Ahir zaman, çok büyük olayların ve tarihi gelişmelerin yaşanacağı bir dönemdir. Bu değişimlere vesile olacak şahıslar da çok kutlu ve mübarek insanlardır. Ahir zamanın bu mübarek şahıslarından biri olan Hz. İsa, bundan yaklaşık 2000 yıl önce Rabbimiz'in Katına yükseltilmiştir ve Allah'ın takdir ettiği vakit geldiğinde de yeniden dünyaya dönecektir. Kuran ayetlerinde ve hadislerde haber verilen bilgiler, Hz. İsa'nın yeryüzüne ikinci kez gelişinin ahir zamanda olacağına işaret etmektedir.
Hz. İsa -bazı insanların hiçbir bilgi ve delile dayandırmadan onun gelmeyeceğini öne sürdükleri bir dönemde-, Allah'ın izniyle, ikinci kez yeryüzüne gelecek ve hak din olan İslam'ı tebliğ edecektir. (Ayrıntılı bilgi için bkz. Hz. İsa Ölmedi ve Mesih Müjdesi, Harun Yahya)
Hz. İsa'nın ikinci kez yeryüzüne gelişi, Hz. Mehdi'nin ve Deccal'in ortaya çıkışı, kıyametin en büyük alametlerindendir. Birçok İslam alimi eserlerinde bu konuları detaylı olarak ele almışlardır. Konuyla ilgili hadislerde bildirilen haberler, İslam alimleri tarafından "tevatür" (kuvvetli haber) derecesinde kabul edilmektedir.
Hz. İsa'nın dünyaya tekrar gelişi ile ilgili Peygamberimiz (sav)'in birçok sahih hadisi bulunmaktadır. İslam alimlerinden Şevkani, Hz. İsa'nın dönüşüne dair 29 hadis olduğunu, bu hadislerin içerdiği bilgilerin de yanlış olma ihtimalinin bulunmadığını belirtmiştir. (Sünen-i İbn-i Mace, 10/338)
Hz. İsa'nın tekrar geleceğini ve Deccal'in ortaya çıkacağını nakleden alimlerin başında mezhep imamımız İmam-ı Azam Ebu Hanife gelmektedir. Ebu Hanife, Fıkh-ı Ekber adlı eserinin son bölümünde şunları bildirmektedir:
Deccal'in, Ye'cüc ve Me'cücün çıkması, Güneşin batıdan doğması, Hz. İsa'nın gökten inmesi ve diğer kıyamet alametleri, sahih haberlerde aktarıldığı üzere, haktır, olacaktır. (Ebu Hanife, Nu'man b. Sabit (150/767), Fıkh-ı Ekber, Çeviren: H. Basri Çantay, Ankara, 1982)
İmam Suyuti de, El Havi Lil Fetava adlı kitabı ve El İ'lam bi Hukmi İsa adlı risalesinde, konuyla ilgili tüm hadislere yer verdikten sonra, bu hadislerin mütevatir olduklarını bildirmiştir:
Hadis ilmine vakıf olanlara gizli kalmayacağı üzere, bu hususta zikrettiğimiz bütün hadisler mütevatir derecesine ulaşmıştır. Dolayısıyla Mehdi Muntazar (beklenen Mehdi) hakkındaki hadis-i şerifler mütevatir olduğu gibi, Deccal hakkındaki hadis-i şerifler de tevatür derecesine ulaşmış olup, Hz. İsa'nın inişiyle ilgili hadis-i şerifler de mütevatirdir.(Suyuti, El Havi, 2/277)
Konuyla ilgili hadisler, güvenilir hadis kaynağı olan Kütüb-i Sitte'de ve İmam Malik'in Muvatta'sı, İbn Huzeyme ile İbn Hibban'ın Sahih'leri, İbn Hanbel ve Tayalisi'nin Müsned'leri gibi en muteber hadis kaynaklarında geniş bir şekilde yer almaktadır. Hz. İsa'nın yeryüzüne gelişiyle ilgili hadislerden bazıları şöyledir:
Sizler on alameti görmedikçe hiçbir zaman Kıyamet kopmaz... Biri de İsa'nın inmesi... (Müslim, Kitabü-l Fiten: 39)
Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Meryem oğlu İsa'nın adalet sahibi olarak inmesi yakındır... [Ebu Hureyre r.a. / Buhari, Büyu 102, Mezalim 31, Enbiya 49; Müslim, İman 242 (155); Ebu Davud, Melahim 14 (4324); Tirmizi, Fiten
54 (2234)]
