Yemen hatırı sayılır bir petrol ve doğalgaz rezervine sahiptir. Ancak Yemen'in bunlardan tam olarak istifade edebildiğini söylemek mümkün değildir. Yemen, Ortadoğu'nun en büyük dördüncü nüfusuna sahip ülkesi olmasına karşın, -Filistin sayılmazsa- Ortadoğu'nun en düşük elektrik üretim kapasitesine sahip ülkesidir. Kişi başına gerçekleştirilen kurulu güç Yemen'de 40 W. kadarken, Türkiye'de 857 W'dır.
Dünya Bankası'nın verilerine göre Yemen nüfusunun sadece %40'ı elektrik kullanma imkanına sahip çünkü elektrik şebekesi tüm ülkeye yayılmıyor ve mevcut elektrik alt yapısı bir hayli eski. Öyle ki üretilen elektriğin neredeyse %25'i nakledilirken şebekede kayboluyor. Peki, zengin petrol ve doğalgaz kaynakları olan Yemen enerji üretiminde neden bu kadar yetersiz? Bu sorunun cevabı çok açık:
Yemen'deki enerji kaynakları ihracat için kullanılıyor. IMF'ye göre kamu gelirinin %60'ı petrol ve doğalgaz satışından sağlanıyor. Buna karşın, Yemen basınında çıkan haberlere göre, halk elde edilen bu gelirden yeterince istifade edemiyor.
Yemen'de bir kalkınma hamlesinin başlatılabilmesi için çok iyi bir enerji planlaması yapmak şart. Rezerv tespiti, çıkarma, işleme, ihracat ve ihracat gelirlerinin kullanımı bu planlamanın ayakları.
Planın işlemesi için Yemen'in gelirlerini ilk etapta tesisleşmede kullanması gerektiği açık. Enerji ihracatından elde edilecek gelir ile doğrudan yeni santraller ve elektrik şebekelerinin kurulması isabetli bir yatırım olacaktır. Yemen bu konuda Türkiye'den çok istifade edebilir.
Türkiye, doğalgaz temin edebileceği yeni ülkeler arıyor. Üstelik enerji tesisleri kurma ve işletme kapasitesine sahip. Enerji sektöründe çok sayıda yetişmiş elemanı da mevcut. Bunun yanısıra maliyetler Avrupa ve Amerika'ya göre çok daha düşük. Yemen Türkiye'ye vereceği petrol ve doğalgaz karşılığında, enerji santralleri ile yeni elektrik şebekeleri talep edebilir. Üstelik Yemen Hükümeti bunlar için Türkiye'de başarı ile uygulanan yap-işlet-devret yöntemini de tercih edebilir. Mala karşılık hizmet olarak özetlenecek bu yöntem, Yemen'deki gelirlerin iyi değerlendirilemediği ya da bölgelere adil bölüştürülemediği tartışmasını da sonlandırabilir.
Yemen'in fosil kökenli enerji kaynakları sınırlı. Ülkenin 3 milyar varil petrol ve 480 milyar metreküp doğalgaz rezervi olduğu tahmin ediliyor. Tüketimleri bugünkü hızda devam ettiği takdirde ülkedeki tüm petrolün 30 yılda, doğal gazın ise 50 yılda tükeneceği hesaplanıyor. Gerçekte ise petrol ve doğalgazın tamamının hesaplanandan çok daha kısa sürede tüketilmesi söz konusu.
Enerji kaynaklarının sınırlı olması, Yemen'de çözülmesi gereken bir diğer sorun. Ancak ülkedeki rüzgar, Güneş ve küçük su kaynaklarına dayalı elektrik santralleri kurulmak suretiyle bu sorun aşılabilir. Bu konuda da Türkiye, Yemen için pekala çok iyi bir çözüm ortağı olabilir.
