Bölüm 1:
Burma (Myanmar) Yönetimine Açık Mektup

Sayın Adnan Oktar'ın kaleme aldığı ve Burma yönetimine gönderilen açık mektup 27 Temmuz 2010 tarihinde yurt içi ve yurt dışında konu ile ilgili pek çok kuruma ve yetkiliye gönderilmiştir.

Myanmar nüfusunun yaklaşık %15'ini oluşturan Müslümanlar, Burma devleti için bir güzellik ve bir nimettir. Kuran ahlakının gereği olan çalışkanlık, fedakarlık, saygı, itaat, tevazu, barışseverlik, alçakgönüllük, sevecenlik gibi yüksek ahlaki değerlere sahip olan bu Müslüman kardeşlerimiz, Myanmar'ın refahı, ilerlemesi, düzeni ve istikrarı için önemli katkılarda bulunmakta ve ülkelerinin aydınlık geleceği için gayret etmektedirler. Vatanlarına sevgiyle bağlı, yönetime saygılı ve barışsever bu kardeşlerimize, Myanmar yönetimi tarafından ihtiyaçları olan güven, huzur, adalet ve özgürlüğün sağlanması son derece önemlidir.

RG_tr_017_Mektup_Harita
Mektubun Gönderildiği Yerlerden Bazıları

◉ Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri: Ban Ki-moon

◉ Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği: António Guterres

◉ Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) Ms Navanethem Pillay

◉ United Nations Barış İnşası Komisyonu Elçisi Vladimir Drobnjak

◉ Washington, New York, Afganistan, Avusturya, İsrail, Güney Avrupa, Kuveyt, Malezya, Fas, Myanmar, İsveç, Polonya, Suudi Arabistan, Rusya Federasyonu BM İnsan Hakları Temsilcilikleri

◉ Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Navi Pillay

◉ Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Başkanı Dean Spielmann

◉ Dönemin İngiltere Dış İşleri Bakanı William Hague

◉ T.C. Başbakanı Sn. Ahmet Davutoğlu

Ne var ki, bölgeden gelen haberler bu topraklarda yaşayan Müslüman kardeşlerimizin hak ettikleri saygıyı, sevgiyi, güveni ve huzuru bulamadıklarını göstermektedir. Ülkenin ağırlıklı olarak Arakan bölgesinde yaşayan Müslümanlar, pek çok uluslararası kurumun hazırladığı raporlarda da görüldüğü üzere, ağır baskı altındadır. 20. yüzyılda hızı artan Müslüman karşıtı kampanya 100.000 Müslümanın hayatını kaybetmesine sebep olmuş; yalnızca 1942'deki Arakan katliamında yüz binlerce kişi ya sakat kalmış ya da topraklarından göç etmek zorunda bırakılmıştır.

RG_tr_019_GemidekiMulteciler

Andaman Adası açıklarında helikopterden atılan yiyecekleri toplamaya çalışan Rohingya mülteciler binbir zorluk içerisinde hayatta kalma savaşı veriyorlar.

1962 yılında, değişen yönetim tarafından hazırlanan "Burma Sosyalist Parti Programı", Müslümanların dini hak ve özgürlüklerini neredeyse tamamen ellerinden almış, dinlerini diledikleri gibi yaşama hakları engellenmiştir. Bu durum tüm İslami eğitim kurumları ve camilerin kapatılmasıyla neticelenmiş, hacca gitmek, kurban kesmek, toplu namaz kılmak ve diğer ibadetler yasaklanmıştır. Öte yandan kanunlara ve insan haklarına aykırı olarak yapılan tutuklamalar ve bu esnada yapılan -uluslararası kurumlar tarafından da tespit edilip, ispatlanmış olan- işkenceler Müslümanları Myanmar'ı terk etmeye zorlamıştır.

RG_tr_020_ROhinyaliCocuk

İslam alemi Myanmar'da ve daha pek çok yerde acı çeken, sıkıntı içinde yaşayan Müslümanları kurtarmak için birlik olmak zorundadır.

İnsan hakları kuruluşlarının vermiş oldukları raporlara göre, 1962-1984 yılları arasında 20.000 Arakan Müslümanı şehit edilmiştir. Yüzlerce kadına tecavüz edilmiş ve Müslümanların neredeyse tüm mal varlıklarına el konulmuştur.

Ocak 1992'de Myanmar'da yaşayan Müslüman azınlığa mensup 700 kişinin Bangladeş sınırı yakınlarında boğularak öldürüldüğü ortaya çıkmıştır. 1994 yılında ise 1000'den fazla Müslüman yargısız infaz yöntemiyle şehit edilmiştir.

Bu haksız ve şiddete dayalı uygulamalar 1990'lardan sonra da devam etmiş ve hayatlarını kurtarmak isteyen 200.000 Müslüman 1992 yılında Bangladeş'e sığınmak zorunda kalmıştır. Çok fakir bir İslam ülkesi olan Bangladeş, Burmalı mültecileri topraklarında ağırlamakta, ancak yiyecek ve barınma konusunda yaptığı yardımlar yetersiz kalmaktadır.

İletişim imkanlarının sınırlı olması, internetin sıkı denetim altında tutulması ve bölgeye girmeyi başarabilen gazetecilerin dahi haber almalarının ve iletmelerinin yasaklanması nedeniyle, Myanmar'da yaşayan Müslüman kardeşlerimiz dünyaya seslerini duyurmakta zorlanmaktadırlar. Nadiren de olsa elde edilen haberler ve resimler ise yaşanan zulmün ve haksızlığın boyutlarını gözler önüne sermektedir.

