Terörizm 21. yüzyılda dünyamızı tehdit eden en büyük tehlikelerden biridir. Çünkü terörizm, öngörülen siyasi hedefe şiddet eylemleri aracılığı ile ulaşmayı tek yol olarak görmektedir. Bir teröristin sapkın bakış açısına göre, siyasi anlaşmazlıklar, etnik ve kültürel farklılıklar nedeni ile yaşanan sorunlar yalnızca şiddet yoluyla çözülür. Her grup kendi talebini ancak zorbalıkla ve baskı ile elde edebilir. (Burada, sorun, talep ya da aksaklıkların ne olduğu, teröristin hayata bakış açısına göre değişir.)
Terörist, hedefine ulaşmanın ancak mevcut toplum düzeninin bozulması ve günlük hayata kargaşa, korku ve tedirginliğin hakim olması ile mümkün olabileceğine inanır. Bazı teröristlerin amacı, şiddet yoluyla taleplerini kabul ettirmek veya şiddet eylemlerinin meydana getirdiği kaos ortamından yararlanarak örgütlerinin propagandasını yapmaktır. İstikrarın ortadan kalktığı, toplumda korku ve tedirginliğin oluştuğu bir ortamda, teröre başvuran gruplar hedeflerine çok kolay ulaşabileceklerini sanırlar. Bu yolla kendilerince 'hak ve adalet' sağlamayı iddia ederler. Oysa hakkın ve adaletin terör eylemleri ile tesis edileceğini sanmak, sorunların şiddete başvurarak çözüleceğini düşünmek çok büyük bir yanılgıdır. Allah'ın "... yeryüzünde bozgunculuk çıkaranlar..." (Rad Suresi, 25) olarak tarif ettiği bu kişilerin bugüne kadar elde ettikleri tek netice, hem kendi yandaşlarının hem de masum insanların kayıplarını artırmak olmuştur. Dünyada her yıl binlerce insan terörist saldırılar nedeniyle hayatını yitirmekte, yaralanmakta, ekonomik kayba uğramakta, korku ve tedirginlik içinde hayatını devam ettirmektedir. Terörizmin bilançosu çok ürkütücüdür. Bu nedenle de tüm insanlığı tehdit eden terörizm tehlikesiyle mücadele etmek, aciliyetli ve gereklidir.
Oregon'da 750 kişinin zehirlenmesine neden olan saldırıyı gerçekleştiren sapkın tarikatın lideri Bhagwan Shee Rajneesh müritleri ile birlikte görülmektedir. |
Dünya üzerinde yaklaşık 500 terörist grup olduğu tahmin edilmektedir. Bu terörist gruplar arasında uyuşturucu, silah ve fuhuş trafiğini kontrol eden uluslararası suç şebekeleri, yeraltı örgütleri, marjinal oluşumlar, sapkın tarikatlar ve sözde din adına eylemlerde bulunan çeşitli radikal gruplar bulunmaktadır. Birçok terörist örgüt kendi ülkesi sınırları içinde faaliyet gösterirken, bir kısım örgütler, düşman olarak nitelendirdikleri ülkeleri ya da ses getireceğini düşündükleri çeşitli merkez noktaları ve kişileri hedef olarak seçmektedirler.
Terörizm eski çağlardan beri vardır. Ancak bu tehdit asıl olarak 20. yüzyılda yükselmiştir. Bu yüzyılda terörizm ve teröristler büyük bir patlama yaptılar. Kitlesel tahrip gücü yüksek silahların ortaya çıkması ve teknolojide -özellikle de bilgi teknolojisinde- yaşanan hızlı gelişim terör eylemlerinin şeklini değiştirdi, yıkıcılığını artırdı.
60'lı yıllarda atom bombası ya da farklı bir nükleer silahın herhangi bir terörist grubun eline geçmesiyle nelerin olabileceği ciddi olarak düşünülüyordu. Nükleer, biyolojik ya da kimyasal bir saldırı on binlerce, hatta yüz binlerce insanın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanabilir, ülkeleri ortadan kaldırabilirdi. Ancak böyle bir saldırı gerçekleşmedi. 1990'lı yıllara gelindiğinde ise beklenen tarzda bir saldırının gerçekleşme ihtimali arttı. Özellikle de SSCB'nin yıkılması ve sahip olduğu nükleer silahlar üzerindeki denetimin zayıflaması, bu kaygıları artırdı. İnternetin gelişimi ve yaygınlaşması sonucunda her türlü bilgiye ulaşımın kolaylaşması bu kaygının daha da artmasına neden oldu.1
Oregon saldırısı, biyolojik silahların terörist grupların elinde ne kadar büyük bir tehdite dönüştüğünü gösteren önemli bir örnektir. |
Bu korkuyu konu alan yüzlerce film çevrildi, kitaplar yazıldı, araştırmalar yapıldı, raporlar hazırlandı. Artık terörist eylemler bombalama, gasp, uçak kaçırma, rehin alma gibi alışılmış eylemlerin ötesine geçebilir, teröristler geniş kitlelere yönelik saldırılar gerçekleştirebilirlerdi. Üstelik bu eylem, doğrudan bir insanın müdahalesi olmadan, uzaktan kumanda ile ya da bir bilgisayar yardımıyla olabilirdi.
