Başlangıçta Allah göğü ve yeri yarattı. Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı... (Yaratılış, 1:1-2)
Allah, "Suların ortasında bir kubbe olsun, suları birbirinden ayırsın" diye buyurdu. Ve öyle oldu. Allah gökkubbeyi yarattı. Kubbenin altındaki suları üstündeki sulardan ayırdı. Kubbeye "Gök" adını verdi... (Yaratılış, 1:6-8)
... Rab Allah göğü ve yeri yarattığında… (Yaratılış, 2:4-5)
... Tek Rab Sensin. Gökleri, göklerin göklerini, bütün gök cisimlerini, yeryüzünü ve içindeki herşeyi, denizleri ve içlerindeki herşeyi Sen yarattın... Bütün gök cisimleri Sana kulluk eder. (Nehemya, 9:6)
Allah, "Göğün altındaki sular bir yere toplansın, kuru toprak görünsün" diye buyurdu ve öyle oldu. Kuru alana "Kara", toplanan sulara "Deniz" adını verdi... (Yaratılış, 1:9-10)
Gök ve yer bütün öğeleriyle tamamlandı. (Yaratılış, 2:1)
Ya Rab, Allah'ım, ne ulusun! Görkem ve yücelik kuşanmışsın… Yeryüzünü temeller üzerine kurdun, asla sarsılmasın diye. (Mezmurlar, 104:1, 5)
Allah, "Işık olsun" diye buyurdu ve ışık oldu... Onu karanlıktan ayırdı. (Yaratılış, 1:3-4)
(Allah) Işığa "Gündüz", karanlığa "Gece" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu... (Yaratılış, 1:5)
"Dünya durdukça ekin ekmek, biçmek, sıcak, soğuk, yaz, kış, gece, gündüz hep var olacaktır." (Yaratılış, 8:22)
Allah şöyle buyurdu: "Gökkubbede gündüzü geceden ayıracak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olsun. Belirtileri, mevsimleri, günleri, yılları göstersin." Ve öyle oldu. Allah büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak iki büyük ışığı ve yıldızları yarattı. Yeryüzünü aydınlatmak, gündüze ve geceye egemen olmak, ışığı karanlıktan ayırmak için onları gökkubbeye yerleştirdi... (Yaratılış, 1:14-17)
Ey Egemenimiz Rab, ne yüce Adın var yeryüzünün tümünde! Gökyüzünü görkeminle kapladın... Seyrederken eserin olan gökleri, oraya koyduğun Ay'ı ve yıldızları, soruyorum kendi kendime: "İnsan ne ki... ?" (Mezmurlar, 8:1-4)
Gündüz ışık olsun diye Güneş'i sağlayan, gece ışık olsun diye Ay'ı, yıldızları düzene koyan, dalgaları kükresin diye denizi kabartan Rab -O'nun adı Herşeye Egemen Rab'dir... (Yeremya, 31:35-36)
Başınızı kaldırıp göklere bakın. Kim yarattı bütün bunları? Yıldızları sırayla görünür kılıyor, her birini adıyla çağırıyor. Büyük kudreti, üstün gücü sayesinde hepsi yerli yerinde duruyor. (Yeşaya, 40:26)
Mevsimlerinde çıkartabilir misin takımyıldızları? Büyük ve Küçük Ayı'ya yol gösterebilir misin? Biliyor musun göklerin yasalarını?... (Eyüp, 38:32-33)
O boşluğun üzerine kuzey göklerini yayar, hiçliğin üzerine Dünya'yı asar. (Eyüp, 26:7)
Güneş doğuyor, Güneş batıyor, ve yerine, hep doğduğu yere koşuyor. (Vaiz, 1:5)
Rüzgar güneye gider, kuzeye döner, döne döne eserek hep aynı yolu izler. (Vaiz 1, 1:6)
Allah öyle büyüktür ki… Su damlalarını yukarı çeker, buharından yağmur damlatır. Bulutlar nemini döker, insanların üzerine bol yağmur yağdırır. (Eyüp, 36:26-28)
Rüzgara güç verdiği, suları ölçtüğü, yağmura kural koyduğu, yıldırıma yol açtığı zaman, (Eyüp, 28:25-26)
Gökten inen yağmur ve kar, toprağı sulamadan, yeri yeşertmeden, ekinciye tohum, yiyene ekmek vermeden nasıl göğe dönmezse... (Yeşaya, 55:10)
Bulutları oluşturduğunda, denizin kaynaklarını güçlendirdiğinde, sular buyruğundan öte geçmesinler diye denize sınır çizdiğinde, Dünya'nın temellerini pekiştirdiğinde... (Süleyman'ın Özdeyişleri, 8:29)
Dağları aşıp derelere aktı, onlar için belirlediğin yerlere doğru. Bir sınır koydun önlerine, geçmesinler, gelip yeryüzünü bir daha kaplamasınlar diye. (Mezmurlar, 104:8-9)
Bütün ırmaklar denize akar, yine de deniz dolmaz. Irmaklar hep çıktıkları yere döner. (Vaiz 1, 1:7)
