Sevgiyi, sadakati hiç yanından ayırma, bağla onları boynuna, yaz yüreğinin levhasına. Böylece Allah'ın ve insanların gözünde beğeni ve saygınlık kazanacaksın. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 3:3-4)
Ataları gibi inatçı, başkaldırıcı, yüreği kararsız, Allah'a sadakatsiz bir kuşak olmasınlar. (Mezmurlar, 78:8)
Ey insanlar, Rab iyi olanı size bildirdi; adil davranmanızdan, sadakati sevmenizden ve alçakgönüllülükle yolunda yürümenizden başka Allah'ınız Rab sizden ne istedi? (Mika, 6:8)
Sen Rab'be güven, iyilik yap, ülkede otur, sadakatle çalış. (Mezmurlar, 37:3)
Sevgiyle sadakat buluşacak, doğrulukla esenlik öpüşecek. Sadakat yerden bitecek, doğruluk gökten bakacak. (Mezmurlar, 85:10-11)
... Kendilerini sadakatle Allah'a adamışlardı. (2. Tarihler, 31:18)
Adil olanların adımlarını korur, sadık kullarının yolunu gözetir. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 2:8)
Rab'bin bütün yolları sevgi ve sadakate dayanır, antlaşmasındaki buyruklara uyanlar için. (Mezmurlar, 25:10)
Rab sadık kullarının adımlarını korur, ama kötüler karanlıkta susturulur. Çünkü güçle zafere ulaşamaz insan. (1. Samuel, 2:9)
Davranışının temeli adalet ve sadakat olacak. (Yeşaya, 11:5)
Rab'bi sevin, ey O'nun sadık kulları! Rab Kendisi'ne bağlı olanları korur, büyüklenenlerin ise tümüyle hakkından gelir. (Mezmurlar, 31:23)
Çünkü Rab doğruyu sever, sadık kullarını terk etmez. Onlar sonsuza dek korunacak, kötülerinse kökü kazınacak. (Mezmurlar, 37:28)
... Sadık kullarına esenlik sözü verecek, yeter ki, bir daha akılsızlık etmesinler. (Mezmurlar, 85:8)
Ey sizler, Rab'bi sevenler, kötülükten tiksinin. O sadık kullarının canını korur. (Mezmurlar, 97:10)
Kahinlerin doğruluğu kuşansın, sadık kulların sevinç çığlıkları atsın... Kurtuluşla donatacağım kâhinlerini; hep sevinç ezgileri söyleyecek sadık kulları. (Mezmurlar, 132:9, 16)
Bütün yapıtların Sana şükreder, ya Rab, sadık kulların Sana övgüler sunar. (Mezmurlar, 145:10)
Rab'be övgüler sunun!... Sadık kullarının toplantısında O'nu ezgilerle övün! Bu onurla mutlu olsun sadık kulları, sevinç ezgileri okusunlar yataklarında!... Bütün sadık kulları için onurdur bu. (Mezmurlar, 149:1-2, 5)
Rab'bin varlığı hakkı için diyerek sadakatle, adaletle, doğrulukla ant içersen... (Yeremya, 4:2)
Bakın şu övüngen kişiye, niyeti iyi değildir. Ama doğru kişi sadakatiyle yaşayacaktır. (Habakkuk, 2:4)
Sadık kuluna sadakat gösterir... (Mezmurlar, 18:25)
Gözüm ülkenin sadık insanları üzerinde olacak. (Mezmurlar, 101:6)
... Yüceliğini göster göklerin üstünde, ey Allah, görkemin bütün yeryüzünü kaplasın! Kurtar bizi sağ elinle, yardım et, sevdiklerin özgürlüğe kavuşsun diye! (Mezmurlar, 108:5-6)
Ey sizler, Rab'bi sevenler, kötülükten tiksinin. O sadık kullarının canını korur, onları kötülerin elinden kurtarır. (Mezmurlar, 97:10)
Rab size sevgisini göstermek ve atalarınıza ant içerek verdiği sözü yerine getirmek için güçlü eliyle sizi Mısır'dan çıkardı; köle olduğunuz ülkeden, Mısır Firavunu'nun elinden sizi kurtardı. (Yasa'nın Tekrarı, 7:8)
Seni tanıyanlar Sana güvenir, Çünkü sana yönelenleri hiç terk etmedin, ya Rab... Rab'bi ilahilerle övün! Yaptıklarını halklar arasında duyurun! (Mezmurlar, 9:10-11)