Vallahi muhakkak ve muhakkak Meryem oğlu İsa inecek, hem adil bir hakem, adaletli bir hükümdar olarak inecek... [Ebu Hureyre r.a. / Buhari, Büyu 102, Mezalim 31, Enbiya 49; Müslim, İman 242 (155); Ebu Davud, Melahim 14 (4324); Tirmizi,
Fiten 54 (2234)]
İmamınız kendinizden olduğu halde, Meryem oğlu sizin içinize indiği zaman sizler nasıl olursunuz? (Ebu Hureyre, r.a./ Buhari, Enbiya 50, 3265, 3/1272; Müslim, İman 71,155,1/136; Beyhaki, Esma ve Sıfat 3265, 2/166)
Hayatım elinde olan Allah'a yemin ederim ki Meryem oğlu (İsa Aleyhisselam)'ın adil bir hakim olarak sizin içinize inmesi muhakkak yakındır. (Sahihi Müslim, 6/532)
İsa bin Meryem adil bir hakim ve adaletli bir imam (devlet başkanı) olarak inmedikçe kıyamet kopmayacaktır. (Sünen-i İbn-i Mace, 10/340)
Peygamberimiz Hz. İsa'nın geldiğinde, yapacaklarını da şöyle ifade etmiştir:
İsa bin Meryem iner, kırk yıl Allah'ın kitabı ve benim sünnetimle hükmeder, vefat eder. (Ahir Zaman Mehdi'sinin Alametleri, s. 92)
İsa bin Meryem benim ümmetim içinde; adaletli bir hakim ve (yönetimde) adil bir imam olacak, haçı kırıp ezecek ve domuzu öldürecektir… Kap su ile dolduğu gibi yeryüzü barışla dolacaktır. Din birliği de olacak, artık Allah'tan başkasına tapılmayacaktır. (Sünen-i İbn-i Mace, 10/334)
Kuran’da, Hz. İsa'nın yeryüzüne ilk gelişinde kendisine tabi olanların sayısının oldukça az olduğuna işaret edilmiştir. Rivayetlerde de haber verildiğine göre, Hz. İsa'ya yalnızca az sayıdaki havarileri iman etmiş ve halktan da bu mübarek peygambere destek veren kimse olmamıştır. Bu durum Kuran’da şöyle haber verilmiştir:
Ey iman edenler, Allah'ın yardımcıları olun: Meryem oğlu İsa'nın havarilere: "Allah'a (yönelirken) benim yardımcılarım kimlerdir?" demesi gibi. Havariler de demişlerdi ki: "Allah'ın yardımcıları bizleriz." Böylece İsrailoğulları'ndan bir topluluk iman etmiş, bir topluluk da inkar etmişti. Sonunda Biz iman edenleri düşmanlarına karşı destekledik, onlar da üstün geldiler. (Saff Suresi, 14)
Yeryüzüne ikinci kez gelişinde de, ilk zamanlarda Hz. İsa'ya inanıp destekleyenlerin sayısı yine çok az olacaktır. Büyük İslam alimi Bediüzzaman Said Nursi, Hz. İsa'nın ahir zamanda yeryüzüne ikinci kez gelişinde yaşanacak bu durumu şöyle haber vermiştir:
... "Deccal'ın fevkalâde büyük ve minareden daha yüksek bir azamet-i heykelde ve Hazret-i İsa Aleyhisselâm ona nisbeten çok küçük bulunduğunu" gösterir. Bunun bir tevili şu olmak gerektir ki: İsa Aleyhisselâm'ı nur-u îman (imanın ışığı) ile tanıyan ve tâbi' olan cemaat-ı ruhaniye-i mücahidînin (ruhani mücahidler cemaatinin) kemmiyeti (sayısı), Deccal'ın mektepçe ve askerce ilmî ve maddî ordularına nispeten çok az ve küçük olmasına işaret ve kinayedir (maksadındadır). (5. Şua, s. 464 Şualar, s. 495)
Bir başka sözünde ise Bediüzzaman, Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde işaret edilen bu durumu şöyle açıklamıştır:
Hazret-i İsa (A.S.) Deccal ile mücadelesi zamanında, on arşın yukarıya atlayıp sonra kılıncı onun dizine yetiştirebilir derecesinde, vücudca o derece Deccal'ın heykeli Hazret-i İsa'dan büyüktür, diye meâlinde rivayet var. Demek Deccal, Hazret-i İsa Aleyhisselâm'dan on, belki yirmi misli yüksek kametli (boylu) olmak lâzım gelir...