... Gökleri perde gibi geren, ... çadır gibi kuran O'dur. (Yeşaya, 40:22)
Allah, "Sular canlı yaratıklarla dolup taşsın, yeryüzünün üzerinde, gökte kuşlar uçuşsun" diye buyurdu. Allah büyük deniz hayvanlarını, sularda kaynaşan canlıları ve uçan çeşitli varlıkları yarattı. Allah, "Verimli olun, çoğalın, denizleri doldurun, yeryüzünde kuşlar çoğalsın" diye buyurdu... (Yaratılış, 1:20-22)
Allah, "Yeryüzü çeşit çeşit canlı yaratık, evcil ve yabanıl hayvan, sürüngen hasıl olsun" diye buyurdu. Ve öyle oldu. Allah çeşit çeşit yabanıl hayvan, evcil hayvan, sürüngen yarattı. (Yaratılış, 1:24-25)
Eserlerin üzerine onu (insanı) egemen kıldın, herşeyi ayaklarının altına serdin; davarları, sığırları, yabanıl hayvanları, gökteki kuşları, denizdeki balıkları, denizde kıpırdaşan bütün canlıları. Ey Egemenimiz Rab, ne yüce Adın var yeryüzünün tümünde! (Mezmurlar, 8:6-9)
Allah, "Yeryüzü bitkiler, tohum veren otlar, türüne göre tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları hasıl etsin" diye buyurdu ve öyle oldu. Yeryüzü bitkiler, türüne göre tohum veren otlar, tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları hasıl etti... (Yaratılış, 1:11-12)
"İşte yeryüzünde tohum veren her otu, tohumu meyvesinde bulunan her meyve ağacını size veriyorum. Bunlar size yiyecek olacak. Yabanıl hayvanlara, gökteki kuşlara, sürüngenlere -soluk alıp veren bütün hayvanlara- yiyecek olarak yeşil otları veriyorum." Ve öyle oldu. (Yaratılış, 1:29-30)
Rab Allah Adem'i topraktan yarattı ve... yaşam soluğu (Allah’ın Ruhundan üflemesi) üfledi. Böylece Adem yaşayan varlık oldu. (Yaratılış, 2:7)
Allah, "İnsanı ... yaratalım" dedi, "Denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, evcil hayvanlara, sürüngenlere, yeryüzünün tümüne egemen olsun."... (Allah) insanları erkek ve dişi olarak yarattı. (Yaratılış, 1:26-27)
Onları erkek ve dişi olarak yarattı ve kutsadı. Yaratıldıkları gün onlara "İnsan" adını verdi. (Yaratılış, 5:2)
Size kaslar verecek, üzerinizde et oluşturacağım, sizi deriyle kaplayacağım. İçinize ruh koyacağım, canlanacaksınız. O zaman Benim Rab olduğumu anlayacaksınız. (Hezekiel, 37:6)
Bana et ve deri giydirdin, beni kemiklerle, sinirlerle ördün. Bana yaşam verdin, sevgi gösterdin… (Eyüp, 10:11-12)
Toprağa dönünceye dek ekmeğini alın teri dökerek kazanacaksın. Çünkü topraksın, topraktan yaratıldın ve yine toprağa döneceksin. (Yaratılış, 3:19)
Ana rahmindeki çocuğun nasıl ruh ve beden aldığını bilmediğin gibi, herşeyi yaratan Allah'ın yaptıklarını da bilemezsin. (Vaiz, 11:5)
Seni yaratan, rahimde sana biçim veren, sana yardım edecek olan Rab şöyle diyor... (Yeşaya, 44:2)
Onlar ağaca, 'babamsın', taşa, 'bizi sen doğurdun' derler. Çünkü Bana yüzlerini değil, sırtlarını çevirdiler... (Vaiz, 1:27)
Rab'den kork, kötülükten uzak dur. Böylece bedenin sağlık ve ferahlık bulur. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 3:7-8)
Huzurlu yürek bedenin yaşam kaynağıdır, hırs ise insanı için için yer bitirir. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 14:30)
Rab korkusu ömrü uzatır... (Süleyman'ın Özdeyişleri, 10:27)
Doğruluğun ve sevginin ardından koşan, yaşam, gönenç ve onur bulur… (Süleyman'ın Özdeyişleri, 21:21)
Alçakgönüllülüğün ve Rab korkusunun ödülü, zenginlik, onur ve yaşamdır. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 22:4)
Hoş sözler petek balı gibidir, cana tatlı ve bedene şifadır. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 16:24)
İç ferahlığı sağlık getirir, ezik ruh ise bedeni yıpratır. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 17:22)
Gülen gözler yüreği sevindirir, iyi haber bedeni ferahlatır. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 15:30)