Tüm bunların gerçekleştirilebilmesi için her şeyden önce Yemen'de boru hatlarındaki güvenlik sorununun üstesinden gelinmesi şart. Çünkü ülkedeki boru hatları ve enerji tesisleri sık sık sabotajlara maruz kalıyor. Öyle ki kabileler bölgelerinden geçen hatların güvenliği karşılığında büyük paralar isteyerek Devlete adeta şantaj yapıyorlar. Bunun için Yemen'de bir an önce hem Devlet otoritesinin güçlendirilmesi, hem de kabilelerde ulusal bir bilinç ve dayanışma ruhunun oluşturulması gerekiyor.
Görüldüğü gibi Yemen'in tüm zenginliklerinin, Yemenlilerin yararına kullanılması için, sadece bu zenginliklere hükmedenlerin değil, bunlardan istifade edecek olanların da vicdan sahibi olmaları şart. Vicdan sahibi olmanın yegane yolu ise iman. Ancak imanlı insanlar, sürekli olarak vicdanlarını kullanarak hareket ederler.
Dolayısıyla Yemen'deki adaletsizliklerin, kargaşanın, terörün ve sefaletin tek bir çözümü var: Kuran ahlakının yaşanması.
Yemen'de var olan sorunlara genel olarak bakıldığında, tüm bu olaylara sevgisizlik, nefret, kin, düşmanlık, çıkarcılık, bencillik, umursamazlık, acımasızlık gibi duyguların ve akıl kullanılmamasının neden olduğu görülecektir. Bu olayları çözmenin ve tamamen ortadan kaldırmanın yolları ise sevgi, şefkat, merhamet, acıma, karşılık beklemeden hizmet etme şevki, duyarlı olma, fedakarlık, dostluk, hoşgörü, sağduyu ve akıldır. Bu özellikler ise ancak Kuran ahlakını eksiksiz olarak yaşayan insanlarda ortaya çıkar. Allah ayetlerinde Kuran ahlakını yaşamanın, insanları karanlıklardan aydınlığa çıkardığını şöyle bildirir:
… Size Allah'tan bir nur ve apaçık bir Kitap geldi. Allah, rızasına uyanları bununla kurtuluş yollarına ulaştırır ve onları Kendi izniyle karanlıklardan nura çıkarır. Onları dosdoğru yola yöneltip-iletir. (Maide Suresi, 15-16)
Allah bir başka ayetinde ise, Kuran'a uyulmadığında yeryüzünde var olan her şeyin bozulmaya uğrayacağını haber verir:
Eğer hak, onların heva (istek ve tutku)larına uyacak olsaydı hiç tartışmasız, gökler, yer ve bunların içinde olan herkes (ve her şey) bozulmaya uğrardı. Hayır, Biz onlara kendi şan ve şeref (zikir)lerini getirmiş bulunuyoruz, fakat onlar kendi zikirlerinden yüz çeviriyorlar. (Müminun Suresi, 71)
Tüm sorunların çözümü için yapılması gereken en önemli şey, Kuran ahlakının tüm Yemen'de yaşanılır hale gelmesidir.
Aksinde, unutmamak gerekir ki, vicdanlarını kullanmayanlar, yetimlere, yoksullara, zavallı masumlara karşı duyarsız ve umursuz davrananlar, dünya hayatında kendilerine verilen malları boşa harcayanlar, zulüm gören kadınları, çocukları, yaşlıları ilgisizce seyredenler, her türlü ahlaksızlığın ve çirkinliğin yeryüzünde yaygınlaşmasından hoşnutluk duyanlar ve bu bakış açısını teşvik eden insanlar ahirette bunların hesabını mutlaka vereceklerdir:
Dini yalanlayanı gördün mü? İşte yetimi itip-kakan, yoksulu doyurmayı teşvik etmeyen odur. İşte (şu) namaz kılanların vay haline, ki onlar, namazlarında yanılgıdadırlar, onlar gösteriş yapmaktadırlar, ve 'ufacık bir yardımı (veya zekatı) da' engellemektedirler. (Ma'un Suresi, 1-7)