Birinci Cihet: Din-i İsevî'nin hakikîsini (Hıristiyanlığın gerçeğini) esas tutan İsevî ruhanîlerin cemaati ve onlara karşı dinsizliği tervice (kabul ettirip geçerli kılmaya) başlayan cemaat tecessüm etseler (maddeleşip cisim haline gelseler), bir minare yüksekliğinde bir insanın yanında bir çocuk kadar da olamaz. (Kastomonu Lahikası, s. 75)
Bediüzzaman, bu sözlerinde Deccal'in elinde bulunduracağı maddi ve manevi güç gibi, çevresindeki insanların sayısının da çok fazla olacağını, Hz. İsa'nın cemaatinin ise Deccal'inkine kıyasla çok az sayıda kişiden oluşacağını belirtmiştir. Hz. İsa'nın toplumun büyük bir kesimi tarafından tanınamamasında, Deccal'in elinde bulundurduğu bu geniş kitle ve imkanlarla yürüteceği olumsuz propagandanın büyük etkisi olacaktır (en doğrusunu Allah bilir).
Hz. İsa ve Hz. Mehdi’nin ortaya çıkışı yüzyıllardır İslam ümmeti tarafından beklenen müjdeli olaylardır. Nitekim rivayetlerde bu mübarek şahısların çıkış alametleri olarak bildirilen olayların pek çoğu hadislerle mütabık bir şekilde ve ardarda gerçekleşmektedir. Kuşkusuz bu durum, Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin ortaya çıkacakları vaktin çok yaklaştığının bir göstergesidir.
Peygamberimiz (sav)'in sahih hadislerinde Hz. İsa’nın Hz. Mehdi ile aynı dönemde ortaya çıkacakları ve İslam ahlakını tüm dünyada yerleşik kılma amacıyla birlikte mücadele edecekleri bildirilmiştir. Pek çok sahih hadiste yer alan bu bilgiler, Hz. İsa ile Hz. Mehdi’nin ortaya çıktıkları dönemde biraraya geleceklerini ve karşılıklı diyalog içerisinde olacaklarını göstermektedir. Ancak bu büyük ve tarihi buluşma henüz gerçekleşmemiştir ve tüm dünya Müslümanları tarafından beklenmektedir. Bu durum da bizlere, Hz. Mehdi'nin geçmiş dönemlerde gelmiş bir şahıs olamayacağını gösteren önemli delillerden biridir. Çünkü Hz. İsa henüz ortaya çıkmamış ve tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşecek olan bu birliktelik henüz oluşmamıştır.
