Tevrat:
Gizli yerde yaratıldığımda, yerin derinliklerinde örüldüğümde, bedenim Sen'den gizli değildi. Henüz döl yatağındayken Gözlerin gördü beni; bana ayrılan günlerin hiçbiri gelmeden, hepsi Senin kitabına yazılmıştı. (Mezmurlar, 139:16)
Kuran:
Senin içinde olduğun herhangi bir durum, onun hakkında Kur'an'dan okuduğun herhangi bir şey ve sizin işlediğiniz herhangi bir iş yoktur ki, ona (iyice) daldığınızda, biz sizin üzerinizde şahidler durmuş olmayalım. Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiçbir şey Rabbinden uzakta (saklı) kalmaz. Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık bir kitapta (kayıtlı) olmasın. (Yunus Suresi, 61)
Tevrat:
"Sana güçlü ve yürekli ol demedim mi? Korkma, yılma. Çünkü Allah'ın Rab gideceğin her yerde seninle birlikte olacak." (Yeşu, 1:9)
Kuran:
Dedi ki: "Korkmayın, çünkü Ben sizinle birlikteyim; işitiyorum ve görüyorum." (Taha Suresi, 46)
TEVRAT:
Kûşlularla Luvlular, çok sayıda savaş arabaları, atlılarıyla büyük bir ordu değil miydiler? Ama sen Rab'be güvendin, O da onları eline teslim etti. (2. Tarihler, 16:8)
Kuran:
... Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluğa Allah'ın izniyle galib gelmiştir; Allah sabredenlerle beraberdir. (Bakara Suresi, 249)
Tevrat:
Çünkü Senin gözünde bin yıl, aslında geçmiş bir gün, dün gibi, bir gece nöbeti gibidir. (Mezmurlar, 90:4)
Kuran:
...
Gerçekten, Rabbinin Katında bir gün, sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir. (Hac Suresi, 47)
Tevrat:
Yüzlerindeki ifade onlara karşı tanıklık ediyor. Sodom gibi günahlarını açıkça söylüyor, gizlemiyorlar. Vay onların haline! Çünkü bu felaketi başlarına kendileri getirdiler. (Yeşaya, 3:9)
Kuran:
(Çünkü o gün) Suçlu-günahkarlar, simalarından tanınır da alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar. (Rahman Suresi, 41)
Tevrat:
Ben Rab, herkesi davranışlarına, yaptıklarının sonucuna göre ödüllendirmek için yüreği yoklar, düşünceyi denerim. (Yeremya, 17:10)
Kuran:
... Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz Biz'e döndürüleceksiniz. (Enbiya Suresi, 35)
Tevrat:
Ama onlar Allah'ın elçileriyle alay ederek sözlerini küçümsediler, peygamberlerini aşağıladılar... (2. Krallar, 36: 16)
Kuran:
Andolsun, senden önce geçmiş topluluklara da elçiler gönderdik. Onlara herhangi bir elçi gelmeye görsün, mutlaka onunla alay ederlerdi. (Hicr Suresi, 11)
Tevrat:
Rab Kendisi'ne yakaran, içtenlikle yakaran herkese yakındır. Dileğini yerine getirir. Kendisi'nden korkanların, feryatlarını işitir, onları kurtarır. Rab korur Kendisi'ni seven herkesi... (Mezmurlar, 145:18-20)
Kuran:
Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar. (Bakara Suresi, 186)
Tevrat:
... Allah'tan kork ve O'nun emirlerini tut; çünkü insanın bütün vazifesi budur. (Vaiz, 12:13)
Kuran:
Ben, cinleri ve insanları yalnızca Bana ibadet etsinler diye yarattım. (Zariyat Suresi, 56 )
Tevrat:
Kutsal Yasa'yı ve herşeye egemen Rab'bin kendi Ruhu'yla gönderdiği, önceki peygamberler aracılığıyla ilettiği sözleri dinlememek için yüreklerini taş gibi sertleştirdiler. Bu yüzden herşeye egemen Rab onlara çok gazaplandı. (Zekeriya, 7:12)
