Dünya tarihi boyunca birçok kavme peygamberler ve elçiler gönderilmiştir. Ancak Rabbimiz'in farklı dönemlerde farklı kavimlere gönderdiği elçilerin hepsi, özünde aynı dini tebliğ etmişlerdir. Onlar gönderildikleri kavimleri bir ve tek olarak Allah'a iman etmeye, putların önünde secde etmekten vazgeçmeye, sadece Allah'ı hoşnut etmek için yaşamaya, Allah'a güvenip sadece Allah'tan yardım dilemeye, Allah rızası için salih amellerde bulunmaya ve güzel ahlaklı olmaya çağırmışlardır. Peygamberlerin anlattıkları hak dinin inanç esasları her zaman aynı olmuş, ancak dönemin ve ortamın koşullarına göre uygulamalarda bazı farklılıklar bulunmuştur. Örneğin Hz. İsa, farklı bir din getirmemiştir. Geçmiş peygamberlere gönderilen de, Hz. Musa'ya, Hz. İsa'ya vahyedilen de, son peygamber olan Hz. Muhammed (sav)'e indirilen de aynı dindir. (Bu benzerlikle, Tevrat ve İncil'in Hz. Musa ve Hz. İsa'ya ilk gönderildikleri halleri kastedilmektedir. Çünkü Rabbimiz'in insanlara hidayet rehberi olarak gönderdiği bu iki İlahi Kitap vahyedilmelerinden sonra tahrif edilmiş, orijinal hallerinden uzaklaşmışlardır.) Nitekim Allah müminlerin bu dinler arasında hiçbir ayrılık gözetmemelerini bir ayette şöyle bildirmiştir:
De ki: "Biz Allah'a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve torunlarına indirilene, Musa'ya, İsa'ya ve peygamberlere Rablerinden verilenlere iman ettik. Onlardan hiçbiri arasında ayrılık gözetmeyiz. Ve biz O'na teslim olmuşlarız." (Al-i İmran Suresi, 84)
Bir diğer ayette ise şu şekilde bildirilmektedir:
O: "Dini dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin" diye dinden Nuh'a vasiyet ettiğini ve sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimizi sizin için de teşri' etti (bir şeriat kıldı). Senin kendilerini çağırdığın şey, müşriklere ağır geldi. Allah, dilediğini buna seçer ve içten kendisine yöneleni hidayete erdirir. (Şura Suresi, 13)
Rabbimiz, mübarek dinini zaman içinde birçok kavme göndermiş ve peygamberlik makamıyla şereflendirdiği elçileri aracılığıyla onları uyarmıştır. Hak dinin tebliğ edildiği her insan, Allah'ın elçileri aracılığıyla davet ettiği bu dine uymakla yükümlü tutulmuştur.
Allah'ın alemler üzerine seçip, örnek kıldığı elçilerin hayatları, yaşadıkları olaylar, karşılaştıkları zorluklar, giriştikleri büyük mücadeleler tüm insanlar için önemli mesajlar ve dersler içerir. Kuran'da, hayatıyla, mücadelesiyle, ahlakıyla insanlara örnek gösterilen peygamberlerden biri de Hz. İsa'dır.
Hz. İsa'nın doğumu, hayatı ve Allah Katına alınması hep mucizevi şekillerde gerçekleşmiş, bu mübarek insanın hayatı Kuran'da ayrıntılı olarak haber verilmiştir. Allah Kuran'da birçok peygamberin kıssalarını bizlere bildirmektedir. Ancak Hz. İsa çeşitli yönleriyle diğer peygamberlerden farklı bir konuma sahiptir. Allah'ın üstün ilimlerle desteklediği bu değerli kulu daha beşikteyken konuşmuş, dünyada kaldığı süre içerisinde çevresindeki insanlara büyük mucizeler göstermiştir. Onun bu özel durumunun diğer bir delili de, Allah Katına alınışı ve tekrar dünyaya gönderileceğine dair Kuran'da önemli işaretlerin olmasıdır.
...Onlar, sana indirilene, senden önce indirilenlere iman ederler ve ahirete de kesin bir bilgiyle inanırlar. (Bakara Suresi, 4)
Bu kitabın amacı Hz. İsa'nın hayatını ve mücadelesini, sahip olduğu üstün ahlak ve karakteri yakından tanımak, ilgili Kuran ayetleri ve Peygamber Efendimiz (sav)'in hadisleri ışığında bu kutlu insanın yeniden dünyaya dönüşünün müjdesini vermektir. Rabbimiz Kuran'da, Hz. İsa hakkında gelecek zamana (Kuran'ın indirilmesinden kıyamete kadar ki dönem) yönelik bazı önemli işaretler vermiş, Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) ise hadislerinde Hz. İsa hakkında çok önemli müjdeler bildirmiştir. Büyük İslam alimi Bediüzzaman Said Nursi'nin Hz. İsa'nın ikinci kez dünyaya gelişinin ardından yapacağı büyük mücadele hakkında verdiği değerli bilgiler ise tüm okuyanlara çok büyük bir müjde olup, şevk ve heyecanlarını artıracaktır. Tüm bunlar bir önceki sayfada da belirttiğimiz gibi, Hz. İsa'nın çok olağanüstü bir yaratılışla yaratıldığını, hayatının da mucizevi şekilde geliştiğini bizlere göstermektedir.
Bu kitabı okurken bir yandan Hz. İsa'nın Kuran ayetlerinde ve hadislerde aktarılan, mucizelerle dolu yaşamı hakkında bilgi sahibi olurken, bir yandan da çok özel bir zaman diliminde yaşadığımızı fark edeceğiz. Bu çalışmanın amaçlarından biri ise, Kuran ayetlerinde yer alan önemli bir mucizeye dikkat çekilmesinin yanı sıra Kuran'da pek çok vesileyle övülmüş olan mübarek elçisinin, Meryem oğlu Hz. İsa'nın yeryüzüne ikinci defa gönderilişine erişenlerden olabilmenin fiili bir duasını yapmaktır. Hiç unutmamak gerekir ki, Hz. İsa'nın gelişi tüm dünyayı etkileyecek olağanüstülükler taşıyan, mucizevi ve metafizik bir olaydır. İşte bu nedenle tüm iman sahiplerinin bir an önce harekete geçmeleri ve birlik içinde Hz. İsa'yı en güzel şekilde karşılamak için ellerindeki tüm imkanları seferber etmeleri gerekmektedir. Heyecanla, aşkla, şevkle yapılacak olan bu büyük hazırlık fiili bir dua olacak, bu hazırlığı yapmayanlar ise Hz. İsa yeryüzüne döndüğü zaman hiç şüphesiz çok büyük bir pişmanlık yaşayacaklardır. Tüm alametler bize göstermektedir ki: Hz. İsa'nın gelişi çok yakındır ve hazırlık yapmak için kaybedilecek zaman yoktur.