Yakın zamanlarda biyolojik silah kullanılarak gerçekleştirilen bazı terörist eylemler biyoterörizm tehlikesinin boyutlarını da ortaya koydu. Günümüzde teröristler, basit bir laboratuar da ve deneyimli bir kimyagerin yardımıyla binlerce insanı tehdit edebilecek bir biyolojik silah yapabilmektedirler. Bunun ilk örneklerinden biri, 1984 yılında ABD'nin Oregon eyaletindeki bir kasabada restoranlarda yemek yiyen 750 kişinin zehirlenmesi oldu. Bu olaydan, o bölgede faaliyet gösteren ve Oregon yerlileriyle çatışma içinde bulunan bir terörist örgütün sorumlu olduğu ortaya çıkarıldı. Örgüt üyeleri çiftliklerinde yetiştirdikleri salmonella bakterilerini, bölgedeki dört restoranın salata barlarına yaymışlardı.2
1995 yılında Tokyo metrosuna "sarin" adı verilen kimyasal silahla düzenlenen saldırıysa, terörizmin halkı ne kadar yakından tehdit eden bir tehlike olduğunu gözler önüne serdi. Aum Shinrikyo (Üstün Gerçek) adlı sapkın bir tarikatın düzenlediği bu terörist saldırıda 12 kişi öldü, 5500 kişi de yaralandı. Daha sonra yapılan araştırmalar bu tarikatın kendi laboratuarların da biyolojik silahlar üzerinde çalıştığını ortaya koydu.3
Biyolojik ve kimyasal silahların yanı sıra bilgi teknolojisinin de 21. yüzyılda terörist saldırılarda önemli bir rol oynayabileceği öngörülmektedir. Avrupa'dan Amerika'ya, Asya'dan Afrika'ya kadar dünyanın dört bir yanında terörist bombalamalar, kundaklamalar, uçak kaçırmalar, rehin almalar da büyük bir hızla devam etmektedir. Örneğin İspanya'nın Bask Bölgesi'nin bağımsızlığı için mücadele ettiklerini iddia eden ETA (Euskadi Ta Askatasuna) teröristleri, 1962 yılından bu yana İspanya'da çok büyük terör eylemlerine imza atmış, 800'den fazla insanın ölümüne neden olmuştur.4
Aum Shinrikyo |
Kuzey İrlanda'nın bağımsızlığını amaçlayan IRA da periyodik olarak gerçekleştirdiği bombalama eylemleriyle yıllardır dünya gündeminde ön sıralarda yer almaktadır. İngiltere'nin Kuzey İrlanda'dan çekilmesini, İrlanda Cumhuriyeti Hükümeti'ni devirip, sosyalist bir cumhuriyet kurmayı hedefleyen IRA, çeşitli kaçakçılık, soygun ve haraç olaylarına da karışmaktadır. Genelde Kuzey İrlanda ve başta Londra olmak üzere İngiltere içinde eylemlerde bulunan IRA, Almanya gibi Avrupa ülkelerinde de çeşitli bombalama olaylarına karışmıştır. IRA'nın 1969 yılından bu yana gerçekleştirdiği terörist saldırılarda, her iki taraftan 3200'ün üzerinde insan hayatını yitirmiştir.5
İngiltere'nin çeşitli bölgelerinde arabalara, havalimanlarına, metro istasyonlarına ve sivillere yönelik IRA tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırılar milyonlarca dolarlık zarara neden olmuştur. 15 Haziran 1996 tarihinde İngiltere'nin Manchester şehrinde, bir Avrupa Futbol Şampiyonası karşılaşması sırasında IRA'nın bir arabaya yerleştirdiği bombanın alışveriş merkezinde patlaması sonucu 200 kişi yaralanmıştır.