Hz. İsa'nın ortaya çıktığı dönemde Hz. Mehdi, Peygamberimiz (sav)'in halifesi yani İslam aleminin manevi lideri sıfatıyla dünya çapındaki tüm Müslümanlar arasında İslam Birliği'ni sağlamış olacak ve bu birliğin başında lider konumunda bulunacaktır. Peygamberimiz (sav)'in pek çok sahih hadisinde Hz. İsa’nın da bu dönemde ikinci kez yeryüzüne geleceği; Hz. Mehdi ile birlikte namaz kılacağı ve Hz. İsa'nın “imamlık sana verilmiştir” diyerek Hz. Mehdi'yi imamlığa bizzat kendisinin geçireceği bildirilmiştir. Bu hadislerden bazıları şöyledir:
Hz. İsa namazını Hz. Mehdi'nin arkasında kılacaktır. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 24)
İmamları salih bir insan olan Mehdi olduğu halde, Beytü’l Makdis’e sığınırlar. Orada imamları kendilerine sabah namazını kıldırmak için öne geçtiği bir sırada, bir de bakarlar ki, Meryem oğlu İsa sabah vaktinde inmiştir. Mehdi, Hz. İsa'yı öne geçirmek için arkaya çekilir. Hz. İsa onun omuzlarIna elİnİ koyar ve ona der kİ, "Geç öne namazI kIldIr. Zİra kamet (namaza başlama işareti) senİn İçİn getirilmiştir." (Ebu Rafi'den rivayet edilmiştir; İmam Şarani, Ölüm, Kıyamet, Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, Bedir Yayınevi,
s. 495-496)
... Nihayet Meryem oğlu İsa Müslümanların emiri (Hz. Mehdi) ona: Gel bize namaz kıldır, der. Bunun üzerine İsa: Hayır, Allah’ın bu ümmete bir ikramı olarak sizin bir kısmınız diğer bir kısım üzerine emirlersiniz, der. (Sahih-i Müslim, c. 1, s. 209)
Hz. İsa semadan nüzul edecek ve onun emirliğini kabul edecektir. Hz. İsa'ya "Bize namaz kıldır" denilecek, ancak o, "Emir sizin içinizdedir" karşılığını vererek, "Bu Allah'ın ümmeti Muhammed'e bir ikramıdır." diyecektir. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 24)
Hz. Mehdi müminlerle beraber Beytül Makdis'de sabah namazı kılarken, o sırada nüzul eden Hz. İsa'yı takdim edecek ve Hz. İsa ellerini onun omuzuna koyarak, "Namazın kaameti senin için getirildi, bu yüzden sen kıldır" diyecek ve nihayet Hz. Mehdi, Hz. İsa ve müminlere imam olarak namazı kıldıracaktır. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 25)
Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin biraraya gelmeleri ve birlikte namaz kılmaları henüz gerçekleşmemiş bir olaydır. Hz. İsa’nın gelişi ve Hz. Mehdi'yle birlikte namaz kılmaları tüm dünya Müslümanları tarafından büyük bir heyecanla beklenmektedir.
Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin henüz biraraya gelmemiş olmaları, Hz. Mehdi'nin önceki devirlerde gelmiş bir şahıs olmadığını ve içinde bulunduğumuz, ahir zaman alametlerinin birbiri ardınca gerçekleşmekte olduğu bu dönemde geleceğinin önemli bir delilidir. Bu önemli alamet gerçekleşmediği takdirde, Hz. Mehdi'nin geçmiş dönemlerde çıkmış olduğundan bahsedilmek ise hiçbir şekilde mümkün değildir.
Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin ahir zamanda yürütecekleri büyük fikri mücadelede, karşılarındaki en önemli negatif gücün ne olacağı da haber verilmiştir. Bu negatif güç “Deccal"dir. Güvenilir hadislerde ve temel İslami kaynaklarda kıyametin büyük alametlerinden biri olarak sayılan Deccal ismi, "dcl" kökünden gelen "yalancı, hilekar, zihinleri gönülleri, iyi ile kötüyü, hak ile batılı karıştıran, birşeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen, bucak bucak her yeri dolaşan müfsid (fesadlaştıran) ve kötü kişi" anlamına gelmektedir.
Deccal maddi güç ve imkanlarının yanı sıra, bazı olağanüstü güçlere de sahip olacak ve insanların büyük çoğunluğunu bu güçleri ile etkisi altına alacaktır. Bu şekilde olağanüstü işler yaparak birtakım sahte mucizelerle insanları kandırdığı ve şeytanların desteğiyle hareket ettiği için, Deccal'in yenilmesi ancak Rabbimiz'in çeşitli mucizeler bahşettiği kutlu peygamberi Hz. İsa vesilesiyle olacaktır. Hz. İsa'nın Deccal'in fitnesini yok etmesi, Allah'ın izniyle, çok hızlı ve kolay olacaktır. (Hz. İsa Allah'ın bir rahmeti olarak, ölüleri diriltmek, hastaları iyileştirmek, çamurdan bir kuş yapıp üfleyerek can vermek gibi mucizeler göstermiştir).
Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Deccaliyet’in fikri olarak tam anlamıyla ortadan kaldırılmasının Hz. İsa vesilesiyle olacağı şöyle müjdelenmiştir:
Rabbim bana (Hz. İsa) Deccal'in çıkacağını haber verdi. Yanımda kadib ağacından yapılmış iki ok bulunacak. Deccal onları görünce kurşunun suda erimesi gibi eriyecektir. (Abdullah bin Mes’ud, Tefsirü İbni Mes’ud, s. 243)
Allah'ın düşmanı olan Mesih-i Deccal, İsa Aleyhisselam’ı görünce, tuzun suda eridiği gibi erir. Hz. İsa onu terk edip bıraksa bile helak oluncaya kadar eriyip gidecektir. Lakin Allah onu bizzat İsa Aleyhisselam’ın eliyle yok edecektir. (Müslim, Kitabü’l Fiten: 34)
... Deccal ortalığa fitne saçarken Cenab-ı hak, Mesih İsa İbni Meryem'i gönderir... Hz. İsa Deccal ile Lüdde (Beytül Makdis'e yakın bir belde) kapısında karşılaşır ve onu yok eder. (Sahih-i Müslim; Büyük Fitne Mesih-i Deccal, Saim Güngör, s. 104)
Hadislerde haber verildiği gibi, Hz. İsa yeniden yeryüzüne dönecek, Beytü'l Makdis'te (Mescid-i Aksa) Deccal'le karşılacak ve Deccal, Hz. İsa'yı görünce "tuzun suda erimesi gibi" yok olacaktır. Allah’ın izniyle Hz. İsa'nın "nefesi dahi" Deccal'in fitnesinin yok edilmesine yetecektir.
Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde, Hz. İsa’nın yalnızca nefesinin dahi, iman etmeyenler üzerinde büyük bir etki oluşturacağı ve batıla dayalı fikir sistemini kökten yok edeceği bildirilmiştir:
...O'nun (Hz. İsa a.s.'ın) nefesini duyan hiçbir kafirin ölmemesi mümkün değildir. Deccal'in yalancı olduğu etrafa dalga dalga yayılacaktır. Deccaliyet perişan olacak fikir sistemi yok edilecektir. (Sünen-i Ibn-i Mace, 10/32)
... Deccal ortalığa fitne saçarken Cenab-ı hak, Mesih Meryem Oğlu İsa'yı gönderir... nefesini idrak eden her kafir mutlaka yok olur. İsa (a.s) Deccal ile Lüdd kapısında (Beytül Makdis'e yakın bir belde) karşılaşır ve onu yok eder. (Sahih-i Müslim; Büyük Fitne Mesih-i Deccal, Saim Güngör, s. 104)
Bu gerçek Kuran’da da
“Hayır, Biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. (Allah'a karşı) Nitelendiregeldiklerinizden dolayı eyvahlar size." (Enbiya Suresi, 18)
ayetiyle hatırlatılmaktadır. Hak daima batıla karşı üstün gelmektedir.
Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. İsa’nın, Deccal'in fitnesini Hz. Mehdi ile birlikte yok edeceği bildirilmiştir:
Mehdi benim Ehl-i Beyt’im’den ve benim neslimdendir. O, yeryüzünü adaletle dolduracaktır. Muhakkak ki o İsa Aleyhisselam ile birlikte yola çıkarak Filistin arazisindeki Bab-u Lut denilen mevkide Deccal'i yok etmesi için Hazreti İsa'ya yardım edecektir. (Ölüm, Kıyamet, Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, İmam Şarani, Bedir Yayınevi, s. 438, (816))
İsa gökten inecek, Deccal'i yok edecek veya Hz. Mehdi'nin Deccal'i yok etmesine yardım edecektir. (Kittani, A. g.e., s. 145) (Mehdi ve Deccal, Şaban Döğen, s. 127)
Mehdi, İsa ile beraber çıkacak, Filistin topraklarında Bab-ı Lüd'de Deccal'i yok edecek, Mehdi'nin Deccal'i yok etmesine yardım edecektir. (Kitabü’l- bürhan, s. 105) (Mehdi ve Deccal, Şaban Döğen, s. 127)
Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde verilen bilgilere göre, Hz. İsa ve Hz. Mehdi, hak dine karşı mücadele verecek olan Deccal’i yenilgiye uğratacak ve onun kurmuş olduğu sapkın sisteme son vereceklerdir. Hz. Mehdi, tüm insanları Allah’ın Kuran’da bildirdiği hak dini yaşamaya davet edecek, Deccal’in ve onun inkara dayalı sisteminin ortadan kalkmasıyla birlikte insanlar akın akın din ahlakını yaşamaya yöneleceklerdir. Yeryüzünde Kuran ahlakı hakim olacak ve bu şekilde tüm insanlık barış ve esenliğe kavuşacaktır.
