Güneydoğu Asya'nın Çinhindi bölgesinin en büyük ülkesi olan Myanmar'da 70 milyonun sadece 3 milyonunu Müslüman nüfus oluşturuyor. Ancak buna rağmen Müslümanlara karşı ciddi bir vahşet uygulanıyor. Bu vahşetin ana kaynağı ise etnik ve dinsel ayrımcılık.
Ülkede yaşayan yaklaşık 800.000 kadar Rohingyalar Müslümanı vatandaşlığa kabul edilmiyor. Bu insanlar, geçmişte komşu ülke Bangladeş'ten gelmiş olan "kaçak göçmenler" olarak görülüyor. Diğer yandan sınırdaki kıyı şeridinde yaşayan Rohingyaları Bangladeş yönetimi de ülkesine kabul etmiyor.
İki ülkenin de dışladığı Rohingya insanları, bu topraklarda "ülkesiz insanlar" olarak yaşam mücadelesi veriyorlar. İki ülkenin de reddetmesi sebebiyle Rohingyalar nüfus cüzdanına, dolayısıyla herhangi bir vatandaşlık hakkına dahi sahip değiller. Varlıkları ispat edilemediği gibi, yoklukları da ispatlanamıyor.
Eğitim, sağlık gibi sosyal haklardan ve kamu hizmetlerinden yararlanamıyorlar, hastanelere kabul edilmiyorlar, devlet dairelerinde çalışamıyorlar. Eğitim imkanları olmadığı için okuma yazma bilmeyenlerin oranı % 80. Çocuklarına doğum belgesi dahi alamıyorlar ve evlenme izinleri de yok. Mal, mülk, toprak sahibi olamıyorlar. Betondan ev yapma izinleri yok, ancak bambu ya da ahşap evlerde yaşayabiliyorlar ki, bunlar da saldırılarda ve yoğun yağışlarda kolaylıkla tahrip oluyor.
1978'den bu yana Myanmar'da "yasa dışı göçmen" olarak görülen Rohingya halkına yönelik baskı ve zulüm politikası olduğu bilinen bir gerçek. Haziran 2012'den beri de bu uygulamalar şiddetlenmiş durumda. O günden bu yana, çoğu Arakan (Rakhine) eyaletinde yaşayan Müslümanlar olmak üzere, 240 kişinin hayatını kaybettiği, 250 binden fazla kişinin de yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda bırakıldıkları belirtiliyor.
Myanmar'daki çeteler tarafından katliama maruz kalan ve ardından yakılan Duchiradan köyünden geriye kalanlar Rohingya Müslümanlarının yaşadığı vahşeti bir nebze olsun belgeliyor. |
Rohingya halkına yönelik saldırılar ise sona ermiş değil. 14 Ocak 2014 günü Myanmar Askeri Kuvvetleri, Polis Kuvvetleri (Hlun Hteins) ve Rakhine teröristleri Arakan eyaletinde bulunan Ducharidan (Kilai-Daung) adlı Rohingya köyüne vahşi ve kanlı bir baskın gerçekleştirdiler. Görgü tanıkları bu saldırılarda yaklaşık 60 kişinin öldürüldüğünü, birçok masum köylünün tutuklandığını, kadın ve kızlara tecavüz edildiğini, 200 kadın, 6 erkek ve 5 çocuğun da kayıp olduğunu iddia ediyorlar. İnsan hakları örgütleri, Rohingya Müslümanlarının yaşadığı Ducharidan köyüne yapılan saldırıda yüzlerce kişinin de korkudan kaçarak bölgeyi terk etmek durumunda kaldığını bildirdiler. Şu anda, 340 barınak ve 4000 kişinin yaşadığı yerleşim alanı tamamen boşalmış durumda. Köy, yetkililer tarafından "yasak bölge" ilan edildi ve dışarıdan gelen gözlemcilerin, gazetecilerin ve Rohingyaların köye girişleri yasaklandı.
İddialara göre olaylar Duchiradan köyü yöneticisi Aung Zan Phyu tarafından sekiz Rohingyalı'nın öldürülmesiyle başladı. Köylülerin bu olaya şahit olması nedeniyle, suçu gizlemek isteyen köy yöneticisi, köylüleri tutuklamaya çalıştı ve üzerlerine ateş açtı. Ayrıca olaylar sırasında köydeki genç kızlardan birine tecavüz edildi. Bu gelişmeler sebebiyle bölgede gerilim daha da arttı ve olay yerindeki polislerden biri köylüler tarafından öldürüldü. Ardından da Arakan (Rakhine) eyaletine bağlı Maungdaw bölgesi yetkilileri, güvenlik güçlerinin köylüler üzerine ateş açması emrini verdi. Görgü tanıkları, yetkililerin ölen köylülerin cesetlerini saklamaya çalıştıklarını söylüyorlar. 22 Ocak günü gelen haberlerde ise Naypyidaw yönetiminin, Rohingya halkından olan 10 yaşın üzerindeki tüm erkekler için bir "yakalama emri" çıkarttığı bildiriliyor. Bunun da masum halka karşı yeni bir soykırım dalgasının habercisi olduğu endişesi giderek büyüyor.