Gözümü Rab'den ayırmam, sağımda durduğu için sarsılmam. Bu nedenle içim sevinç dolu, yüreğim coşuyor, bedenim güven içinde. Çünkü Sen beni ölüler diyarına terk etmezsin, sadık kulunun çürümesine izin vermezsin. Yaşam yolunu bana bildirirsin. Bol sevinç vardır senin huzurunda, sağ elinden mutluluk eksilmez. (Mezmurlar, 16:8-11)
Ya Rab, bütün varlığımla sana yaklaşıyorum, Ya Rab, yollarını bana öğret, yönlerini bildir. Bana gerçek yolunda öncülük et, eğit beni; çünkü beni kurtaran Allah Sensin. Bütün gün umudum Sende. (Mezmurlar, 25:1-4, 5)
Rab'bi sevin, ey O'nun sadık kulları! Rab kendisine bağlı olanları korur. (Mezmurlar, 31:23)
Kötülük edenlere kızıp üzülme, suç işleyenlere özenme! Çünkü onlar ot gibi hemen solacak, yeşil bitki gibi kuruyup gidecek. Sen Rab'be güven, iyilik yap. Ülkede otur, sadakatle çalış. Rab'den zevk al, O senin yüreğinin dileklerini yerine getirecektir. Her şeyi Rab'be bırak, O'na güven, O gerekeni yapar. O senin doğruluğunu ışık gibi, hakkını öğle güneşi gibi aydınlığa çıkarır. Rab'bin önünde sakin dur, sabırla bekle; kızıp üzülme işi yolunda olanlara, kötü amaçlarına kavuşanlara. (Mezmurlar, 37:1-7)
Doğruların kurtuluşu Rab'den gelir, sıkıntılı günde onlara kale olur. Rab onlara yardım eder, kurtarır onları, kötülerin elinden alıp özgür kılar, çünkü kendisine sığınırlar. (Mezmurlar, 37:39-40)
Yüce Allah'a, benim için her şeyi yapan Allah'a sesleniyorum. Gökten gönderip beni kurtaracak, beni ezmek isteyenleri azarlayacak, sevgisini, sadakatini gösterecektir. (Mezmurlar, 57:2-3)
Bense gücün için sabah ezgiler söyleyecek, sevgini sevinçle dile getireceğim. Çünkü Sen bana kale, sıkıntılı günümde sığınak oldun. Gücüm Sensin, Seni ilahilerle öveceğim, çünkü kalem, beni seven Allah Sensin. (Mezmurlar, 59:16-17)
Sana yakaran herkese bol sevgi gösterirsin ... Çünkü bana sevgin büyüktür. Canımı ölüler diyarının derinliklerinden Sen kurtardın. (Mezmurlar, 86:5, 13)
Yine de sürekli Seninleyim, sağ elimden tutarsın beni. Öğütlerinle yol gösterir, beni sonunda yüceliğe eriştirirsin. (Mezmurlar, 73:23-24)
"Beni sevdiği için onu kurtaracağım" diyor Rab, "Beni iyi tanıdığı için ona kale olacağım." (Mezmurlar, 91:14)
Şükredin Rab'be, çünkü O iyidir, sevgisi sonsuzdur … Düşkün günlerimizde bizi anımsayana, sevgisi sonsuzdur; düşmanlarımızdan bizi kurtarana, sevgisi sonsuzdur. (Mezmurlar, 136:1,23-24)
Sıkıntı içinde Rab'be seslendim; yanıtladı, rahata kavuşturdu beni. Rab benden yana, korkmam; insan bana ne yapabilir? Rab benden yana, benim yardımcım... Rab'be sığınmak insana güvenmekten iyidir. Rab'be sığınmak soylulara güvenmekten iyidir... İtilip kakıldım, düşmek üzereydim, ama Rab yardım etti bana. Rab gücüm ve ezgimdir, O kurtardı beni. Sevinç ve zafer çığlıkları çınlıyor doğruların çadırlarında... Rab'bin yaptıklarını duyuracağım... İşte budur Rab'bin kapısı! Doğrular girebilir oradan. Sana şükrederim, çünkü bana yanıt verdin, kurtarıcım oldun... Rab'bin işidir bu, gözümüzde harika bir iş! Bugün Rab'bin yarattığı gündür, onun için sevinip coşalım! Ne olur, ya Rab, kurtar bizi; ne olur, başarılı kıl bizi! Kutsansın Rab'bin adıyla gelen!... Rab Allah'tır, aydınlattı bizi... (Mezmurlar, 118:5-27)