Ancak günümüzde bunların hiçbiri henüz yaşanmamıştır. Önceki satırlarda da belirtildiği gibi, tüm dünya insanları Hz. İsa’nın ikinci kez yeryüzüne gelişine henüz şahit olmamış ve Hz. Mehdi'nin Hz. İsa'yla birlikte Deccal'e karşı mücadele vererek Deccal’in fikri yenilgisine vesile olmamışlardır. Bu durum da yine Hz. Mehdi'nin önceki yüzyıllarda gelmiş bir şahıs olamayacağını, ahir zaman alametlerinin birbiri ardınca gerçekleşmekte olduğu içerisinde bulunduğumuz bu dönemde ortaya çıkmasının çok yakın olduğunu gösteren alametlerden biridir.
Önceki satırlarda anlatıldığı gibi Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. İsa'nın ikinci kez yeryüzüne geldiğinde Hz. Mehdi ile birlikte Deccal’in fitnesine karşı büyük bir mücadele yürüteceği, Hz. Mehdi ile birlikte namaz kılacağı bildirilmiştir. Peygamberimiz (sav)'in vermiş olduğu bu bilgiler Hz. İsa'nın bir şahsı manevi olmadığını; namaz ibadeti gibi, Allah’ın hak dininin hükümlerini yerine getirebilecek “cismi bedeni olan bir şahıs” olarak yeryüzüne geleceğini açıkça ortaya koymaktadır. Hz. İsa, yeryüzüne önceki gelişinde namaz ibadetini yerine getirmiştir. İkinci kez gelişinde de Allah’ın izniyle aynı şekilde bu ibadetine devam edecektir. Allah Kuran’da “hayat sürdüğü müddetçe” namaz kılmakla yükümlü kıldığını Hz. İsa'ya şöyle bildirmektedir:
(İsa) Dedi ki: "Şüphesiz ben Allah'ın kuluyum. (Allah) Bana Kitab'ı verdi ve beni peygamber kıldı. Nerede olursam (olayım,) beni kutlu kıldı ve hayat sürdüğüm müddetçe, bana namazı ve zekatı vasiyet (emr) etti." (Meryem Suresi, 30-31)
Bunun yanı sıra Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. İsa'nın ortaya çıkış zamanı, yapacağı faaliyetler, vasıfları, ahlakı, fiziksel özellikleri, yaşı gibi pek çok özelliği hakkında da bilgi verilmiştir. Tüm bu bilgiler, Peygamberimiz (sav)'in Hz. İsa’nın bir şahsı manevi olarak değil, bir şahıs olarak geleceğini müjdelediğini açıkça ortaya koymaktadır. Hadislerde yer alan bu konuya açıklık getiren bilgilerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, MERYEM OĞLU İSA’NIN ADALET SAHİBİ OLARAK İNMESİ YAKINDIR... (Buhari, Kitabü'l-Büyu': 102, Mezalim: 31, Enbiya 49; Müslim, İman: 242 (155); Ebu Davud, Melahim: 14 (4324); Tirmizi,
Fiten: 54 (2234))
Resulullah buyurdu ki: “Hayatım yedinde olan Allah’a yemin ederim ki, MERYEM OĞLU (İSA ALEYHİSSELAM)’IN ADİL BİR HAKİM OLARAK SİZİN İÇİNİZE İNMESİ YAKINDIR.” (Sahih-i Müslim, Cilt 1- Sayfa 206-242)
