Üstte: Günümüz kaplanlarına bir örnek. Yeryüzündeki en vahşi hayvanlar olarak tanımlanan aslan, kaplan, leopar gibi kedi türlerinin tümünün postlarının farklı desenlerde olduğunu biliyor muydunuz? Tıpkı insanların parmak izi gibi bu desenler de yeryüzündeki her leopar ve jaguar için farklıdır. |
O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, ‘şekil ve suret’ verendir. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O’nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir.
Üstte: 95 milyon yıllık tilki kafatası fosili ve günümüz tilkilerine bir örnek. |
Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi Resimde görülen vatoz balığı fosili 90 milyon yıl yaşındadır ve günümüzdeki vatoz balıklarından hiçbir farkı bulunmamaktadır. 90 milyon yıldır aynı kalan vatozların ortaya koyduğu bilgi çok açıktır: Canlıların sürekli değişerek evrimleştikleri, ilkelden gelişmişe doğru ilerledikleri iddiası büyük bir yalandan ibarettir. Somut bulgular ve bilimsel araştırmalar bu iddiayı geçersiz kılmaktadır. |
Dönem: Senozoik zaman, Oligosen dönemi Yapılan araştırmalarda kaplumbağaların ortalama 300 milyon yıllık fosilleri bulunmuştur. Resimdeki kaplumbağa fosili ise yaklaşık 30 milyon yaşındadır. Aradan geçen bunca zamana rağmen hiçbir değişim göstermeyen, aynı yapıyı koruyan kaplumbağalar reddedilemez bir gerçeği ifade etmektedirler: Canlılar evrim geçirmemiş, kudret sahibi Yüce Allah tarafından yaratılmışlardır. |
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi Bu resimde 50 milyon yıl önce yaşamış karaağaç yaprağı fosilleşmiş olarak görülmektedir. Söz konusu fosil, karaağaçların gerek görünüm gerekse yapı olarak 50 milyon yıldır hiçbir değişikliğe uğramadığını göstermektedir. Eğer bir canlı 50 milyon yıl boyunca en küçük bir değişiklik dahi geçirmiyorsa, bu canlının evrimleştiğinden bahsetmek asla mümkün değildir. Karaağaç yaprağı fosilinin gösterdiği bu bilgi, tüm canlılar için geçerlidir. Canlılar rastgele tesadüfler sonucu evrimleşerek meydana gelmemiş, yaratılmışlardır. |
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi Kayaarmudu ağacı kışın yapraklarını döken küçük bir ağaç türüdür. Yapraklarının kenarları tırtıklıdır ve genellikle 2-10 cm boyunda ve 1-4 cm enindedir. Resimde fosilleşmiş halini gördüğümüz kayaarmudu yaprağı da aynı özelliklere sahiptir. Eosen döneminde, yani bundan 54-37 milyon yıl önce fosilleşmiş olan bu yaprak, yaklaşık 50 milyon yıldır bu ağacın hiçbir evrim geçirmediğinin açık bir kanıtıdır. Kayaarmudu ağacı yaprakları ve çiçekleri ile ilk yaratıldığı günden bu yana aynı özelliklerle varlığını sürdürmektedir. |
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi Fransız biyolog Pierre Magnol'un isimlendirdiği manolya ağacının bilinen yaklaşık 210 türü vardır. Yaklaşık 95 milyon yıllık fosilleri bulunan manolyalar, var oldukları ilk andan itibaren hep manolya olarak var olmuşlar, herhangi bir başka bitkiden türememişler, bir başka bitkiye de dönüşmemişlerdir. Fosil kayıtları bu gerçeğin en önemli delilleridir. Resimde görülen fosil ise yaklaşık 50 milyon yıl yaşındadır. |
Dönem: Senozoik zaman, Miyosen dönemi Fosil kayıtları, evrimcilerin geçmişte yaşadığını iddia ettikleri, yarı sürüngen yarı memeli tek bir ara canlı örneği bile ortaya koymamıştır. Memelilerin kökeni, diğer canlı gruplarında olduğu gibi, evrim teorisiyle hiçbir şekilde açıklanamamaktadır. On milyonlarca yıl önce yaşamış sırtlanların günümüzde yaşayan örneklerinden hiçbir farkı olmaması evrimin geçersizliğinin göstergesidir. |
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi Eğer evrim yaşanmış olsaydı, yeryüzünde sayısız canlı türünün evrimleşerek gelişme aşamalarına ait örneklerinin bulunması gerekirdi. Dolayısıyla, tek bir türün, tam gelişmemiş binlerce fosili bulunmalı, organlarının yarı gelişmiş halleri, fosil kayıtlarında olduğu gibi durmalıydı. Ancak milyarlarca fosil arasından "tek bir örnekte" bile, bu iddiayı doğrulayan bir özelliğe rastlanmamıştır. Dahası canlılar, bugünkü hallerinden farklı değildirler. Yaklaşık 45 milyon yıllık tüylü mantar böceği de, bunu doğrulayan örneklerden biridir. |
Dönem: Senozoik zaman, Eosen dönemi Amber içinde uzunbacaklı sinek ve evcikli böcek görülmektedir. Güve benzeri bir canlı olan evcikli böceğin larvaları suyun altında yaşarlar. Düşmanlarından gizlenmek için kendi çevrelerinde boru şeklinde sığınaklar inşa eden larvalar, bu işi yapabilecekleri bir ipek üretme sistemine sahiptir. Kendi ürettikleri ipek ile ördükleri bu sığınakları daha sonra sopa, çakıl taşı ve suda buldukları malzemeleri kullanarak düzenlerler. Yuvalarının içinde mükemmel bir şekilde kamufle olan evcikli böcek larvalarını fark etmek oldukça zordur. |
146 - 65 milyon yıllık ıstakoz fosili Bugüne kadar hiçbir bozayı "Neden zekamı geliştirip bir medeniyet kurmuyorum" diyerek, şehirler inşa etmeye, sanat eserleri meydana getirmeye, edebi eserler hazırlamaya, bilimsel keşifler yapmaya kalkışmamıştır. Ayılar, hep ayı olarak kalmış, herhangi başka bir canlıya dönüşmemiştir. Bütün canlılar, sahip oldukları özelliklerle soylarını devam ettirmişken, maymunların sözde insana dönüştüğünü öne sürmek akıl ve mantık dışıdır. Bu iddianın hiçbir bilimsel dayanağı da yoktur. |
Görmüyorlar mı; gökleri ve yeri yaratan Allah, onların benzerini yaratmaya gücü yeter ve onlar için kendisinde şüphe olmayan bir süre (ecel) kılmıştır. Zulmedenler ise ancak inkarda ayak direttiler. (İsra Suresi, 99)
|
Üstte, günümüz kurduna bir örnek ve 9.3 milyon yıllık kurt kafatası fosili. |