Rab sadık kullarının adımlarını korur, ama kötüler karanlıkta susturulur. Çünkü güçle zafere ulaşamaz insan. (1. Samuel, 2:9)
Sıkıntıya düşersem, canımı korur, düşmanlarımın öfkesine karşı el kaldırırsın. (Mezmurlar, 138:7)
Rab yaşıyor! Kayam'a övgüler olsun! Yücelsin kurtarıcım Allah! Bunun için uluslar arasında Sana şükredeceğim, ya Rab, Adını ilahilerle öveceğim. Rab kralını büyük zaferlere ulaştırır, meshettiği krala, Davut'a ve soyuna sonsuza dek sevgi gösterir. (Mezmurlar, 18:46-50)
Sadakatim, sevgim ona destek olacak, Benim adımla gücü yükselecek. (Mezmurlar, 89:24)
Ama Sen, ya Rab, çevremde kalkansın (beni koruyansın), onurum, başımı yukarı kaldıran Sensin. (Mezmurlar, 3:3)
Süleyman, "Kulun babam Davut'a büyük iyilikler yaptın... O Sana bağlı, doğru, bütün yüreğiyle dürüst biri olarak yolunda yürüdü..." (1. Krallar, 3:6)
Öğüde kulak veren başarıya ulaşır, Rab'be güvenen mutlu olur. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 16:20)
Onlar ülkeyi kılıçla kazanmadılar, Kendi bilekleriyle zafere ulaşmadılar. Senin sağ elin, bileğin, yüzünün ışığı sayesinde oldu bu; çünkü Sen onları sevdin. (Mezmurlar, 44:3)
Yasa Kitabı'nda yazılanları dilinden düşürme. Tümünü özenle yerine getirmek için gece gündüz onu düşün. O zaman başarılı olacak ve amacına ulaşacaksın. (Yeşu, 1:8)
Ne mutlu Rab'be güvenen insana, güveni yalnız Rab olana! (Yeremya, 17:7)
Ne mutlu O'nun öğütlerine uyanlara, bütün yüreğiyle O'na yönelenlere! (Mezmurlar, 119:2)
Ne mutlu Rab'den korkana, O'nun yolunda yürüyene! (Mezmurlar, 128:1)
Ne mutlu yolları temiz olanlara, Rab'bin Yasası'na göre yaşayanlara! (Mezmurlar, 119:1)
Ne mutlu Rab'be güvenen insana, gururluya, yalana sapana ilgi duymayana. (Mezmurlar, 40:4)
Ne mutlu gücünü Sen'den alan insana!... (Mezmurlar, 84:5)
... Ruhunda hile bulunmayan insana ne mutlu! (Mezmurlar, 32:2)
Ey herşeye egemen Rab, ne mutlu Sana güvenen insana! (Mezmurlar, 84:12)
... Ne mutlu Rab'den korkan insana, O'nun buyruklarından büyük zevk alana! (Mezmurlar, 112:1)
Ne mutlu adalete uyanlara, sürekli doğru olanı yapanlara! (Mezmurlar, 106:3)
Bilgeliğe erişene, aklı bulana ne mutlu! (Süleyman'ın Özdeyişleri, 3:13)
İşte, ne mutlu Allah'ın eğittiği insana!... (Eyüp, 5:17)
Bilgelik yaşam ağacıdır ona sarılanlara, ne mutlu ona sımsıkı tutunanlara! (Süleyman'ın Özdeyişleri, 3:18)
Ne mutlu yolları temiz olanlara, Rab'bin yasasına göre yaşayanlara! Ne mutlu O'nun öğütlerine uyanlara, bütün yüreğiyle O'na yönelenlere! Hiç haksızlık etmezler, O'nun yolunda yürürler. … Koyduğun koşullara dikkatle uyulmasını buyurdun. Keşke kararlı olsam Senin kurallarına uymakta! Hiç utanmayacağım, bütün buyruklarını izledikçe. Şükredeceğim Sana temiz yürekle, adil hükümlerini öğrendikçe. Kurallarını yerine getireceğim. Bırakma beni hiçbir zaman! Genç insan yolunu nasıl temiz tutar? Senin sözünü tutmakla. (Mezmurlar, 119:1-4, 6-9)
Öğüde kulak veren başarıya ulaşır, Rab'be güvenen mutlu olur. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 16:20)
... Rab ne iyidir, ne mutlu O'na sığınan adama! (Mezmurlar, 34:8)
... Ne mutlu Sana hizmet eden görevlilere! Çünkü sürekli bilgeliğine tanık oluyorlar. (1. Krallar, 10:8; Tarihler, 9:7)