Vallahi muhakkak ve muhakkak MERYEM OĞLU İSA İNECEK, hem adil bir hakem, ADALETLİ BİR HÜKÜMDAR olarak inecek... (Ebu Hureyre r.a. / Buhari, Büyu 102, Mezalim 31, Enbiya 49; Müslim, İman 242 (155); Ebu Davud, Melahim 14 (4324); Tirmizi, Fiten
54 (2234))
Bu hadislerde Peygamberimiz (sav), Hz. İsa'nın “adalet sahibi”, “adil bir hakim” ve “adaletli bir hükümdar” vasıflarını haber vermiştir. Tüm bunlar, bir insanın sahip olabileceği özelliklerdir. Bir şahsı manevinin hükümdar olabilmesi, adalet sağlayabilmesi, hakim yani yönetici vasfını taşıyabilmesi ise elbette ki söz konusu değildir. Peygamberimiz (sav) bu konuyu diğer hadislerinde de şöyle açıklamıştır:
İmam Nevevi: HZ. İSA Ümmeti Muhammed'e Peygamber olarak değil; ŞERİAT-I MUHAMMEDİYYEYİ TATBİK ETMEK İÇİN GELECEKTİR, demektedir. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 68)
Ebuş-Şeyh Ebu Hüreyre (RA)'dan nakl ediyor: "İSA ALEYHİSSELAM İNECEK, deccalı öldürecek, KIRK YIL KALIP, Allah’IN KİTABI VE BENİM SÜNNETİMLE AMEL EDECEK, SONRA ÖLECEK..." (Kıyamet Alametleri, 8. baskı, s. 258)
Ebu Seyh, Kitab-ül Fiten'de Ebu Hureyre'den tahric etti, Resulullah buyurdu: İsa bin Meryem iner, Deccal'i öldürür ve KIRK (40) YIL Allah’IN KİTABI VE BENİM SÜNNETİMLE HÜKMEDER, vefat eder. (Kitab ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il Ahir Zaman, s. 92)
Bu hadislerde de Peygamberimiz (sav) Hz. İsa'nın ikinci kez yeryüzüne geldiğinde “Peygamberimiz (sav)'in sünnetiyle amel edeceğini” haber vermiştir. bir şahsı manevinin Peygamberimiz (sav)'in sünnetiyle hareket etmesi mümkün değildir. Açıktır ki bu sahih hadislerde bildirildiği gibi Hz. İsa Allah’ın izniyle bir şahıs olarak ortaya çıkacaktır. Hadislerde bu konuda verilen bir diğer bilgi ise Hz. İsa'nın ikinci kez yeryüzüne geldiğinde “hac ibadetini yerine getirecek olması”dır:
VAllahi MERYEM OĞLU (HZ. İSA ALEYHİSSELAM), Feccu'r-Ravha nam mevkide, HACC YAPMAK veya umre yapmak yahut da her ikisini de yapmak için İCABET EDECEKTİR. Müslim, Hacc: 216, 1252 (Müslim, Hacc: 216, 1252)
Bir rivayette İSA ALEYHİSSELAM’IN İNECEĞİ HACCE GİDİP bilahare MEDİNE’Yİ ZİYARET EDECEĞİ VE RESULULLAH'IN KABRİNE SELAM VERECEĞİ ve Resulullah'ın da selamını alacağı anlatılmaktadır. (Kıyamet Alametleri, 8. baskı, s. 246)
Bir rivayette (REVHA)YA İNECEĞİ ve oradan HACCE GİDECEĞİ anlatılmaktadır.
