Andolsun, Lukman'a "Allah'a şükret" diye hikmet verdik. Kim şükrederse, artık o, kendi lehine şükreder. Kim inkâr ederse, artık şüphesiz, (Allah,) Gani (hiç kimseye ve hiçbir şeye muhtaç olmayan)dır, Hamid'dir (hamd yalnızca O'na aittir). (Lokman Suresi, 12)
Kuran'da Hz. Lokman'ın kendisine hikmet verilmiş bir peygamber olduğu bildirilir. Onun oğluna verdiği öğütlerin bir bölümü Kuran'da da haber verilmiştir. Bu öğütler müminlerin dikkat etmeleri gereken temel konuları içerir. Bu yüzden bizler için çok önemlidir.
Allah, Kendisine şirk koşulmasının asla affetmeyeceği bir suç olduğunu Nisa Suresi'nin 48. ve 116. ayetlerinde bildirmiştir. Hz. Lokman da oğluna öğüt verirken öncelikle şirkten kaçınmasını, şirkin çok büyük bir zulüm (yalan, iftira, haksızlık) olduğunu söylemiştir.
"Hani Lukman oğluna -öğüt vererek- demişti ki; "Ey oğlum, Allah'a şirk koşma. Şüphesiz şirk, gerçekten büyük bir zulümdür." (Lokman Suresi, 13)
"Ey oğlum, (yaptığın iş) gerçekten bir hardal tanesi ağırlığında olsa da, (bu,) ister bir kaya parçasından ya da göklerde veya yer(in derinliklerinde) de bulunsa bile, Allah onu getirir (açığa çıkarır). Şüphesiz Allah, latif olandır, (herşeyden) haberdardır." (Lokman Suresi, 16)
Ey oğlum, namazı dosdoğru kıl, ma'rufu emret, münkerden sakındır ve sana isabet eden (musibetler)e karşı sabret. Çünkü bunlar, azmedilmesi gereken işlerdendir. (Lokman Suresi, 17)
İnsanlara yanağını çevirip (büyüklenme) ve böbürlenmiş olarak yeryüzünde yürüme. Çünkü Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez. Yürüyüşünde orta bir yol tut, sesinden de (yüksek perdeleri) eksilt. Çünkü, seslerin en çirkin olanı gerçekten eşeklerin sesidir. (Lokman Suresi, 18-19)
Hz. Lokman öğüt verirken oğlunu büyüklüğe kapılmama konusunda uyarmıştır. Çünkü bütün güç ve kudret Allah'a aittir. Aklın, bilginin gerçek sahibi de O'dur. Herşeyde Allah'a muhtaç olan insan gibi aciz bir varlığın, -kendinde bir güç ve üstünlük varmış gibi-büyüklenmeye kalkışması, yürüyüşüyle, konuşmasıyla kibirli bir tavra girmesi son derece kötü bir ahlak özelliğidir. Böyle yapan bir kimse büyüklendikçe Allah karşısında daha da suçlu konuma gelecek ve aşağıdaki ayetin kapsamına girecektir:
Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanları ayetlerimden engelleyeceğim. Onlar her ayeti görseler bile ona inanmazlar; dosdoğru yolu (rüşd yolunu) da görseler, yol olarak benimsemezler, azgınlık yolunu gördüklerinde ise onu yol olarak benimserler. Bu, onların ayetlerimizi yalanlamaları ve onlardan gafil olmaları dolayısıyladır. (Araf Suresi, 146)
Büyüklenen insanlar herşeyde kendi akıllarına güvenirler. Bu kişilerin kendi prensipleri, değer yargıları herşeyin önünde gelir. Kendilerine tebliğ yapan kişi bir peygamber bile olsa ona karşı çıkar, saygısızlık ederler. Nitekim Kuran'da, kavimlerin peygamberle konuşan ileri gelenlerinin ortak özelliklerinin büyüklük taslamak olduğu bildirilmiştir.
Hz. Lokman insanlara veya oğluna büyüklenme konusunda öğüt verirken iki hususu önemle vurgulamıştır: Ses tonu ve yürüyüş şekli. Burada dikkat edilmesi gereken önemli nokta Allah'ın Hz. Lokman'ın ağzından bir hükmünü bildirmesidir.