... Ne mutlu O'na sığınanlara! (Mezmurlar, 2:12)
Ne mutlu yoksulu düşünene! Rab kurtarır onu kötü günde. (Mezmurlar, 41:1)
... Ne mutlu Allah'ı Rab olan halka! (Mezmurlar, 144:15)
... Yolumu izleyenlere ne mutlu! (Süleyman'ın Özdeyişleri, 8:32)
Adil ve doğru olanı koruyup yerine getirin… Bunu yapan insana, buna sımsıkı sarılan insanoğluna ne mutlu!... (Yeşaya 56:1-2)
Oğlum, unutma öğrettiklerimi, aklında tut buyruklarımı. Çünkü bunlar ömrünü uzatacak, yaşam yıllarını, esenliğini artıracaktır. (Süleymanın Özdeyişleri, 3:1-2)
Doğruluğun ve sevginin ardından koşan, yaşam, gönenç (rahatlık) ve onur bulur. (Süleymanın Özdeyişleri, 21:21)
Oğlum, unutma öğrettiklerimi, aklında tut buyruklarımı. Çünkü bunlar ömrünü uzatacak, yaşam yıllarını, esenliğini artıracaktır. (Süleymanın Özdeyişleri, 3:1-2)
Doğruluğun ve sevginin ardından koşan, yaşam, gönenç (rahatlık) ve onur bulur. (Süleymanın Özdeyişleri, 21:21)
“Keşke buyruklarıma dikkat etseydiniz! O zaman esenliğiniz ırmak gibi, doğruluğunuz denizin dalgaları gibi olurdu. (Yeşaya, 48:18)
... Şöyle desinler sürekli: “Kulunun esenliğinden hoşlanan Rab yücelsin!” (Mezmurlar, 35: 27)
Günahkârın peşini felaket bırakmaz, doğruların ödülüyse gönençtir. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 13: 21)
Ne mutlu adalete uyanlara, sürekli doğru olanı yapanlara! ... seçtiklerinin gönencini göreyim, ulusunun sevincini, kendi halkının kıvancını paylaşayım. (Mezmurlar, 106:3, 5)
Kim Rab’den korkarsa, Rab ona seçeceği yolu gösterir. Gönenç içinde yaşayacak o insan, soyu ülkeyi sahiplenecek. (Mezmurlar, 25:12-13)
İşte kral doğrulukla krallık yapacak, önderler adaletle yönetecek. O zaman adalet çöle dek yayılacak, doğruluk meyve bahçesinde yurt bulacak. Doğruluğun ürünü esenlik, sonucu, sürekli huzur ve güven olacaktır. (Yeşaya, 32:1, 16-17)
Rab kendisinden korkanlardan, sevgisine umut bağlayanlardan hoşlanır. (Mezmurlar, 147:11)
Ey Rab'den korkanlar, Rab'be güvenin, O'dur yardımcınız ve kalkanınız (koruyanınız)!... Küçük, büyük, Kendisi'nden korkan herkesi kutsayacak. (Mezmurlar, 115:11, 13)
Ama Rab Kendisi'nden korkanları sonsuza dek sever... (Mezmurlar, 103:17-18)
Ne mutlu Rab'den korkana, O'nun yolunda yürüyene! Emeğinin ürününü yiyeceksin, mutlu ve başarılı olacaksın… Rab'den korkan kişi böyle kutsanacak. (Mezmurlar, 128:1-4)
Allah korkusu, doygun ve dertsiz bir yaşama kavuşturur. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 19:23)
Rab'den korkan tam güvenliktedir... Rab korkusu yaşam kaynağıdır... (Süleyman'ın Özdeyişleri, 14:26-27)
Keşke benden korksalardı ve bütün buyruklarıma uymak için her zaman yürekten istekli olsalardı! O zaman kendilerine ve çocuklarına sürekli iyilik gelirdi. (Yasa'nın Tekrarı, 5:29)
Rab Kendisi'ne yakaran, içtenlikle yakaran herkese yakındır. Dileğini yerine getirir Kendisi'nden korkanların… (Mezmurlar, 145:18-19)
... Ebeler Allah'tan korkan kimselerdi... Ebeler Kendisi'nden korktukları için Allah onları ev bark sahibi yaptı. (Mısır'dan Çıkış, 1:17, 21)
Rab sevecen ve lütfedendir... Kendisi'nden korkanlara karşı sevgisi de o kadar büyüktür... Rab Kendisi'nden korkanlara sevecen davranır... (Mezmurlar, 103:8, 11-13)
