Kuran'da Allah, Hz. İsa (as)'ın annesi Hz. Meryem'i yalnızca Kendisi’ne yönelen bir kul olarak örnek verir. Hz. Meryem, doğumu öncesinde annesi tarafından iyi bir kul olması ve dünyevi tüm bağlardan arınmış olması dileğiyle Allah'a adanmıştır:
Hani İmran'ın karısı: "Rabbim, karnımda olanı, 'her türlü bağımlılıktan özgürlüğe kavuşturulmuş olarak' Sana adadım, benden kabul et. Şüphesiz işiten bilen Sensin Sen" demişti. (Al-i İmran Suresi, 35)
Böyle önemli bir dilekle Allah'a adanan Hz. Meryem ile ilgili Kuran'daki diğer ayetler, Allah'ın Hz. Meryem'in annesinin bu duasını kabul ettiğini göstermektedir. Al-i İmran Suresi'nde Hz. Meryem'in son derece güzel ve temiz bir ahlakla yetiştirildiği şöyle bildirilmektedir:
Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi... (Al-i İmran Suresi, 37)
Allah, Hz. Meryem'i seçtiğini ve onu üstün kıldığını da şöyle haber vermektedir:
Hani melekler: "Meryem, şüphesiz Allah seni seçti, seni arındırdı ve alemlerin kadınlarına üstün kıldı," demişti. (Al-i İmran Suresi, 42)
Ayrıca Kuran'da Hz. Meryem'e, Allah'a gönülden boyun eğen, itaatli, Allah'ın emirlerine uyan bir insan olması emri verildiği de bildirilmektedir:
"Meryem, Rabbine gönülden itaatte bulun, secde et ve rüku edenlerle birlikte rüku et." (Al-i İmran Suresi, 43)
Hz. Meryem yaşamının belli bir döneminde ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmiştir:
Kitap'ta Meryem'i de zikret. Hani o, ailesinden kopup doğu tarafında bir yere çekilmişti. (Meryem Suresi, 16)
Burada yalnız yaşayan Hz. Meryem, bir mucize olarak Hz. İsa (as)'ın doğuş haberini de bu sırada almıştır. Cebrail vasıtası ile kendisine Hz. İsa (as)'ın doğumu müjdelenmiştir:
Hani Melekler, dediler ki: "Meryem, doğrusu Allah Kendinden bir kelimeyi sana müjdelemektedir. Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih'tir. O, dünyada ve ahirette 'seçkin, onurlu, saygındır' ve (Allah'a) yakın kılınanlardandır." (Al-i İmran Suresi, 45)
Hz. Meryem, Allah'tan bir mucize olarak, kendisine hiçbir insan eli değmeden Hz. İsa (as)'a hamile kalmış ve ardından ıssız bir yerde tek başına Hz. İsa (as)'ı dünyaya getirmiştir. (Meryem Suresi, 20) Allah'ın kendisi için belirlediği kadere gönülden boyun eğen Hz. Meryem, bu olaylar üzerine kavmi tarafından kendisine atılan tüm iftiralara karşı sadece Allah'a güvenip sığınmıştır. Kuran'da Hz. İsa (as)'ın doğumu öncesi ve sonrasında meydana gelen mucizevi olayları kavrayamayan bu kavmin, Hz. Meryem'e yönelik ağır ithamları ve incitici sözleri şöyle bildirilmektedir:
Böylece onu taşıyarak kavmine geldi. Dediler ki: "Ey Meryem, sen gerçekten şaşırtıcı bir şey yaptın. Ey Harun'un kız kardeşi, senin baban kötü bir kişi değildi ve annen de azgın, utanmaz (bir kadın) değildi." (Meryem Suresi, 27-28)
Başka bir ayette de kavmin inkara sapmış olduğu ve Hz. Meryem hakkında büyük yalanlar ve iftiralar ortaya attığı şöyle haber verilmektedir:
(Bir de) İnkara sapmaları ve Meryem'in aleyhinde büyük bühtanlar söylemeleri, (Nisa Suresi, 156)
Allah, Hz. İsa (as)'ı alıp kavmine geri dönmesini istediğinde Hz. Meryem Allah'ın emrine rıza göstermiş ve insanların kendisi için ne düşüneceklerini, hakkında ne gibi iftiralar atacaklarını önemsemeden Allah'ın emrine uymuştur. Açıklaması son derece güç bir olayın içinde olmasına rağmen, bunu bahane etmemiş ve kendisinden isteneni eksiksiz olarak yerine getirmiştir. Kendisi hakkında kavminin ortaya attığı tüm ithamlara gerçek bir Müslümana yakışır şekilde karşılık vermiştir. Allah'ı unutup insanları ilahlaştıran (Allah'ı tenzih ederiz) cahillerden çok farklı bir ahlaka sahip olduğunu, Allah'ın emirlerine uyarak ve insanların kendi hakkındaki düşüncelerine itibar etmeyerek göstermiştir. Allah Kuran'da Hz. Meryem'in hayatından bildirdiği bu örnekle, insanlara önemli hikmetler göstermektedir. Çünkü Hz. Meryem dünyada hiç kimsenin başına gelmemiş, eşi benzeri olmayan, mucizevi bir olayla imtihan edilmiştir. Son derece zor ve sabır gerektiren bir ortamda insanların baskı ve iftiralarına karşı güzel bir sabır göstermiştir. Tüm bunların sonucunda ise Allah Hz. İsa (as)'ı henüz beşikteyken konuşturarak annesini, insanların iftiralarından temize çıkarmıştır.
Aynı Hz. Meryem gibi, gönülden Allah'a bağlı olan her insan mutlaka Allah'ın koruması altındadır. İnsanlar kendisi ile ilgili olarak her ne konuşurlarsa konuşsunlar ya da ne düşünürlerse düşünsünler bunların Kuran ahlakını yaşayan bir insan için hiçbir önemi yoktur. Çünkü aynı Hz. Meryem örneğinde olduğu gibi, önemli olan müminlerin Allah Katındaki konumlarıdır.
ADNAN OKTAR: Hz. Meryem tertemiz, değerli bir annemizdi maşaAllah. Bütün alemlere örnektir, bütün alemlerin kadınlarından üstün yaratılmıştır. Çok mübarek bir varlıktır. Biliyorsunuz, bir perde çekti, tamamen kendini Allah’a teslim etti, ne evlilik peşindeydi, ne arabalar, ne evler, ne gelecek. Sadece bütün isteği, bütün amacı Allah’ın rızasını kazanmaktı, ona kilitlenmişti. (23 Mart 2010, www.HarunYahya.tv röportajından)