Yemen'in siyasetten ekonomiye, sağlıktan güvenliğe kadar pek çok sorunu var. Bunlardan eğitim, daha doğrusu "eğitimsizlik" Yemen'in yüz yüze olduğu pek çok sorunun çözümsüz kalmasına neden oluyor. Yemen vatandaşlarının aldığı eğitimin süresi ve kalitesi dikkate alındığında, dünyanın en ciddi eğitim sorunu yaşayan ülkelerinden birinin Yemen olduğu ortaya çıkmaktadır.
Ülkede okur-yazar oranı ortalama %60 civarındadır ki bu oran kadınlar için %30'a kadar iner. Bunun anlamı şudur: Yemen'de elinizde bir adresin yazılı olduğu kağıdı bir Yemenliye gösterip sorduğunuzda, yanıt alma ihtimaliniz çok düşüktür. Çünkü neredeyse her iki Yemenliden birinin okuma ve yazması yoktur. Yemen'de üniversiteler ve meslek eğitimi gibi konulardaki ise veriler daha kötü bir tablo ortaya koyar.
Yemen'deki eğitim sorunun çözülmesi son derece önemli. Dünyamızda eğitim düzeyi yüksek olup da geri kalmış bir toplum gösterilemeyeceği gibi, eğitim düzeyi düşük olup da sanayileşmiş, kalkınmış bir toplum da gösterilemez. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki; kişi başına düşen milli gelirin ve diğer ekonomik göstergelerin artışı, doğrudan eğitim ile de ilgilidir. Okur-yazar oranı düşük bir ülkenin, kişi başına düşen geliri de düşük olacaktır. Okuma-yazma bilmeyen birinin çok gelir kazanacağı bir işinin olması imkansızdır. Okuma yazması olmayan biri ya bedenini kullanarak çalışacak ya da en iyi ihtimalle sanatkarlık yapacaktır.
Yemen'in geleneksel tarım toplumundan, sanayileşmiş çağdaş topluma geçişi, hatta siyasette demokrasinin gelişip kökleşmesi bile, eğitim seviyesinin yükseltilip yaygınlaştırılması ile ilgilidir. Öyle ki bazı ekonomistler, bir ülkenin okur-yazarlık oranını esas alarak, o ülkenin kişi başına düşen milli gelirini bile tahmin etmeyi başarmışlardır.
Yemen'de eğitim düzeyi yükseldiğinde toplumsal bir farklılaşma gelişecektir. Nüfus bilim ve sanat gibi farklı ilgi alanlarına yönelecektir. İnsanların eğitim düzeyi yükseldikçe peşin yargılar değişecek, çevrelerine karşı daha sorgulayıcı olacak, farklılıklara daha hoşgörü ile bakabileceklerdir.
Eğitim düzeyinin yükselmesi Yemen'de bir açıklık politikasının gelişmesine de vesile olacaktır. İnsanlar etraflarındaki olayları, devletteki gelişmeleri daha yakından takip edeceklerdir. Tahmin edileceği üzere okuma yazma bilmeyen biri, UNESCO'nun Yemen'de eğitimin geliştirilmesi için verdiği ödeneğin yerinde kullanılıp kullanılamadığını merak etmez, çünkü bunu takip edebilme imkanı yoktur.
Eğitimin gelişmesi Yemen'in siyasal ve yönetimsel gelişimine de katkıda bulunacaktır. İnsanların hem siyaseti takipleri hem de doğrudan siyasete ve yönetime katılım oranları artacaktır.
Hatta eğitim sayesinde ülke bütünlüğünün önemi daha iyi kavranacaktır. Derslerde ülke sevgisi aşılanan çocuklar, ileride mezhepleri ya da aşiretleri kadar, ülkelerinin de önemli olduğunu anlayacaklardır.
Tabii burada eğitimin süresi ve yaygınlığı kadar içeriği de son derece önemlidir. Eğer bir çocuğa okulda, 'yeryüzünün bir çatışma ve mücadele alanı olduğu ve haksızlıkları gidermenin en iyi yolunun devrim olduğu' gibi sapkın bir ideolojiyi anlatırsanız ilk fırsatta eline silah alıp, devrim yapıp adaleti öyle sağlamaya kalkışacak ve ülkesini felakete sürükleyecek büyük bir hataya düşecektir.
Çocuğa okulda Allah'ın gönderdiği dini değil, atalarından öğrendiği müşrik inancı ve batıl hükümleri anlatırsanız, herkesin hayatına karışacak, zorla kendi inandıklarını uygulatmaya kalkışacaktır. Hatta kendi uydurdukları bu bağnaz sisteme uymayanlarla "savaşılması" gerektiğine de inanacak ve sapkın bir yolu benimsemiş olacaktır.
Oysa helal ve haram Kuran'da çok açık bildirilmiştir. Allah'ın insanlara yasakladığı şeylerin sayısı çok azdır. Bu haramlar dışındaki tüm dünya nimetleri ise helal kılınmıştır, dolayısıyla din ahlakını yaşamak çok kolaydır. Müslümanlar Allah'ın bildirdiği sınırlar içinde alabildiğine özgürdürler. Rabbimiz "Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez" (Bakara Suresi, 185) buyurmuştur.
Özellikle Ortadoğu'daki birçok Arap ülkesinde olduğu gibi, Yemen'de de, kadınlar başta olmak üzere, eğitimsizlik sorunu, aslında radikal hareketlerin temelini oluşturuyor. Örneğin Yemen'de kadın nüfusunun yarısından çoğu okuma yazma bilmiyor. Bu kadınlar Müslüman olarak yetişirken Kuran okuma imkanları olmuyor. Dinlerini ancak kendilerine yakın bazı kimselerden öğrenebiliyorlar. Birçoğu da yalnızca ailelerinin öğrettiği kadarı ile dinlerini tanıyor ve aralarından bazıları da, bağnaz bir düşünce sistemini 'gerçek İslam' zannedebiliyorlar. Okuma yazma imkanları da olmadığı için, edindikleri bilgilerin Kuran'la mutabık olup olmadığını öğrenme imkanları da bulunmuyor. Bu durum elbette onların suçu değil. Bu yolla birçok kadın, dinin bir parçası gibi gösterilen hurafeler nedeniyle 'ikinci sınıf insan' konumunu kabulleniyor. Tabii ki söz konusu yanlış bakış açısı bununla da bitmiyor. Bu kadınların yetiştirdikleri çocuklar da, yine benzer bir ideolojinin etkisi altında büyüyor ve toplumda herhangi bir konuma geldiklerinde de, benimsedikleri bu yanlış ideolojiyi ayakta tutmaya çalışıyorlar.
Şüphesiz Yemen'de çocuklara eğitim verilirken tüm hak dinlerin temeli olan Yaratılış gerçeği , evrim teorisinin karşısında eğitim içeriğine mutlaka eklenmelidir. 'Kendisinin, maymunun biraz daha gelişmiş bir versiyonu olduğu safsatasını öğrenerek yetişen insanlardan, merhamet, sevgi, saygı, tolerans, akılcılık, affedicilik gibi erdemleri yaşamasını bekleyemeyiz. Bunun için eğitimde insanlara, 'tüm kainat gibi, kendilerinin de belirli bir amaç için yaratılmış ruh sahibi değerli varlıklar olduklarının' öğretilmesi hayati bir konudur.