Kuran:
Bundan sonra kalpleriniz yine katılaştı; taş gibi, hatta daha katı. Çünkü taşlardan öyleleri vardır ki, onlardan ırmaklar fışkırır, öyleleri vardır ki yarılır, ondan sular çıkar, öyleleri vardır ki Allah korkusuyla yuvarlanır. Allah yaptıklarınızdan gafil (habersiz) değildir. (Bakara Suresi, 74)
Tevrat:
... (Halk) söz dinlemedi, Sana başkaldırdı. Yasa'na sırt çevirdiler, Sana dönmeleri için kendilerini uyaran peygamberleri öldürdüler... (Nehemya, 9:26)
Kuran:
... Allah'tan bir gazaba uğradılar. Bu, kuşkusuz, Allah'ın ayetlerini tanımazlıkları ve peygamberleri haksız yere öldürmelerindendi. (Yine) bu, isyan etmelerinden ve sınırı çiğnemelerindendi. (Bakara Suresi, 61)
Tevrat:
(Rab'bin) Yaptıkları üzerinde derin derin düşüneceğim, bütün işlerinin üzerinde dikkatle duracağım. (Mezmurlar, 77:12)
Kuran:
Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) "Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru." (Al-i İmran Suresi, 191)
Tevrat:
Allah'ın yaptığı herşeyin sonsuza dek süreceğini biliyorum. Ona ne bir şey eklenebilir ne de ondan bir şey çıkarılabilir... (Vaiz, 3:14)
Kuran:
Rabbinin sözü, doğruluk bakımından da, adalet bakımından da tastamamdır. O'nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, işitendir, bilendir. (En'am Suresi, 115)
Tevrat:
Rab'bin gazap gününde, altınları da gümüşleri de onları kurtaramayacak… Rab ülkede yaşayanların hepsini korkunç bir sona uğratacak. (Sefenya, 1:18)
Kuran:
Şüphesiz inkar edenler, onların malları da, çocukları da kendilerine Allah'tan (gelecek azaba karşı) hiçbir şey kazandırmaz. Ve onlar ateşin yakıtıdırlar. (Al-i İmran Suresi, 10)
Tevrat:
Ya Rab, Allah'ım, harikaların, düşüncelerin ne çoktur bizim için; Sana eş koşulmaz! Duyurmak, anlatmak istesem yaptıklarını, saymakla bitmez. (Mezmurlar, 40:5)
Kuran:
Eğer Allah'ın nimetini saymaya kalkışacak olursanız, onu bir genelleme yaparak bile sayamazsınız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. (Nahl Suresi, 18)
Tevrat:
Hakim olan ancak Allah'tır, birini alçaltır ve birini yükseltir. (Mezmurlar, 75:7)
Kuran:
Kendilerini (övgüyle) temize çıkaranları görmedin mi? Hayır; Allah, dilediğini temizleyip yüceltir. Onlar, 'bir hurma çekirdeğindeki iplikçik kadar' bile haksızlığa uğratılmazlar. (Nisa Suresi, 49)
Tevrat:
O kimini yoksul, kimini varlıklı kılar; kimini alçaltır, kimini yükseltir… Yeryüzünün temelleri Rab'bindir… (1. Samuel, 2:7-8)
Kuran:
De ki: "Ey mülkün sahibi Allah'ım, dilediğine mülkü verirsin ve dilediğinden mülkü çekip-alırsın, dilediğini aziz kılar, dilediğini alçaltırsın; hayır Senin elindedir. Gerçekten Sen, herşeye güç yetirensin." (Al-i İmran Suresi, 26)
Tevrat:
Başımıza gelenlere yaptığımız kötülükler ve büyük suçumuz neden oldu. Sen, ey Allah'ımız, bizi hak ettiğimizden daha az cezalandırdın... (Ezra, 9:13)
Kuran:
Size isabet eden her musibet, (ancak) ellerinizin kazandığı dolayısıyladır. (Allah) Çoğunu da affeder. (Şura Suresi, 30)
