Elif, Lam, Ra. Bu bir Kitap'tır ki, Rabbinin izniyle insanları karanlıklardan nura, O güçlü ve övgüye layık olanın yoluna çıkarman için sana indirdik. (İbrahim Suresi, 1)
Kuran, insanların Allah'ı tanımaları, O'nun bir tek ilah olduğunu bilmeleri, Rabbimiz'e nasıl kulluk edeceklerini öğrenmeleri ve akıl sahiplerinin iyice öğüt alıp düşünmeleri için Allah Katından gönderilmiş hak kitabımızdır. Yol göstericimiz olan Kuran'da Allah bize ihtiyaç duyacağımız şeyleri açıklamakta, Kendisi'nin razı olacağı yolları göstermekte ve Kendisi'ne kulluk etmenin güzel sonucunu müjdelemektedir:
... Biz Kitab'ı sana herşeyin açıklayıcısı, Müslümanlara bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik. (Nahl Suresi, 89)
Peygamber Efendimiz (sav) de Kuran'a ve sünnete uymanın önemiyle ilgili olarak müminlere şöyle seslenmiştir:
Size iki şey bırakıyorum. Bunlara uyduğunuz müddetçe asla sapıtmayacaksınız: Allah'ın Kitabı ve Resulü'nün sünneti. (Kütüb-i Sitte, Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Prof. Dr. İbrahim Canan, 2. cilt, Akçağ Yayınları, Ankara, s. 328)
Kuran, inananlar için Allah'tan bir öğüt, şifa ve rahmettir. Bu önemli gerçeği kavrayabilen müminler, Kuran'ın her ayetini derin derin düşünerek tüm hayatlarını ona uygun olarak yaşarlar. Allah müminlerin vicdanlarında cevabını aradıkları her sorunun karşılığını Kuran'da açıklamıştır:
Andolsun, Biz onlara bir Kitap getirdik; iman edecek bir topluluğa bir hidayet ve bir rahmet olmak üzere bir bilgiye dayanarak onu çeşitli biçimlerde açıkladık. (Araf Suresi, 52)
Allah hoşnut olacağı ahlakı Kuran'da tarif etmiştir. Dolayısıyla her insan Kuran'ı yaşamakla yani hükümlerini uygulamakla yükümlüdür. İnsanlar, dünya hayatında yaptıklarının hesabını verecekleri gün, Kuran'dan sorulacaklardır. Bu nedenle tüm davranışlarınızın, düşünce yapınızın, aldığınız kararların kısacası yaşam şeklinizin toplumun çoğunluğuna değil, sadece Kuran'a uygun olması gerektiğini unutmayın. Kuran'a göre yaşamak insanı kurtuluşa götürecek yegane yoldur.
Ancak dini Kuran'a göre yaşayabilmek için elbette onu okumak ve anlamak gereklidir. Çevrenizdeki insanlar bunu uygulamıyor olabilirler. İnsanların çoğu Kuran ayetlerini bilmiyor, bilenler de anlamlarını düşünmeden sadece Arapça okunuşlarını ezberliyor olabilirler. Hatta Kuran'ı kendi batıl inançlarıyla değerlendirip (Allah'ı tenzih ederiz), bir nevi muska kitabı olarak görüyor, evlerinde sadece dolap üstlerinde tutuyor olabilirler. Eğer kurtuluş bulmak istiyorsanız siz bu çoğunluğa değil Rabbimiz'in emrine uyun; Allah'tan bir öğüt ve uyarı olarak indirilen Kuran'ı okuyun ve hükümlerini öğrenin. Çünkü Allah ayetlerinde Kuran'ın insanlara gönderiliş sebeplerini bize şöyle bildirmektedir:İşte bu (Kur'an) uyarılıp korkutulsunlar, gerçekten O'nun yalnızca bir tek ilah olduğunu bilsinler ve temiz akıl sahipleri iyice öğüt alıp düşünsünler diye bir bildirip-duyurma (bir belağ)dır. (İbrahim Suresi, 52)
(Bu Kur'an) Ayetlerini, iyiden iyiye düşünsünler ve temiz akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. (Sad Suresi, 29)
Yukarıdaki ayetlerde de görüldüğü gibi Allah ancak Kuran'a göre iman eden temiz akıl sahiplerinin öğüt alabileceklerini bildirmiştir. Ve unutmayın ki Kuran, öğüt alıp düşünebilmemiz için kolaylaştırılmıştır. Ayetlerde şöyle buyrulmaktadır:
Allah'tan başka bir hakem mi arıyayım? Oysa O, size Kitab'ı açıklanmış olarak indirmiştir. Kendilerine Kitap verdiklerimiz, bunun gerçekten Rabbinden hak olarak indirilmiş olduğunu bilmektedirler. Şu halde, sakın kuşkuya kapılanlardan olma. (Enam Suresi, 114)
İşte Biz onu (Kuran'ı) apaçık ayetler olarak indirdik; şüphesiz Allah, dilediğini hidayete yöneltir. (Hac Suresi, 16)
Kuran-ı Kerim ile ilgili olarak Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav) şöyle buyurmuştur:
Kuran, Allah Azze ve Celle'nin kelamıdır. Öyle ise Kuran sahibi, Rabbinin, yasak ettiklerini yapmamak sureti ile ona tazim (hürmet) etsin. (G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 1. cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 227/10)