… Rab sizden ne istiyor? Yalnız şunu istiyor: Allah'ınız Rab'den korkun, O'nun yollarında yürüyün, O'nu sevin; bütün yüreğinizle, bütün canınızla O'na kulluk edin; üzerinize iyilik gelsin diye bugün size bildirdiğim buyruklarına, kurallarına uyun. (Yasa'nın Tekrarı, 10:12-13)
… Rab'bin gözü Kendisi'nden korkanların, sevgisine umut bağlayanların üzerindedir. (Mezmurlar, 33:18)
Gelin, ey çocuklar, dinleyin beni: Size Rab korkusunu öğreteyim. Kim yaşamdan zevk almak, iyi günler görmek istiyorsa, dilini kötülükten, dudaklarını yalandan uzak tutsun. Kötülükten sakının, iyilik yapın; esenliği amaçlayın, ardınca gidin. (Mezmurlar, 34:11-14)
Ey Rab'den korkanlar, Rab'be güvenin, O'dur yardımcınız ve kalkanınız (koruyanınız)!... Küçük, büyük, Kendisi'nden korkan herkesi kutsayacak. (Mezmurlar, 115:11-13)
Süleyman, “Kulun babam Davut’a büyük iyilikler yaptın” diye karşılık verdi, “O sana bağlı, doğru, bütün yüreğiyle dürüst biri olarak yolunda yürüdü. Bugün tahtına oturacak bir oğul vermekle ona büyük bir iyilik daha yapmış oldun. (Krallar, 3:6)
Rab sapık yürekliden iğrenir, dürüst yaşayandan hoşnut kalır. (Süleymanın Özdeyişleri, 11:20)
Çünkü Rab doğrudur, doğruları sever; dürüst insanlar O'nun yüzünü görecek. (Mezmurlar, 11:7)
Dürüstlüğümden ötürü bana destek olur, sonsuza dek beni huzurunda tutarsın. (Mezmurlar, 41:12)
Doğruluğu, adaleti sever. (Mezmurlar, 33:5)
Ama doğrulara Rab destek olacak. Rab yetkinlerin her gününü gözetir, onların mirası sonsuza dek sürecek. (Mezmurlar, 37:17-18)
Çünkü Rab Allah bir güneş, bir kalkandır. Lütuf ve yücelik sağlar; dürüstçe yaşayanlardan hiçbir iyiliği esirgemez. Ama Rab onu kötünün eline düşürmez, yargılanırken mahkûm etmez. (Mezmurlar, 84:11)
Doğruların kurtuluşu Rab'den gelir, sıkıntılı günde onlara kale olur. Rab onlara yardım eder, kurtarır onları, kötülerin elinden alıp özgür kılar, çünkü Kendisine sığınırlar. (Mezmurlar, 37:33, 39-40)
Dürüst kişi güvenlik içinde yaşar, ama hileli yoldan giden açığa vurulacaktır ... Rab’bin yolu dürüst için sığınak, fesatçı içinse yıkımdır. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 10:9, 29)
Çünkü Rab doğruyu sever, sadık kullarını terk etmez. Onlar sonsuza dek korunacak. (Mezmurlar, 37:28)
Çünkü Rab sapkınlardan tiksinir, ama doğruların candan dostudur. Rab kötülerin evini lanetler, doğruların oturduğu yeriyse kutsar. Rab alaycılarla alay eder, ama alçakgönüllülere lütfeder. Bilge kişiler onuru miras alacak, akılsızlara yalnız utanç kalacak. (Süleymanın Özdeyişleri, 3:32-35)
Rab yalancı dudaklardan iğrenir, ama gerçeğe uyanlardan hoşnut kalır. (Süleymanın Özdeyişleri, 12:22)
Rab kötülerin kurbanından iğrenir, ama doğruların duası O'nu hoşnut eder. Rab kötü kişinin yolundan iğrenir, doğruluğun ardından gideni sever. (Süleymanın Özdeyişleri, 15:8-9)
Rab sapık yürekliden iğrenir, dürüst yaşayandan hoşnut kalır. (Süleymanın Özdeyişleri, 11:20)
Cömert olan kutsanır, çünkü yemeğini yoksullarla paylaşır. Alaycıyı kov, kavga biter; çekişme ve aşağılamalar da sona erer. Yürek temizliğini ve güzel sözleri seven, Kralın dostluğunu kazanır. (Süleymanın Özdeyişleri, 22:9-11)
