Bu köşede Myanmar halkının dramından çok söz ettik. 2012 yılında gerçekleşen çatışmaların ardından Rohingya Müslümanlarının nasıl bir soykırım ile yüz yüze kaldıklarını, köhne tekneleriyle ülkelerinden kaçmak isterken nasıl kara sularda terk edildiklerini, Myanmar vatandaşlığından nasıl çıkarılıp insani haklarından mahrum edildiklerini çok defa anlattık. Rohingya Müslümanlarının dramını bilenler, geçtiğimiz hafta Myanmar'da gerçekleşen genel seçimlerin de bu insanlar için ne anlama geldiğini anlayabilirler.
Myanmar, yaklaşık 50 yıl süren bir cunta rejiminden gelmiş bir ülke. 2010 yılındaki seçimler, söz konusu askeri yönetime teoride son vermiş olsa da iktidar partisine destek veren cuntanın varlığı ülkede her daim hissediliyor. Geçtiğimiz hafta yapılan 2015 seçimleri ise, Nobel ödüllü muhalif lider Aung San Suu Kyi'nin liderliğindeki NLD'nin büyük başarısı ile sonuçlandı. Bu büyük başarıya rağmen, ülkedeki sistemin tam anlamıyla demokratik olduğu söylenemez. Çünkü meclise girecek milletvekillerinin %75'ini halk belirlerken, kalan %25'i ordu tarafından atanıyor. Dolayısıyla meclise giren lider partinin meclisten kanun geçirebilmesi, yeni reformlar yapabilmesi imkansız gözüküyor. Her yenilikçi harekete ordunun mutlaka veto ile karşılık vereceği anlaşılabiliyor.
Aung San Suu Kyi, aslında 1990 seçimlerinden zaferle çıkmış olan bir lider. Parlamentoda %80'lik bir çoğunluğu almış olmasına rağmen cunta o tarihte seçim sonuçlarını tanımamış ve Suu Kyi'yi ev hapsine mahkum etmişti. Suu Kyi, 2010 yılına kadar, tam 15 sene ev hapsinde kaldı.
Şu anda cunta hakimiyeti teoride sona ermiş olsa da Suu Kyi'nin bu başarısının tekrar bir darbe ile karşılık görebileceğine dair endişeler var. Ülkeyi 2011 yılında cunta rejiminden devralan Thein Sein, "seçmenlerimizin verdiği kararı kabul etmeliyiz" dese de pek çok analiste göre asker, ülkede ortaya çıkan bu beklenmedik sonuç için Sein'in ılımlı reformist görüşlerini sorumlu tutacak ve memnuniyetsizliğini hissettirecektir.67
Peki bu sonuçlar Rohingya halkı için ne anlam ifade ediyor?
Seçimler öncesine dönelim. 2012 yılında gerçekleşen ve yüzlerce Rohingya'nın ölümüyle sonuçlanan çatışmalar sonrasında ülkede yaşayan pek çok Rohingya Müslümanı işlerinden ve evlerinden edilip mülteci kamplarına sürüldüler. Myanmar hükümeti onların ülke içinde hareket etmelerini, sağlık ve eğitim gibi hizmetleri görmelerini engelledi. Bu yılın başında ise hükümet, söz konusu azınlık Müslümanların Myanmar vatandaşı olmadıklarını iddia ederek onların ellerindeki kimlik belgelerini aldı. İşte bu nedenledir ki Rohingya Müslümanları, bu yıl Kasım ayında gerçekleşen seçimlerde ne kendilerini temsil edebildiler ne de oy verebildiler. Myanmar seçimlerinde ilk defa olarak parlamentoda bir Müslüman yok.
Rohingya halkı ise, mevcut yönetimin düşmesinden memnun olmakla birlikte, geçmişte çok büyük beklenti içinde oldukları Aung San Suu Kyi'ye karşı bir burukluk içindeler. Bunun en büyük sebebi, Eylül ayının sonlarında Suu Kyi'nin "Rohingya" ifadesini kullanmaktan kaçınması, yaptığı seçim gezileri sırasında ülkenin kuzeyinde pek çok Rohingya'nın yaşadığı bölgeyi ziyaret etmeyi reddetmesi. Rohingya konusu gündeme geldiğinde ise verdiği kaçamak cevap gözlerden kaçmamış ve azınlık hakları konusunun "oldukça hassas bir konu" olduğu ve "çok dikkatli" şekilde ele alınması gerektiğini belirtmiştir.68
Rohingya Müslümanlarının yıllardır süren dramı halen devam ediyor. Myanmar kıyılarından ayrılan, Rohingya Müslümanlarını taşıyan teknelerden pek azı civardaki ülkelerin kıyılarına ulaşabiliyor. |
Pek çok Rohingya için bu kaçamak cevap ülkedeki Budistlerin oyunu kaybetmemek adına izlenmiş politik bir yöntem olarak kabul edilip eleştiriliyor. Ülkenin genel durumu dışarıdan ve bir bütün olarak analiz edildiğinde ise, bu politik manevranın aslında farklı anlamları olabileceğini dikkate almak gerekiyor.
