştir. Ve bu kompleksliğin evrimsel mekanizmalarla açıklanması mümkün değildir.
Resimdeki söğüt yaprağı fosili 58 milyon yaşındadır. On milyonlarca yıl önce yaşamış olan söğütler, günümüzdekilerle aynı şekilde fotosentez yapmakta, aynı şekilde üremekte kısacası aynı özelliklerle aynen yaşamaktaydılar. Bu aynılık, evrimcileri büyük bir çaresizliğin içine itmekte, canlıları Allah’ın yarattığı gerçeğini ise bir kez daha vurgulamaktadır.
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Kanada
Yeryüzü katmanlarında bol miktarda fosil örneği bulunan ve ilk olarak Darwin’in kendisinin hiçbir değişim geçirmediğini keşfettiği ginkgo yaprağı, Darwin’in sandığının aksine, bugüne ulaşmış tek yaşayan fosil örneği değildir. Bu kitapta yüzlercesi tanıtılan ve daha milyonlarcası müzelerde saklanan yaşayan fosil örnekleri, Darwin’i kesin bir biçimde yalanlamaktadır.
Dönem: Paleozoik zaman, Karbonifer dönemi
Yaş: 320 milyon yıl
Bölge: Lancashire, İngiltere
Bugüne kadar pek çok bitki fosili bulunmuştur. Bu fosillerin hepsinin ortak bir özelliği vardır: Hepsi tamamıyla kusursuz bitkilerdir ve bugünkü bitkilerle tıpatıp benzerlik göstermektedirler. Bir bitki türünün bir diğer türün atası olduğunu ya da bir bitki türünün ara-geçiş formu oluşturduğunu gösteren ise tek bir fosil bile yoktur. Bu da diğer tüm canlılar gibi bitkileri de Allah’ın yarattığının delillerindendi..
Resimde görülen 320 milyon yıl yaşındaki eğrelti otu fosili de, apaçık olan Yaratılış gerçeğini gösteren bulgulardan biridir.
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Kanada
Dünyanın en büyük ağaçlarından olan sekoya ağacının yaprağının 50 milyon yıl önceki korunmuş hali, bitkinin hiçbir değişikliğe uğramadığını teyid eder niteliktedir. Eğer bir canlı, 50 milyon yıl önce, bugünkü özelliklerinin tümüne sahipse, evrimleştiğine dair hiçbir iz taşımıyorsa, hiçbir özelliği ara fosil niteliği göstermiyor, yapısında hiçbir eksiklik veya evrimcilerin iddiasıyla "ilkellik" söz konusu değilse, o zaman bu canlının evrimleştiğinden bahsetmek mümkün değildir. Milyonlarca yıllık canlılar değişime uğramadıysa ve yeryüzünde bu durumun sayısız kanıtı varsa, o zaman evrimden bahsetmek de mümkün değildir.
Bu fosil, çift parçalı bir fosildir. Bitkinin, taş parçasının her iki yüzeyinde de fosili bulunmaktadır.