Tüm bunların yanısıra unutulmaması gereken çok önemli bir gerçek daha vardır: Kuran inananlar için doğru yolu gösterici olduğu gibi, inkarcılar için de saptırıcı olabilmektedir. Hesap günü Allah'ın huzuruna çıkacağına inanmayan, Kuran'ın Rabbimiz'den tüm insanlara indirilen hak kitap olduğunu kavrayamayan bazı kişiler ayetlerdeki hikmetleri de anlayamazlar. Ayetlerle karşılaştıklarında kör ve sağır gibi davranırlar. Bu kişilerin durumları Kuran'da şöyle haber verilmiştir:
Kur'an okuduğun zaman seninle ahirete inanmayanlar arasında görünmez bir perde kıldık. Ve onların kalpleri üzerine, onu kavrayıp anlamalarını engelleyen kabuklar, kulaklarına da bir ağırlık koyduk. Sen Kur'an'da sadece Rabbini "bir ve tek" (ilah olarak) andığın zaman, 'nefretle kaçar vaziyette' gerisin geriye giderler. (İsra Suresi, 45-46)
Kuşkusuz inkarcıların içine düştükleri bu durum samimiyetsizliklerinden, Allah'ın emirlerini unutup kendi istek ve tutkularına göre davranmalarından kaynaklanmaktadır. İnkarcılar kavrayış eksikliklerinden dolayı şöyle misaller verirler:
Biz o ateşin koruyucularını meleklerden başkasını kılmadık. Ve onların sayısını inkar edenler için yalnızca bir fitne (konusu) yaptık ki, kendilerine kitap verilenler, kesin bir bilgiyle inansın, iman edenlerin de imanları artsın; kendilerine kitap verilenler ve iman edenler (böylece) kuşkuya kapılmasın. Kalplerinde bir hastalık olanlar ile kafirler de şöyle desin: "Allah, bu örnekle neyi anlatmak istedi?" İşte Allah, dilediğini böyle şaşırtıp-saptırır, dilediğini böyle hidayete erdirir. Rabbinin ordularını Kendisi'nden başka (hiç kimse) bilmez. Bu ise, beşer (insan) için yalnızca bir öğüttür. (Müddessir Suresi, 31)
İnananlar ise bambaşka bir ruh hali içindedirler. Onlar Allah'tan kendilerine indirilen ayetleri dinlediklerinde hemen sözün en güzeline uyarlar ve dünyada da ahirette de kurtuluşa ererler. Onların ayetlere karşı bu örnek tutumları da Kuran'da şöyle bildirilmiştir:
Allah, müteşabih (benzeşmeli), ikişerli bir kitap olarak sözün en güzelini indirdi. Rablerine karşı içleri titreyerek-korkanların O'ndan derileri ürperir. Sonra onların derileri ve kalpleri Allah'ın zikrine (karşı) yumuşar-yatışır. işte bu, Allah'ın yol göstermesidir, onunla dilediğini hidayete erdirir. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için de bir yol gösterici yoktur. (Zümer Suresi, 23)
Unutmayın ki, Allah'tan korkup sakınıyorsanız sizin de O'nun ayetlerini dinlediğinizde kalbinizin yumuşayıp yatışması gerekir. Çünkü Allah samimi olarak iman edenlerin, Kuran'ın Hak olduğunu anlayabileceğini bize bildirmiştir. Kuran'ın Hak olduğundan yana şüphe içinde olanlar ise yalnızca inkarcılardır. Allah ayetlerinde şöyle buyurmaktadır:
(Bir de) Kendilerine ilim verilenlerin, bunun (Kuran'ın) hiç tartışmasız Rablerinden olan bir gerçek olduğunu bilmeleri için; böylelikle ona iman etsinler ve kalpleri ona tatmin bulmuş olarak bağlansın. Şüphesiz Allah, iman edenleri dosdoğru yola yöneltir. İnkar edenler ise, kıyamet-saati onlara apansız gelinceye veya kesintiye uğramış (akim, verimsiz) bir günün azabı onlara yetişinceye kadar ondan (Kuran'dan) yana şüphe içinde sür-git kalacaklardır. (Hac Suresi, 54-55)
Siz de hesap günü Kuran'dan sorulacağınızı unutmayın. Allah bu gerçeğe; "Şu halde, sana vahyedilene sımsıkı-tutun; çünkü sen dosdoğru bir yol üzerindesin. Ve şüphesiz o (Kur'an), senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz (ondan) sorulacaksınız." (Zuhruf Suresi, 43-44) ayetleriyle dikkat çekmiştir. İnsanların çoğunun Kuran'dan uzaklaşmış, adeta onu terk etmiş olması sakın sizi aldatmasın. Çünkü birçok insan 60-70 yaşına kadar yaşayacakları garantiymiş gibi, Kuran'ı okuyup, öğrenmeyi yaşlılık yıllarına bırakmayı uygun görürler. Gençlik yıllarında dine uygun yaşamanın, kendilerini birçok şeyden mahrum bırakacağını düşünürler. Oysa bu samimiyetsiz mantık örgüleriyle kendi kendilerine kötü bir son hazırlarlar.
Allah'a nasıl kulluk edeceğinizi size açıklayan ve yegane rehberiniz olan kitap Kuran'dır. Tüm yaşamınızı Kuran'ın hükümlerine ve Peygamber Efendimiz (sav)'in sünnetine uygun şekilde düzenlemeniz şarttır. Çünkü iman etsin veya etmesin, herkes hesap günü Kuran'dan sorgulanacaktır. Unutmayın ki, ancak samimi olarak Kuran'ın hükümlerini uyguladığınız takdirde sonsuz azaptan kurtulmayı ve cennete kavuşmayı umabilirsiniz.