Cuntanın hakimiyetindeki bir ülkede dengeleri sağlamak ve cuntanın istemediği kesimlerin haklarını savunmak daima güçtür. Myanmar gibi cuntanın hakimiyetinin pratikte son bulmadığı ve şiddet ve işkence eylemlerinden çekinmeyen ülkelerde ise, ülkedeki çalkantıları ve elektriklenmeyi daha fazla artıracak riskli girişimlerden uzak durarak hak savunuculuğu yapmak daima en akılcı yöntem olmuştur. Şayet Suu Kyi, seçim öncesi Rohingya haklarına vurgu yapsaydı, askerin reaksiyonu ile karşılaşması kuvvetle muhtemeldi. Ülkenin şartları göz önüne alındığında, Suu Kyi'nin seçim öncesi farklı bir taktik benimsemesi bu anlamda garip karşılanmamalıdır.
Bu konudaki eleştirileri haklı veya haksız çıkaracak tek yol, Suu Kyi'nin bundan sonraki güzergahıdır. Her ne kadar partisinin cunta anayasası dışında hareket etme ve dolayısıyla ciddi reformlar yapma gibi bir gücü olmasa da ülke içinde haksızlık ve soykırımı önleme ve konuyu uluslararası topluma taşıyabilme imkanı genişlemiştir. Suu Kyi, akılcı bir politika ile Myanmar'da yaşanan soykırımın uluslararası toplumun sürekli gündeminde olmasını sağlayabilir. Myanmar için çözüm, en pratik anlamda, uluslararası baskı ile mümkün olabilir.
Seçime kadar olan süreçte Rohingya halkının yaşamında pek bir değişiklik olmadığını da buraya ekleyelim. BM, 2015 yılında Ocak-Haziran ayları arasında denizlerde 370 Rohingya'nın yaşamını yitirdiğini belirtti. Fakat Uluslararası Af Örgütü'ne (Amnesty International) göre bu sayı bilinenden çok daha fazla. Şahitler, kıyılardan düzinelerce botun ayrıldığını fakat bunların sadece birkaç tanesinin Endonezya ve Malezya kıyılarına ulaştığını belirtiyorlar.69 Yani Rohingyaların dramı sessiz sedasız devam ediyor.
Umarız bu yeni dönem, baskı altında tutulan, tüm insani hakları ellerinden alınan ve soykırıma uğrayan Rohingya halkı için hayırlı bir dönem olur. Bizler de bu arada, onlar adına bu satırlardan sesimizi duyurmaya ve dua etmeye devam edeceğiz.
Sn. Adnan Oktar'ın bu makalesi New Straits Times gazetesinde yayınlanmıştır:
Yayınlanan Gazete Linki:
http://www.nst.com.my/news/2015/11/112585/rohingyas-uncertain-fate-post-polls
İngilizcesi:
http://www.harunyahya.com/en/Makaleler/211953/Rohingyas-uncertain-fate-post-polls
Türkçesi:
http://www.harunyahya.org/tr/Articles/211952/Secim-zaferi-Rohinyalara-ne-getirecek
Öyleyse yakınlara hakkını ver, yoksula da, yolcuya da. Allah’ın yüzünü (rızasını) isteyenler için bu daha hayırlıdır ve felaha erenler onlardır. |
67. http://www.theguardian.com/world/2015/nov/09 /myanmar-election-result-military-aung-san-suu-kyi-govern-analysis
68. http://foreignpolicy.com/2015/10/22/myanmar_ rohingya_violence_election_aung_san_suu_kyi/
69. http://www.telegraph.co.uk/news/worldnews/ asia/burmamyanmar/11942819/Burma-election-Rohingya-Muslims-look-to-sea-not-ballot-box-as-new-wave-of-Asian-boat-people-prepares-to-flee.html