Myanmar yönetimi, halkını ve Müslüman vatandaşlarını baskı altında tutmakla çok yanlış bir politika izlemektedir. Baskı ve şiddet hiçbir zaman huzur ve istikrar sağlamaz. Myanmar yönetimi, ülkesinin 21. yüzyılın çağdaş devletleri arasında yer almasını istiyor; gelişmeyi, ilerlemeyi ve kalkınmayı hedefliyorsa öncelikle kendi vatandaşlarına karşı sevgiyle, şefkatle ve anlayışla yaklaşmak zorundadır. Bu, büyük bir devlet olmanın gereğidir.

Mazlum, hiçbir gücü olmayan, hiç kimseye zararı dokunmayan, tam tersine itidalli, dengeli, çalışkan, fedakar, vatanına ve milletine bağlı Myanmar Müslümanlarını ezmekle, baskı altında tutmakla, bu insanların dinlerini yaşamalarını engellemekle Myanmar'ın büyük bir devlet olamayacağı açıktır. Müslümanların yönetime karşı bir itaatsizlikleri ve saygısızlıkları söz konusu değildir. Myanmar yönetiminin Müslümanlardan tedirgin olmasını gerektirecek bir durum da yoktur. İslam barış ve sevgi dinidir. Myanmarlı Müslüman kardeşlerimizin dindarlıkları, Kuran'a bağlılıkları, Peygamberimiz (sav)'in sünnetine sadakatleri Myanmar için bir nimet ve güzelliktir.

Myanmar yönetiminin bu nimeti en iyi şekilde değerlendirebilmesi için Müslümanların üzerindeki baskıyı kaldırması şarttır. Myanmar yönetimi zenginlik, güç ve refah istiyorsa bunu ancak vatandaşlarının güvenliğini tam sağlayarak, onları hür bırakarak, düşünce ve ibadet özgürlüğünü garanti ederek, onlara insanca yaşayabilecekleri bir ortam sunarak elde edebilir.

RG_tr_022_Ayet_076008

Kendileri, ona duydukları sevgiye rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler.
(İnsan Suresi, 8)

Myanmar yönetiminin, bu açık gerçeği görmezlikten gelmesi, uluslararası toplumun insan hakları ve hukukun sağlanması için ifade ettiği talepleri göz ardı etmesi, baskıya ve şiddete devam etmesi durumunda ise, bundan en çok zarar gören yine kendisi olacaktır.

Temennimiz, Myanmar yönetiminin söz konusu uygulamalarından bir an önce vazgeçmesi, topraklarında yaşayan Müslümanlar, Hıristiyanlar, Budistler dahil tüm vatandaşlarına güzel ve kaliteli bir hayat sunmasıdır. Myanmar yönetimi bunu sağladığında 21. yüzyılın medeni devletleri arasında hak ettiği yeri alacaktır.

RG_tr_023_GazeteKupurleri

1. 16.09.2012 YeniAkit
2. 19.07.2012 Yeni Şafak

3. 17.09.2012 Yeni Asya
4. 11.08.2012 YeniAkit

5. 16.08.212 Bugün
6. 12.08.2012 Star

7. 29.07.2012 YeniAsya

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER
  • Giriş Göç Dalgası Ülkelerin Kıyılarına Vurmaya Başlayınca
  • Bölüm 01 Burma (Myanmar) Yönetimine Açık Mektup
  • Bölüm 02 Myanmar'da Yaşananlar İnsanlık Suçudur
  • Bölüm 03 Rohingya Halkından Birleşmiş Milletlere Yardım Çığlığı
  • Bölüm 04 Myanmar'daki Zulmün Perde Arkası
  • Bölüm 05 Myanmar Radikalizme Dikkat Etmelidir
  • Bölüm 06 Yine Rohingya, Yine Bir İnsanlık Dramı
  • Bölüm 07 Myanmar Devletinin Yok Saydığı Rohingya Halkı
  • Bölüm 8 Dünya, Güneydoğu Asya'nın Uzak Bir Köşesindeki Çocukların 
Yükselen Feryatlarını Neden Duymazdan Geliyor?
  • Bölüm 09 Rohingya Halkı Vatansız Kalmaya Mahkum mu?
  • Bölüm 10 Rohingya Müslümanları Kendi Yurtlarında Sürgün Ediliyor
  • Bölüm 11 Farklılıklar Zenginlik Haline Getirilebilir
  • Bölüm 12 Ya Bu Dünyada Yaşayacak Bir Karış Toprağınız Olmasaydı?
  • Bölüm 13 Rohingya Krizi Değil, İnsanlık Krizi
  • Bölüm 14 Arakanlılar Sığındıkları Ülkelerde Eziyet Görmeye Mahkumlar mı?
  • Bölüm 15 Myanmar'da Müslüman Bir Kadın Olmak
  • Bölüm 16 Ya Arakanlı Olsaydınız?
  • Bölüm 17 Zulmü Durdurmada Sosyal Medyanın Rolü
  • Bölüm 18 Dünyayı Sarsan Mülteci Krizinin Tek Çözümü
  • Bölüm 19 Seçim Zaferi Rohingya Halkına Ne Getirecek?
  • Bölüm 20 Myanmar Müslümanları İçin Tüm Dünyanın Harekete Geçme Zamanı
  • Bölüm 21 İnsan Hakları, Bildirge Üzerinde Var Ama Gerçek Hayatta Yok
  • Bölüm 22 Unutturulan Rohingya Müslümanları Yardım Bekliyor
  • Sonuç Müslümanların Birliği En Hayati Konudur