Tevrat'ın bu hikmet dolu sözleri, Kuran ayetleriyle ve İncil'de sevgiyi öven izahlarla tam olarak benzerlik göstermektedir. Açıktır ki, Yüce Rabbimiz Allah, insanlardan Kendisi'ni, birbirlerini ve yaratılmış güzellikleri sevmelerini istemektedir. Çünkü bu muazzam kainat, Yüce Rabbimiz tarafından sevgi üzerine yaratılmıştır.
İnsanların çoğunluğunun nefreti körüklüyor olması sevgi yolu üzerinde engel değildir. Sevgi, Allah'ın istediği bir güzelliktir; yaşamın amacıdır. Dolayısıyla Allah, sevgi yanlısı bir insanın her zaman yardımcısıdır. Böyle bir insan, Allah'a karşı gerçek sevgiyi yaşadığı ve yaşattığı sürece, binlerce kişinin üzerinde bir güçtür. Ruhundaki o güzelliği yaşadığı için huzursuzluk ve sıkıntı içinde olamaz. Sevgi ile ruhunu tatmin eder. Bedeni, yüzü, hücreleri o sevginin verdiği enerji ve neşe ile can bulur, dirilir. Nefretin getirdiği karanlık, korku ve dehşet ruhundan sıyrılıp gider. Bu kişi için yaşadıklarını hayra yormak, dinç bir beyin ile rahat ve mutlu yaşamak ve olaylara çözüm bulmak daima mümkündür.
Nefret insanlarının tuzağına düşmemek gerekmektedir; keza sevgiyi yaşamak güç değildir. Ruh ve beden, sevgiye ayarlı yaratılmıştır. Sürekli Allah'ın lehinde düşünmek, gelişen olayların hikmetli birer imtihan olduğunu fark edebilmek, Allah'ın sevgisine ve korumasına güvenmek, bütün yolları açacaktır. O zaman insan, asıl zor olanın nefret olduğunu, ruh ve bedenin yadırgadığı bir ruh halinde yaşamanın eziyet olduğunu daha iyi anlayabilecektir. Şu da unutulmamalıdır ki, sevgiyi yaşayan ve yaşatan bir insana Allah, dünyayı da ahireti de güzelleştirir. Çünkü sevgi talep ederek o, bu duayı etmiştir. Allah, dualara icabet edendir.
Sevgiyi kendi ruhumuzda hakim kılmak şarttır; ama yeterli değildir. İnsanları da güzelliğe çekebilmek, önemli bir ibadettir. Nefretin oluşturduğu kalitesizliği, terörü, yıkımı, zorbalığı, savaşı durdurmak için ise insanları "eğitmek" gerekir. Yanlış inançlar ortadan kaldırılır ve yerine doğrular getirilirse, yanlış inançların doğurduğu felaketler de ortadan kalkacaktır. İnsanlara bu dünyada başıboş olmadıkları, tesadüfen var olmadıkları, bir amaç uğruna yaratıldıkları anlatılmalıdır. İnsanlar, kendi hayatlarından, gördüklerinden, düşündüklerinden ve eylemlerinden sorumlu olduklarını bilmeli ve "insan hayatının bir böcek kadar değersiz olduğu" fikrinden kurtulmalıdırlar.
Sonlu değil sonsuz birer varlık olduklarını, hayatlarının bu dünya hayatı ile son bulmayacağını, yok olup gitmeyeceklerini bilmelidirler. Savaşarak, ezerek, kavga ederek değil; severek, şefkat göstererek, fedakarlıkta bulunarak güzelleşeceklerini öğrenmelidirler. Savaşmayı makul gösteren her ideoloji büyük bir yalandır. İnsanlar, ancak ve ancak kendi yaratılışlarına yani sevgiye uygun davrandıklarında mutlu yaşarlar. İlerlemek, güzelleşmek ve mutlu olmak istiyorlarsa sadece sevgiyi ayakta tutmalı ve Allah'ın Kuran'da, Tevrat'ta ve İncil'de övdüğü bu güzel ahlakı yaşamalıdırlar.
Yüce Rabbimiz bir Kuran ayetinde şöyle buyurmaktadır:
İman edenler ve salih amellerde bulunanlar ise, Rahman (olan Allah), onlar için bir sevgi kılacaktır. (Meryem Suresi, 96)
ADNAN OKTAR: İncil'de Allah'ın güzel hükümleri vardır ve Kuran'da İncil'den "nur ve hidayet kaynağı" olarak bahsedilir. Tevrat için de aynı şey geçerlidir. (Petrus'un Birinci Mektubu, Bap 2, 15-17: Allah'ın kulları gibi iyilik işleyerek, akılsız adamların cehaletini susturun. Bütün insanlara hürmet edin. Kardeşliği sevin. Allah'tan korkun...) (21 Mart 2017, A9 TV)
Kuran'da Tevrat ve İncil'e gönderme vardır ama bazı Müslümanlar bunu anlamak istemiyorlar, oysa İncil ve Tevrat okusalar ufukları geniş olur. (29 Aralık 2016, A9 TV)
Sen Yücesin,
bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok.
Gerçekten Sen, herşeyi bilen,
hüküm ve hikmet sahibi olansın.
(Bakara Suresi, 32)