Ne mutlu eli açık olan, ödünç veren, işlerini adaletle yürüten insana! (Mezmurlar, 112:5)
... Ne mutlu mazluma lütfedene! (Süleyman'ın Özdeyişleri, 14:21)
Eli açık olan daha çok kazanır, hak yiyenin sonuysa yoksulluktur. Cömert olan bolluğa erecek, başkasına su verene su verilecek. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 11:24-25)
Kötüler ödünç alır, geri vermez; doğrularsa cömertçe verir. (Mezmurlar, 37:21)
… yoksulsa, yüreğinizi katılaştırmayın, yoksul kardeşinize eli sıkı davranmayın. Tersine, eliniz açık olsun… (Yasa'nın Tekrarı, 15:7-8)
Açgözlü kavga çıkarır, Rab'be güvenense bolluk içinde yaşar. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 28:25)
O hep cömertçe ödünç verir, soyu kutsanır. (Mezmurlar, 37:26)
Ne mutlu eli açık olan, ödünç veren, işlerini adaletle yürüten insana! Asla sarsılmaz... (Mezmurlar, 112:5-6)
Cömert olan kutsanır, çünkü yemeğini yoksullarla paylaşır. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 22:9)
… Yoksul kardeşinize karşı eli sıkı davranıp ona yardım etmekten kaçınmayasınız… Ona bol bol verin, verirken yüreğinizde isteksizlik olmasın. Bundan ötürü Allah'ınız Rab bütün işlerinizde ve el attığınız her şeyde sizi kutsayacaktır… Ülkenizde yaşayan kardeşlerinize, yoksullara, gereksinimi olanlara eli açık davranmanızı buyuruyorum. (Yasa'nın Tekrarı, 15:7-8)
Yoksula verenin eksiği olmaz, yoksulu görmezden gelense bir sürü lanete uğrar. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 28:27)
Yoksulu ezen yoksul, ürünü harap eden sağanak yağmur gibidir. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 28:3)
Yoksula verenin eksiği olmaz, yoksulu görmezden gelense bir sürü lanete uğrar. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 28:27)
Yoksulun feryadına kulağını tıkayanın feryadına yanıt verilmeyecektir. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 21:13)
Cömert olan kutsanır, çünkü yemeğini yoksullarla paylaşır. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 22:9)
Düşmanın acıkmışsa doyur, susamışsa su ver. Bunu yapmakla onu utanca boğarsın ve Rab seni ödüllendirir. (Süleymanın Özdeyişleri, 25:21-22)
Sağıra lanet etmeyecek, körün önüne engel koymayacaksın. Allah'ından korkacaksın. Rab Benim. (Levililer, 19:14)
Ak saçlı insanların önünde ayağa kalkacak, Yaşlılara saygı göstereceksin. Allah'ından korkacaksın. Rab Benim. (Levililer, 19:32)
Komşuyu hor görmek günahtır, ne mutlu mazluma lütfedene! (Süleyman'ın Özdeyişleri, 14:21)
Muhtacı ezen, kendisini Yaratan'ı hor görüyor demektir. Yoksula acıyansa Yaratan'ı yüceltir. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 14:31)
Allah'ınız Rab'bin size vereceği ülkenin herhangi bir kentinde yaşayan kardeşlerinizden biri yoksulsa, yüreğinizi katılaştırmayın, yoksul kardeşinize eli sıkı davranmayın. (Yasa'nın Tekrarı, 15:7)
Zayıfın, öksüzün davasını savunun, mazlumun, yoksulun hakkını arayın. Zayıfı, düşkünü kurtarın, onları kötülerin elinden özgür kılın. (Mezmurlar, 82:3-4)
Herşeye egemen Rab diyor ki, "Gerçek adaletle yargılayın; birbirinize sevgi ve sevecenlik gösterin. Dul kadına, öksüze, yabancıya, yoksula baskı yapmayın. Yüreğinizde birbirinize karşı kötülük tasarlamayın." (Zekeriya, 7:9-10)
