Yüce Allah, Kuran-ı Kerim’de İslam ahlakını yeryüzüne hakim kılacağını bildirmiştir. Peygamber Efendimiz (sav) de, hadislerinde bu büyük ve kutlu olaya ahir zamanda Hz. Mehdi (as)’ın vesile olacağını haber vermiştir. Ahir zamanda Hz. Mehdi (as)’ın, Allah’ın izniyle, muhakkak ortaya çıkacağı Peygamberimiz (sav)'in hadis-i şeriflerinden birinde şöyle müjdelenmiştir:
Dünyada tek bir gün kalsa bile (kıyamet kopmadan) Allah o günü uzatacak, adı adıma, babasının adı da babamın adına uygun, Ehl-i Beytimden mutlaka bir şahıs (Hz. Mehdi (as)) gelecek, daha önce zulüm ve haksızlıkla dolu olan yeryüzünü adalet ve insafla dolduracak. (Ebu Davud ve Tırmizi / Büyük Hadis Külliyatı, Rudani 5.Cilt, s. 365)
Hadislerde bildirildiğine göre, Hz. Mehdi (as) Hicri 1400'de zuhur edecek ve İslam ahlakını yeryüzüne hakim edecektir. Hz. Mehdi (as)’ın ortaya çıkışıyla yeryüzündeki tüm zulüm ve haksızlıklar sona erecek, dünyaya adalet, barış, sevgi, huzur ve güven yerleşecektir. Kütüb-i Sitte'de yer alan hadisler, İmam Rabbani, Suyuti, Berzenci, Bediüzzaman Said Nursi gibi büyük İslam alimlerinin yaptıkları açıklamalar doğrultusunda Hz. İsa (as)'ın yeniden yeryüzüne dönüşünün, Hz. Mehdi (as)’ın çıkışının, İslam ahlakının yeryüzüne hakim oluşunun vaktinin Hicri 1400, yani içinde bulunduğumuz çağ olduğu son derece açıktır. (www.hazretimehdi.com)
Allah, Hz. Mehdi (as)'ın eliyle deccaliyet sistemini; Darwinizm, materyalizm, komünizm, faşizm gibi insanlara acı, huzursuzluk ve savaş getiren, tüm dünyayı kana ve gözyaşına boğan şeytani sistemleri fikren etkisiz hale getirecektir. Hz. Mehdi (as) döneminde insanlar Allah'a iman edecek, Kuran ahlakını benimseyecek, Peygamberimiz (sav)'in sünnetine uygun yaşayacak, barış, kardeşlik, birlik ve huzur içinde olacaklardır. Ancak bu ortamın öncesinde Hz. Mehdi (as); bir süre talebeleriyle birlikte gözlerden uzak bir yaşam sürecektir. Bu süreçte, talebeleri arasında kendini Müslüman gibi gösteren ancak gerçekte iman etmeyen münafıklar çıkacak bunlardan bazıları Hz. Mehdi (as)'ın yanından; "Allah'a iman etmek için Peygamber (sav) soyundan bir kişiye ihtiyacımız yok..." türünde misaller vererek ayrılacaklardır. Tarih boyunca Allah'ın peygamberlerinin, elçilerin, müceddidlerin, müçtehidlerin, büyük alimlerin, mürşitlerin inkarcılar tarafından kabullenilmemesi gibi, talebeleri arasından çıkan bazı münafıklar da Hz. Mehdi (as)'ı kabullenmek istemeyeceklerdir:
Eğer seni yalanlıyorlarsa, senden öncekiler de yalanlandı... (Fatır Suresi, 25)
Oysa ki, din ahlakından uzaklaşıldığı, kötülüğün, şiddetin, adaletsizliğin ve ahlaksızlığın arttığı zamanlarda Allah; toplumlara hak dini anlatacak, onları haram eylemlerden sakındıracak ve iyiliği emredecek peygamberler, elçiler, müceddidler, mürşitler, hidayet önderleri göndererek insanları din ahlakına davet etmiştir.