1. Rohingya soykırımını durdurun. |
Dünyanın çeşitli yerlerinde Rohingya Müslümanlarının yaşadığı vahşetin anlaşılması için çeşitli gösteriler yapılmakta, yardım istenmektedir. Fakat yine de bu büyük zulmün çapı yeterince duyurulamamıştır. |
Ancak bu, Rohingyalara yönelik ilk katliam haberi değil. Rohingyaların esir alınarak insan ticaretinde kullanıldıkları, çeşitli işkencelere maruz kalarak öldürüldükleri, cesetlerinin kamyonlarla ormana taşındığı, parçalara ayrılarak kesilip oluk kenarlarına atıldığı, kadınlarına tecavüz edildiği ve öldürülmeden önce göğüslerinin kesildiğine dair tanıklar olduğu anlatılıyor.
Rohingya halkı korku içinde. Ancak kendilerini korumak adına yapabilecek hiçbir şeyleri yok. Ne sığınabilecekleri bir kurum ne vatandaşlık hakları ne de hukuki hakları var. Dünyaya seslerini duyurabilecekleri en sıradan bir teknolojik imkandan dahi yoksunlar.
Myanmar Hükümeti, BM İnsan Hakları Özel Raportörü Tomas Ojea Quintana'nın olayların araştırılması talebi üzerine tüm bu olayları yalanladı ve bir polis memuru dışında Rohingya halkından ölen hiç kimse olmadığını belirtti. Arakan (Rakhine) Eyaleti Başbakanı Hla Maung Tin ise, dünya medyasını "karalama kampanyası" yürütmekle suçladı. Tabii burada şunu tekrar hatırlatmak gerekir ki, Rohingyaların vatandaş olarak kabul edilmedikleri için nüfusa kayıtları zaten yok. Dolayısıyla ölseler de, ortadan kaybolsalar da, onların varlığını ya da yokluğunu ispat edecek resmi bir kayıt yok. Bu nedenle iddialar doğruysa, görgü tanıklarının ifadeleri ve cesetlerin varlığı, olayların ispatlanabilmesindeki en önemli deliller. Fakat yetkililerin katliamlara ilişkin delilleri hızlı bir şekilde yok ettiği ve bu sebeple de dünyanın, yaşanan bu olaylara ilişkin kanıtlardan habersiz kaldığı bildiriliyor.
Rohingya Müslümanları, uzun yıllardır büyük bir haksızlık, soykırım ve dram yaşamaktadırlar. Dünya liderlerinin bu konuya böylesine duyarsız kalmaları, insanlığın yüz yüze geldiği büyük felaketi gözler önüne sermektedir. |
Evet Müslüman Rohingya halkı çok zor durumda. Bu insanların kurtuluşu içinse öncelikle Birleşmiş Milletler'in harekete geçmesi ve Rohingya halkının tüm yaşama haklarını garanti altına alacak bir çalışma için gerekli adımları atması gerekiyor. Maungdaw bölgesindeki olayların daha da büyümesinin önlenmesi ve yapılan katliamların doğruluğunun tespit edilebilmesi için, deliller ortadan kaldırılmadan bir an önce uluslararası bir araştırma ekibinin gidip ülkede inceleme yürütmesi en acil konu. Ardından abluka altına alınan köyden çıkarılan halkın, barınaklarına geri dönebilmeleri ve orada onlara güvenli bir ortam oluşturulması için kalıcı çözümler alınması gerekiyor. İşkencelerin, tecavüzlerin, yağmalamaların, haksız tutuklamaların, cinayetlerin durdurulması; bu hukuksuz uygulamaları yapanlar hakkında gerekli sorgulamaların ve kanuni işlemlerin yapılması; ve uluslararası medyanın, yaşananları olay yerinde incelemesine imkan sağlanması, atılması gereken başlıca adımlar.
Ardından da Rohingya halkının güvenliğinin sağlanması amacıyla Arakan (Rakhine) bölgesine Birleşmiş Milletler Barış Gücü gönderilmesi de hayati önem taşıyor. Bunun ardından atılması gereken en önemli adım ise BM'nin, Rohingya halkına vatandaşlık hakkı sağlanıp koruma altına alınabilmeleri için gerekli girişimlerde bulunması. Ülkedeki diğer vatandaşlar gibi, eğitim, sağlık, ilaç ve tedavi imkanları gibi kamusal haklardan yararlanıp, tüm insani haklara sahip olabilmeleri için Myanmar hükümetiyle temasların kurulması gerekiyor.
Myanmar ve Bangladeş arasında sıkışıp kalan bu ülkesiz ve savunmasız halkın koruma altına alınması için gerekli adımları atmak elbette vicdan sahibi her insanın sorumluluğudur. Dünyada barışı, güvenliği, temel insan hakları ve özgürlükleri korumayı kendisine misyon edinmiş BM'nin ise bu konuda öncü olması ve hiç vakit kaybetmeden harekete geçmesi son derece önemlidir.
Sn. Adnan Oktar'ın bu makalesi, Harakah Daily gazetesinde yayınlanmıştır:
Yayınlanan Gazete Linki:
http://en.harakahdaily.net/index.php/articles/analysis-a-opinion/8418-a-cry-for-help-to-the-un-from-rohingya-of-myanmar.html
http://burmatimes.net/a-cry-for-help-to-the-u-n-from-rohingya-of-myanmar/
İngilizcesi:
http://www.harunyahya.com/en/Makaleler/179833/A-Cry-for-Help-to-the-UN-from-Rohingya-of-Myanmar
Türkçesi:
http://www.harunyahya.org/tr/Articles/179851/Rohingya-halkindan-Birlesmis-Milletlere-yardim-cigligi
Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve: |