Tevrat:
Ağzında yalanla dolaşan kişi, soysuz ve fesatçıdır. Göz kırpar, bir sürü ayak oyunu, el kol hareketleri yapar. Ahlaksız yüreğinde kötülük tasarlar, çekişmeler yaratır durmadan. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 6:12-14)
Kuran:
Arkadan çekiştirip duran, kaş göz hareketleriyle alay eden her kişinin vay haline. (Hümeze Suresi, 1)
Tevrat:
"Git, bu halka şunu duyur" dedi, "'Duyacak duyacak, ama anlamayacaksınız, bakacak bakacak, ama görmeyeceksiniz!" (Yeşaya, 6:9)
Tevrat:
Rab bana şöyle seslendi: "İnsanoğlu, asi bir halkın arasında yaşıyorsun. Gözleri varken görmüyor, kulakları varken işitmiyorlar. Çünkü bu halk asidir." (Hezekiel, 12:1-3)
Kuran:
Andolsun, cehennem için cinlerden ve insanlardan çok sayıda kişi yarattık (hazırladık). Kalbleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha aşağılıktırlar. İşte bunlar gafil olanlardır. (Araf Suresi, 179)
Tevrat:
Ey sağırlar, işitin, ey körler, bakın da görün!... Pek çok şey gördünüz, ama aldırmıyorsunuz, kulaklarınız açık, ama işitmiyorsunuz. (Yeşaya, 42:18, 20)
Kuran:
Öyleyse sağır olanlara sen mi dinleteceksin veya kör olan ve açıkça bir sapıklık içinde bulunanı hidayete erdireceksin? (Zuhruf Suresi, 40)
Tevrat:
Düşmanın acıkmışsa doyur, susamışsa su ver. Bunu yapmakla onu utanca boğarsın ve Rab seni ödüllendirir. (Mezmurlar, 25:21-22)
Kuran:
İyilikle kötülük eşit olmaz. Sen, en güzel olan bir tarzda (kötülüğü) uzaklaştır; o zaman, (görürsün ki) seninle onun arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost(un) oluvermiştir. (Fussilet Suresi, 34)
Tevrat:
Herkesin umudu Sen'de, onlara yiyeceklerini zamanında veren Sensin... Bütün canlıları doyurursun dilediklerince. (Mezmur 145:15-16)
Kuran:
Yeryüzünde hiç bir canlı yoktur ki, rızkı Allah'a ait olmasın. Onun karar (yerleşik) yerini de ve geçici bulunduğu yeri de bilir. (Bunların) Tümü apaçık bir kitapta (yazılı)dır. (Hud Suresi, 6)
Tevrat:
(Allah) Derin ve gizli şeyleri ortaya çıkarır, karanlıkta neler olduğunu bilir, çevresi ışıkla kuşatılmıştır. (Daniel, 2:22)
Tevrat:
Allah her işi, her gizli şeyi yargılayacaktır, ister iyi ister kötü olsun. (Vaiz, 12:14)
Tevrat:
Akılsızlığımı biliyorsun, ey Allah, suçlarım Sen'den gizli değil. (Mezmurlar, 69:5)
Kuran:
Göklerde, yerde, bu ikisinin arasında ve nemli toprağın altında olanların tümü O'nundur. Sözü açığa vursan da, (gizlesen de birdir). Çünkü şüphesiz O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilmektedir. (Taha Suresi, 6-7)
Kuran:
"Rabbimiz, şüphesiz Sen, bizim saklı tuttuklarımızı da, açığa vurduklarımızı da bilirsin. Yerde ve gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz." (İbrahim Suresi, 38)
Kuran:
Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun. Şüphesiz O, sinelerin özünde saklı duranı bilendir. (Mülk Suresi, 13)
Tevrat:
… Oğul babasının suçundan sorumlu tutulamaz, baba da oğlunun suçundan sorumlu tutulamaz. Doğru kişi doğruluğunun, kötü kişi kötülüğünün karşılığını alacaktır. (Hezekiel, 18:20)
Kuran:
Kim hidayete ererse, kendi nefsi için hidayete erer; kim de saparsa kendi aleyhine sapar. Hiç bir günahkar, bir başkasının günah yükünü yüklenmez... (İsra Suresi, 15)
Tevrat:
Allah'ı unutan herkesin sonu böyledir, Allah'sız insanın umudu böyle yok olur. Onun güvendiği şey kırılır, dayanağı ise bir örümcek ağıdır. Örümcek ağına yaslanır, ama ağ çöker, ona tutunur, ama ağ taşımaz. >(Eyüp, 8:13-15)
Kuran:
Allah'ın dışında başka veliler edinenlerin örneği, kendine ev edinen örümcek örneğine benzer. Gerçek şu ki, evlerin en dayanıksız olanı örümcek evidir; bir bilselerdi. (Ankebut Suresi 41)
Tevrat:
Doğru kişiye iyilik göreceğini söyleyin. Çünkü iyiliklerinin meyvesini yiyecek. Vay kötülerin haline! Kötülük görecek, yaptıklarının karşılığını alacaklar. (Yeşaya 3: 10-11)
Kuran:
Güzellik yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır. Onların yüzlerini ne bir karartı sarar, ne bir zillet, işte onlar cennetin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır. Kötülükler kazanmış olanlar ise; her bir kötülüğün karşılığı, kendi misliyledir. Bunları bir zillet sarıp kaplar. Onları Allah'tan (kurtaracak) hiçbir koruyucu yok. Onların yüzleri, sanki bir karanlık gecenin parçalarına bürünmüş gibidir. İşte bunlar ateşin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır. (Yunus Suresi, 26-27)
Tevrat:
Derinliklerden Sana sesleniyorum, ya Rab... Ya Rab, Sen suçların hesabını tutsan, kim ayakta kalabilir, ya Rab? (Mezmurlar, 130:1-3)
Kuran:
Eğer Allah, insanları zulümleri nedeniyle sorguya çekecek olsaydı, onun üstünde (yeryüzünde) canlılardan hiç bir şey bırakmazdı; ancak onları adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir. Onların ecelleri gelince ne bir saat ertelenebilirler, ne de öne alınabilirler. (Nahl Suresi, 61)
Tevrat:
Sonunda dünyanın bütün ulusları bilsinler ki, tek Allah Rab'dir ve O'ndan başka Allah yoktur. (1. Krallar, 8:60)
Kuran:
Sizin ?lahınız tek bir ?lahtır; O'ndan başka İlah yoktur... (Bakara Suresi, 16)
Tevrat:
... "Ben Rab'bim" dedi, "Rab, acıyan, lütfeden... sevgisi engin... Binlercesine sevgi gösterir, suçlarını, isyanlarını, günahlarını bağışlarım…" (Mısır'dan Çıkış, 34:6)
Tevrat:
Bütün suçlarını bağışlayan… O'dur… Rab sevecen ve lütfedendir… Sevgisi engindir. (Mezmurlar, 103:3-8)
Kuran:
"Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O'na tevbe edin. Gerçekten benim Rabbim, esirgeyendir, sevendir." (Hud Suresi, 90)
Kuran:
O, çok bağışlayandır, çok sevendir. (Büruc Suresi, 14)
Tevrat:
Allah'ın Rab'bin verdiği görevleri yerine getir. O'nun yollarında yürü... Allah'ın kurallarına, buyruklarına, ilkelerine ve öğütlerine uy ki, yaptığın herşeyde ve gittiğin her yerde başarılı olasın. (1. Krallar, 2: 3)
Kuran:
Kim Allah'ı, Resulünü ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç şüphe yok, galip gelecek olanlar, Allah'ın taraftarlarıdır. (Maide Suresi, 56)
Tevrat:
Yeri, göğü, denizi ve içindeki herşeyi yaratan... O'dur. (Mezmurlar, 146:6-7)
Kuran:
Allah; gökleri, yeri ve ikisi arasında olanları altı günde yarattı, sonra arşa istiva etti. Sizin O'nun dışında bir yardımcınız ve şefaatçiniz yoktur. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz? (Secde Suresi, 4)
Tevrat:
Umudunu Rab'be bağla, güçlü ve yürekli ol; umudunu Rab'be bağla! (Mezmurlar, 27:14)
Tevrat:
Sana umut bağlayan hiç kimse utanca düşmez… Bana gerçek yolunda öncülük et, eğit beni; çünkü beni kurtaran Allah Sen'sin. Bütün gün umudum Sen'de. (Mezmurlar, 25:3-5)
Kuran:
(Benden onlara) De ki: "Ey kendi aleyhlerinde olmak üzere ölçüyü taşıran kullarım. Allah'ın rahmetinden umut kesmeyin... (Zümer Suresi, 53)
Kuran:
Yoksa o, gece saatinde kalkıp da secde ederek ve kıyama durarak gönülden itaat (ibadet) eden, ahiretten sakınan ve Rabbinin rahmetini umud eden (gibi) midir? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Şüphesiz, temiz akıl sahipleri öğüt alıp-düşünürler." (Zümer Suresi, 9)
Tevrat:
İşiten kulağı da gören gözü de Rab yaratmıştır. (Özdeyişler, 20:12)
Kuran:
O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri inşa edendir; ne az şükrediyorsunuz. (Müminun Suresi, 78)
Tevrat:
... O söyleyince, herşey var oldu; O buyurunca, herşey belirdi. (Mezmurlar, 33: 9)
Kuran:
Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "Ol" der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi, 117)
Tevrat:
Yaptığın her işte Rab'bi an, O senin yolunu düze çıkarır. “Bütün yollarında onu tanı, O da senin yollarını doğrultur.” (Süleyman'ın Meselleri, 3:6)
Kuran:
Yolu doğrultmak Allah'a aittir, kimi (yollar) ise eğridir. Eğer o dileseydi, sizin tümünüzü elbette hidayete erdirirdi. (Nahl Suresi, 9)
Tevrat:
Şöyle dedi: "Rab benim gücüm, sığınağım, kurtarıcımdır... Kendisi'ne sığınan herkesin kalkanıdır (koruyucusudur). (2. Samuel, 22:2, 31)
Tevrat:
Rab iyidir, sığınaktır sıkıntı anında. Korur Kendisi'ne sığınanları. (Nahum, 1:7)
Kuran:
Sana Rabbinin kitabından vahyedileni oku. O'nun sözlerini değiştirici yoktur ve O'nun dışında kesin olarak bir sığınacak (makam) bulamazsın. (Kehf Suresi, 27)
Kuran:
De ki: "Muhakkak beni Allah'tan (gelebilecek bir azaba karşı) hiç kimse asla kurtaramaz ve O'nun dışında asla bir sığınak da bulamam." (Cin Suresi, 22)
Tevrat:
Her vadi yükseltilecek, her dağ, her tepe alçaltılacak. Böylelikle engebeler düzleştirilecek, sarp yerler ovaya dönüştürülecek. O zaman Rab'bin yüceliği görünecek... Bunu söyleyen Rab'dir." (Yeşaya, 40:4-5)
Kuran:
Dağları yürüteceğimiz gün, yeri çırılçıplak (dümdüz olmuş) görürsün; onları birarada toplamışız da, içlerinden hiçbirini dışarda bırakmamışızdır. (Kehf Suresi, 47)
Tevrat:
Artık anlayın ki, Ben, evet Ben O'yum, Ben'den başka Allah yoktur! Öldüren de, yaşatan da, yaralayan da, iyileştiren de Benim... (Yasa'nın Tekrarı, 32:39)
Tevrat:
Rab öldürür de diriltir de... (2. Samuel, 2: 6)
Kuran:
O, yaşatan ve öldürendir; gece ile gündüzün aykırılığı (veya ardarda gelişi) da O'nun (kanunu)dur. Yine de aklınızı kullanmayacak mısınız? (Müminun Suresi, 80)
Kuran:
Doğrusu, öldüren ve dirilten O'dur. (Necm Suresi, 44)
Tevrat:
İşte yeryüzünde tohum veren her otu, tohumu meyvesinde bulunan her meyve ağacını size veriyorum. Bunlar size yiyecek olacak. (Yaratılış, 1:29)