Günümüzde hiçbir ülke terör saldırılarından yana güvende değildir ve yukarıda saydığımız birkaç örnek terörizmin insan hayatına ne kadar girdiğini açıklıkla ortaya koymaktadır. Terörizm artık yalnızca belli ülkelerin sorunu olmaktan çıkmış, tüm insanlığın sorunu haline gelmiştir. Terörün ne zaman, nerede, kimi hedef alacağı belli değildir. Bu nedenle de artık hiç kimse terörizmle mücadeleyi belli ülkelerin ya da belli örgütlerin görevi olarak göremez. Terörizm tüm dünyamızı tehdit etmektedir ve bu sorun ancak insanları, barışı, dostluğu, kardeşliği seven iyi niyetli insanların elele verip, birbirine destek olması ile çözülecektir.
10 Ağustos 2001'de Angola'nın tam bağımsızlığı için Ulusal Birlik (UNİTA) gerillalarının bir yolcu trenine yaptıkları saldırıda 252'den fazla kişi öldü. |
Bugün ABD'den Angola, Uganda, Nijerya gibi Afrika ülkelerine, İngiltere, İspanya, Fransa gibi Avrupa ülkelerinden Sri Lanka, Tayland, Japonya gibi Asya ülkelerine, Ortadoğu ülkelerinden Latin Amerika'ya kadar birçok ülkede terör binlerce insanın canını yakmakta ve çok büyük maddi kayıplara neden olmaktadır. İnsanlar terörizmle, evlerinde otururken, bir sinemada film izlerken, bir alışveriş merkezinde dolaşırken, otobüste yolculuk ederken ya da işyerlerinde çalışırken hiç beklemedikleri bir anda karşılaşmaktadırlar. Terörizmin evlerine kadar girmiş olması, doğal olarak insanlarda büyük bir tedirginlik, korku ve endişeli bir bekleyiş oluşturmaktadır. İnsanlar kalabalık ortamlara girmekten, toplu taşıma araçlarını kullanmaktan çekinmekte, günlük hayatlarını yaşayamaz hale gelmektedirler. İşte bu, terörizmin hedeflediği toplum modelidir: Korku ve tedirginlik içindeki kitleler.
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın sunduğu bilgilere göre, 2000 yılında 1999'a kıyasla terörist eylemlerin sayısında %8'lik artış olmuş ve yalnız bu yıl içinde 423 kişi hayatını kaybetmiş, 791 kişi de yaralanmıştır. 1981-2000 yılları arasında terörist saldırılar sonucu hayatını kaybedenlerin sayısı ise 9.184'dür.7
Amerikan Dışişleri'nin verdiği bu rakamlara, dünyadaki bütün terör olayları nedeniyle hayatını kaybeden tüm insanlar dahil edilmemiştir. Bu rapor hazırlanırken, yalnızca uluslararası terör örgütlerinin eylemleri göz önünde bulundurulmuş, yerel terör örgütlerinin eylemlerine yer verilmemiş, ABD tarafından terör örgütü olarak ilan edilmemiş olan bazı grupların saldırıları verilere dahil edilmemiştir. Dahil edilmeyen bu rakamlar da göz önünde bulundurulduğunda, tablo çok daha vahim bir hal almaktadır. Örneğin yalnızca Türkiye'de, 15 Ağustos 1984 ile 31 Ekim 2001 tarihleri arasında 21.866 adet terörist saldırı gerçekleştirilmiş ve bu saldırılar neticesinde 5605 güvenlik görevlisi, 4646 vatandaş hayatını kaybetmiştir. 16.562 güvenlik görevlisi, 5.091 sivil, saldırılar sırasında yaralanmıştır.8
Amerikan Ulusal Sağlık İstatistikleri Merkezi'nin (National Center for Health Statistics) bir raporuna göre, 1998'de sadece ABD'de 3.792 çocuk ve genç, ateşli silahların yol açtığı yaralanmalardan dolayı hayatını kaybetmiştir. 1998'de ateşli silahlardan ölen her yaştaki insanın toplam sayısı 30.708'dir.9
ETA ve IRA terör örgütleri İspanya ve İngiltere'de yıllarca çok büyük can ve mal kaybına neden oldular. |
Bununla birlikte terör eylemleri nedeniyle oluşan maddi kayıp ve ekonomik çöküntü de olayın ayrı bir boyutudur. Eylemlerin sebep olduğu kargaşa ve anarşi, bu bölgelere yatırım yapılmasını engellemektedir. Teröristlerin, ilgili bölgelerin ekonomik altyapısını oluşturan unsurlara yönelik saldırılar gerçekleştirmeleri, bu bölgelerde sadece kalkınmayı engellemekle kalmamakta, mevcut imkanları da yok etmektedir. Ekonomik engellemeler, başta eğitim olmak üzere sosyal hayatın pek çok alanında geri kalmışlığa neden olmaktadır. Terörle mücadele için yapılan askeri harcamalar ise her ülke için ayrı bir yük oluşturmaktadır. Halkın refah seviyesini yükseltmek için kullanılabilecek maddi imkanlar askeri giderlere kaydırılmakta ve bu durum hem ülke ekonomisini hem de global ekonomiyi olumsuz yönde etkilemektedir.