Ey Ademoğulları, içinizden size ayetlerimi haber veren elçiler geldiğinde, kim sakınırsa ve (davranışlarını) düzeltirse işte onlar için korku yoktur, onlar mahzun olmayacaklardır. (Araf Suresi, 35)
Ahir zamanda; fitnenin, kötülüğün iyice arttığı, haramların helal, helallerin haram sayıldığı böyle bir dönemde de Allah, Hz. Mehdi (as)'ı ahir zamanın en büyük müceddidi (yenileyen, her yüz yıl başında dini hakikatleri devrin ihtiyacına göre ders vermek üzere gönderilen büyük âlim), hakimi, mürşidi ve kutb-u azamı olarak gönderecektir. Üstad Said Nursi Hazretleri, Hz. Mehdi (as)'ın ahir zamanın büyük fesadı zamanında gönderileceğini Mektubat'ında şöyle bildirmiştir:
Ahir zamanın en büyük fesadı zamanında, elbette EN BÜYÜK BİR MÜÇTEHİD (ihtiyaç oluştuğunda ayetlerden hüküm çıkaran büyük İslam alimi) hem EN BÜYÜK BİR MÜCEDDİD (her yüzyıl başında dini hakikatleri devrin ihtiyacına göre ders vermek üzere gönderilen büyük İslam alimi, yenileyen, yenileyici), hem HAKİM, hem MEHDİ hem MÜRŞİD (doğru yolu gösteren kişi) hem KUTB-U AZAM (Müslümanların kendisine bağlandıkları büyük evliyalardan, zamanın en büyük mürşidi) olarak BİR ZAT-I NURANİYİ (nurlu bir zatı) GÖNDERECEK ve O ZAT da, EHL-İ BEYT-İ NEBEVİDEN (Peygamberimiz (sav)'in soyundan) OLACAKTIR. (Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, 29. Mektup, s.423)
Hz. Mehdi (as) insanlar arasında Kuran-ı Kerim ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetiyle hükmedecektir. Münafıklar ve Allah'ı inkar edenler ne kadar engellemeye çalışsalar da Hz. Mehdi (as) Allah'ın izniyle görevini en güzel şekilde yerine getirecektir.
Peygamberimiz (sav)'in Hz. Mehdi (as) cemaati hakkında bildirdiği önemli bilgilerden biri, bu kutlu cemaat içinden çıkacak olan münafıkların özellikleridir. Hadislerde haber verildiği üzere bu kimseler, dünya tarihinin en azgın münafıkları olacak ve vargüçleriyle -kendi akıllarınca- Hz. Mehdi (as) ve cemaati aleyhinde mücadelede bulunacaklardır. Ancak tarih boyunca olduğu gibi ahir zamanda da Rabbimiz'in kanunu bir kez daha tecelli edecek ve bu sinsi kimseler Hz. Mehdi (as)'ın büyük ilmi mücadelesine hiçbir şekilde zarar veremeyeceklerdir. Allah vaadini yerine getirecek, kafirler ve münafıklar istemese de Allah nurunu tamamlayarak İslam ahlakını yeryüzüne hakim kılacaktır. Hadislerde bildirilen Hz. Mehdi (as) dönemindeki münafıkların bazı özellikleri şu şekildedir:
Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde, sayıca çok az olacak olan Hz. Mehdi (as)’ın cemaatinden ayrılanlar olacağı bildirilmiştir. Bu Allah'ın büyük bir mucizesidir. Bu kimseler Hz. Mehdi (as)'ı çok yakından tanıdıkları, onun hadislerde bildirilen özelliklere sahip olduğuna ve yalnızca Hz. Mehdi (as)'ın yapabileceği bildirilen faaliyetleri gerçekleştirdiğine yakından şahit oldukları halde onun yanından ayrılacaklardır. Demek ki halkın büyük çoğunluğu gibi, Hz. Mehdi (as)’ı bu kadar yakından tanıma fırsatı elde eden bu insanlar da Hz. Mehdi (as)'ı fark edemeyeceklerdir.