(Erdemli kadın) mazluma kollarını açar, yoksula elini uzatır. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 31:20)
Açlar uğruna kendinizi feda eder, yoksulların gereksinimini karşılarsanız, ışığınız karanlıkta parlayacak, karanlığınız öğlen gibi ışıyacak. Rab her zaman size yol gösterecek, kurak topraklarda sizi doyurup güçlendirecek. İyi sulanmış bahçe gibi, tükenmez su kaynağı gibi olacaksınız. (Yeşaya, 58:10-11)
"Eğer yoksulların dileğini geri çevirdimse, dul kadının umudunu kırdımsa, ekmeğimi yalnız yedim, öksüzle paylaşmadımsa, gençliğimden beri öksüzü baba gibi büyütmedimse, doğduğumdan beri dul kadına yol göstermedimse, giysisi olmadığı için can çekişen birini ya da örtüsü olmayan bir yoksulu gördüm de, koyunlarımın yünüyle ısıtmadıysam… Mahkemede sözümün geçtiğini bilerek öksüze el kaldırdımsa, kolum omuzumdan düşsün, kol kemiğim kırılsın. Çünkü Allah'tan gelecek beladan korkarım, O'nun görkeminden ötürü böyle bir şey yapamam. (Eyüp, 31:16-23)
Ne mutlu yoksulu düşünene! Rab kurtarır onu kötü günde. (Mezmurlar, 41:1)
Yiyeceğinizi açla paylaşmak değil mi? Barınaksız yoksulları evinize alır, çıplak gördüğünüzü giydirir, yakınlarınızdan yardımınızı esirgemezseniz, ışığınız tan gibi ağaracak, çabucak şifa bulacaksınız. Doğruluğunuz önünüzden gidecek, Rab'bin yüceliği ardındaki kuvvet olacak. (Yeşaya, 58:7-8)
Yabancıya ya da öksüze haksızlık etmeyeceksiniz. Dul kadının giysisini rehin almayacaksınız… Tarlanızdaki ekini biçtiğinizde, gözden kaçan bir demet olursa, almak için geri dönmeyin. Onu yabancıya, öksüze, dul kadına bırakın. Öyle ki, Allah'ınız Rab el attığınız her işte sizi kutsasın. Zeytin ağaçlarınızı dövüp ürününü topladığınızda, dallarda kalanı toplamak için geri dönmeyeceksiniz. Kalanları yabancıya, öksüze, dul kadına bırakacaksınız. Bağbozumunda artakalan üzümleri toplamak için geri dönmeyeceksiniz. Yabancıya, öksüze, dul kadına bırakacaksınız. (Yasa'nın Tekrarı, 24:17-21)
Kör olanı yoldan saptırana lanet olsun!... Yabancıya, öksüze, dul kadına haksızlık edene lanet olsun! Bütün halk, "Amin!" diyecek. (Yasa'nın Tekrarı, 27:18-19)
… Yabancılara, öksüzlere ve dul kadınlara vereceksiniz. Öyle ki, onlar da kentlerinizde yiyip doysunlar. Sonra Allah'ınız Rab'be, "Bana buyurduğun gibi... yabancılara, öksüzlere ve dul kadınlara verdim" diyeceksiniz, "Buyruklarından ayrılmadım, hiç birini unutmadım." (Yasa'nın Tekrarı, 26:12-13)
İyilik etmeyi öğrenin, adaleti gözetin, zorbayı yola getirin, öksüzün hakkını verin, dul kadını savunun." (Yeşaya, 1:17)
Zayıfları güçlendirmediniz, hastaları iyileştirmediniz, yaralıların yarasını sarmadınız. Yolunu şaşıranları geri getirmediniz, yitikleri aramadınız. Ancak sertlik ve şiddetle onlara egemen oldunuz. (Hezekiel, 34:4)
Eğer yaşantınızı ve uygulamalarınızı gerçekten düzeltir, birbirinize karşı adil davranır, yabancıya, öksüze, dula haksızlık etmez, burada suçsuz kanı akıtmaz… Burada, sonsuza dek atalarınıza vermiş olduğum ülkede kalmanızı sağlarım. (Yeremya, 7:5-7)
Yoksullardan adaleti esirgemek… düşkünlerin hakkını elinden almak, dulları avlamak, öksüzlerin malını yağmalamak için haksız kararlar alanların, adil olmayan yasalar çıkaranların vay haline! (Yeşaya, 10:1-2)