Tevrat:
Bütün canlılar size yiyecek olacak. Yeşil bitkiler gibi, hepsini size veriyorum. (Yaratılış, 9:3)
Kuran:
Ve hayvanları da yarattı; sizin için onlarda ısınma ve yararlar vardır ve onlardan yemektesiniz. (Nahl Suresi, 5)
Kuran:
Yerde sizin için üretip-türettiği çeşitli renklerdekileri de (faydanıza verdi). Şüphesiz bunda, öğüt alıp düşünen bir topluluk için ayetler vardır. Denizi de sizin emrinize veren O'dur, ondan taze et yemektesiniz... (Nahl Suresi, 13-14)
Tevrat:
Hakim olan ancak Allah'tır, birini alçaltır ve birini yükseltir. (Mezmurlar, 75:7)
Tevrat:
O kimini yoksul, kimini varlıklı kılar; kimini alçaltır, kimini yükseltir. Yeryüzünün temelleri Rab'bindir. (1. Samuel, 2:7-8)
Kuran:
De ki: "Ey mülkün sahibi Allah'ım, dilediğine mülkü verirsin ve dilediğinden mülkü çekip-alırsın, dilediğini aziz kılar, dilediğini alçaltırsın; hayır Senin elindedir. Gerçekten Sen, herşeye güç yetirensin." (Al-i İmran Suresi, 26)
Kuran:
Kendilerini (övgüyle) temize çıkaranları görmedin mi? Hayır; Allah, dilediğini temizleyip yüceltir. Onlar, 'bir hurma çekirdeğindeki iplikçik kadar' bile haksızlığa uğratılmazlar. (Nisa Suresi, 49)
Tevrat:
Kuvvetli olun ve yürekli olun, korkmayın ve onların yüzlerinden yılmayın, çünkü seninle beraber yürüyen (sana destek olan) Allah'ın Rab'dir, seni boşa çıkarmaz ve seni bırakmaz. (Yasa'nın Tekrarı, 31:6)
... Ve senin önünde yürüyen (sana yol gösteren) Rab'dir. O seninle olacak, seni boşa çıkarmaz ve seni bırakmaz, korkma ve yılgınlığa düşme. (Tensiye 31:8)
Güçlü ve yürekli olun! Asur Kralı'ndan ve yanındaki büyük ordudan korkmayın, yılmayın. Çünkü bizimle olan, onunla olandan daha üstündür. (2. Tarihler, 32: 7)
Kuran:
Dediler ki: "Rabbimiz, gerçekten, onun bize karşı 'taşkın bir tutum takınmasından' ya da 'azgın davranmasından' korkuyoruz." Dedi ki: "Korkmayın, çünkü Ben sizinle birlikteyim; işitiyorum ve görüyorum." (Taha Suresi, 45-46)
Şüphesiz: "Bizim Rabbimiz Allah'tır" deyip sonra dosdoğru bir istikamet tutturanlar (yok mu); onların üzerine melekler iner (ve der ki:) "Korkmayın ve hüzne kapılmayın, size vadolunan cennetle sevinin." (Fussilet Suresi, 30)
Tevrat:
Başınızı kaldırıp göklere bakın. Kim yarattı bütün bunları? Yıldızları sırayla görünür kılıyor, her birini adıyla çağırıyor. Büyük kudreti, üstün gücü sayesinde hepsi yerli yerinde duruyor. (Yeşaya, 40:26)
Kuran:
O, biri diğeriyle 'tam bir uyum' (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiçbir 'çelişki ve uygunsuzluk' (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir. (Mülk Suresi, 3-4)
Tevrat:
... Ey akılsız ve bilgelikten yoksun halk? Sizi yaratan, size biçim veren... Yaratıcınız O değil mi? (Yasa'nın Tekrarı, 32:6)
Kuran:
"Ona bir biçim verdiğimde ve ona Ruhum'dan üfürdüğümde hemen ona secde ederek (yere) kapanın." (Hicr Suresi, 29)
Döl yataklarında size dilediği gibi suret veren O'dur. O'ndan başka ilah yoktur; üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir. (Nisa Suresi, 6)