Hadislerde Hz. Mehdi (as)'ın cemaatinden ayrılanlar olacağı şöyle bildirilmektedir:
Hz. Mehdi (as)'ın ordusu zaman zaman darbeler yiyecek, zaman zaman o çetin görevi üstlenememek, rahatlık meyli; can, mal, mevki korkusu gibi çeşitli sebeplerle kendisinden ayrılanlar olacaktır... (Ramuzü'l Ehadis, s. 476)
"Ayrılanlar da, muhalifler de ona zarar veremeyecek. O kendisinden ayrılanlara rağmen muzaffer olarak yoluna devam edecektir."(Ramuzü'l Ehadis, s. 487 - Taberani'nin Kebir'inden)
Hz. Muaviye b. Kirra (ra)'dan rivayet edilmiştir: "Ümmetimden bir taife (topluluk) kıyamet kopuncaya kadar yardım görmekte devam eder. Kendilerini terk edenlerin ayrılmaları da onlara bir zarar vermez."(Ramuzü'l Ehadis, s. 472 - (Hz. Muaviye İbni Kırra ra))
Ümmetimden bir taife, Allah'ın emri ile hareket etmekte devam eder. Onlar hak üzerinde oldukları halde, kıyamet kopana kadar kendilerini terk eden ve muhalefet eden kimsenin onlara bir zararı dokunmaz...(Hz. Muaviye, Ramuzü'l Ehadis, s. 472)
... Sonra MEDİNE ŞEHRİ SAKİNLERİYLE BERABER ÜÇ DEFA SALLANACAK, BUNUN ÜZERİNE (MEDİNE'DE BULUNAN) MÜNAFIK ERKEKLER VE KADINLARDAN HİÇ KİMSE KALMAYIP HEPSİ ONUN YANINA GİDECEKLER ve böylece demirci körüğünün demirin kirini, pasını giderip attığı gibi Medine de pisliği (yani habis insanları) dışına atacak ve o güne kurtuluş günü denecektir. (İbni Mace Cilt 10, s. 331-335)
Hz. Muaviye (ra)'dan rivayet edilmiştir: “Ümmetimden bir taife herkes üzerine hakim olmadıkça kıyamet kopmaz. Onlar kendilerini terk edenlere aldırmazlar ve kendilerine yardım edene de aldırmazlar."(Ramuzü'l Ehadis, 476 (İbni Mace))
Hz. Cabir (ra)'dan rivayet edilmiştir: "Bu iş ondan ayrılanlara rağmen muzaffer olarak devam edecektir. Muhaliflerin ve ayrılanların ona zararı olmaz." (Ramuzü'l Ehadis, s.487)
Sevban (ra)'dan rivayet edilmiştir; "Resullullah (sav) buyurdu ki: Ümmetimden bir cemaat Allah’ın emri tahakkuk edinceye kadar batıla galebe çalaşarak hak üzere devam edecek ve onları yardımcısız bırakanlar onlara zarar veremeyeceklerdir."(Sünen-i Tirmizi, 4/91)
Süleyman bin Bilâl der ki: İmam Cafer-i Sadık aleyhisselam babasından o da dedesinden nakleder ki Hz. Hüseyn aleyhisselam şöyle buyurdu: Birgün adamın biri Emirülmüminin Ali aleyhisselam'ın yanına gelerek: "Ey Emirülmüminin! Bize şu Mehdi'nizden bahseder misin? Diye arzedince şöyle buyurdu: "GİTMESİ GEREKENLER GİDİP DE MÜMİNLER AZALDIĞINDA VE FİTNECİLER GİTTİĞİNDE İŞTE ORADA (YANİ UZAK BİR YERDE ZUHUR EDECEKTİR.)"(Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 250)
Abdullah bin Ömer-i Yemâni, bir ricalden nakleder ki imam Muhammed Bâkır aleyhisselam şöyle buyurdu: “Gözdeki sürmenin temizlendiği gibi temizleneceksiniz ey Âl-i Muhammed’in Şiileri. Ve gözün sahibi sürmeyi gözüne ne zaman süreceğini bilir ama ne zaman sürmeyi sileceğini bilmez. İŞTE AYNI ŞEKİLDE SABAHLEYİN BİZİM ŞERİATIMIZA VE EMRİMİZE UYAN AKŞAMLEYİN ONDAN ÇIKACAKTIR. AKŞAM BİZİM ŞERİATIMIZA VE EMRİMİZE UYAN İSE SABAHLEYİN ONDAN ÇIKACAKTIR. (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s.241)