Revha, Medine ile Vadisafra arasında, Mekke yolundaki bir yerin adıdır. (Kıyamet Alametleri, 8. baskı, s. 246)
Bazi rivayetlerde şöyle denilmektedir:
O, YERYÜZÜNE İNDİKTEN SONRA evlenecek, çoluk çocuk sahibi olacak, sonra MEDİNE’DE ÖLECEK... Belki de ÖLÜMÜ HACCI VE PEYGAMBERİN (SAV) KABRİNİ ZİYARETİ ESNASINDA OLACAK. Aksi takdirde Beyt-i Makdis’de vefat edecek. (Kıyamet Alametleri, 8. baskı, s. 246)
Bu konu da yine Hz. İsa'nın bir şahıs olarak geleceğini açıklayan bir başka önemli bilgidir. Peygamberimiz (sav) hadislerinde ayrıca “Hz. İsa'nın fiziksel özellikleri” hakkında da bilgi vermiştir. Bu hadislerde Hz. İsa'nın boyundan, saç renginden ve görünümündeki güzellik ve heybetten bahsedilmektedir. Kuşkusuz ki bu detaylar da Hz. İsa'nın bir şahsı manevi olmadığını yine açıkça ortaya koymaktadır. Bu hadislerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
“Onunla (İsa ile) benim aramda hiçbir peygamber yoktur. O şüphesiz inecektir. Onu gördüğünüz zaman tanıyın! O, ORTA BOYLU, BEYAZA ÇALAR KIRMIZI RENKTEDİR. SARIYA BOYALI İKİ ELBİSE İÇİNDE OLACAK. YAĞMUR YAĞMASA DA SAÇINDAN SU DAMLAYACAKTIR. Insanlarla Islam için mücadele edecektir. Mesihu’d-Deccal’i öldürecek, sonra yeryüzünde tam kırk sene kalacak. Sonra ölecek ve namazını Müslümanlar kılacaklardır.” (Buhari, Müslim, Ebu Davud ve Tırmizi / Büyük Hadis Külliyatı, Rudani 5.Cilt, s. 380)
‘İbn-i Abbas r.a’dan Nebi sav. Şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur:
“Miraçda bana gece sefer ettirildiğinde ben Musa’yı esmer yüzlü, uzun boylu, kıvırcık saçlı bir tipte gördüm... İSA’YI DA GÖRDÜM. NE UZUN NE KISA NE ORTA BOYDA BENZİ KIRMIZI İLE BEYAZA MAİL OLUP BAŞI, SALIVERMİŞ DÜZ SAÇLI KİŞİ İDİ. Allah’ın bana gösterdiği hayrete şayan daha bir takım garibeler arasında Cehennem muhafızı Malik’i ve Deccal’i de gördüm. (Sahih Buhari Muhtarasarı, Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi, s. 37)
İbnu Omer (radiyAllahu anhuma) anlatıyor: "Hayır, Allah'a kasem olsun Resulullah (aleyhissalatu vesselam), HZ. İSA'NIN KIZIL ÇEHRELİ OLDUĞUNU SÖYLEMEDİ. Ancak şunu söyledi: "Ben bir keresinde uyumuştum. Rüyamda Beytullah'i tavaf ediyordum. O SIRADA DÜZ SAÇLI, KUMRAL BENİZLİ, BAŞINDAN SU AKAR VAZİYETTE İKİ KİŞİYE DAYANIP ORTALARINDA GİTMEKTE OLAN BİRİSİNİ GÖRDÜM."Bu kim?" dedim. "MERYEM’İN OĞLU!" dediler. (Buhari, Tabi 33, 11, Enbiya, 42, Libas 68, Fiten 26, Muslim, Imam 275,(169); Muvatta, Sifatu'n-Nebi 2, (2, 920). 1673)
Yine Abdullah Ibn-i Ömer (r.a.) dan rivayet olunduguna göre Nebi (s.a.v.) demistir ki:
Ben bu gece kendimi rüyamda Kabe'de buldum. Ansızın ESMER BİR KİŞİ GÖRDÜM. SANKİ O ESMER İNSANLARDAN EN GÜZELİ, BAŞININ SAÇI İKİ OMUZU ARASINA SARKIYORDU. (YENİ) TARANMIŞ VE ARINMIŞTI DA BAŞININ SAÇI SU DAMLATIYORDU. İKİ ELİNİ İKİ KİŞİNİN İKİ OMUZUNA KOYARAK BEYT’İ TAVAF EDİYORDU. (ORADA BULUNANLARA) BU KİMDİR? DİYE SORDUM. ONLAR: MERYEM’İN OĞLU MESİH(İSA)'DIR, DEDİLER. (Sahih-i Buhari, 9/177)