Merhamet koydu onları tutsak alanların yüreğine. (Mezmurlar, 106:46)
Herşeye gücü yeten Allah, adamın yüreğine size karşı merhamet koysun… (Yaratılış, 43:14)
Ona efendilik etmeyecek, sert davranmayacaksın. Allah'ından korkacaksın. (Levililer, 25:43)
Çünkü Ben Rab adaleti severim, nefret ederim soygun ve haksızlıktan. Sözümde durup hak ettiklerini verecek, onlarla ebedi bir antlaşma yapacağım. (Yeşaya, 61:8)
(Rab) doğruluğu, adaleti sever, Rab'bin sevgisi yeryüzünü doldurur. (Mezmurlar, 33:5)
"Dünyada iyilik yapanın, adaleti, doğruluğu sağlayanın, Ben Rab olduğumu anlamakla ve Beni tanımakla övünsün övünen. Çünkü Ben bunlardan hoşlanırım" diyor Rab. (Yeremya, 9:24)
Ey insanlar, Rab iyi olanı size bildirdi; adil davranmanızdan, sadakati sevmenizden ve alçakgönüllülükle yolunda yürümenizden başka Allah'ınız Rab sizden ne istedi? (Mika, 6:8)
Yoksulları adaletle yöneten kralın tahtı hep güvenlikte olur. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 29:14)
Doğru ve adil olanı yaparak yolumda yürümeyi oğullarına ve soyuna buyursun diye İbrahim'i seçtim... (Yaratılış, 18:19)
Ne mutlu adalete uyanlara, sürekli doğru olanı yapanlara! (Mezmurlar, 106:3)
Ne mutlu eli açık olan, ödünç veren, işlerini adaletle yürüten insana! Asla sarsılmaz, sonsuza dek anılır doğru insan. (Mezmurlar, 112:5-6)
Adil olanların adımlarını korur, sadık kullarının yolunu gözetir. O zaman anlarsın her iyi yolu, neyin doğru, haklı ve adil olduğunu. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 2:8-9)
Rab Kendisi'ne kurban sunulmasından çok, doğruluğun ve adaletin yerine getirilmesini ister. (Süleyman'ın Özdeyişleri, 21:3)
Yapmanız gerekenler şunlardır: “Birbirinize gerçeği söyleyin, kent kapılarınızda esenliği sağlayan gerçek adaletle yargılayın, yüreğinizde birbirinize karşı kötülük tasarlamayın, yalan yere ant içmekten tiksinin. Çünkü Ben bütün bunlardan nefret ederim." böyle diyor Rab. (Zekeriya, 8:16-17)
İşte kral doğrulukla krallık yapacak, önderler adaletle yönetecek. O zaman adalet çöle dek yayılacak, doğruluk meyve bahçesinde yurt bulacak. Doğruluğun ürünü esenlik, sonucu, sürekli huzur ve güven olacaktır. (Yeşaya, 32:1, 16-17)
İşte kendisine destek olduğum, gönlümün hoşnut olduğu seçtiğim kulum! Ruhumu onun üzerine koydum. Adaleti uluslara ulaştıracak. Bağırıp çağırmayacak, sokakta sesini yükseltmeyecek. Ezilmiş kamışı kırmayacak, tüten fitili söndürmeyecek. Adaleti sadakatle ulaştıracak. Yeryüzünde adaleti sağlayana dek umudunu, cesaretini yitirmeyecek. Kıyı halkları onun yasasına umut bağlayacak. (Yeşaya, 42:1-5)
... Kent meydanlarını araştırın. Eğer adil davranan, gerçeği arayan bir kişi bulursanız, bu kenti bağışlayacağım. (Yeremya, 5:1)
Allah ona şöyle dedi: "Madem kendin için uzun ömür, zenginlik ve düşmanlarının ölümünü istemedin, bunların yerine adil bir yönetim için bilgelik istedin; isteğini yerine getireceğim. Sana öyle bir bilgelik ve sezgi dolu bir yürek vereceğim ki, benzeri ne senden öncekilerde görülmüştür, ne de senden sonrakilerde görülecektir... Herkes adil bir yönetim için Süleyman'ın Allah'tan gelen bilgeliğe sahip olduğunu anladı. (1. Krallar, 3:11-12, 28)