Yukarıda kısaca özetlediğimiz bu bilgiler, terörün dünya üzerinde oluşturduğu karanlık tabloyu gözler önüne sermektedir. Terörizm, tüm dünyaya büyük yıkım getirmekte, insanların hayatları üzerinde çok olumsuz etkiler oluşturmaktadır.
Bölgelere Göre Terör Olayları | |||
1. Afrika | 3. Avrasya | 5. Ortadoğu | 7. Batı Avrupa |
1981-2000 Yılları Arası Terör Olayları |
Yukarıdaki grafikler ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanmıştır. Üstteki grafikte,1995-2000 yılları arasında yaşanan terör olaylarının bölgesel dağılımı görülmektedir. Aşağıdaki grafik ise 1981-2000 yılları arasında gerçekleşen terör olaylarının dağılımını göstermektedir. |
Aydınlık Yol, yıllar boyunca Peru halkına maddi ve manevi anlamda çok büyük bir yıkım getirmiş, halkın dehşet içinde yaşamasına neden olmuştur. Bu, terörün doğal sonucudur. Terörü yenmenin tek yolu ise, kitap boyunca üzerinde detaylı olarak durulacağı gibi, sevgidir.
30 Aralık 1996'da Hindistan'ın Assam eyaletinde bir trene yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 300 kişi öldü. Saldırının ayrılıkçı Bodo gerillaları tarafından gerçekleştirildiği tahmin edilmektedir. |
7 Ağustos 1998'de ABD'nin Kenya ve Tanzanya'daki büyükelçiliklerine yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 224 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı. 10 |
21 Ekim 1999'da Çeçenistan'ın başkenti Grozni'de kalabalık bir alışveriş merkezindeki masum sivil halka yapılan roket saldırısında 110 kişi öldü, 400 kişi yaralandı. |
Aydınlık Yol'un Kanlı Terörü |
Aydınlık Yol terör örgütü Peru'da 23 binden fazla kişinin ölümüne neden olmuştur. Üst sağdaki resimde örgütün lideri Abimeal Guzman görülmektedir. |
Dünyanın en kanlı terör örgütlerinden biri de, Peru'da faaliyet gösteren Marksist-Leninist-Maoist gerilla grubu Aydınlık Yol'dur. 1960'lı yıllarda felsefe profesörü Abimael Guzman önderliğinde kurulan örgüt, ilk yıllarda herhangi bir siyasi hareket gibi değerlendiriliyordu. Ancak Aydınlık Yol 1970'li yıllarda dünyanın en vahşi gerilla örgütlerinden biri haline geldi Örgüt lideri Guzman'ın şiddet yanlısı açıklamaları çok dikkat çekiciydi. Abimael Guzman 19 Nisan 1980'de yaptığı bir konuşmada "Gelecek, silahlarda ve toplarda yatmaktadır.'' diyordu.11 Bir Aydınlık Yol gerillası ise "Kan bizi daha da güçlü kılmaktadır ve eğer akıyorsa bize zarar vermez, aksine güç verir." şeklindeki sözleriyle şiddeti yüceltiyordu. Örgüt, mücadelelerinin temelinin şiddet üzerine kurulu olduğunu açıkça ifade ediyor ve ülkede şiddetin nasıl artırılabileceğini tartışıyordu. Sonuçta 23.000'in üzerinde insan, yaşanan gerilla savaşında hayatını kaybetmişti. |
1. Vladimir Orlov, Anton Khlophov, Nezavissimaia Gazeta, Moskova, Le Courrier International, No: 571, 11-17 Ekim 2001, s. 99-100
2. Aslı Zülal, Biyolojik Silahlar, Bilim ve Teknik, sayı 407, Ekim 2001, s.44
3. Aslı Zülal, Biyolojik Silahlar, Bilim ve Teknik, sayı 407, Ekim 2001, s.44
4. http://www.terrorismfiles.org/organisations/basque_fatherland_and_liberty.html
5.http://www.terrorismanswers.com/groups/ira.html
6. http://www.cia.gov/cia/di/products/terrorism/index.html
7. Patterns of Global Terrorism 2000, Department of State Publication Office, Nisan 2001, http://www.usis.usemb.se/terror/rpt2000/yearinreview.html
8. http://www.teror.gen.tr/turkce/rakamlarla/index.html
9. http://www.cbsnews.com/stories/2000/07/24/national/main218209.shtml
10. http://tr.wikipedia.org/wiki/7_Ağustos