"... Eleneceksiniz, tıpkı altının elendiği gibi. Ve tıpkı altın gibi ayıklanıp saf olacaksınız." (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 236)
… Ebu Basir’den:
İmam Caferi Sadık aleyhisselam “’Suçlular çehrelerinden tanınacak’ (Muhammed Suresi, 30), ayeti hakkında şöyle buyurdu: ALLAH ONLARI TANIR, LAKİN BU AYET KAİM (HZ. MEHDİ (as)) HAKKINDA NAZİL OLMUŞTUR. HZ. MEHDİ (as) ONLARI (MÜNAFIKLARI) ÇEHRELERİNDEN TANIYACAK VE ASHABI İLE BİRLİKTE ONLARI (MANEN) DARMADAĞIN EDECEK.” (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 283)
Esbağ bin Nebate der ki: Emirülmüminin Ali aleyhisselam şöyle buyurdu: “... Öyle ki sizden sadece gözdeki sürme kadar veya yemekteki tuz kadar kalacaktır. Ve ben size bir örnek vereceğim: Adamın birinin bir miktar buğdayı vardır. Onu temizler ve bir eve koyar, uzun bir süre sonra geri döndüğünde onun kurtlandığını görür, onu tekrar ayıklar ve temizler sonra tekrar evin içine koyar. Uzun bir süre sonra döndüğünde onun tekrar kurtlandığını görür. Tekrar onu ayıklar ve temizler ve hep aynı işi tekrarlar. SONUNDA KURTLARIN HİÇ ZARAR VEREMEDİĞİ ÇOK AZ SAĞLAM BUĞDAY KALIR. İşte siz de böylesiniz. SONUNDA İÇİNİZDE FİTNELERİN ASLA ZARAR VEREMEDİĞİ ÇOK AZ BİR GRUP KALACAKTIR.” (Aynı hadisi Ahmet bin Muhammed bin Said de nakleder.)(Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 246)
Hadiste Hz. Mehdi (as)’ın cemaatinden çıkan münafıkların, “buğdaya musallat olan iğrenç kurtlar” gibi oldukları haber verilmiştir. Hz. Mehdi (as) cemaati, “buğday gibi, ilerde açıp serpilecek, gelişip büyüyecek, bereket getirecek, gelecek vadeden bir nimete” benzetilmiştir. Münafıkların da, “buğdayı içten tahrip etmeye çalışan, kurt gibi iğrenç ve habis varlıklar oldukları” haber verilmiştir. Hadiste, sahibinin buğdayı temizleyeceği ama buğdayın yine kurtlanacağı; sahibi her defasında bu işlemi tekrarladıktan sonra, en sonunda buğdayda hiç kurt kalmayacağı anlatılmıştır. Bu bilgilere göre, buğdaydaki iğrenç ve asalak kurtların ayıklanıp buğdayın pislikten temizlenmesi gibi; Hz. Mehdi (as) cemaati de bir süre sonra münafıklardan temizlenip sonunda tertemiz bir cemaatle vazifesini yapacaktır.
DAHA BİR ÇOK İNSAN KUR'AN'DAN ÇOK ONUN (HZ. MEHDİ (as)'IN) KORKUSU NEDENİYLE GÜNAHLARDAN KAÇINACAKTIR...(İbn-i Arabi, El Futuhatu'l Mekkiyye, sf. 6)
Bir kısım insanlar Hz. Mehdi (as)'ın güçlü ferasetinden, basiretinden ve aklından çok çekineceklerdir. Bundan dolayı kendilerini iman ediyor gibi gösterecek ve Müslüman gibi yaşamak zorunda kalacaklardır. Ahlaksızlık yapmaya güç ve cesaret bulamayacaklardır.
... fakat KALPLERİ KURT KALBİ GİBİ KATI olacaktır.(Tirmizi, Zühd, 60)
HİÇBİR ŞEY SENİ ONA BİAT ETMEKTEN (ONUN TALEBESİ OLMAKTAN, ONA TABİ OLMAKTAN) ALIKOYMASIN, seni engelleyenler her zaman fitneye sığınanlardır. Eğer konuşurlarsa şer konuşurlar, eğer susarlarsa fasit (kötü, bozuk) ve fasıktırlar. (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 252)
(Bu konuda daha detaylı bilgi edinmek isteyenler www.hazretimehdi.com adresine başvurabilirler.)